16.11.2021, 18:49

ADALET

Ülkelerin kalkınma ve gelişmesinin sağlanmasında adalet anlayışı önemli bir yeri sahiptir.

Yönetimde adalet şart, yargıda ise farzdır. Eğer buna uyulmazsa adaletin terazisi şaşmış ve toplumda güven sarsılmış, çöküş başlamış demektir. Yani her şeyin başı adalettir.

Hadis-i Şerifte “Adalet güzeldir fakat devlet büyüklerinde olsa daha da güzeldir” der.

Hem kişilerin vicdanında hem de özellikle yönetim anlayışında adil olunması şarttır.

Büyük Türk Hükümdarı Emir Timur; “Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir” demektedir.

Yine bir düşünür “Devletin hazinesi adalettir” der.

Böylece adaletin önemi ve yönetim anlayışındaki gerekliliği vurgulanmıştır.

Adalete dayanmayan bir düzen, üsttekilerin konumunu koruma adına alttakileri koyunlaştırmaya dayanır. Adaletin esas hedefi eşitliği sağlamaktır ve adalet yoksa orada ahlak anlayışı da yoktur. Eğer bu eşitlik sağlanamaz ve ahlak anlayışı da kaybolmuşsa, kalkınma ve gelişme değil aksine yerinde sayma, tek tip anlayış, düzensizlik ve neticede toplumda çözülme ve çöküş yerini alır.

Âdem’in en adaletli davrandığı Kabil ve Habil’den itibaren bu anlayış vardır aslında ve insan elbette birçok duygu ve düşüncesiyle yaşar.

Adalet duygusu ve anlayışı da bunlardan biridir ve öncelikle kişi vicdanında bu anlayışı yaşatmalıdır. Eğer kişi bunu kendinde başarmış olursa, toplumun her kesiminde ve ülke yönetim anlayışında da bu sağlanabilir.

Ne güzel ifade ediyor şair;

“Zulümkarlık dağıtır berbat eder ülkeni / Adalet saadetle abad eder ülkeni

Dünyaya fatih olmaz zulümkarlık rezalet / Yeryüzünün fatihi adalettir adalet.”

Düşünürler “Adaletin kuvvetli, kuvvetlinin de adil olması gerekir” ve “Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir” demektedir.

Eğer adalet terazisi şaşarsa, bu adil olmaktan çıkar ve zalimliğe dönüşür. Böyle bir anlayış da toplumda kabul görmez, tolumda huzur ve birliktelik yerine güvensizlik ve kargaşa meydana getirir. Sonuçta hiç beklenmeyen bir çöküşe vesile olabilir.

Bu nedenle adalet anlayışının hem insan vicdanlarında hem de toplumun bütün kademelerinde en sağlam şekliyle yerleştirilmesi şarttır.

Aksi halde ulu önder Atatürk’ün ifade ettiği gibi; “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.”

Devlet olarak varlığımızın devamı ve millet olarak birlik ve dirlik içerisinde güven duygusuyla huzurlu yaşayabilmemiz için adalet anlayışının hâkim kılınması gereklidir.

Yorumlar (0)