Çağatay edebi dilinin ve edebiyatının devreleri

Çağatay edebî dilinin ve edebiyatının devreleri


Çağatay edebî dilinin ve edebiyatının devreleri

Çağatay edebî dilinin devreleri konusunda da görüş birliği bulunmamaktadır. Başlıca görüşleri şöylece özetleyebiliriz:

Samoyloviç, XV. yüzyıldan başlayıp XX. yüzyıla kadar devam eden Orta Asya edebî dili için Çağatayca tâbirini kullanır ve bu yazı dilini dört devreye ayırır:

Karahanlı (Kâşgar) Türkçesi (XI-XIII. yüzyıllar),

Kıpçak-Oğuz Türkçesi (XIII-XIV. yüzyıllar),

Çağatay Türkçesi (XV-XIX. yüzyıllar),

Özbek Türkçesi (Özbekçe) (XX.yüzyıl).

  1. A. Şçerbak, Çağatay Türkçesini Özbek dilinin bir devri kabul ederek Özbekçeyi şu devrelere ayırır:


İlk devir (X-XIII. yüzyıllar). Bu devir müşterek devir olup Batı ve Güney Türkçesi unsurlarının dile girdiği devirdir.

İkinci devir (XIV-XVII. yüzyıllar).  Bu devir sun’î bir dil olarak kabul ettiği Çağatayca devridir.

Üçüncü devir (XVII-XVIII. yüzyıllar).  Bu devir Özbekçeye mahallî dil unsurlarının dahil olduğu devirdir.

  1. Eckmann da Orta Asya Türkçesini şu devrelere ayırır:


Karahanlı (Hakaniye) Türkçesi (XI-XIII. yüzyıllar),

Hârezm Türkçesi (XIV. yüzyıl)

Çağatayca (XV-XX. yüzyıllar). XX. yüzyılın başından itibaren Çağatay edebî dilinin yerini Özbek edebî dili alır

  1. Eckmann, Çağatay edebiyatını da üç devir halinde ele alır:


Klâsik devir öncesi (XIII-XV. yüzyıllar),

Klâsik devir (XV. yüzyılın ikinci yarısı ile XVI. yüzyıl)

Klâsik devir sonrası (XVI. yüzyıl başı ile XX. yüzyıl başı).

Fuad Köprülü’nün “Çağatay Edebiyatı” maddesindeki tasnifine uyarak Çağatay edebiyatını, dolayısıyla Çağatay şiirini beş devreye ayırıp incelemek yerinde olur, sanıyoruz.

İlk Çağatay devri (XIII-XIV. yüzyıllar)

Bu devir Çağatay edebî dilinin ve edebiyatının kuruluş devridir. Şüphesiz ki XV. yüzyılın ilk yarısından itibaren Horasan ve Mâverâünnehr’in kültür merkezlerinde önemli şairler yetiştiren bu edebî dilin bir teşekkül devresi bulunacaktı. Bu bakımdan “Çağatay Türkçesi” adını verdiğimiz bu Orta Asya edebî dilinin XIII. yüzyıl başından itibaren, yâni Moğol istilâsından hemen sonra teşekkül etmeğe başladığını kabul edebiliriz. XI-XII. yüzyıllarda bütün Orta Asya Türk topluluklarında müşterek edebî dil olan Karahanlı veya Hakaniye Türkçesi, Moğol istilâsının Orta Asya Türk dünyasında meydana getirdiği etnik, kültürel ve sosyal yapıdaki karışıklık sebebiyle tesirini ve birleştirici vasfını kaybetti.

Cengiz’in vefatından sonra (m.1227) muazzam imparatorluk toprakları çocukları arasında parçalandı. Horasan ve Mâverâünnehr bölgesi Cengiz’in ikinci oğlu olan Çağatay’ın idaresinde kaldı. Bu sahada kurulan Çağatay devleti, XV. yüzyılın başlarından itibaren Timurluların idaresinde siyaset ve kültür bakımından büyük bir varlık gösterdi. Başta merkez Semerkand olmak üzere Herat, Merv, Belh gibi şehirler önemli birer kültür merkezi haline geldi. Çağatay edebiyatı asıl bu merkezlerde gelişip güçlendi ve XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Nevâyî ile klâsik bir hal aldığı gibi doruk noktasına da yükseldi. XV. yüzyılın ikinci yarısında artık Semerkand’ın yerini Herat alacaktır.

Klâsik devrin başlangıcı (XV. yüzyılın ikinci yarısı)

Çağatay edebiyatının ikinci devresi klâsik öncesi devridir. Timur’un kurduğu muazzam imparatorluk, ölümünden sonra (m.1405) başlayan taht kavgaları sebebiyle zayıfladı, dağılmaya yüz tuttu. Horasan ve Hârezm dışındaki bazı topraklar fiilen imparatorluk idaresinden çıktı. Buna rağmen Semerkand ve Herat gibi merkezlerde huzur ve asayiş sürdüğü için, buralarda sanat ve edebiyat gelişmesine devam etti. Edebiyat halk arasında değil, Fars dilini ve edebiyatını iyi bilen, Farsça eser yazabilecek seviyede olan aristokrat zümre arasından gelişti. Bu zümre arasında millî dil ve edebiyatın rağbet bulması XIII. yüzyılda Letâfet-nâme yazarı Hocendî, Muhabbet-nâme yazarı Hârezmî gibi şairlerle başladı. Halk arasında ise Yesevî dervişleriyle Yesevî geleneği ve hikmet tarzı devam ettiriliyordu.

1381 yılında Timur tarafından zapt edilen Herat, önce Mîrânşâh’ın daha Şâhruh’un idaresinde gelişti ve Semerkand’dan sonra ikinci önemli merkez oldu. Mimarî eserler ve medreselerle süslenen Herat, önce devletin kültür merkezi, daha sonra da Hüseyn-i Baykara’nın saltanatı zamanında siyasî merkez haline getirildi.

Klâsik devirden önce eser vermiş, şiirleriyle Çağatay şiirinin teşekkülünü hazırlamış belli başlı şairlere geçmeden önce şu hususu belirtmeliyiz:

Bu devir şiirleri klâsik divan şiirinin ilk örnekleridir. Meydana getirilen divanlar, tertip bakımından klâsik devirdeki kadar gelişmiş değildir. Divanda yer alan şiirler daha ziyade münâcât, na’t, kaside, gazel, muhammes, tuyuğ ve müfredlerdir. Bazı divanlarda ise çoğu zaman gazel tarzındaki şiirler yar alır. Kullanılan vezinler genellikle aruzun remel, hezec ve rezec bahirlerinin yaygın olan ölçüleridir. Mesnevîlerin çoğu küçük hacimdedir. Bazıları ise mektup tarzında yazılmıştır. Bu devrin başlıca şahsiyetleri şunlardır:

Yorumlar (0)