Ertuğrul Özkök'e Yanıt: 'Troya içinde vurdular beni'

Ertuğrul Özkök'e Yanıt: “Troya içinde vurdular beni”


Ertuğrul Özkök'e Yanıt: “Troya içinde vurdular beni”

ÇANAKKALE İLİMİZİN ADI ÜZERİNE

- 19 Mart 2016 Cumartesi tarihli Hürriyet gazetesi’nin 23. sahifesinde eski başyazar Ertuğrul Özkök “Çanakkale’nin adı Troya Olmalı” başlıklı bir yazıyı yayımladı. Yazı aynen şöyle:

- Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Çanakkale Boğazı üzerine yapılacak ilk köprünün adının “Çanakkale 1915” olacağını açıkladı. Bence bu köprünün adı “Troya Köprüsü” olmalı “Troya 1915” de denebilir.

- Çanakkale’nin adı da değiştirilerek Troya yapılmalı ve Cumhuriyet, Ankara’dan sonra ikinci büyük şehrini burada kurmalı. Bu şehir çok hızlı trenlerle İstanbul ve İzmir’e bağlanmalı. Neden? Üç yıl önce yayınlanan “Yedi Büyük Günah” kitabımda bir Çanakkale senaryosu yazdım. Türkiye toprakları üzerinde küresel olarak bilinen isimler “Anadolu, Kapadokya, Efes” ve “Troya”dır.

- Çanakkale adının nereden geldiği bile tam olarak bilinmiyor. Çok yeni ve zorlama bir isim. Eski adı “Kale-i Sultaniye” idi. Yani Çanakkale diyoruz ama o savaş yapıldığında oranın adı Çanakkale değildi. Cumhuriyet döneminde ismini değiştirme kararının nasıl alındığı hakkında doğru dürüst bir bilgi de yok. “Orası çanak şeklinde olduğu için öyle dendi” diyen bile var.

- Batılılar Çanakkale savaşını “Gallipoli Savaşı” olarak biliyor. Buraya kurulacak yeni şehir Türkiye’nin ikinci İstanbul’u olabilir. Fiziki ve coğrafi konumu çok benziyor. Böylece İstanbul üzerindeki aşırı nüfus baskısı da azalır. Ve tabii bir günde bütün dünyanın adını ezbere bildiği bir şehir olur Çanakkale.

- Büyük düşünme zamanı ... 2023’e küresel bir Türkiye olarak gireceksek, büyük ve küresel düşünmeliyiz.

Deveye sormuşlar. “Boynun neden eğri”? “Nerem doğru ki?” diye cevap vermiş. Ertuğrul Özkök’ün yazısı da deve gibi her tarafı eğri bir yazı. Eğrilikleri madde madde gösterelim.

- Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım Çanakkale Boğazı’nın üzerine yapılacak köprünün “Çanakkale 2015” olacağını söylemiş. Ertuğrul Bey buna itiraz ediyor. “Sakın ha! Köprünün adı “Troya Köprüsü” veya “Troya 1915” olsun buyuruyor. Ancak. Türkçede “Troya” diye bir kelime yok. “Truva” diye bir kelime var, o da “Truva atı” ibaresinde geçiyor.

- Ertuğrul Bey hızını alamıyor, müstakbel köprü adından sonra Çanakkale ilimizin adının da “Troya” olarak değiştirilmesi gerektiğini buyuruyor. Çünkü oranın adı “Kale-i Sultaniye” imiş. “Savaş yapıldığında oranın adı Çanakkale değildi” buyuruyor ama Yeni Mecmua’nın Nüsha-i Fevkaladesi’nin 1915-1331 tarihinde yayımladığı 5-18 Mart ilavesinin adının niçin “Çanakkale” (özel sayısı) olduğu havada kalıyor? Demek ki savaş yapıldığı zaman orasının adı Çanakkale imiş. Bu isim “Çok yeni ve zorlama bir isim” de değilmiş.

- Ertuğrul Bey “Çanakkale’nin adının nereden geldiği tam olarak bilinmiyor” buyuruyor. Bu da yanlış. Türk Dil Kurumu’a telefon etse idi, oradaki uzmanlardan birisinden doğru cevabı alacaktı. Çünkü Türk Dil Kurumu’nun eski başkanlarından merhum Hocamız Hasan Eren’in “Çanakkale” yer adı hakkında değerli bir araştırması var. Hocanın bu araştırması “Türk Dili” dergisinin 1994’te yayımlanan 507. sayısının 171.-178. sahifelerinde yayımlanmış. Sonra bu yazı hocanın Ankara’da 2010 yılında yayımlanan “Yer Adlarımızın Dili” adlı kitabının 47.-54. sahifeleri arasında da yayımlanmış.

- Hasan Eren hoca “Fatih Sultan Mehmed Gelibolu’nun altında Kilîdü’l-Bahr ve Sultaniye adlı iki kale yaptırdığını, Evliyâ Çelebi’nin ise buraya “kaleleri, burç ve baruları şeddadî olup beyaz kuğu gibi nümâyendedir” dediğini zikrediyor. Yani Sultaniye’ye halkın “Akkale” dediği Evliyâ Çelebi tarafından tespit edilmiş oluyor. Hasan Eren hoca devam ediyor: Çanakkale ilinin Biga ilçesinin “Çan Pazarı” köyünden/bucağından bahsederek aynı ilçedeki “Çan Tepe” ve “Çan Çavuş” muhtarlıklarını zikrediyor. Ak Kale’nin Çan ilçesine bağlı olduğu da bilindiğine göre kelimenin “Çan Akkalesi > Çanakkalesi şeklinden -si iyelik ekinin düşmesi ile Çanakkale > Çanak Kale” şeklinde geliştiği anlaşılıyor hükmünü veriyor. Böylece Ertuğrul Bey’in “Cumhuriyet döneminde ismini değiştirme kararının nasıl alındığı hakkında doğru dürüst bir bilgi de yok” hükmü de tarihe karışmış oluyor.

- Ertuğrul Bey'e bir kaç sorum var:

“Çanakkale içinde vurdular beni” mısraı ile başlayan türküyü bundan sonra “Troya içinde vurdular beni” diye mi yoksa “Truva içinde vurdular beni” diye mi söyleyeceğiz?

- “Çanakkale Boğazı” yerine “Troya Boğazı” mı yoksa “Truva Boğazı” mı diyeceğiz.

- “Çanakkale geçilmez” ibaresini “Troya geçilmez” mi yoksa “Truva geçilmez” şeklinde mi dile getireceğiz. Ya elin oğlu “Biz orada tahtadan bir at yapmış ve bu at ile geçmiştik” derse, ne cevap vereceğiz?

- Son sorum da şu. “Türk milletine Çanakkale adını unutturmak için bu kadar gayret etmek neden? Yoksa birileri mi bunu böyle yaz” diye istedi.

- Biz Çanakkale ilimizin Türkçe adını rumcalaştırarak büyük düşünmüş olacağız. Yunanistan rumları ise bunun tam tersini yapıyorlar. Şöyle ki: Yunanistan’ın Pire şehrinin birisi büyük, diğeri küçük iki limanı yüzyıllardır “Paşa limanı” ve “Türk limanı” adları ile Türkçe söylenirdi. Yunanlılar bu Türkçe isimleri değiştirerek Rumcaya çevirdiler. “Paşa limanı” yerine “Marina Zeas”, “Türk limanı” yerine “Mikrolimano” diyorlar. Rumlar büyük düşünemiyorlar mı? Yoksa 2023’e küresel bir Yunanistan olarak girmek istemiyorlar mı?

Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA

Yorumlar (0)