ÖZKEY, ÖZKEYLİK-İLDENİZ TURAN YAZDI

ÖZKEY, ÖZKEYLİK


İLDENİZ TURAN

“Türkçede kullanılan bir sözün kökenini, bir söz Türkçe kökenli değilse Türkçesini araştırmak.”
“Türklerin bir kavram (mefhum), bir tüşünük için kullandıkları sözün Türkçesi, Türkçe karşılığı, Türkçe kökenli olup olmadığı.”
Bu iki söylem (cümle), kimilerine göre saçma, gereksiz.
Kimilerine göre de: “Kullanılan sözlerin kaynağı, kökeni bilinmeli.”
Bence bilinmeli! Başka dillerde ayrı kavramları o dilin kök ile ekleriyle karşılayan bir sözün karşılığı Türkçede Türkçe sözle, sözlerle var mı, yok mu? Yoksa, neden yok? Eskiden Türkçe kökenli karşılığı var mıydı? Vardı, ise neden Türkçesi unutuldu?
Hangi inanç, ülkü, saplantı, kaygı, korku, çıkar ilişkileri bir kimsenin, bu elin (halkın) kendi öz dilindeki özgün sözlerini bırakıp başka bir elin sözlerini, kişi adlarını kullanmasına yol açtı? Bölünmesine, kökünden, uruktaşlarından kopmasına.. bir dönem sonra melezleşip, bozulup yok olmasına, savrulmasına yol açtı?
Bütün bu soruların yanıtları araştırılmalı, belirlenmeli, bilinmelidir.
Araştırıyorum. En eski Türkçe kollarından başlayarak. Eski - çağdaş Türkçe kollarının söz varlığını ayrı ayrı yazarak. Alıntı sözlerle Türkçe kökenli sözleri iki ayrı bölümde yazıp belirleyerek.

VEFA, SADAKAT; VEFAKÂR, SADIK

Eski Türkçe kolları ile çağdaş Türkçe kollarının yüzde doksan beşinde bu sözlerin Türkçe kökenli karşılığı yok.
Arapça “ahlak”, Farsça “(iyi) huy” anlamındaki Türkçe “kılık”, “kılınç” ile “erdem” sözleri Eski Uygur Türkçesi belgelerinde “sözün gelişi içinde” bu kavramı karşılıyor. Ancak, okuduğum Eski Uygur kaynakları içerisinde salt “vefa”, “sadık” anlamında ayrıca kullanılmış bir söz görmedim.
Bu sözün doğrudan, salt karşılığını yalnız Karahanlı Türkçesinde yazılan aşağıdaki kaynakta gördüm.

KUTADGU BİLİG

özkey (neteg.) = Sadık, vefalı, vefakâr.

özkey: 2237, 2571, 2767
özkey bolmaḳ: 2767.

Kutadgu Bilig’de “ÖZKEY” sözü üç koşada (beyitte), dört kez kullanılmış:

tapuġsaḳ ne özkey yime eymenük
emânet bile bolsa köñli süzük.
[Hizmete hazır, vefalı, emanete karşı titiz
Bir de temiz gönüllü olmalı.] - 2237. koşa.

tapuġsaḳ (neteg.) = Hizmet eden.
yime (bel.) = Yine. Hep. Dahi.
eymenük (neteg.) = Çekingen.
bile (bel.) (I) = Birlikte.
bile (bağlaç) (II) = İle.
bolsa (şart kipi çekimi) = Olsa. İse.
köñli (ad) = Gönül, istek, dilek.
süzük (neteg.) = Arı, arıg (temiz), yunuk, yunug,

tapuġsaḳ bir özkey baġırsaḳ ḳulı
bekütür yarı künde beglik ulı.

[İçten, gönülden hizmet eden özkey (sadık), merhametli kulu
Berkitir, gün geçtikçe beğliğin uulu (temeli).] - 2571. koşa.

baġırsaḳ (neteg.) = Merhametli.
ḳulı (yükleme ad çekimi) = Kulu, kölesi.
beḳütür (gen. zam. eyl. çek.) = Berkitir.
yarı (neteg.) = Yarı.
künde (bulunma ad çekimi) = Günde.
beglik (durum adı) = Beğlik, yöneticilik.
ulı (yükleme ad çekimi) = Uulu (temeli).
---≡ --- ---
bağırsaḳ tapuġçı kör özkey bolur
bu özkey tapuġçı begin bay ḳılur.

[merhametli yumuşçu, bak, özkey olur
Bu özkey yumuşçu beğini bay kılar.] - 2767. koşa.

tapuġçı (işkolu adı) = Yumuşçu, işçi, hizmetçi.
kör (buyruk) = Bak.
bolur (gen. zam. eyl. çek.) = Olur.
bu (gösterme almaşı) = Bu.
begin (yükleme ad çekimi) = Beğini.
Beg = Beğ, yönetici.
bay (neteg.) = Bay (zengin), varlı, varsıl.
ḳılur (gen. zam. eyl. çek.) = Eder, yapar, eyler, kılar.
---≡ --- ---
ANLAM BİLGİSİ, ANLAM BİLİM (İLM-İ MAÂNÎ, SEMANTİK):

Özkey (sadık, vefalı, vefakâr) sözünün Karahanlı Türkçesinde Türkçe kökenli anlamdaşını bulunamadı.
Eski, Çağdaş başka Türkçe kollarında da Türkçe kökenli anlamdaşını bulunamadı.
Doğrudan, salt bu anlamda kullanılan Türkçe kökenli “Yakın anlamlısı”, “karşıt anlamlısı” bulunamadı.
Kutadgu Bilig’de yok, ancak “özkey” sözünden şu sözler kullanılacaktır.

özkey (varlık neteg.) = Vefalı, sadık.
özkeylilik (varlık neteg. durum adı) = Vefalılık, sadakat.
özkeysiz (yokluk neteg.) = Dönek, vefasız, bi-vefa, sadakatsiz.
özkeysizlik (yokluk neteg. durum adı) = Döneklik, vefasızlık, sadakatsizlik.
---≡ --- ---
BİÇİM BİLGİSİ (İLM-İ SARF, MORFOLOJİ):

“özkey” sözünün kökü “öz”, eki: “+kay / +key” ekidir.

KÖKTEŞLERİ:
“özkey” SÖZÜNÜN KÖKTEŞLERİ:

öz (ad; inanış) (I) = ruh (Arapça), can (Farsça)
öz (dönüşlülük almaşı) (II) = Kendi, öz.
öze (bel.) = Üstünde. Üzerine (hakkında).
özele (bel.) = Üstünde. Üzerine (hakkında).
özelmek (durum eyl.) = Acı çekmek.
özlemek (nesneli durum eyl.) = Benimsemek.
öznemek (durum eyl.) = Karşı koymak.

“öz” sözünden türemiş yüzün üstünde söz vardır.

EKTEŞLERİ:
“özkey” SÖZÜNÜN EKTEŞLERİ:

küçkey (neteg.) = Zalim, zorba, acımasız.
---≡ --- ---
SÖZ KÖK BİLGİSİ, KÖKEN BİLİM ((İLM-İ İŞTİKAK, ETİMOLOJİ):

“öz” sözü Eski Uygur Türkçesi ile Köktürkçe kullanılmış bir sözdür.
“özkey” sözünün Kutadgu Bilig dışındaki bir kaynakta kullanılmadığını sanıyoruz.

“+KAY / +KEY” eki geniş zaman eki olarak kullanıldığı gibi, adlardan neteglik (sıfat) yapım eki olarak da kullanılmaktadır.
---≡ --- ---
SONUÇ:

“özkey” sözü yukarıda verdiğimiz türemeleri ile birlikte Arapça “sadık”, “vefa” sözü ile kavramını, tüşünüğünü Türkçe olarak karşılayabilecek bir kılık bilim (ahlakiyat) adalgasıdır, bilim sözüdür.
Dilimizdeki Türkçe söz oranını yükseltmek için kökü ile, eki ile uygun, bir kez öğretildikten sonra bellenebilecek bir seçenek sözdür.

DİLCİLER, ÖYKÜCÜLER, YIRCILAR, ÖĞRETMENLER, YARGICILAR, SUBAYLAR, İNANÇ KILAVUZLARI, İŞÇİLER, SEVGİLİLER İÇİN, KISACA “BÜTÜN KİŞİLER İÇİN DÜŞÜNCE ALANI, DİLEK, DUYGU, İLETİŞİM” İÇİN GEREKLİLİKLERİ SUNAN KİMSELERDİR.
YIRCILAR, ÖYKÜCÜLER, ÖĞRETMENLER DE “ÖZKEY” SÖZÜNÜ ONAYIP KULLANIRLARSA, BU SÖZ TÜRKİYE’DEN BAŞLAYARAK, AYRI YOLLARLA ÖZGE TÜRK TOPLULUKLARINDA DA KULLANILACAKTIR..

Yorumlar (0)