SÖZ DİZİMİ ÇÖZÜMLEMESİ NİÇİN YAPILIR? 

SÖZ DİZİMİ ÇÖZÜMLEMESİ NİÇİN YAPILIR? 

1. Nitelenmiş veya ilişkilendirilmiş varlık ve eylem adları olan söz öbeklerini belirlemek. Başka bir ifade ile, söz öbekleri, varlığın nitelendirildiği yapılardır. Varlığın ilişkilendirilerek mi yoksa nitelendirilerek mi tanımlandığı, bir kişi veya toplumun bilgilenme yollarını ve ruhsal durumunu kavramakta çok önemlidir. 

2. Nitelenmiş veya açıklanmış olay olan cümleleri belirlemek. Başka bir ifade ile, cümleler, olayların nitelendirildiği yapılardır. ‘Var oluş’ olayı, ad cümlesi; yapma veya olma bildiren eylemler, eylem cümlesini ortaya koyar. Bilindiği gibi, kişiler ve toplumlar dillerinden yakalanırlar. Bir kişi veya toplumun dil kullanım özellikleri, onun kendi özelliklerini ortaya koyar. 

3. Bir dilin söz diziminde görülen belli başlı değişmeleri ortaya koymak. Dil değişmeleri, bilindiği gibi, sesten cümleye kadar bir dilin bütün birimlerinde söz konusu olabilir. İşte bu dil değişmelerinin bir bölümü sözlük birimlerinde görülürken, bir bölümü de dil bilgisinde görülmektedir. Dil bilgisel değişim, dil bilgisi birimleri kadar, bu birimlerin yapı ve anlam kurallarında da gerçekleşebilir. Bu değişmeler, söz dizimi değişmeleri (syntactic change)  olarak bilinir. 

Türk dili tarihinde de birçok değişikliğin gerçekleştiğini görüyoruz. Eski ve yeni Türk yazı dillerinde, sesten cümleye kadar pek çok değişiklik görülmektedir. Bu değişiklikler yanında, az da olsa, dil bilgisi kurallarında da bazı değişikliklerin gerçekleştiği görülür.

Türkçenin ilk yazılı metinlerinden bugüne kadar geçen sürede yaşadığı belli başlı söz dizimi değişmeleri şunlardır: 

  • 1.  Sayı öbeğinin ortaya çıkışı: üç yigirmi > on artukı yedi > onyedi.;
  • 2.  Sona gelen ünlemin başa alınması: Sen kélsen ya! > Sen gelsene! > Hey, sen gel!;
  • 3.  Zamirlerin kişi eki halini alması: ölür min > ölürüm.;
  • 4.  Unvanların başa alınması: Ahmet Bey > Bay Ahmet, Sayın Ahmet;
  • 5. Eklenme yönünde bazı değişmeler, zarfların edatlaşması ve yardımcı eylemlerin ortaya çıkması ve bazılarının ekleşmesi: tak-ı > dahi, kip-i > gibi, il-e > ile, kör-e > göre.
  • 6.  Komşu dillerden ki’li birleşik cümle yapılarının alınması ve böylece de cümle başı edatlarının ortaya çıkışı. 

Böylece sözlükteki alıntı veya dil türetme kurallarının dışında kalan yanlış örneksemeler gibi yanlış biçimlenmeleri açıklamak. Asıl ve bağlı biçim birimlerinin düzensiz kullanımlarına, değişik biçimlenme (suppletion) denir. Genel bir kuralla biçim birimleri arasında ilişki kurmanın mümkün olmadığı durumları anlatır. Değişik biçimlenme, bir diziyi tamamlamak için ilişkisiz ve farklı bir kök içeren biçimlerin dil bilgisindeki kullanımlarıdır. 

Bugün Türkiye Türkçesinde, zamir çekimlerinde, bildirme çekiminde, geniş zaman çekiminde ve yeterlilik-yetersizlik ifadeleri arasında, çok açık bir değişik biçimlenme söz konusudur: 


1.  Zamir çekiminde: ben, beni, bende, benden; fakat bana; 
2.  Bildirme çekiminde: öğretmen (irür)im, öğretmen(irür)sin; fakat öğretmen(turur)’dir;
3.  Geniş zaman çekiminde: gülme(r)sin > gülmezsin, gülme(r)siniz > gülmezsiniz;  fakat gülme(r)yiz > gülmeyiz,  gülme(r)em > gülmem;
4.  Yeterlilik-yetersizlik ifadesinde: gülebil-; fakat güleme-, yapabil-; fakat yapama- vb. 
Değişik biçimlenme, dilin her düzleminde ortaya çıkabi-lir: açıg > acı ‘acı’; fakat aç-ı > açı ‘açı’; kara ve siyah sözleri, aynı anlam alanında, anlamca değişik biçimlenme sergilerler. Türkçenin onluk sayı adları da, yapımlık bir değişik biçimlenme ilişkisi içindedi

Yorumlar (0)