Tartışma büyüdü 1: Bayram sözcüğü Türkçe mi, Farsça mı, Soğdca mı?

Tartışma büyüdü 1: Bayram sözcüğü Türkçe mi, Farsça mı, Soğdca mı?

PROF. DR. OSMAN FİKRİ SERTKAYA


BAYRAM MESAJI ve BAYRAM KELİMESİ ÜZERİNE
Bayram kelimesi insanların neşelendiği, sevindiği, coştuğu duygu larının tezahürünü gösterir. Bizim bayramlarımız dinî ve millî bayramlar olarak ikiye ayrılır. Çocukluğumuzun en güzel günleri bayram günleri idi. Hepimizin kim bilir ne güzel bayram anıları vardır.


Bugün 24 Mayıs 2020 Pazar günü. Dinî bayramlarımızdan Ramazan Bayramı / Şeker Bayramının ilk günü. Ben Türk dünyasındaki vatandaşlarımın, soydaşlarımın, kandaşlarımın mübarek Ramazan bayramını kutluyor, Gelecek günlerinin öncelikle SAĞLIKLI olmasını diliyorum. Yollarını güzellikler süslesin. Ancak müslüman Türk dünyasının bu yılki bayramı buruk geçirdiğini de vurgulamalıyım. Çünkü Korona virüsü ile ilgili kısıtlamalar, hastalık dolayısıyla vukuu bulan ölümler büyük üzüntü veriyor.



En eski yazılı kaynaklarımız olan Göktürk ve Uygur metinlerinde “bayram” mefhumunu ifade eden Türkçe bir kelime bu güne kadar tespit edilememiştir. Bayram mefhumunu karşılamak üzere Sanskritçe, Sogdça > Farsça, Arapça gibi dillerden Türkçeye giren kelimeler de Türk dilinin kuralları içerisinde yoğurularak Türkçeleşmişlerdir.

Bunları sıra ile görelim.
Sanskritçe: Eski Uygur Türkçesi metinlerinde karşımıza Uygur takviminin ilk ayının adı olan aram ay “bayram ayı” ibaresi çıkıyor. Bu aydan önceki on ikinci ayın Eski Uygur Türkçesi metinlerindeki karşılığı ise “oruç ayı” anlamına gelen çakşapat ay ~ çahşapat ay ~ çakşaput ay ~ çahşaput ay şekilleridir. Çakşapat kelimesinin kökü Sanskritçe şikşâpada kelimesine dayanıyor. Aram kelimesinin kökü de Skr. râma kelimesine dayanıyor. Sanskritçe kelime Türkçeye geçerken, Türkçede artikel olmadığı için, sonundaki -a artikel eki düşüyor ve kelime râm şeklini alıyor. Ancak Türkçede r- ünsüzü ile kelime başlamadığı için a- ünlüsünü ön ses olarak alıp aram şeklinde Türkçeleşiyor. Metinlerde de aram ay “bayram ayı” şeklinde kullanılıyor.
Sogdça: Mefhumun Sogdçası patrâm, Sogdçadan Farsçaya geçen şekli ise padrâm’dır. Bu kelime Kâşgarlı Mahmud tarafından Dîvânü Lugati’t-Türk’e pek muhtemel ki Farsçadaki badram şeklinden aynen alınmıştır.

Oğuz Türkleri ise kelime ortasındaki -d- (-ḏ-), ünsüzünü -y-’ye çevirdikleri için kelimenin Türkçeleşmesi bayram şeklinde olmuş ve kelime Türkçede bin yıldan beri bu şekliyle Türkçede kullanılmıştır. Bu konuda Kâşgarlı Mahmud DLT’te şu bilgileri vermektedir. (Ahmet B. Ercilasun-Ziyat Akkoyunlu, Kâşgarlı Mahmud. Dîvânu Lugâti’t-Türk. Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin, Ankara, 2014).
s. 569 baḍram halk arasında sevinç ve gülüşme. Sevinç ve piknik, eğlence. 136/118, 243/211, 522/542 > bayram.


s. 211 baḍram halk arasında sevinç ve gülüşme. Bir yer çiçek ve tomurcuklarla süslenmişse oraya baḍram yir denir, yani gezinti yeridir. Bunun aslının ne olduğunu bilmiyorum; çünkü bunu Farsların ağzından duydum. Ancak Oğuzlar bayram gününü bayram diye adlandırırlar; o da sevinç ve gezme günüdür. Onların âdeti üzre, zel harfi (ḍ), ye’ye dönüşmüştür. Bu, kurala göre tam da doğru bir kelimedir.


s. 422 bayram. bayram. Oğuzcadır. Sanıyorum ki bu insanların “sevinç ve piknik” için kullandıkları baḍram sözünden dönüştürül müştür. Bayram günü sevinç günüdür; cahiliye devrinde bayram günü yoktu ki onun adı olsun. Olsa idi bütün Türkler onu bilirdi; (fakat) bunu bilmiyorlar. Ancak lehçelerine uygun olarak zel’i (v’yi) ye’ye dönüştürenler biliyorlar. 


s. 118 badram kıl- “Bayram etmek, bayram yapmak”
yigitlerig işletü / yıgaç yimiş ırgatu
kulan keyik awlatu / baḍram kılıp awnalım 
Güney Sibirya lehçelerinden Hakas Türkçesi’nde kelimenin p- ünsüzü ile payram şeklinde kullanılması Sogdçanın tesiri değil, Sibirya Türk lehçelerindeki ünsüz sertleşmesi veya sadasızlaşması yüzündendir. Kırgız-Kazak Türkçelerindeki mayram şekli ise dudak ünsüzü b’nin nazallaşarak m olması dolayısıyladır.
Arapça: Bayram kelimesi Arapçada عید ayın-ye-dal ile îd, ıyd şekillerinde geçer. Ali Nihâd Tarlan hocamızın derslerinde Fuzuli’den verdiği aşağıdaki örnek şaheserdir.


Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem ıyd üçün
Dem-be-dem sâat-be-sâat men senün kurbânınam
Arapça îd, ıyd kelimesi Türkçeleşip ayt, hayt, hayıt şekilerini de almıştır. Ünlü Kırgız yazarı Cengiz Bey’in soyadı Ayt-mat-ov ( Bayram Muhammed Oğlu) kelimesinde bu Bayram karşılığında Ayt kelimesinin kullanıldığı görülmektedir. Ünlü Özbek bilgini Baymirza Beyin soyadı Hayıt idi. Çinliler tarafından hapse atılan Uygur müzisyenin adı Abdurehim Hayit dir. Mehmet Erkan’ın bilmece sorusunu cevaplandırdığımı zannediyorum.

SUAT ÖZER 25.05.2020
Değerli hocam, Tuncer Gülensoy hocamız bayram sözcüğünün Türkçe olduğunu düşünüyor.  Saygı ve sevgiler...
 
OSMAN FİKRİ SERTKAYA 25.05.2020
Suat Özer Ķâşgarlı Mahmud ise 1000 yıĺ önce ben bu kelimeyi Farslardan duydum diye söylüyor.

SUAT ÖZER 25.05.2020
Yanıtınız için sağ olunuz. Bir neni daha önce söylemiş olmak onu "kesin doğru" yapmaz. Kaşgarlı'nın da yanlış yapabileceği, günümüz dil bilimcileri kadar derin köken bilimsel bilgiye sahip olmadığı gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. Sevgiler,  saygılar hocam.

ALE DADASHİ 25.05.2020
Suat Özer zatan an aski turkce sozcukler bugunku fascada bulunur. Ben "Bayram" sozun turkce bilirem. Kokeninde turkcede olan "Bay, Bey" bilirem. "Bay" sozu turkcede cok onemli kokenlerden sayilir. Choklu sozcukler bu kokden torenmis.  "Bay" koku her hanki sozcuk de gelirse, orda zanginnik annami var. Ornekleri "Bayram, Bahar, Baiz (paiz), Bazanmak, Bahali, Baylik (shehr annaminda), bayrak, bayilmak,...".Fascada olan "Bazm" Bayram annaminda, haman bu kokdendir. Fascada olan "Bozorg" turkcede olan "Buyuk" aski formudur.

RIDVAN ÖZTÜRK 25.05.2020
Sayın hocam, bayramınız kutlu olsun. Kafama takılan şu soruyu da bu arada sormak isterim: Alıntı kelimelerde badram örneğinden başka -d->-z->-y- değişimi görülen başka bir örnek var mı?

OSMAN FİKRİ SERTKAYA 25.05.2020
Rıdvancığım edgü ) ezgü ) eygü ve benzeri kelimelerdeki ses değişmeleriniın uygulandığını düşünmeliyiz. Aranırsa başka örnekler de bulunabilir.

TİMUR KOCAOĞLU 25.05.2020
Osman Fikri Sertkaya Bilgem, senin bu yazın Bayram dolayısıyla kaleme alınmış, bir bayramlık söyleşi yazısıdır. Ancak bu konuda çok sayıdaki Türkoloğun dediklerini gözardı  ederek, kendince bu Soğudcadan alınmadır diye tek bir Clauson'a takılıp kalmışsın. Oysa Sevortyan, Doerfer, Gülensoy, Stachowski gibi Türkologların bu konudaki görüşlerine  de  gönderme yapmadan "soğudcadandır" diye kestirip atıyorsun! Sonra bu aşağıdaki yargıların hiç bir zaman bilimsel bir görüş değildir:
"En eski yazılı kaynaklarımız olan Göktürk ve Uygur metinlerinde “bayram” mefhumunu ifade eden Türkçe bir kelime bu güne  kadar tespit edilememiştir." Bir sözcüğün Göktürk ve Uygur dönemi eserlerde geçmemiş olması onun Türkçe olmadığını göstermez!
İkinci olarak da Kaşgarlı'nın aşağıdaki ifadesini yanlış yorumluyorsun:
Kaşgarlı: "baḍram halk arasında sevinç ve gülüşme. Bir yer çiçek ve tomurcuklarla süslenmişse oraya baḍram yir denir, yani gezinti yeridir. Bunun aslının ne olduğunu bilmiyorum; çünkü bunu Farsların ağzından duydum. Ancak Oğuzlar bayram gününü bayram diye adlandırırlar; o da sevinç ve gezme günüdür. Onların âdeti üzre, zel harfi (ḍ), ye’ye dönüşmüştür. Bu, kurala göre tam da doğru bir kelimedir."
Kaşgarlı'nın onu Farslardan da duymuş olması, o sözün Farça olduğunu göstermez, Farslarda da kullanıldığını gösterir yalnızca. Neyse yazın bir bayramlık şeker olduğu için tatlıdır  da, yalnız vardığın etimolojik sonucun kanıtlanmamış bir varsayımdır, ona da "Bayramlık Varsayım" diyelim 
Bu arada, bayramını kutlar, sağlık esenlikler dilerim!

ALE DADASHİ 25.05.2020
Zatan an aski turkce sozcukler bugunku fascada bulunur. Ben "Bayram" sozun turkce bilirem. Kokeninde turkcede olan "Bay, Bey" bilirem. "Bay" sozu turkcede cok onemli kokenlerden  sayilir. Choklu sozcukler bu kokden torenmis. "Bay" koku her hanki sozcuk de gelirse,  zanginnik annami var. Ornekleri "Bayram, Bahar, Baiz (paiz), Bazanmak, Bahali, Baylik (shehr annaminda), bayrak, bayilmak,...". Fascada olan "Bazm" Bayram annaminda, haman bu kokdendir. Fascada olan "Bozorg" turkcede olan "Buyuk" aski formudur.

**********************************
**********************************
**********************************

OSMAN FİKRİ SERTKAYA 25.05.2020
BAYRAM KELİMESİ ÜZERİNE PROF. DR. TİMUR KOCAOĞLU’NA CEVAP
1. Sayın Prof. Dr. Timur Kocaoğlu benim Facebook’ta 24 Mayıs 2020, saat 02.55 itibarı ile yayına verdiğim “Bayram mesajı ve Bayram kelimesi üzerine” başlıklı yazımı değerlendirmiş. Değerlendirmelerini sıra ile yazıyorum.
A. Ancak bu konuda çok sayıdaki Türkoloğun dediklerini göz ardı ederek, kendince bu Soğutçadan alınmadır diye tek bir Clauson’a takılıp kalmışsın, oysa Sevortyan, Doerfer, Gülensoy, Stachowski gibi türkoloğların görüşlerine gönderme yapmadan “Soğutçadır” diye kestirip atıyorsun. (Ben, Clauson’a takılıp kalmamışım. Clauson kelimenin İrancadan Türkçeye girdiğini söylüyor. Ben “Sogdçadan Türkçeye girmiştir” diyorum. Kocaoğlu keşke Clauson’un sözlüğüne baksaydı. Ama ben bunu aşağıda genişçe yazacağım).
B. En eski yazılı kaynaklarımız olan Göktürk ve Uygur metinlerinde “bayram” mefhumunu ifade eden bir kelime bugüne kadar tespit edilememiştir” diyorsun. (Evet bu tarafımdan yapılan bir tespittir. Bu tespitim doğru değilse, doğru örneğin verilmesi gerekmiyor mu?).
C. “Kâşgarlı Mahmud’un ben bunu Farslardan duydum” demesi onun 1000 yıl önceki bir tespiti değil midir?
D. “Vardığım etimolojik sonuç kanıtlanmamış bir varsayım imiş”. En iyisi bu ithamları sırası ile cevaplayayım. Hem Timur bey faydalansın, hem de başkaları.
2. Hint-İran dillerinde bayram kelimesi:
Sanskritçe’de “bayram mefhumu” rāma kelimesi karşılanır. rāma’nın anlamı da “neş’e, huzur, mutluluk, sükûn”dur. rāma kelimesinin sonundaki -a ünlüsü Hintçede artikel ekidir. Kelime Sanskritçeden Türkçeye geçince bu -a eki düşer. Çünkü Türkçede Artikelin karşılığı yoktur. Böylece kelime Türkçede rām şeklini alır. Daha sonra Türkçede bayram şeklinde görülecek olan kelimenin ikinci hecesi olan ram bu kelimedir. Ancak Türkçede r- ünsüzü ile kelime de başlamadığı için rām kelimesi önüne a- protezini alarak aram şeklinde Türkçeleşir.
Kelime Göktürk metinlerinde görülmez. Eski Uygur Türkçesi metinlerine de çeviri metinler ile girer ve ram şeklinin yanında genellikle tarih kayıtlarında yıl adından sonra Türkçeleşmiş aram şekli ile kullanılır. aram ay “yılın ilk ayı demektir”. Örnekler: ram ay iki şık bugday, ikinti ay iki şık bugday. (Ch/U 7470 + Ch/U 6058, 4. satır); tavışgan yıl aram ay bir yangıka (USp 87/1); bu tavarnıng satıgı elig tas bözni aram ay içinde birür men (U 5264/4.-6. satırlar).
3. rāma kelimesi İrancada *pati-rāma şeklinde görülür. Anlamı “neş’e, huzur, mutluluk, sükûn”dur.
4. İranca *pati-rāma kelimesi Sogdçada pat-rām şeklinde kullanılmıştır. Anlamı “neş’e, huzur, mutluluk, sükûn”dur.
5. Sogdça pat-rām kelimesi Orta Farsçada paḏ-rām şeklinde kullanılmıştır. Anlamı “neş’e, huzur, mutluluk, sükûn”dur.
6. Bir başka Farsça açıklama da bezm “yiyip içme, konuşup eğlenme meclisi” kelimesinin Sanskritçeden gelen ram kelimesi ile birleşerek bezmrām şeklini almasıdır. Ancak üç ünsüz zmr bir arada telaffuz edilemediği için -m- ünsüzü düşer kelime bez-rām şeklini alır. (Sargon Erdem, “Bayram” (etimolojisi: Diyanet İslâm Ansiklopedisi, 5, 1992, s. 257-259).
7. Türkçeye Farsçadan geçen bez-rām > bazrām veya paḏ-rām > baḏrām kelimesi Türkçeleşmek için d > y değişmesine uğrayarak badrām > bayram şeklini alır. Artık bayram kelimesi Türkçedir. Bu yüzden de b > m değişmesi ile Türkçenin Oğuz kolunda bayram şeklini alır. (EDPT 308a).
Etimoloji sözlüklerinde bayram kelimesi:
8. Wilhelm Radloff kelimeyi R IV 1119’da Farsçadan Türkçeye giren bir kelime olarak kabul etmiştir. (Bk. Gerhard Doerfer, TMEN II, 813’deki bayram maddesinin sonu, s. 385).
9. Daha sonra Sir Gerard Clauson (1952) EDPT 308a’daki baḏram maddesinde kelimeyi F(remd) = Yabancı olarak gösterir. baḏram ‘merriment’ and the like, hence ‘a feast’. Clauson kelimeyi “No doupt an Iranian l.-w.” şeklinde “Hiç şüphesiz bir İranca alınçlama /veya/ hiç şüphesiz İrancadan bir alınçlama” tavsif etmiştir.
10. Gerhard Doerfer ise TMEN II 823 (s. 384-385)’de kelimenin Türkçeden Farsçaya geçtiğini söylüyor.
11. Gülensoy kelimeyi “batıra- > badra- > bayra- gibi hayali bir fiil kökünden -k ile bayra-k, -m ile bayra-m yapılmış olabilir” diye açıklıyor. Türkçe metinlerde bu güne kadar böyle bir fiil kökü tespit edilmemiş. Gülensoy’un bu açıklaması bir varsayım. Ben ise kelimeyi batur- fiilinden -ak eki ile batur-ak > batrak > badrak > bayrak olarak açıklıyorum. Benzer kelimem de sanç- fiilinden sanç-ak > sancak.
12. Gülensoy’un da hocası Hasan Eren Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (Ankara, 1999, s. 45a-b)’ndeki “bayram” maddesinde kelimenin kökeninin karışık olduğunu yazıyor. “Sevortyan kelimenin Orta Türkçe’de baḏram (ḏ harfi delta ile gösterilmiş) şeklinde geçmesini kelimenin Farsçadan gelme ihtimalini çürütmüştür” diyor. (Burada Sogdça ile Farsça karıştırılmış olmalı.)
13. Hülâsâ Badram kelimesi ise Türkçe kökenli olmayan yabancı bir kelimedir. Oğuz Türkçesinde d > y gelişmesi ile bayram şeklinde Türkçeleşmiştir. Bu Türkçeleşme Kıpçak lehçelerinde b- > m- değişmesi ile Kırgız Türkçesi’nde mayram, Kazak Türkçesi’nde meyrem, Güney Sibirya Türk Lehçelerinde ise b- > p- değişmesi ile Altay, Teleüt, Şor, Sagay, Koy, Kaça, Küerik payram, Baraba, Küerik lehçelerinde peyrem şekillerinde devam etmiştir. Olay budur.
14. Şimdi genel olarak birkaç hususu vurgulamalıyım. Bir dilci olarak bu güne kadar Türkçede üç cins kelime bulunduğunu gördüm.
A) Türkçe kelimeler.
B) Yabancı kökenli olup, Türkçeleşen kelimeler.
C) Taklidî (onomatophe) kelimeler.
15. Anneannem eğitimli, Kur’anı okuyan, ancak Latin harflerini bilmeyen bir Kerkük Türkmeni idi. Lahana yerine ilahana, limon yerine ilimon, raf yerine iraf, leğen yerine ileğençe gibi kelime telâffuz ettikçe ilk okul öğrencisi olan ben onu düzeltir “nene! lahana, limon, raf, leğence diyecen” derdim. Üniversitede öğrendim ki Türkçeyi doğru konuşan anneannem imiş.
16. Sonuç: Timur Beyin söyledikleri bana “teyzemin bıyıkları olsaydı, ona dayı derdim” sözünü hatırlatıyor.

GÜNAY KARAAĞAÇ 25.05.2020
(Üç Gülücük Emoji)

AHMET AKKAYA 25.05.2020
Bu tür bilimsel cevapların verilmesi beni çok mutlu etti hocam. Umarım bu tür yazılar Türk akademisinde artar. Selamlar, saygılar. Hayırlı bayramlar.
 
GÜNAY KARAAĞAÇ 25.05.2020
(Üç Gülücük Emoji)

ÇOBAN HIDIR HAYDAR ULUHAN 25.05.2020
Ağzınıza sağlık. Saygı hürmetlerimi sunarım

GÜNAY KARAAĞAÇ 25.05.2020
(Üç Gülücük Emoji)

İSMAİL YAĞCI 25.05.2020
Timur Hoca'dan atak bekliyoruz Teşekkürler hocam.

GÜNAY KARAAĞAÇ 25.05.2020
(Üç Gülücük Emoji)

SELMA KESKİN 25.05.2020
Harikasın!

GÜNAY KARAAĞAÇ 25.05.2020
Ben öyleyim; çünkü emekçiyim ve emeğin en büyük değer olduğuna inanırım. Yukarıdakilere  sadece gülümsüyorum! Bak böyle (Beş Gülücük Emoji)

GÜLTEKİN MEHMET 25.05.2020
İkna edici. Sağolun hocam.

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Osman Fikri Sertkaya Bilgem, bak şimdi oldu, önceki yazında başka Türkbilimcilerden ve kökenbilim (etimoloji) sözlüklerden  örnek vermeden, tek Clauson ile yetinip yazmıştın. Şimdi ise, benim sana "başkaların da bu konudaki görüşlerine yer vermemişsin!" uyarım üzerine bak şimdi sıraladın, kötü mü oldu, daha iyi oldu! Ancak yine de bir kişi daha unutmuşsun: Polonyalı Türkbilimci Stachowski! Onun şu sözlüğüne bakmak zahmetinde  bulunmamışsın: // Marek Stachowski, Kurzgefaßte etymologische Wörterbuch der türkischen Sprache, Varşova: 2019. Bu sözlükten habersiz olman mümkün değildir de, sen  zahmet etmemişsin ona bakmaya, dedim ya sende "Bayramlık Şeker" rahatlığı vardı. Ancak  senin bu Eski Altayca bir söz olan "Bayram" sözü için yayımlanmış olan Genel Altay Dillerinin  etimolojik sözlüklerinde "acaba bu bayram ile ilgili söz olabilir mi?" zahmeti bile duymamışsın, dedim ya sende "Bayramlık şeker rehavet"i olduğu için bu da usuna (aklına) gelivermemiş, ancak kardeşin Timur, öyle pabucu yarım bırakmaz, onun elinin  altında bütün dünya dillerinin etimolojik sözlükleri, Hint-Avrupa Dillerinin, Ayrıca İngilizcenin, Almancanın, Sanskritçenin, Dravid Dillerinin, onlar arasında Sümercenin 14 ciltlik etimoloji sözlüğü (sanırım sen bundan da habersizsindir), ayrıca Ural dilleri, Altay  dillerinin de etimolojik sözlükleri vardır. Ben hiç bir zaman bir sözün kökenbilgisine bu  saydığım bütün dünyadaki Hint-Avrupa Asya ve Afrika dillerinin şimdiye kadar  yayımlanmış en güvenirli sözlüklerine bakmadan "ahkam kesmem" (göbekten atmam)! Sen gerçekte, bütün dünya dillerinin etimolojik sözlüklerinin elimin altında olduğunu da aslında bilirsin, konuşmalarımız arasında sana söylemiştim, belki unutmuşsundur. Ancak gelelim işin en önemli "can alacak" noktasına, sen Türkçe olan bir söz için "Soğudça" ahkam keserken, hangi Altay dilleri sözlüğüne bakmadın, biliyor musun? Söyliyeyim mi onu? Hadi bu yazı çok uzadı, onu da bunun altındaki 2. kutuda sana yazacağım, bayram sözü için o sözlüğe bakmadığına artık pişman mı olacaksın, yüzün mü kızaracak bilmiyorum, onu sana bir aşağıdaki kutu yorumunda sana yazayım o sözlüğün adını, belki o zaman hatırlarsın? O  önemli Altay dilleri Etimoloji sözlüğü..... (biraz sabır et, sonra bir aşağıdaki kutuya bakıver Osman Sertkaya Bilgeciğim

İSMAİL YAĞCI 26.05.2020
Timur Hocam beni yanıltmadız, beklenen atağı yaptınız

AHMET KARAMAN 26.05.2020
Timur Kocaoğlu bilgem, Sandıklı Ağzı'nda bayra- eylemi güneşin yükselip çok etkili olduğu zamanlar için kullanılır. Örnek Güneş bayrâyō (bayrıyor), Güneş çok etkili anlamında. Bu anlamıyla bayrak sözcüğü ile ortak köke sahip diye düşünüyorum. Tartışmaya katkısı olabilir.

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Bakalım ağzını aça aça gülen Günay Karaağaç Bilgemiz de bir sonraki kutudaki etimolojik sözlüğün adını duyunca böyle gevrek gevrek gülebilecek mi?

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Osmancığım o sözlüğün adını yazmadan ve o sözlükte geçen tam da senin uyduruk etimolojisini yaptığın "bayram" ile madde başının maddesinin İnglizce metninin kopyasını burada vereceğim, artık sen onu Google Translate'te İngilizceden Türkçeye çevirerek  anlamaya çalışırsın! Ancak bu karede şunu söyliyeyim: Sen her zaman her yerde soyadın "Sertkaya"yı örnek göstrerek nice "sert" olduğunu ileri sürersin! Bunda çok haklısın, bana göre de sen gerçek bir "Sertkaya"sın günlük yaşamda da, Türkbilimde de! Seni bu yüzden severim ve sayarım, ancak bir şeyi burada da unutuyorsun, sen istediğince "Sert" bir "kaya" ol,  benim de soyadım ile değil, ilk adımla nice "Demir" olduğumu unutma, Demir'in eski Türk biçimi olan "Témur/Timur > Demir". Bilirsin "demir" en "sertkaya"yı bile ikiye böler, işte bir sonraki kutuda adını yazacağım ve o "bayram" ile ilgili maddebaşı açıklamasının orijinal İngilizcesini paylaşacağım pdf resmi görünce kardeşin Timur'un nasıl bir "demir" olduğunu  göreceksin, sonra o Karaağaç arkadaşına da söyle ağzını fazla açarak gülmesin onun ağzına da o sözlük madde başı açıklayan Eski Altaycabayram sözü kaçabilir (Yogalı Teşekkür Emoji)

JAZİRA KENTAULYQ 26.05.2020
Elinize sağlık Hocam, böyle bilimsel, yapıcı tenkitlere açız..

HİMMET CANSIZ 26.05.2020
Dilci hocaların tartışması ve öbür yorumları ilgiyle okuyorum (Pembe Yanaklı Tebessüm Emoji)

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Haydi sana ve o Karaağaç türüne bir güzellik yapayım! Osmancığım sen o "bayramlık şeker" yazının başında bilmecelerden  bulmacalardan hoşlandığını yazdın, sana bir günlük arama  imkanı vereyim, benim hangi Altay dilleri etimolojik sözlüğünden söz ettiğimi araştırıp, sağından solundan soruşturarak bulman için sana 24 saatlik birarama mollası vereyim biraz  da o Karaağaç arayıp dursun, ikiniz de bulamazsanız, bak yarın bu saatlerde burada onu ben  açıklayacağım ve bayram ile ilgili o sözlükteki madde başının fotoğrafını burada size sunup, senin Türkbilimde nice "Sertkaya", bir de o gülmekten başka bir ciddi işi olmayan  Karaağaç türüne de demir"le dalga geçmenin ne olduğunu o maddebaşı sözünün fotoğrafınm- nı burada göstererek anlamasını sağlayacağım, o da anlasın nasıl bir ağaç olduğunu, artık ak mı olur kara mı yarın butada görecektir, onun yzüne gözgüyü (aynayı) tutacağım o maddebaşı sözlük maddesini, o zaman yüzün rengini görecektir o ağaç türü. Bakın saat işliyor, dkikalar koşuyor, hadi bulun bakalım o sözlüğü, bulursanız sizi gerçekten gönülde  kutlarım, bulmazsanız da nasıl osa ben ikinize de sözlüğü de, o maddebaşı addeini de, Timur'un da "demir" anlamını göstereceğim Sevgili Osman Sertkaya Bilgeciğim! Hodri meydan, yarın bu yerde görüşmeye (Yogalı Teşekkür ve Bir Çiçek ve Bir Buket Emoji)

GALİP GÜNER 26.05.2020
Farklı bir görüş olarak hocam Mustafa Argunşah ile hazırladığımız şu çalışma ilginizi çekebilir:
 
TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Galip Güner Bilgem seni ve Mustafa Argunşah'ı kutlarım bu 2008'de bundan 12 yıl önce yayımlanan bu güzel yazınız hem Osman Sertkaya'ya hem de o Karaağaç'a tokat gibi bir bilimsel yanıttır! İşte Osman yalnız sizin yazınızı görmediği gibi, 2003'te yayımlanmış o Altay dillerinin  etimolojik sözlüğünü de görememiş, sen bu yazını burada paylaşmasaydın, onlar yazında alıntıladığın o bayram ile ilgili maddebaşı sözcüğü ve bu sözlüğü, benim verdiğim 24 saat içinde bulamayacaklardı: Starostin Sergei - Anna Dybo - Oleg Mudrak (2003), Etymological Dictionary of the Altaic Languages, Leiden-Boston. İşte Osman ne sizin yazınıza, ne de bu sözlüğe bakmış,  acele birşeyler karalamış kendince ve Türkolojide bu yayınları  görememiş olmanın şimdi utancını yaşıyordur. Titiz bir araştırmacı sizin bu "Bayram" hakkındaki yazınızı  görmüş olması gerekirdi, hele hele Brill'den 2003 tarihinde bundan 17 yıl önce  yayımlanmış bu önemli etimolojik yayından da haberi olmuş olması gerekirdi. Bunun dışında onlar daha Eski İran ve Soğud dilleri üzerine yapılmış ve benim elimde olan bilimsel çalışmaları da görmedikleri için böyle ahkam kesiyorlar, benim Osman'ı sevdiğim halde böyle sert eleştirmemin nedeni, sağlam Türkoloji çalışmaları ve etimoloji sözlüklerine bakmadan hemen kaynağını belirtmese de Semih Tezcan'ın Bayram konusundaki çok hatalı çalışmasına bakarak "Bayram"ı bir çırpıda Soğudçadan alındı diye göstermesi! Sen onlara bu güzel yazınızla ipucu vermeseydin, ben hem sizin yazınızı, hem de  Etymological Dictionary of the Altaic Languages adlı sözlüğün kapak ve baya- kökü ile ilgili maddebaşının fotoğrafını yayımlayarak onlara bir ders verecektim! Neyse bu dersi sen benden önce verdin Galip Güner kardeşim, seni ve Mustafa Argunşah'ı kutlarım bir kez daha! Maalesef bizim Türkolojide,  birbirimizin daha önce yayımlanmış yazılarımızı okumuyoruz, herşeyi kafamızdan uydurup yazmaya çalışıyoruz! (Üç Alkış ve Bir Yogalı Teşekkür Emoji)

HİMMET CANSIZ 26.05.2020
Uygarca tartışmak ne güzel.
Bayramlık türkü dillendirmek de bizden olsun. Bayramımız kutlu olsun (Türk Bayrağı ve Buket Emoji)

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Gevezelik bu yaptığın Timur Aga! (Üç Gülücük Emoji)
 
TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Gevezelik yapan sensin Karaağaç, bak yukarıda Galip Güner Bilgemizin paylaştığı "Bayram"ın kökenbilgisi üzerine bundan 12 yıl önce yazdıkları yazıyı oku da, sen bir şeyler öğrenmeye çalış! Sen ancak büyük ağzı açılmış gülen imolar paylaşırsın, o  Galip Güner'in kaynakçasında gösterilen Brill 2003 yayımı Altay Dilerinin Etimoloji sözlüğünü ben gösterecektim 24 saat dolduktan sonra, ancak Galip Güner ne güzel erken gösterdi, ondan bile senin haberin yok, atıp duruyorsun, haberin olsaydı  böyle ileri geri konuşmazdın!

İSMAİL GÜLDÜREN 26.05.2020
Bahsettiğiniz prof. kendisine saygısını sevgisini gösterenlere bile hakaret edip engelleyecek kadar Türkçe anlayamıyor zaten..

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Bana diyorsan, öyleyimdir beyim. Hoşça kal.

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.
Bayram ile ilgili size bir ipucu vereyim de bana kızmayın. Korkuyorum çünkü. Elindeki  sözlüklerle övünmenin dışında  bir iş yapmamışsın. Bu bir marifet değil. Onlarda yok senin  aradığın! Ben size bir yazımı göndereyim de etimoloji  yapmanın, kulağı olan herkesin yapabileceği bir iş olmadığını anla. (Üç Gülücük Emoji)

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Sen önce Galip Güner ile Mustafa Argunşah'ın "Bayram" üzerine olan o güzel yazısını oku da bir şeyler öğren, senin paçavra yazını göndermene gerek yok, biliyorum onu! Senin Galip-Mustafa'ların 12 yıl önce yayımlanmış yazısından haberin yok daha, nasıl kendini Türkolog sanıyorsun, hadi Brill'den 17 yıl önce çıkan o İngilizce 3 cildlik Altay dillerinin Etimolojik sözlüğünü yabancı yayın olduğu için hadi saymayalım, sen daha Türkçe yazılmış yazıdan bile haberin olmadan ağzını açmış boş boş geveliyorsun!

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Artık Demir mi teneke mi olduğunu göreceğiz. Yazımı oku da kendine gel! Türkolojide  esamisi okunmayan bir kişi olarak, kendini var etmek için beni kullanmağa çalışma. Böyle  'Hodri meydan', 'Günay türü' lafların iyiye işaret değil. Türklük Bilgisine ne katkın oldu? İki  türlüyüz biliyorsun: Türklük bilgini besleyenler ve Türklük bilgisinden beslenenler. Ben eserlerimle iyi kötü bir şeyler yapmağa çalıştım. Sen ne yaptın? Lütfen yazımı oku da bir şeyler öğren! (Üç Gülücük Emoji)

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Galip-Mustafa yukarıda "Bayram" üzerine yazdıkları o güzel ve bilimsel yazılarını paylaşarak senin ne tür ağaç-odun olduğunu gösterdi, sen o yazıyı bile okuyup anlayamazsın daha, o yazıyı oku da varsa yüzün kızarsın, o yazıdan habersiz boş boş konuştun daha önce, bana sataştın! Sonra da Galip kardeşimiz o yazıyı paylaşarak sana güzel bir ders verdi, tabi onu da anlayabilsen... hadi şimdi paylaş o kahkaha atan imolarını ard ardına...

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
'Haydi sana ve o Karaağaç türüne bir güzellik yapayım! Osmancığım sen o "bayramlık şeker" yazının başında bilmecelerden  bulmacalardan hoşlandığını yazdın, sana bir günlük arama  imkanı vereyim, benim hangi Altay dilleri etimolojik sözlüğünden söz ettiğimi araştırıp, sağından solundan soruşturarak bulman için sana 24 saatlik birarama mollası vereyim biraz da o Karaağaç arayıp dursun, ikiniz de bulamazsanız, bak yarın bu saatlerde burada onu ben  açıklayacağım ve bayram ile ilgili o sözlükteki madde başının fotoğrafını burada size sunup, senin Türkbilimde nice "Sertkaya", bir de o gülmekten başka bir ciddi işi olmayan  Karaağaç türüne de demir"le dalga geçmenin ne olduğunu o maddebaşı sözünün fotoğrafınm- nı burada göstererek anlamasını sağlayacağım, o da anlasın nasıl bir ağaç olduğunu, artık ak mı olur kara mı yarın butada görecektir, onun yzüne gözgüyü (aynayı) tutacağım o maddebaşı sözlük maddesini, o zaman yüzün rengini görecektir o ağaç türü.' diyorsun. Sen  çizmeyi aşıyorsun beyim!

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Galip-Mustafa Bilgelerimizin o bilgece etimoloji yazısını oku da bilimsel bir yazı nasıl yazılırmış öğren, 12 yıl önceki o yazıyı görmemişsin, bari şimdi oku da, anlamaya çalış, neymiş "Bayram" sözcüğü? Öyle güllücükler paylaşmaya benzemiyor?

RAMAZAN KORKMAZ 26.05.2020
Bayram sözünün; bayramın ruhuna uygun şekilde 'barış'ta olduğu gibi; bar- (var-)'tan geldiği iddia edilemez mi?

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
 Ramazan Korkmaz Bilgem, yukarıda Galip Güner Bilgemiz bundan 12 yıl önce  Mustafa Argunşah Bilgemizle birlikte yazdıkları "Bayram" sözcüğünün etimolojisi üzerine o güzel yazılarını paylaştı, orada güzel açıklıyorlar ve kendilerinden önce bütün Türkologların yapmış odukları çalışmalardan alıntılar vererek, Bayram sözcüğünün Türkçe bir söz olduğunu kanıtlıyorlar. Zaten benim sözünü ettiğim bundan 17 yıl önce Londra'da Brill yayınevinden yayımlanmış 3 ciltlik
Starostin Sergei - Anna Dybo - Oleg Mudrak, Etymological Dictionary of the Altaic Languages, Leiden-Boston: Brill, 2003 (3 volumes) sözlüğünde de bayrak ve bayram sözcüklerinin türetildiği "baya" sözcüğünün bütün Altay dillerinde ve Türk dilinde çok yaygın sözcükler türetmiş olduğu gösteriliyor. Ancak, başkaları Galip-Mustafa'nın 2008 yazısına, Brlll'de 2003'te yayımlanmış o 3 cildlik koca Altay Dilleri Etimolojik sözlüğüne bakmadan, geniş bir araştırma yapmadan bu "Bayram" sözü  Soğudça'dan Türkçeye geçmiştir, diye acele bir sonuca  varıyorlar. Bilirsiniz Türkolojide olsun, başka dil filolojilerinde olsun, kökenbilgisi (etimoloji) yapmak en çok dikkat isteyen bir uğraştır, öyle bir-iki kaynağa bakarak yapılamaz!
  
GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Şimdi ben-sen meselesi haline getirdin işi. Ben de sana bir bayram yazayım ve bu konu da burada kapansın. Senin gibi dışarıdan gazel okuyanlarla, önüne gelene 'bilge' sözüyle  yağlar çekerek 70 yaşından sonra Türklük bilgisinde var olmağa çalışan bir kimseyle uğraşacak vaktim yok; çünkü ömür kısa. Bir ayağımız çukurda... Bundan sonraki hayatında sağlık ve mutluluklar dilerim Timur Aga!
 
TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Karaağaç ağay sen önce 17 yıl önce 2003'te Brill yayınevince yayımlanmış şu Altay Dillerinin Etimolojik Sözlüğü'indeki "bayram sözünün kökü olan "baya" sözünün etimolojik açıklamasını ve Altay dillerindeki yaygınlığı bir oku da sonra oturup etimoloji yazmaya kalk (ekteki resim)
  
GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Onu biliyorum. Sen, Timur nerde? Başkalarının başarılarıyla... Neyse... Sana iyi yolculuklar.

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Günay Karaağaç verecek yanıtın kalmadı, utandın bu kaynakları bilmediğin için, ayıp ayıp Galip ile Mustafa'nın yazısını bile görmemişsin? Senin zaten benim çalışmalarımdan bile haberin yok, Türkoloğum diye geziniyorsun, başkalarının eserlerin Türkçeye çevirmekle geçmiş hayatın kendine özgün bir eser ortaya koymuş değilsin Türkolojide?

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Her şeyi sen biliyorsun. Çok çalışıyorsun. Kes artık muhabbeti!

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Ben cevabımı verdim. Oku da öğren!

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Sığmadı. kendi adresimden göndermeğe çalışayım.

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Evet Ramazan Bey. Aynı ilişkiyle, yani 'oluş, var oluş' kavramıyla ilgili Yazımı zaman ayırıp okursan sevineceğim! Hoşça kal.

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Osman Fikri Sertkaya Bilgem, bak sen acale ederek ne Galip Güner ile Mustafa Argunşah'ın "Bayram" üzerine yazdıkları yazıyı, ne de ekte sunduğum Brill yayınevinde 17 yıl önce 2003'te yayımlanmış 3 cildlik Altay Dillerinin Etimolojik Sözlüğündeki ekte resmini verdiğim bu "baya" maddebaşı sözünün Altay dillerinde ne kadar yaygın olup çok sözler türetikleri bildiren açıklamayı okumuşsun. Bunları görmiş olsaydın, belki yine kendi düşünceni ileri sürerdin, ancak bu kaynaklardaki savları da eleştirmiş olurdun, yeterli kaynağa bakmadan acele yazdın bu bayramlık şeker gibi yazını Galip Güner senin görmediğin 12 yıl önceki yazılarını paylaştığı için ve o yazıda bu Altay dilleri Etimoloji Sözlüğü kaynak gösterildiği için, ben de size verdiğim 24 saatlik süreden önce paylaşıyorum ekte...

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020
Osman Fikri Sertkaya bak şu 3 cildlik koca bir eser Altaylay dillerinin etimolojisi üzerine şu sözlüğe baksaydın ne güzel olurdu, 17 yıl önce yayımlanmış haberin yok bundan. Hadi ben  sana Sovyetlerde yayımlanmış başka çoksayıdaki Altay dilleri, Eski İran dilleri, Soğud dili üzerine etimolojik sözlüklerden söz etmiyeyim, onları da incelemiş değilsin...

MEHMET TÜTÜNCÜ 26.05.2020
Hollandada yasayanan biris olarak brill Yayinevinin bu etimoljik sozlugunun sayisal kopyesini isteyenler bana yazabilirler. eposta ile gonderebilirim.

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Mehmet Bey, 17 yıldır kullanıyorum. Ama bu yazıda kullanamadım bile. bayramdan söz ederken bayrak sözüne  geçecek kadar komik bir yaklaşım vardı.

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020
Ses benzerlikleriyle yapılacak etimoloji bu kadar oluyor. Dilciliğin en çetin konusunu kulağı olan herkesin at koşturabileceği bir alan haline getirmek olur bu. bayram ile bayrak ın ne ilişkisi var!

**********************************
**********************************
**********************************

TİMUR KOCAOĞLU 26.05.2020, 02:00
SERTKAYA MI DAYANIKLIDIR, YOKSA DEMİR (TİMUR) Mİ?
Türkbilimde (Türkolojide) Değerli Osman Fikri Sertkaya Bilgemiz nice sertse, bendeniz Timur Kocaoğlu da onca "Demir"dir! Kaya için yumuşak/sert ayrımı yapılabilir, ancak "Demir" demirdir, demir için "sert" diye bir sıfata gerek de yoktur!
Şimdi çoğu kimse şaşıracaktır, bu da nereden böyle bir karşılaştırma ortaya çıktı diye? Niye bir "sertkaya" ile bir "demir" karşılaştırılıyor?
Bunun nedeni sevdiğim arkadaşım değerli Türkbilimci Osman Sertkaya'nın Bayram günü Facebook sayfasında yazdığı bir "Bayramlık şekerleme" gibi tatlı "Bayram" sözü üzerine yazdığı sözde bir kökenbilgisi (etimoloji) yazısındaki benim doğru bulmadığım kökenbilgisi yorumuna karşı çıkmam neden oldu.
Osman Bilgem benim onun bu etimolojik yazısını eleştirmeme // Timur Beyin söyledikleri bana “teyzemin bıyıkları olsaydı, ona dayı derdim” sözünü hatırlatıyor. // diye "teyzesinin bıyıkları" sataşmasını yaptığı için, ben de onun soyadındaki "sertkaya" ile benim adım Timur'un anlamı olan "demir" gülümsetişiyle yanıt vermiş oldum, görelim "teyzenin bıyıkları" mı daha gülümsetici, yoksa "sertkaya X demir" karşılaştırması mı daha gülümsetici?
Şimdi Osman Bilgemizle benim aramda geçen karşılıklı yazışmalarımızın dökümünü veriyorum, Osman'ın uzun ilk yazısından yalnızca Türkçe "Bayram" sözünün Soğudçadan Türkçeye geçtiği savını (iddiasını) ileri sürdüğü paragırafı alıntılayarak, bu konuyla ilgisiz hikayeler olarak anlattıklarını almıyorum aşağıya, isteyenler o yazının bütününü Osman Bilgemizin Facebook sayfasında okuyabilirler. Aşağıdaki alıntıların başında [Osman]: ile [Timur]: yazarak ayırıyorum (Bu uzun yazışmalara dayanırsanız okursunuz! Ancak Türkbilim bakımından bu karşılıklı atışmalar bence çok yararlıdır bugünkü genç kuşaklara, sonra da daha sonraki bizim göremeyeceğimiz kuşaklara! // Bu arada Osman'ın benim en sevdiğim arkadaşlarımdan, en değerli Türkbilimci bilgelerimden biri olduğunu da söylemeliyim: İstanbul Üniversitesi TDEB bölümüne Osman 1964'te, ben 1965'te başladık, demek benden bir yıl daha deneyimlidir!
...
Osman Bilgem ile benim aramda, bu güzel bir tartışmadır genç kuşak Türkbilimciler için de, sonraki kuşaklar için de yararlı bir örnek olarak! Ancak, şunu da belirteyim: bu sataşmalı yazışma benimle Osman Bilgemiz arasındaki arkadaşlığı, bir yağmur damlasınca bile sulandıramaz! Ne yapalım, Osman gerçekten de bir "sertkaya"dır soyadı gibi, bendeniz de bir "demir"im adımca...
Timur (Demir)

FERZAN SEL 26.05.2020
Sn. Osman S. Beyefendi yazısının bir bölümünde ram hecesinin önüne a protezi gelir diyorlar,  bilmiyorum bu yaygın mıdır, ancak yazının diğer bir bölümünde büyükannelerinin protez olarak i harfini seçtiğini söylemektedir. Ben ise İç Anadollu büyüklerimden Ramazan yerine I- ramazan dendiğini duydum ancak A-ramazan ya da İ-ramazan duymadım. Yazılanlar  hakkında görüş bildirmiyorum yalnız kendi yöremle ilgili gözlem bildiriyorum. Yukarıdaki yazıdan yararlandım, Sağolunuz. Saygılarımla.

TİLALOV ABDUMUROD 26.05.2020
"Ümmetim alimlerinin ihtilafı RAHMETTIR" hadisi gereği, bu medenice tartışmanın da hayırlara vesile olmasını temmeni ederiz, saygıdeğer BILGELERIM..

**********************************
**********************************
**********************************

GÜNAY KARAAĞAÇ 26.05.2020, 09:00
BAYRAM
bayram sözünün tarihi öyle karanlık falan değildir. Bay ve bay- sözü Türkçe ve Moğolca ortak bir sözdür ET ol- ‘olmak’ ~ ET bol ‘çok olmak’, bol- ‘olmak’ ~ ET bay ‘bay, zengin; bay kişi’, bay-/bayu- ‘varlıklı olmak, zenginleşmek’: bay-ra-m. Bilhassa bol- ve bay- kök dal biçimleri, Moğolcanın ana yardımcı eylemidir.
Bütün dillerde olduğu gibi Türkçe ve Moğolcada da ‘oluş, var oluş’ bilgisini ifade eden ana yardımcı eylemin türevleri, komşusu olan bilgilere ad olmuştur. ‘olmak, var olmak> olgunlaşmak, önce olmak, bayındır olmak, bol olmak, bay olmak, kut bulmak, sevinçli olmak, bayram etmek’ gibi soyut ve üst anlamlara ad olmuşlardır. Türkçede bay- ve türevi bayıl- sözü, anlam alanını başka sözlere kaptırınca, anlam kötüleşmesine ve anlam daralmasına uğrayarak ‘baymak; kendinden geçmek’ biçiminde anlam alanını daraltmıştır.
Kullanım sıklığı yüzünden bayi- ve bol-‘ın Moğolcada dal biçimleri de ortaya çıkmıştır: buy, bolay, bülüge, a- gibi. Moğolcada bay adı ve bay- eylemi, ana yardımcı eylem kullanılışı yanında, tıpkı Türkçenin er- yardımcı eylemi gibi, er- ‘var olmak> olgunlaşmak’ biçiminde bir eylem adı olarak da varlığını sürdürmüştür: bayas- ‘sevinmek, mutlu, neşeli, sevinçli ve memnun olmak; tatmin olmak, doymak; --un bisirekü sevinmek, sevip tapınmak’; bayasugul- ‘neşelendirmek, memnun etmek, hoşnut etmek; rahat ettirmek, teselli etmek, avutmak’; bayasul ‘memnuniyet, mutluluk; zevk; zafer, zafer sevinci’; bayasulça-; dagan -- kutlulamak, başkalarının neşesini paylaşmak; birine memnuniyetle katılmak; başkalarının yaptığı değerli işlere sempati duymak’; bayasha- ‘kutlulamak, neşelendirmek, memnuniyet vermek, kutlandırmak’; bayaci- ‘zengin olmak, zenginleşmek’; bayacigul- ‘zengin etmek, zenginleştirmek’; bayalig ‘baylık, zenginlik, varlık, varlıklılık, refah; doğal servet ve kaynak; bay, zengin, refahlı; -- ebesün bol otlu, otlak; -- kele zengin dil’; bayan ‘zenginlik, baylık, refah, bolluk; bay, zengin, varlıklı, hali vakti yerinde’; bayar ‘neşe, kut, mutluluk, haz, zevk; bayram; selamlama, kutlama, tebrik; -- çenggel neşe, mutluluk, haz; -- yosulal ziyafet, şenlik, kutlama; -- kikü kutlamak; tebrik etmek, selamlamak; -- köger neşe, şenlik; -- nagadum bayram’; bayarla- ‘kutlamak, sevinmek, memnun olmak, mutlu olmak, bayram etmek, keyiflenmek; --la! memnun oldum, teşekkür ederim’; bayarlagul- ‘kutlulamak, sevindirmek, mutlu etmek, neşelendirmek, moral kazandırmak, memnuniyet vermek’; bayarlal ‘neşe, sevinç, mutluluk, hoşnutluk’; bayartay, bayartu ‘mutlu, sevinçli, neşeli; şenlikli, memnun, tatmin olmuş, doygun’; bayarha- ‘övünmek, kasılmak, kendini beğenmek; zenginliği ile gururlanmak’ vb.
Sözün Eski Türkçedeki ve Moğolcadaki başlıca türevleri şunlardır: ET bay ‘bay, zengin; bay kişi’ (EDPT 384); bayaġut ‘baylar, zenginler; tüccarlar’ (EDPT 385); bayu- ‘varlıklı olmak, zenginleşmek’ (EDPT 384); bayut- ‘varlıklı kılmak, zenginleştirmek’ (EDPT 385); bay ‘bay, zengin; bay kişi’ (EDPT 384); bayu- ‘varlıklı olmak, zenginleşmek’ (EDPT 384); bayut- ‘varlıklı kılmak, zenginleştirmek’ (EDPT 385); bayağut ‘baylar, zenginler; tüccarlar’ (EDPT 385); bayık ‘gerçek, güvenilir, doğru’ (EDPT 385); bađram ‘bayram, şenlik’ (EDPT 308); bayram bk. badram (EDPT 387); baya ‘şimdi; yakın geçmiş, henüz’ (EDPT 384); bayakı ‘şimdiki, az önceki’ (EDPT 385); bayat ‘bayat, eski; Tanrı’ (EDPT 385); bayak bk. baya, bayakı (EDPT 385) ol-1 ‘olmak, var olmak; olgunlaşmak, pişmek’ (EDPT 125); baybayuk ‘serçe ailesinden sarı bir kuş’ (EDPT 385); ol-2 bk. bol- (EDPT 125); oğlun ‘olgun’ (EDPT 137); oltur-1 ‘oldurmak, olgunlaştırmak; iyice pişirmek’ (EDPT 133); oltur-2 bk. olur- (EDPT 133); olut ‘olgun, ergin, yetişkin’ (EDPT 130); olhut- bk. olgurt- (EDPT 138); olğurt- ‘oturtmak; yerleştirmek; kurmak’ (EDPT 139); olturum bk. oldrum (EDPT 135); olur- ‘oturmak’ bk. olgur-t-, oltur- (EDPT 150); olursık ‘oturacak, oturmak isteği’ (EDPT 151); olurt- ‘oturtmak’ (EDPT 151); oldruğ ‘oturma, oturma yeri, mesken; oturak’ (EDPT 131); oldrum ‘bir oturma, oturum’ (EDPT 132); otur-2 bk. olur- (EDPT 67); bol ‘bol; çok’ (EDPT 330); bol- ‘olmak’ (EDPT 331); bolğusuz ‘olumsuz; yararsız; çaresiz’ (EDPT 338); boluğ ‘oluş, olum’ (EDPT 336); boluğluğ ‘olumlu, yararlı’ (EDPT 338); boluş ‘yardım, yardımcı’ (EDPT 345); boluş- ‘oluşmak, bir araya gelmek’ (EDPT 345) ~ Moğ. bay- ‘a) ana yrd.f. olmak, var olmak, yaşamak, kalmak, durmak, oturmak, ikamet etmek; olmak, belli bir yerde bulunmak, hazır olmak; kendini tutmak, durmak, duralamak; ayakta kalmak; --dag var olan, mevcut olan, sürekli, daimi, kalıcı; alışılmış, hep var olan; --dag kümün herkes, her bir kimse; --n bk .bayn --n-a ‘vardır, bulunur; -dır/-dir (geniş zamanda bildirme); b) sahip olmak nadur mönggü --muy bende para var; c) dinmek, durmak, kesilmek, bitmek; salkin --ba rüzgar durdu; d) bitmişlik. ve bitmemişlik.zf.-f.’den sonra gelerek, fiilin halen süren durumunu ifade eder; ireged --n-a gelmektedir; e) geç.z.is.-f.’den sonra gelerek, fiilin bitmediğini bildirir; tere iregsen --n-a ‘o gelmektedir’; bayalig ‘baylık, zenginlik, varlık, varlıklılık, refah; doğal servet ve kaynak; bay, zengin, refahlı; -- ebesün bol otlu, otlak; -- kele zengin dil’; bayan ‘zenginlik, baylık, refah, bolluk; bay, zengin, varlıklı, hali vakti yerinde’; bayar ‘neşe, kut, mutluluk, haz, zevk; bayram; selamlama, kutlama, tebrik; -- çenggel neşe, mutluluk, haz; -- yosulal ziyafet, şenlik, kutlama; -- kikü kutlamak; tebrik etmek, selamlamak; -- köger neşe, şenlik; -- nagadum bayram’; bayarla- ‘kutlamak, sevinmek, memnun olmak, mutlu olmak, haz duymak, keyiflenmek; --la! memnun oldum, teşekkür ederim’; bayarlagul- ‘kutlulamak, sevindirmek, mutlu etmek, neşelendirmek, moral kazandırmak, memnuniyet vermek’; bayarlal ‘neşe, sevinç, mutluluk, hoşnutluk’; bayartay, bayartu ‘mutlu, sevinçli, neşeli; şenlikli, memnun, tatmin olmuş, doygun’; bayarha- ‘övünmek, kasılmak, kendini beğenmek; zenginliği ile gururlanmak’; bayas- ‘sevinmek, mutlu, neşeli, sevinçli ve memnun olmak; tatmin olmak, doymak; --un bisirekü sevinmek, sevip tapınmak’; bayasugul- ‘neşelendirmek, memnun etmek, hoşnut etmek; rahat ettirmek, teselli etmek, avutmak’; bayasul ‘memnuniyet, mutluluk; zevk; zafer, zafer sevinci’; bayasulça-; dagan -- kutlulamak, başkalarının neşesini paylaşmak; birine memnuniyetle katılmak; başkalarının yaptığı değerli işlere sempati duymak’; bayasha- ‘kutlulamak, neşelendirmek, memnuniyet vermek, kutlandırmak’; bayashulang ‘neşe, sevinç, memnuniyet, zevk, mutluluk; altmış yıllık ömrün yirmidokuzuncu yılı’; bayashulangtay, bayashulangtu ‘keyifli, neşeli, sevinçli, memnun, hoşnut’; bayaci- ‘zengin olmak, zenginleşmek’; bayacigul- ‘zengin etmek, zenginleştirmek’; ol- ‘bulmak, almak, ele geçirmek, kazanmak, elde etmek; başarmak; hayatını kazanmak, geçinmek’; olad-, olada- ‘artmak, çoğalmak’; oladul ‘çoğalma, artma’; oladha- ‘çoğaltmak, arttırmak’; oladhagda- ‘çoğaltılmak, arttırılmak’; olan ‘çok, fazla; sayısız; çok sayıda, binlerce; yığın, top, küme; çoğunluk’; olangki ‘çoğunluk, büyük kısım’; olanta ‘çok kere, sık sık, tekrar tekrar, durmadan’; olasira- ‘çoğalmak, artmak, sayıca artmak’; olasiragul- ‘arttırmak’; olasun bk. olusu(n); olahan ‘bir çok, birkaç’; olbari-, vb. bk. ulbari-, vb.’; olbu ‘uçan sincap’; olbug ‘zırhın altına giyilen yün ceket; minder, şilte; yatak’; olbug-a ‘çimenlerdeki iz, ezilmiş çimler’; olbugar bk. ulbagar; olburi ‘bulunmuş şey; yarar, elde etme, bulma; kazanma, kazanç, kâr’; olda-, ol- ‘bulunmak’; oldaburi ‘bulunmuş şey, bulgu; ele geçirilen; bulma, kazanma, kazanç, kâr, yarar’; oldagda ‘bulunmak, elde edilmek’; oldasi; -- ügey ‘kolay bulunmayan; nadir karşılaşılan, nadiren olan; nadir, ender’; oldugurila- ‘tasarruf etmek, biriktirmek, tutumlu olmak, sade yaşamak’; olduy ‘kaba, beceriksiz, aptal, sade, gösterişsiz, basit; aciz, aciz kulunuz’; olga- ‘bağışlamak, ihsan etmek, vermek, dağıtmak, yaymak; ödemek; tedarik etmek, donatmak, sağlamak’; olgagul- ‘donattırmak’; olgalta ‘donanmış’; bol- ‘a) olmak, değişmek; meydana gelmek, vuku bulmak, gerçekleşmek, ortaya çıkmak; gelmek veya geçmek (zaman); olmak; var olmak, bulunmak; oluşmak, oluşturmak, göstermek; b) muktedir olmak; mümkün olmak, uygun veya yakışır olmak; başarmak, başarılı olmak; c) olgunlaşmak, kemale ermek, pişmek; bağışık olmak, muaf olmak; d) uymak, uyuşmak, kabul etmek, razı olmak, itaat etmek; e) taklit etmek, benzetmek, yapmacık davranmak, yalandan yapmak, yapar gibi görünmek; f) nitelendirici veya tamlayıcı sıfatlık ifadeler oluşturur; g) -dag/ -deg eklerinden sonra bolhu ‘belli bir aktiviteye bağlanmak, belli bir huy veya mizaç kazanmak’ anlamına gelir, alışkanlık ifade eder; h) önünde gelen -tay/ -tey bulunan bolhu ‘kazanmak, elde etmek, bizzat tedarik etmek, edinmek’ anlamına gelir; tere moritay --ba bir at kazandı, (şimdi); kendi atı var; i) çu'dan önce veya sonra gelen bolba, teslim veya kabul şeklinde genelleştirici bir anlam taşır alin-dur çu --ba kime ya da kimin için olduğunun önemi yok; j) eylemin yakında gerçekleşeceğini gösterir (gel.z.is.f. ‘den sonra); minu nökür irekü --bay arkadaşım birazdan gelir; arkadaşımın gelme zamanı; k) isimleri fiil yapma görevini görür (yrd.f.); bagsi carlig --bay hoca söyledi, öğretmen dedi; bodulg-a --hu zihni karışmış, dalgın ve düşünceli olmak; carlig --hu emir vermek; demek, söylemek (saygı sözü); l) eçe'den sonra gelen bolhu, ‘yüzünden, dolayı, sebebiyle’ anlamını taşır tursilg-a ügey eçe --cu, teymü bolba tecrübesizlikten dolayı böyle oldu’; bolay, boluy ‘olmaktan yrd.f. -dır’; tere sayn -- bu iyidir, güzeldir’; bolbaçu ‘rağmen, her ne kadar, ise de, olsa bile; nasıl olursa olsun; yanbar -- nasıl olursa olsun, ne olsa, rağmen; kedüy-ber eymü -- her ne kadar öyleyse de; bununla beraber, yine de, hâlâ, henüz; olabildiğince; ken -- her kim, kim olursa olsun’; bolbasu, bol, bolbal ‘a) eğer, ise; eğer mümkünse; -- iretügey! mümkünse, gel!; b) özneyi belirtme görevini görür; -e kalırsa, göre; hakkında, -e sorarsanız; bi -- bana kalırsa, bana sorarsan; bana göre; tere -- sayn kümün o ise, iyi bir kimsedir’; bolbasu ‘olgun, olgunlaşmış, tekamül etmiş, gelişmiş, kültürlü, medenî, uygar, terbiye edilmiş, eğitimli; deneyimli, hazırlanmış, pişmiş’; bolbasura- ‘olmak, olgunlaşmak, kemale ermek; bilgi veya tecrübe kazanmak; terbiye edilmiş olmak; gelişmek, inkişaf etmek; bir hastalığa karşı bağışıklık kazanmak; hazırlanmış veya işlenmiş olmak; pişmek, pişirilmiş olmak’; bolbasuragul- ‘oldurmak, olgunlaştırmak, olgunlaşmasına yol açmak, olgunlaştırmak, kemale erdirmek; imal etmek, işlemek, süreçten geçirmek; geliştirmek, tekamül ettirmek; çalıştırmak, idman yaptırmak; yetiştirmek, terbiye etmek, eğitmek, uygarlaştırmak; tatbik etmek, uygulamak, yaptırmak; bir hastalığa karşı bağışıklık kazandırmak’; bolbasural ‘olgunlaşma, olgunluk hali; eğitim, talim, terbiye, gelişme; uygulama’; bolbasuraltay, bolbasuraltu ‘olgun, ergin, eğitilmiş aydınlatılmış, kültürlü, medenî, uygar’; bolbasurangguy ‘tecrübeli, uzman, terbiye edilmiş, nitelikli, ehliyetli; eğitilmiş, medenî, uygar, kültürlü, olgunlaşmış; olgun, kamil’; bolbay: bolba+uu; ‘-mi, -mu, -miydi, -muydu? (umut, beklenti veya merak ifade eder); teymü --? öyle tahmin ediyorum, sanırım öyle, galiba; öyle mi?; hayralahu -- ? bahşeder misiniz bağışlar mısınız, lutfeder misiniz?’; bolburi ‘olgunlaşma, olgunluk hali, kemal, olgunluk; mükemmellik; üretim, ürün; mahsul; sonuç, netice, akıbet; imkan, olanak’; bolburhay ‘dolgun, tombul; -- bey-e dolgun, tombul beden’; boldug ‘düz olmayış, pürüzlülük; tümsek, tepecik, yığın’; bolga- ‘oldurmak, olmasına yol açmak; yapmak; olarak almak, saymak, farz etmek; olgunlaşmaya bırakmak, olgunlaştırmak; sindirmek, hazmetmek; pişirmek, fırında pişirmek, kızartmak; düşünmek, saymak, farzetmek’; bolgaga- ‘dikkatlice gözden geçirmek, iyice incelemek’; bolgan ‘her bir, her; edür -- her gün, günlük; kümün – herkes’; bolgu- ‘oldurmak, olgunlaştırmak, olgunlaşmağa veya olgunlaşmış olmağa yol açmak; iyice olana kadar pişirmek; şifa vermek, çare bulmak, tedavi etmek, gereğini yapmak; temizlemek, paklamak, saflaştırmak; sakınmak, kaçınmak’; bolguga- ‘dikkatli, ihtiyatlı ve tedbirli olmak; gözünü açmak, sakınmak, dikkatli davranmak, dikkatle hareket etmek; tenezzül etmek; hasta birini ziyaret etmek veya halini hatırını sormak’; bolgumal ‘pişirilmiş; konserve edilmiş, temizlenmiş, rafine edilmiş, saf, vb’; bolgumci, bolgugamci, bolgumcilal ‘dikkat, özen, dikkatlilik, önem; önceden alınan tedbir, basiret’; bolgumcila- ‘tedbir almak, ihtiyatlı olmak, dikkatli olmak veya dikkatlice düşünmek’; bolgumcilaltay, bolgumcilaltu ‘dikkatli, ihtiyatlı, tedbirli, tetikte, uyanık, gözü açık’; bolgumcitay, bolgumcitu ‘dikkatli, tedbirli, ihtiyatlı; uyanık, açık göz; --ber ihtiyatla, dikkatle, dikkatlice’; boli- ‘durdurmak, bitirmek, bir şey yapmayı durdurmak, kesmek’; boligul- ‘durdurtmak, bir şey yapmayı durdurmaya sebep olmak, bir şey yapmayı durdurtmak, kestirmek’; bolki ‘aptal, budala, beceriksiz, marifetsiz; yavaş, ağır; parlatılmamış, terbiye edilmemiş; aciz, sakar; resmi yazışmalarda, kendi kendine atfen yazar tarafından kullanılan alçak gönüllülük ibaresi ‘aciz kulunuz…’; bolkira- ‘aptal olmak, aptallaşmak; vb’; boltari- ‘sıvışmak, kaytarmak, gizlenmek’; boltugay ‘bırak olsun, olsun, var olsun; -- boltugay! yeter artık!’; boluça ‘olgunluk, olgunluk hali, kemal’; boluçatay ‘olmuş, olgun, ergin; yeterli, yeterince’; bolud1, bolad ‘çelik’; bolugad, bolud2 ‘olan, olmuş olan; daha çok ‘ve’ bağlama edatı ve ‘sonra’ anlamlı son çekim edatı olarak kullanılır’; bolugucay, bolgucin ‘ya olursa, ola ki..., korkarım ki… veya endişeliyim ki…’; bolulça- ‘ortaklaşmak, ortak olmak, ortak hale gelmek, uyuşmak, uymak, bir olmak; mümkün olmak, olabilir olmak’; bolulçag-a ‘imkan, olanak, şans, fırsat, elverişli durum’; bolulçagatay ‘imkan, şans veya fırsat sahibi olmak’; bolulg-a ‘bağışıklık, bir hastalığa karşı bağışıklık’; bolultay ‘mümkün, muhtemel, olası; galiba, muhtemelen, belki de, anlaşılan, açıkça; olabilir; olumlu, olacak gibi’; bolumar(-a) ‘olabilir, olası, mümkün, uygun; mümkün gibi, ihtimal dahilinde, mümkün olabilir, olmalı, gibi’; bolumci ‘imkan, olanak; ihtiyat, dikkatlilik, uyanıklılık’; bolumcitay ‘imkanı, olanağı olan, olabilir, mümkün; olumlu, temiz, iyi, sağlam’; bolun ‘oluyor olma, olup, olarak; daha çok ‘ve’ bağlama edatı olarak kullanılır’; bolur ‘kristal, kaya kristali’; bolusi; -- ügey ‘imkansız, yapılamaz, başarılamaz’; bolhuyça ‘uygun, elverişli, uyan, yakışır; mümkün olduğunca, oldukça’; bolcal, bolcur ‘olması gereken zaman, tam zamanında’; bolcimar, bolcimur ‘şaka, eğlence, cümbüş’; bolcu-, bolca- ‘üzerinde anlaşmak, fikir birliğine varmak; atamak, tayin etmek; önceden kararlaştırmak; önceden düzenlemek; önceden görmek, tahmin etmek, önceden bilmek, kestirmek’; bolcug-a(n), bolcag-a, bolcar, bolcig-a, bolciy-a ‘kararlaştırma, taahhüt, kontrat, sözleşme, mukavele, tayin edilmiş zaman, süre; randevu; -- biçig kontrat, sözleşme’; bolcugala- ‘kararlaştırmak, belirlemek, gün ve zaman tayin etmek; randevulaşmak; anlaşmak, mutabık kalmak; sözleşme yapmak, uzlaşmak, anlaşmak’; bolcugatay, bolcugatu ‘kararlaştırılmış, üzerinde anlaşma sağlanmış, fikir birliğine varılmış, anlaşılmış, belirlenmiş; önceden kararlaştırılmış; kesin bir zaman ya da tarihle sınırlandırılmış’; bolcugul- ‘oldurmak’; bolcul ‘anlaşma; oluş, durum; şart’; bolcusi; --ügey ‘belirsiz(ce), belirsiz (şekilde), muhtemel, belki, olabilir; umulmadık, beklenmedik; önceden düzenlenmemiş’ (Lessing).
*bayram sözü başka dillere verilmiştir: Çin. bàilánjié ‘bayram, islamda dinî bayram’ (HWC 34; Alim.); Far. bayram ‘bayram’; bayram-küni, id-küni ‘bayram günü’ (TMEN 823, 2058; Erş. 54, 72); Ar.  ‘bayram’;  ‘bayram alayı’; ,  ‘bayram arifesi’ (ŞY 136; TMEN 823; Ayt. 43); Rus. bayrám ‘bayram, Müslümanın kutsal günü’ (Fas. I, 108; II, 423; IV, 160; Şip. 49; TMEN 823; SİS 69; Dev. 66); Erm. baryam ‘bayram’ (Aç. 288); Mac. bajrám, bajrán, barjám ‘bayram’ (TMEN 823; Kak. 62); Rom. bairam, baraiam ‘şenlik, bayram, şölen, yaş günü veya yıl dönümü kutlaması’; bairamlîc ‘bayramlık’ (Şay. III, 9; Lok. 183; TMEN 823; Kak. 62; Rol. 75); Bul. bayrám ‘bayram, kutsal gün; şölen, eğlence’ (Mik. 18, TMEN 823; Kak. 62; Gran. 37, 138; Gab. 76; Alf. 20); Srp. bájram, bárjam ‘bayram’; bajrámluk ‘bayram günü verilen hediye’; bájram mubáreć ólsun, bájram mubárek ōlā! ‘iyi bayramlar!’; bájram-námāz ‘bayram namazı’; bájramovati ‘bayramlaşmak’ (Mik. 18; TMEN 823; Kak. 62; Škal. 114); İt. bailamma, bairám, bilimme ‘gürültü patırtı, şamata’ (Dur. 264); Arn. bajram, barjam, baram ‘bayram şöleni’; bajramllëk ‘bayram gününe ait, bayramlık’ (Mik. 18; TMEN 823; Kak. 62; Bor. 20); Yun. bairámi, payrámin ‘bayram’; payrantásoras ‘bayramdan sonra, bayram sonrası’ (Mik. 18; Kuk. 62; TMEN 823; Kak. 62; Geor. 141, 143; Gia. 110); Alm. Bairam, Beiram ‘islam dininde iki büyük dinî bayramın adı; şeker ve kurban bayramı’ (Wah. 269; Sül. 100); Fr. beiram, bairam ‘Müslümanlarda törensel bayram; ramazan ayının ilk günü ve devamındaki üç gün ile bundan 70 gün sonra bilinen dört gün’ (Lit. I, 832); İng. bairam ‘Müslüman din töreni, bayram’ (Web. 112; Gat.88). krş. baymak, bolmak, olmak, bayan, bayındır, bayar, bayılmak vb.

***

Yorumlar (1)
Canan Karanca 4 yıl önce
Üç büyük prof. Müthiş tartışma.
Var olun.
Alkışlar TDH''ye! Ve hocalarımıza......