TÜRKÇEDE KIŞ SÖZCÜĞÜ

TÜRKÇEDE KIŞ SÖZCÜĞÜ

Muhittin Kanbur

İçinde bulunduğumuz dönem olan kış sözcüğünün söz varlığımızdaki yerini inceleyelim.
1) Öncelikle şu soğuk günleri anlatan birkaç sözle bakalım. Kış döneminin güçlüğünü ve sıkıntısını anlatmak için “kara kış” ve “kış kıyamet” sözlerini kullanılırız.

2) Kış sözcüğünü yazılı olarak ilk kez Orhun Yazıtlarında görürüz:
Otuz artukı sekiz yaşıma kışın Kıtayn tapa süledim (Bilge Kağan Yazıtı, Güney Yüzü, 2. Dize)
(Otuz sekiz yaşımda kışın Kıtay’a ordu gönderdim.)
Orhun Yazıtlarında “kışlamak” sözcüğü de geçmektedir. Bu sözcük ekinimizde önemli yer tutmuştur. Bugün de kullandığımız bir kavramdır.
Kırk yaşıma Amgı Kurgan kışladukda yut boldı (Bilge Kağan Yazıtı, Doğu Yüzü, 31. Dize)
(Kırk yaşımda Amğı Kurgan’da kışladığımızda kıtlık oldu.)

3) Kış uykusu, Türkçe Sözlük’te “soğuk ve kurak dönemlere karşı koyabilmek için canlı varlıkların yapısında görülen olayların bütünü” olarak tanımlanmıştır.

4) Oğlak Dönencesi olarak bildiğimiz yerbilimi teriminin öbür adı “kış dönencesi”dir.

5) “Kış çorbası” sözü Türkçe Sözlükte şöyle tanımlanmıştır: “İnce dilimlenmiş mantar, havuç, pırasa ve kerevizin tavuk suyunda pişirilip üstüne sarımsak, kırmızı biber, maydanoz ve karabiberden oluşan karışımın dökülmesiyle hazırlanan bir yemek türü.”

6) Eğirdir’in Bağıllı (Isparta) köyünce “kışgözü” adı verilen bir ot vardır.

7) Muğla’da da “kışıyak” ve “kışleyik” adında bitkiler vardır.

8) Türk ekininde “yazın yaylamak, kışın kışlamak” sözüyle özetlenen çok önemli bir ekin de vardır. Bugün Yörükler bu geleneği sürdürmektedir.

9) Kışlak sözcüğündeki -k son sesinin düşmesiyle oluşan “kışla” sözcüğü bugün “erlerin toplu olarak barındıkları yapılar bütünü” olarak tanımlanmaktadır.

10) Neşet Ertaş ustanın türküleriyle kış sözü de dile gelmiştir:
Yazımı kışa çevirdin // Karlar yağdı başa, Leyla’m

11) Kışla sözcüğü de Barış Manço’nun türküsünde dile gelmiştir:
Kışlalara erdi bahar, tezkereye birkaç gün var // Barış’a da bir sorsalar ben bilirim ben bilirim

12) Nilüfer’in Son Perde adlı şarkısında da şu sözler geçmektedir:
Ağlama yüreğim, yâr gelmez // Gelse de artık fark etmez
Ha döndü dönecek, ömür bitiyor // Kış ortasında bahar gelmez

13) 16. Yüzyıldan başlayarak “şitaiyye” türüyle şiirler yazılmıştır. Türkçenin yok olmaya yaklaştığı bu dönemlerde kış sözcüğü yok sayılıp Arapça kökenli “şita” sözcüğü kullanılmıştır. Cenap Şahabettin de “Elhan-ı Şita” adıyla bir şiir yazmıştır. Şiirden alıntı yaparak Türkçenin yok olmakta olduğu bir örneği de sergilemiş olalım.
Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir
Berk-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter
Bir tûde-i zılâl ü siyeh-reng ü nâ-ümid
Ey dest-i âsmân-ı şitâ, durma, durma, çek
Dök kâk-i siyâh üstüne, ey dest-i semâ dök
Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök

14) Kış hazırlığı, özellikle eski dönemlerde her yiyeceğin her zaman bulunmadığı dönemlerde çok sık yapılırdı. Şimdilerde de biber, patlıcan, domates kurutulur. Salça, tarhana, turşu ve makarna hazırlanır. Reçel yapılır.

15) Türk dili atasözü ve deyimler yönünden çok bay (zengin) bir dildir. Şimdi de Türkçede kış sözcüğünü içeren atasözü ve deyimleri inceleyelim.
- Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır.
- Gönlün yazı var, kışı var.
- Kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine.
- Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
- Kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir.
- Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir kışın gider.
- Yazın araması kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı.
- Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
- Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
- Yazın gölge kovan, kışın karın ovar.
- Yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez.
- Yazın yorulmayan kışın kurulmaz.

16) Çağdaş Türkçelerin tümünde bazı ses değişimleriyle “kış” olarak kullanılmaktadır.

Yorumlar (0)