Türklerde ölü yakma geleneği-Arif Cengiz Erman Yazdı

Türklerde ölü yakma geleneği


Arif Cengiz Erman

Moğolistanda beş yıl kadar önce bulunan bir Göktürk kağanına ait kurgan, Türk tarihiyle ilgili o güne dek bilinmeyen bir çok ayrıntıyı da ortaya çıkardı. Bu ayrıntılardan en ilginci, kuşkusuz kurganda bulunan, kağanın ölüsünün külleriydi. Ahşap bir tabuttaki 80x30 cm'lik bir kutu içinde kağanın yakılan ölüsünün külleri bulunmaktaydı. Bazı tarihçiler önce buna, "Budizm etkisi" gibi yakıştırmalarda bulunmaya kalksalar da, bu çarpıtma tutmadı.

Oysa ölü yakma geleneğinin Türklerde çok eski çağlarda bile bulunduğu bilinen bir gerçektir. Eski Çin kaynaklarında da bundan söz edilmektedir. Türklerde ölü yakma geleneği, ölü kaldırma işleminin en onurlu biçimidir ve halkın tümünü değil, yalnızca soyluları, kutsal kişileri ve kahramanları kapsamaktadır. Bugün de Tuva'nın kimi bölgelerinde din adamlarının ölüleri yakılmaktadır.


Çin kaynaklarında 582 yılında Türüklerle (Köktürklerle) Tabgaçlar (Çini yöneten Türk boyu) arasında üç gün süren savaş sonunda, savaş alanından çekilen Türüklerin, çekilmeden önce ölülerini yaktıkları yazmaktadır. Tabgaçların elinde esirken 634 yılında ölen Türük kağanı İl Kağan'ın ölüsünü Türükler yaktıktan sonra gömmüşlerdir.

Yine aynı kaynaklarda Türüklerin ölülerini yakmak yerine gömmeye başlamalarına sinirlenen Tabgaç kağanı, huzuruna çıkan Türük elçisine şu sözleri söyler: "Artık ölülerinizi yakmıyor, yalnızca gömüyorsunuz!". Bu da, yalnızca Türüklerde değil, Tabgaçlarda ve diğer Türk boylarında da ölü yakma geleneğinin bulunduğunu göstermektedir.

Bu tarihsel gerçekler dikkate alındığında, Beşiktaşta bulunan eski Türk kurganlarındaki ölü küllerinden yola çıkarak, "Türklerde ölü yakma geleneği yoktur" diyerek bu kurganların Türklere ait olmadığını ileri sürmek ya cehalettir ya da Türk tarihine ve kültürüne ihanet! (Kaldı ki, kurganlarda yalnızca yakılmış ölü külleri değil, yakılmamış iskeletler de bulunmuştur)

Arif Cengiz Erman

Yorumlar (0)