11.06.2022, 22:08

Akdeniz Havzasının İlk Türkleri

Türklere; Yunanlı Heredot Targita, Hint kaynakları Turuha (ve Sakalardan dolayı; Turuşka), alfabelerinde “r” harfi olmayan Çinliler Tukuye demişlerdir. Etrüsk, Trak, Troya gibi adlandırmalar da yine Batı dillerinde “u” harfi bulunmamasından dolayıdır. Türk’e; türemek, güç, düzen, miğfer gibi anlamlar da yüklenmiştir. Miğferi (tolga) icat edip, savaşlarda kullanınca miğfer/miğferli denmiş olmalı.. İki boynuzlu miğfer (zü’l-karn-eyn) örneğinde olduğu gibi.. Oğuz (Ogur/Uğur), Bitigur, Kutrigur, Salgur (Salur), Uygur, Goryo (Kore), Gurmanç (Kürt), Bulgar (?), Hungary (Macaristan) vd. birçok Turan/Türk boyuna, topluluğuna ad olan ve büyük, canlı, güçlü gibi anlamlara gelen gar/ger/gur/gür sözcüğü de unutulmamalıdır. Yine ok ve yay kullanmaları da Türkler için başlı başına bir başka karakteristik özellik…

Kengerler MÖ 4000’lerde Türkmenistan’ın Anau/Anav bölgesinden gelerek Sümer uygarlığını kurdular. Daha doğrusu Türkistan’da gelişen uygarlığı Ortadoğu’ya taşıdılar. Turukkular biraz daha Anadolu içlerine sokularak, yeni bir devlet yapılanması oluşturdular. Kuzey Afrika’da Hagarlar (Hoggar) ve Ezgarlar adıyla iki kola ayrılmış olarak varlığını sürdüren Turuklar (Tuareg) Güneydoğu Anadolu’da hüküm sürmüş olan Turukkuların torunları olabilir mi diye de düşünmek gerekiyor. Birçok Türk boyunda ve Turuklarda görülen “gar, gor, gur” adı rastlantı olmasa gerek. Tuareg, -Arapçada- Turuk’un çoğuludur bu arada.

Traklar Balkanlarda ve Marmara Bölgesi’nde hüküm sürdü. Lidyalıların, Pelasgların, Trakların (Truvalılar) karışımı olan Etrüskler Adalar Denizi’nde ve İtalya’da hüküm sürdü. Etrüsklerle aynı soydan olan Lidyalılar ve bir başka Turanî topluluk Frigyalılar Batı Anadolu’da… Günümüz Türkçesine çok sayıda sözcük veren Hititler (daha doğrusu Hattiler) Orta Anadolu’da… Akdeniz’e nam salan denizci Turskalar, Toroslarda… Türkistan’dan gelerek muhteşem bir geri dönüşe imza atan Sakalar Batı Anadolu’da, -Gazze’ye, Mısır’a kadar olan- Doğu Akdeniz kıyılarında ve hatta Tuna boylarını, Macar ovalarını da geçerek Alplerden Almanya’ya kadar olan yerlerde at koşturdu. Dokumacı Sakalar diyebileceğimiz Pelasglar yine Anadolu’da, Trakya’da yurt tuttu. Pılı pırtı sözünden aklınızda kalsın. Kimerler Kapadokya’da, Hunlar 395’te Suriye’de görüldü. Aynı Hunlar neredeyse tüm Avrupa’yı hallaç pamuğu gibi attı. Özellikle Attila döneminde… Sibirler 576’da Konya’ya kadar geldi. Bulgarlar 717-718’de Bizans’ı Arap kuşatmasından kurtardı. Araplar İstanbul’u almış olsaydı Anadolu bugün belki de Türkiye olmayacak, Arabiye olacaktı. Peki, Anadolu’ya Turkije (Türkiye) adını verenler kimdi? Turanî Keltler!..

Herodot; MÖ 625 yılına kadar bütün Anadolu’ya ve yine Romalı Pompei Drog ile Strobon; MÖ 336’ya kadar bütün Trakya’ya Sakaların (İskitler) hâkim olduğunu yazmaktadır. Haliyle Saka (İskit) Türklerini ve onların kolları olan Kimerleri, Medleri de araştırmamız, bilmemiz, öğrenmemiz gerekiyor. Tam da bu noktada bir tarih tezini gündeme getirelim. İskit adının Mikencede “Υξός” olarak geçtiği, sözcüğün okunuşunun “İçs Ouzs” ve anlamının da “İç Oğuz” olduğu ileri sürülmektedir. Yine Sakaların bir kolu olan Medlerin adının da Mikencede “Μῆδός” olarak geçtiği, sözcüğün okunuşunun “Mid Ouzs” ve yine anlamının da “Orta Oğuz” olduğu söylenmektedir. Bir başka tarih tezi ise Zengîler, Eyyubîler, Karamanlılar, Osmanlılar, Özbekler gibi Medlerin de başbuğları Mada’nın (Mata/Mete?) adını almış olduğu yönündedir. Miken (Minos) uygarlığının Girit merkezli olduğunun ve Türkistan’da gelişen uygarlığın Sümer, Orta ve Batı Anadolu, Mısır, Girit, Etrüsk (İtalya) şeklinde Akdeniz çanağına/havzasına doğru bir dağılım ve/veya yayılım gösterdiğinin de altını çizelim.

Kimi Batı dillerinde Akdeniz’e “Mediterranean Sea” denir. Adlandırmanın Latince “Mediterraneus”tan (medi=orta + terra=toprak/yer) geldiği söylenmekle birlikte, bu birleşik sözcüğün kökeninin Etrüsk diline ait olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Etrüsk dili, kültürü, uygarlığı barbar Latinler tarafından yağmalanmıştır bildiğiniz gibi. Asya kökenli (Asyatik) Batı Anadolu uygarlıklarının Eski Yunan’a mal edilesi de dünya tarihinin en büyük yalanlarından/yağmalarından biridir kuşkusuz. Bu durumda Miken dili ve Medler ile ilgili tarih tezi daha bir anlam kazanıyor. Üstü örtülmeye çalışılan binlerce yıllık Türk tarihi de haliyle..

Büyük önder Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü ile noktayı koyalım: “Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en az 7000 senelik Türk beşiğidir! Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onların oğlu oldu! Bugün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu! Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Aziz Dolu Atabey

https://azizdolu.wordpress.com/

  • Görsel, “Urmu Kuramı (nazariye, teori) ile dikkatleri üzerine çeken ünlü Etrüskolog Firudin Ağasıoğlu (Ferudun Celilov) hocamıza aittir. Kendisi Azerbaycan Türklerinden olup, 1947 yılında -tarihî Türk yurtlarından olan- Revan’da (Erivan) doğmuştur.
Yorumlar (0)