18.01.2022, 15:30

Alman araştırmacı ve Irk Bitig

DOĞAN’DAN KURTULAN TAVŞAN’IN HİKÂYESİ

Hocalarım, meslekdaşlarım, arkadaşlarım, öğrencilerim bana hep “Hatıralarınızı yazsanız. Kimbilir neleri öğreneceğiz diyorlar”. Zaman zaman da geçmiş ile ilgili hatıraların bazılarını yazıyorum, yazdıklarımın bazılarını da yayımlıyorum. Bugünlerde konu güncelleştiği için “Doğan’dan kurtulan Tavşan”ın hikâyesini yazmak istedim. 

1978-1979 yıllarında Alexander von Humboldt Vakfı’nın araştırma burslusu olarak Almanya-Giessen’de Justus-Liebig Üniversitesi, Institut für Orientalistik (Şarkiyat Enstitüsü)’te Prof. Dr. Klaus Röhrborn’un yanında Eski Türkçe araştırmaları yapıyordum. Çalışma odam Klaus Röhrborn’ın yanıdaki büyük oda idi. Haftada iki gün Peter Schulz adlı bir Alman doktora öğrencisi gelir, kapıyı vurmadan odaya girer, selâm vermez, arkadaki bir masaya gidip oturur, hocasının kendisini davetini beklerdi. Bu arada da çok sigara içerdi. Ben sigara içmediğim için rahatsız olurdum, ama konuk olduğum için bu konuda bir ikazda bulunmazdım.

Peter Schulz’ın doktora tezi Zarf-fiiller (Gerundiumlur) üzerinde idi. Bir gün hocası Röhrborn’a Irk Bitig adlı Göktürk harfli metinle ilgili bir soru sormuş. Röhrborn da “Herr Sertkaya’ya niçin sormuyorsun.” demiş. Schulz dudak bükmüş ve “Anlar mı ki?” demiş. Röhrborn da “Ama Türkçe onun ana dili” cevabını vermiş. Uzatmayayım. Peter Schulz bir müsvedde kağıdında bana sorusunu sorduğunda ben kendisine “Siz Irk Bitig’deki 44 numaralı ırkı = falı) mı soruyorsunuz?” dedim. Irkı numarası ile bilmem onu şaşırttı. Ben de 44 numaralı ırkı onun için yeniden yazdım. Burada da yazayım. 

togan : kuş : tengriden : kodı : tabışgan : tipen : kapmış.

togan : kuş : tırngakı : suçulunmış : yana : tıtinmiş.

togan kuş ong tırngakı : ügüşüpen : kalıyu : barmış.

tabışgan : terisi üngüşüpen : yügürü : barmış.

anyıg : tir. ança bilingler : yabız : ol :

Benim 44. numaralı ırkı Türkiye Türkçesine kelime kelime aktarmam ise şöyle:

Doğan gökyüzünden aşağı tavşan diyerek kapmış.

Dogan(ın sağ) tırnağı kırılmış ve kopmuş.

Dogan(ın) sağ tırnağı kırılınca yukarı uçmuş.

Tavşan(ın) derisi delince/zedelenince koşarak gitmiş.

Öyle denilir. Böyle biliniz. Kötüdür.

Ben Peter Schulz’a küçükken kuş beslediğimi, beyaz dişi bir güvercini parlak çekerek başkalarının erkek güvercinlerini gökyüzünden indirdiğimi, Doğan, Şahin, Tugrul gibi avcı kuşların fare, sincap, kunduz, tavşan gibi hayvanları gökyüzünden pike yapıp, iki elleri ile tutup avlayarak yükseldiklerini anlattım. Doğan’ın da böyle yaptığını, gökyüzünden aşağıdaki tavşanı görüp, tavşanı kaptığını fakat tavşanın canının yanması ile kaçtığını, bu kaçma esnasında doğanın sağ pençesindeki tırnağının kırıldığını, bu şekilde serbest kalan tavşanın bütün gücü ile kaçtığını, doğanın da tekrar gökyüzüne yükseldiğini anlattım. Filoloji açısından problemin üçüncü cümlede geçen ong kelimesinin önceki nâşirler tarafından -ung şeklinde genitif (ilgi hali) eki anlaşıldığını, bunun sebebinin de yazmanın müstensihinin togan kuş kelimesi ile ong kelimesi arasına kelimeleri ayıran üst üste iki noktayı (:) koymasını beklemelerinden kaynaklandığını, halbuki 44. ırkta geçen hayvan isimlerinin hiç birinde genitif ekinin kullanılmadığını, Clauson’un genitif eki zannettiği -ung şeklinin müstakil bir kelime olarak ong “sağ” kelimesi olduğunu anlattım. Metin açıklığa kavuşmuş oldu. Peter Schulz bir ırk daha sordu. 35. ırk.

er : süke : barmiş : yolta :atı : armiş : / er : kugu : kuşka : sokuşmiş : / kugu kuş : <(e)r(i)g> kanatınga urup, / (a)nın : k(a)lıyu : b(a)rıp(a)n : / öginge : kangınga : t(e)gürmiş : / ögi : kangı : ögir(ü)r : sebinür : tir : / (a)nça : bilingl(e)r : edgü : ol :

Er askere gitmiş. Yolda atı yorulmuş. / Er kuğu kuşuna rastlamış. / Kuğu kuşu <eri> kanatına alıp, / onun ile yukarı giderek / <eri> annesine babasına ulaştırmış. / Annesi babası sevinir de(ni)r. / Böyle/bu şekilde biliniz. İyi dir.

Ben de bu ırkta anlamadığı urupanın kelimesi için “nâşirlerin urupanın “vurarak” okuduğu kelimeyi iki kelime olarak urup, anın “vurarak, onun ile” şeklinde okursanız anlam düzelir. Müstensih burada da iki kelimeyi birbirinden ayıran üst üste iki nokta (:) işaretini koysaydı ilk naşirler kelimeleri doğru okuyabilirlerdi” dedim. 

Peter Schulz bana teşekkür etti ve “Osman Bey! Bu iki açıklamayı size atfen yazabilir miyim?” dedi. Ben de “Buna hiç gerek yok. Türkiye’de her gün üç-beş öğrenci odamıza gelir anlayamadıkları yerleri sorarlar. Biz de doğrusunu açıklarız. Hele lisans tezlerinde buna benzer ne okumaları düzeltmişizdir. Benden size hediye olsun. Tezinizde kullanın” dedim. 

Esas sürpriz iki gün sonra oldu. Odamın kapısı vuruldu. “Buyrunuz” dedim. “Peter Schulz içeri girdi ve “Schön Guten Tag Herr Sertkaya [Günaydınlar Bay Sertkaya]” dedi. Geldiğinde kapıyı vurmadan odaya giren ve selâm vermeyen Schulz o günden sonra nezaket kurallarına uymaya başladı.

Peter Schulz’un doktora tezinin başlığı “Verbalnomina und Konverbien als Adverbiale Ergänzungen im Alttürkischen” idi. Tezini 1978’de 245 sahife olarak yazdı ve 16 Şubat 1979’da savunarak “phil. Dr.” unvanını aldı. (Meraklısı 185. ve 186. paragraflara bakabilir.)

80’li yılların ortalarında bir bilim kongresi için Almanya’da idim. Peter Schulz beni tanımadı. Jens Peter Laut’a “Jens Peter tanışıklık vermiyor ” dedim. Jens de “O çok büyük bir beyin ameliyatı geçirdi. Bir çok şeyi unuttu. Bir çok şeyi de yeniden öğreniyor. Pek muhtemeldir ki seni tanımamıştır” cevabını verdi. Üzüldüm. Çünkü çalışkan ve titiz bir araştırıcı Türkolojiden ayrılmış oluyordu. Peter Sculz Türkoloji âleminden kayboldu gitti.

Yıllar yılları kovaladı. Irk Bitig Gökbey Uluç ve arkadaşları tarafından işlenip “Irk Bitig. Qedim Uyğur Dilinde Yazılmış Fal Kitabı” başlığı ile 2013 yılında Baku-Azerbaycan’da yayımlanmış. 2016’nın yazında Gökbey Uluç ve Oktay Doğangün telefon edip beni ziyaret etmek istediklerini ve yayımladıkları kitapları sunacaklarını söylediler. Bir öğleden sonra kendilerini evimde ağırladım. Tanıştık ve güzel bir sohbet ettik. Genellikle de ben konuştum ve Irk bitig ile ilgili bu hatıramı anlattım. Benden açıklamamı yazılı olarak istediler. Ben de onları kırmadım. 44. ırkı yazdım ve hatıra olarak daha sonra Gökbey Bey’e verdim. Doğan ile Tavşan’ın hikâyesi benim açımdan böyle bitti.

Yorumlar (1)
Muhsin Durlu 2 yıl önce
https://www.ankarahavadis.com.tr/turkluk-bilimi-elestirileri-1-makale,13115.html Irk sözcüğü güneşle ilgilidir. Güneş bilgisinin anlatıldığı yapıt anlamındadır kanımca. K güneş, IR ya da kalın R ise gelen ve giden ışıkları demektir. https://www.ankarahavadis.com.tr/turku-ve-turkceyi-bilmek-nedir-5-makale,12977.html