Paragraf Yapısı ve Özellikleri, Paragrafın Yapı Bilgisinin Önemi

Paragraf Yapısı ve ÖzellikleriParagrafın Yapı Bilgisinin Önemi

Paragraf Yapısı ve Özellikleri, Paragrafın Yapı Bilgisinin Önemi

Paragrafları doğru anlayabilmek İçin paragrafın yapısı üzerinde, geniş bir bilgiye ve pratiğe sahip olmamız gerekmektedir. Paragraflar genellikle iki gurupta toplanabilir. Birincisi öyküleme ağırlıklı yani bir düşüncenin değil olay akışının ağırlıklı olduğu paragraflar. Bu gruptakilerin yapısının bilinmesi pek önemli değildir. Bizim için asıl önemli olan düşünce yazısı türündeki paragrafların yapısıdır. Düşünce yazısı türündeki eserlerden alınmış paragrafların giriş, gelişme, sonuç şeklinde planlan vardır.

ÖSYM sorularında paragrafın yapısıyla doğrudan ilgili sorular azdır. Fakat önceden de belirttiğimiz gibi paragrafın yapı bilgisinin ana fikir ve yardımcı fikir sorularında büyük yarar olmaktadır. Onun için bu konuya özellikle dikkat edilmeli bu konu en ince ayrıntısına kadar bilinmelidir. Ondan da önemlisi örnek paragraflar üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.

Paragrafla İlgili Soru Tipleri

ÖSS'deki paragraf soruları değişik tiplerde olabilir. Paragraf sorularının genellikle şu alanlar üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir:

Paragrafın konusuyla ilgili sorular
Paragrafın ana düşüncesini buldurmaya yönelik sorular
Paragrafın yapısı ve kuruluşuyla ilgili sorular
Paragrafta işlenen konunun yorumuyla ilgili sorular
Paragrafta tanıtılan kişilerin özellikleriyle ilgili sorular
Paragrafı geliştirip sürdürecek yazının başlığıyla ilgili sorular

Paragraf planı ya da yapısı ile ilgili sorularda şu soru kalıpları kullanılmaktadır:

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
Düşüncenin akışına göre ... cümlesinin numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
Bu parçanın son cümlesi düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
GİRİŞ - GELİŞME - SONUÇ CÜMLESİ

Giriş Bölümü İdeal bir paragrafın ilk bölümü olan giriş bölümünde yazar, sonraki bölümde savunacağı, üzerinde duracağı, destekleyeceği fikri ortaya atar.

Bir Yazının İlk Cümlesinin Özellikleri

Paragrafta giriş bölümü genellikle tek, bazen de iki cümleden oluşur. Giriş bölümünün ilk cümlesi önemlidir. Bu aynı zamanda bir yazının veya paragrafın ilk cümlesi olacağından bu cümlede bir önceki cümleyi gerektirecek ifadeler bulunmaz. ÖSYM sorularının bir kısmı, bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olan cümleyi bulmamızı isteyen sorulardır.

Aşağıdaki örnekleri dikkatlice inceleyelim:

Bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olan cümleler:

Eleştirmenlerin görüşlerine güvenmeyen sanatçının başarılı olacağına inanmıyorum.
Türk şiirinde kullanılmış birçok ölçü vardır.
Her eser, yazarından okuyucuya bir mektuptur.
Okumayan insanlar ile hiçbir işin başarılamayacağını birçok insan kabul ediyor.

Dikkat edilirse bu sütundaki cümleler, kendilerinden önce başka cümlelere gerek duymadan bir paragraf başlatabilirler. Çünkü bu cümlelerde, sonraki cümlelerde ispatlanması gereken birer yargı vardır. Bağlayıcı öğe yoktur. Demek ki bu cümleler bir yazının ilk cümlesi olabilir.

Bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun olmayan cümleler:

Eleştirmenin bu görüşüne güvenmeyen sanatçı başarılı olamaz.
Türk şiirinde kullanılmış bunun gibi daha birçok ölçü vardır.
Özetle, her eser yazarından okuyucuya bir mektuptur.
Bundan dolayı, okumayan insanlar ile hiçbir iş başarılamayacağını savunuyorum.

Dikkat edilirse bu cümleler daha önceki cümleye bağlanıyor. Demek ki bu cümlelerden önce başka cümleler var. Öyleyse bunlar bir yazının ilk cümlesi olmaya uygun değildir. Öyleyse şunu bilmemiz gerekiyor ki bir yazının ilk cümlesi olacak cümlede "bundan dolayı, çünkü, ama, ancak, şöyle ki, fakat, yalnız, özetle" gibi önceki bir cümlenin habercisi, bağlayıcı sözcükler bulunmamalıdır.

* Aşağıdaki cümlelerde bağlayıcı öğelerin olmadığına ve bu cümlelerin bir yazının ilk cümlesi olmaya uygunluğuna dikkat ediniz.

Sanatçılar, dış dünyadan algıladıklarını iç dünyalarıyla birleştirerek bunları eserlerine yansıtırlar.
Sözcükleri kişilerin özelliklerine göre ve titizlikle seçmeleri, ustaca kullanmaları sanatçıların üslûplarına ayrı bir özellik kazandırır.
Öykülerde konu olarak genelde insan ve deniz işlenir.
Sait Faik'in hikâyelerine toplumun her kesimi, her insan, her duygu konu olmuştur.
Gözlem yeteneği güçlü yazarlar konu sıkıntısı çekmezler.
Sait Faik, İstanbul'un daha çok kenar mahallelerini ve adaları anlatmıştır.
Yazarların eserlerinde çevrelerini anlatmaları iyidir ne var ki bu bazen aşırıya kaçıyor.

* Aşağıdaki cümlelerde bulunan bağlayıcı öğelere ve bu cümlelerin bir yazının ilk cümlesi olamayacağına dikkat ediniz.

Sanatçılar, dış dünyadan algıladıkları bu görüntüleri iç dünyalarıyla birleştirerek eserlerine yansıtırlar.
Sözcükleri kişilerin özelliklerine göre ve titizlikle seçmesi ustaca kullanması üslubuna ayrı bir özellik kazandırmıştır.
Öykülerinin ana konusu insan ve denizdir.
Özetleyecek olursak hayatın herhangi bir dakikası, birkaç saati öykülerine konu olabilir.
Çünkü gözlem yeteneği güçlüydü ve konu sıkıntısı çekmiyordu.
Sait Faik, İstanbul'un daha çok kenar mahallelerini ve adaları bunun için anlatmıştır.
Ne var ki yazarların, eserlerinde çevrelerini anlatmaları bazen aşırıya kaçıyor.

Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulmak istense, bunlardan hangisi o paragrafın giriş cümlesi olur?

A) Nice eserler, biçimce zayıf ve çirkin olduklarından başarı kazanamamıştır.
B) Sanat eseri, içerikle biçimden örülmüş bir bileşim, bölünmez bir bütündür.
C) Öyleyse, tek başına ne içerik ne de biçim bir eseri değerli kılmaya yetmez.
D) Bundan ötürü, bir eserin değerlendirmesini yalnızca biçim ya da yalnızca içeriğe göre yapmak yanlıştır.
E) Özce anlamsız, içeriği hiçe sayan eserler de kısa sürede unutulmuştur. Yanıt: B

Örnek: Aşağıdaki örnek parçada giriş bölümüne dikkat edelim.

Yakup Bey, çocuklarına modern eğitim sistemlerine örnek olacak değerde bir eğitim metodu uygular. Çocuklarına kızmayı adet edinmemiş bu olgun baba, yaramazlık yapan çocuklarını azarlamak ya da dövmek yerine, ellerine birer kâğıt kalem tutuşturur, önlerine de bir vazo çiçek veya başka bir örnek koyar, elindeki bozuk paraları şangırdatırmış. Çocukları, şangırdayan paraların ödül olarak verileceğini hayal ederken bir taraftan da pür dikkat resim yaparlarmış.

Örnek: Aşağıdaki parçada yazarın birinci bölümde bir fikir öne sürdüğüne ve ikinci bölümde bu fikrini desteklemek için örnek verdiğine son bölümde bir sonuca ulaştığına dikkat ediniz. Bunlar giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir.

Sanatta güzelliğin onun anlaşılırlığı ve yararlılığı gibi durumlarla ilgisiz olduğu iyi bilinmeli. Antep'in ünlü sinemacısı Nakıp Ali, o sıralar çok tutulan "Beyaz Yele" ve "Kırmızı Balon" filmlerini kente getirtmiş, oynatacakmış da pek umudu yokmuş. Umulmadık bir seyirci kitlesiyle karşı-laşmış. Filmden ne anladıkları konusunda sorulan sorulara seyirciler düz bir yanıt vermişler: "Bilmem... Çok güzeldi." Güzelliğin başlı başına bir işlevi var anlaşılan. Yararlı ya da anlaşılır olması önemli değil, var olması yetiyor. Bu da ister aydınların ister halkın neyi anlayıp anlamadığı, neyi sevip sevmeyeceği, ona nelerin sunulması gerektiği konusunda ahkâm kesmekten alıkoymalı bizleri.

Giriş bölümü konuya giriştir. Sonrasında mutlaka örnek gelecek diye bir şart yoktur. Aşağıdaki paragrafta giriş bölümünde konuya giriş yapılmıştır. Sonraki cümlelerde ise birinci cümlede sözü edilen insanlara çengel atmak sözünün anlamı açıklanmıştır. Konuya nasıl girildiğine, açıklamanın nasıl yapıldığına dikkat edelim.

Örnek: Ben yazılarımda sadece, insanlara çengel atmaya çalışırım. Onların düşüncelerine, sözlerine, düşlerine, mutluluklarına, acılarına, sevinçlerine ve bu yiğitlerin yoğurt yiyişlerine eğilirim. Bir başka deyişle yaşayanları kitaplara geçirerek ölümsüzleştiririm, onları tekrar yaşatırım. Kaleme gelmezlerden, gönül belasına düşenlerden tutun da çanak yalayıcılara, hıkmıkçılara, iyilik pehlivanlarına, diktatörlere uzaktan merhabacılara değin herkes benim tenceremde pişer.

Giriş Cümlesinin Özellikleri

Konunun ortaya konulduğu cümledir.
Paragraf genelden özele dayalı bir düşünce zincirine dayalı ise giriş cümlesi konuyla birlikte ana düşünceyi de yansıtır. Bu durumda genel bir yargı niteliği taşır.
Paragraf özelden genele dayalı bir düşünce zincirine göre kurulmuşsa, giriş cümlesi sadece konuyu verir.
Dil ve düşünce yönünden, kendinden sonra gelen cümlelerle bağlantılıdır.
"Böylece, üstelik, bununla beraber, nitekim..." gibi bağlantı öğeleriyle başlayamaz.
Gelişme Bölümü

Giriş bölümünde öne sürülen düşünce bu bölümde desteklenir, ispatlanır. Yazar, ortaya attığı düşüncesini geliştirmek veya ispatlamak için düşünceyi geliştirme yolları kullanır. Bu bölümde açıklama, destekleme, ispatlama esas olduğu için bağlayıcı öğe dediğimiz bundan dolayı, çünkü, ama, ancak, bu görüşe göre, öyle ise gibi, bulunduğu cümleyi bir önceki cümleye bağlayan sözler göze çarpar.

Örnek: Aşağıdaki örnek parçada bağlayıcı öğelere dikkat edelim. Böylece gelişme bölümünün hangi cümleyle başladığını bulalım.

Sözcükler zamanla, çeşitli sebeplerle, çok değişik kavramları karşılar hale gelebiliyorlar. Sözgelimi, önceleri sırf koyun, sığır, deve gibi hayvanların topuna birden mal denirken, bu sözcük bugün daha çok, her türlü taşınabilen servet anlamında kullanılmaktadır. Çünkü, bir zamanlar çobanlıkla geçinen dedelerimiz servet olarak yalnız bu büyükbaş hayvanları tanıyorlardı; başka kültür çevreleriyle temasa geçince, servet olarak başka nesneleri de öğrendiler. Böylece mal sözcüğü kültür değişimi sonunda öteki nesneleri de içine aldı.

Parça okunduğunda görülüyor ki ilk cümle giriş bölümünü oluşturuyor. Ana fikir bu cümleden anlaşılıyor. Daha sonraki bölümde ana fikir ispatlanıyor. Sözgelimi ifadesiyle örnek veriliyor. Çünkü ifadesiyle açıklama yapılıyor. Böylece ifadesiyle anlatılan örnek derlenip toparlanıyor.

Örnek: Aşağıdaki parçayı inceleyip giriş ve gelişme bölümlerine dikkat edelim.

Bugün biz insanlarımıza, kendi dillerinde, kendileri için gerekli temel bilgileri verecek olan kitapları dahi okutabilme konusunda tam bir ba-şarısızlık içindeyiz. Basılan gazete, dergi ve kitap sayılarına baktığımızda bunun çarpıcı bir olumsuzluk olarak karşımızda durduğunu görmekte gecikmeyiz. Buna kütüphanelerden yararlanma oranlarını da ekleyebiliriz. Hatta kitapların baskı adetlerine de bir göz atabiliriz. İtiraf etmeliyiz ki insanlarımızın kitaplardan yararlanma oranı çok düşük.

Yukarıdaki parçada ilk işarete kadar olan kısım giriş cümlesidir. Burada insanımızın kitaplardan yararlanmadığı görüşü belirtilmiştir. Sonraki bölümde yani gelişme bölümünde bu düşünceyi inandırıcı hale getirmek amacıyla deliller sıralanmış ve sonuç bölümü olan son cümlede de düşünce yinelenmiş, derli toplu bir şekilde belirtilmiştir.

Örnek: Aşağıdaki parçayı inceleyip giriş ve gelişme bölümlerine dikkat ediniz.

Her birine çok büyük saygı gösterdiğim bazı kitapevlerinin 80'li yıllardan itibaren değişik derecelerde yozlaştığı görüşündeyim. Bunlar önceleri bir kitabevi zincirinin parçası oldular. Kâr kaygılarıyla raflarındaki edebiyat ve şiir kitaplarının sayısını en aza indirdiler. Kaset, dergi, gezi rehberi, takvim gibi nesneler satmaya başladılar. Masraflarını kısmak için asgari ücrete razı kitap sevmez insanlar çalıştırmaya başladılar. Kitaplardan gasp ettikleri bölümlerde çay ve kahve satma girişimleriyle övünür oldular.

Okuduğunuz parçada ilk bölümde konuya giriş yapılmıştır. Biz bu cümlelerle konunun kitapevlerindeki değişim olduğunu anlıyoruz. İkinci cümleyle başlayan gelişme bölümünde ise bu değişimin nasıl olduğu anlatılıyor.

Gelişme Cümlelerinin Özellikleri

Gelişme bölümündeki cümleler, giriş cümlesinde belirtilen konuyu açıklığa kavuşturur; ana düşüncenin belirginleşmesine yardımcı olur.
Her biri dil ve düşünce yönünden diğer cümlelere bağlıdır.
Tümevarım (özelden genele) yöntemiyle oluşturulan paragraflarda gelişme cümlele-rinden biri ana düşünceyi verebilir.
Karşılaştırma, örnekleme, tanık gösterme, benzetme... gibi yöntemlere en çok gelişme cümlelerinde rastlanır.
Sonuç Bölümü

Yazar giriş bölümünde bir fikir öne sürmüştü. Gelişme bölümünde bu fikri, düşünceyi geliştirme yollarıyla desteklemiş ve inanılır hale getirmişti. Son bölüm olan sonuç bölümünde ise yazar, fikrini derleyip toparlar ve bir sonuca bağlar. Bu bölüm genellikle tek cümledir.

Örnek: Aşağıdaki parçada konuya nasıl giriş yapıldığına konunun nasıl somutlaştırıldığına, sonuç cümlesinde sonuç yargısına, yani ana fikre nasıl ulaşıldığına dikkat edelim.

Sanatçılar eserlerine yapılan eleştirileri nedense kabul etmek istemiyorlar. Çok açık gaflarını bile bir türlü görmek istemiyorlar. "Evet, ama fakat, hayır, şey yani, tabii ki dediğiniz yanlış" laflarıyla işi idareye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki iyi sanatçı olmak, eleştiriye açık insanların harcıdır. Eleştirilmeden başarılı olmak olanaksızdır.

Bu parçada giriş bölümünde sanatçıların eleştiriye tahammülleri olmadığı belirtilmiş, sonuç bölümünde de eleştirilmeden başarılı eser vermenin olanaksız olduğu anlatılmıştır. Ortadaki gelişme bölümünde sanatçıların konuyu destekleyen sözlerinden alıntılar yapılmış.

Örnek: Aşağıdaki parçada da sonuca ulaşmak için nasıl bir yol izlendiğine, sondaki yargı cümlesine ulaşmak için yazarın parçaya kendi hayatından bir örnekle başladığına böylece sonuca nasıl ulaştığına dikkat edelim.

Önceleri taşradan da büyük sanatçılar çıkacağını zannederdim, ilk romanımı yayımlayınca pek ses getirdi diyemem. Bir şeyi çok iyi anladım o zaman. Gerçek bir yazar olmak gerçek bir üne kavuşmak bir taşra kentinde kesinlikle mümkün değildi. Ben de kalktım İstanbul'a gittim, yani büyük kente. Evet, İstanbul büyük kenttir ve büyük kentlere özgü kurallar uygulanır orada. Hiçbir zaman, hiçbir taşra kentinde ben yazarım deyip yazar olamazsınız, kimse olamaz.

Yazar bu parçada taşra kentlerinde büyük bir yazar olunamayacağını anlatmış. Konuya girebilmek için kendi yaşamından örnek vermiş ve anlatmak istediği sonuca bu örneğin desteğiyle ulaşmıştır.

Her Paragraf İdeal Olarak Bölümlenmez

Giriş, gelişme ve sonuç bölümü olan paragraflar ideal paragraflardır. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki bütün paragraflar ideal değildir. Yani her paragrafın giriş, gelişme, sonuç bölümlerinin olması gerekmez. Bazıları giriş ve gelişme, bazıları gelişme ve sonuç, bazıları da sadece gelişme bölümünden oluşmaktadır.

Örnek: Aşağıda sadece gelişme bölümünden oluşmuş bir paragraf verilmiştir. Gelişme bölümünde neyin ispatlanmaya çalışıldığını bulunuz. Yani giriş cümlesi veya sonuç cümlesi olabilecek cümleyi ana fikir cümlesini çıkarınız.

Türkiye'de yaşayan insanların kitap okumak için boş zamanları yoktur. Çünkü burada kitap boş zamanda okunur bir nesnedir. Otobüste giderken her gün seyrettiğimiz yerleri seyretmekten daha önemli ne olabilir ki? Belki yol kenarındaki çimler biraz daha büyümüştür. Gazetelerin promosyon olarak verdiklerininin haricinde kitaba ayıracak para da yoktur. Bunlar da vitrindeki kullanılmayan fincanlarla ebedi komşu olmuşlardır.

Evet, bu parça sadece gelişme bölümünden oluşuyor. Görülüyor ki bu paragraf Türkiye'de insanların kitap okumaya gereken önemi vermedikleri ana fikrini desteklemek amacıyla yazılmış. Ana fikir cümle halinde belirtilmemiş. O halde bize düşen parçayı özümleyip ana fikri çıkarmaktır.

Örnek: Aşağıdaki parçada giriş bölümünde yazarın bir fikir ortaya attığına, gelişme bölümünde bu fikri desteklemek amacıyla televizyondaki tartışma programlarından örnek verdiğine ve sonuçta ana fikri, derli toplu bir cümle şeklinde ortaya koy-duğuna dikkat edelim.

Konuşma ve dinlemeyi, anlaşma madalyonunun iki yüzü gibi birbirini tamamlayan yönler olarak düşünmek gerekir. Televizyondaki tartışma programlarını izleyenler, dinleme bakımından ne kadar yetişmemiş olduğumuzu anlamakta güçlük çekmezler. Genelde güzel konuşan çoktur; fakat kendini vererek dikkatle dinleyenlerin sayısı pek fazla değildir. Oysa konuşma öyle bir diyalogdur ki buna katılan bir insan, sırası geldikçe aktif veya pasif rol oynar. Bu sanatta sivrilebilmek için saygı ile hitap etmesini bildiğimiz gibi dinlemesini de bilmemiz gerekir.

Sonuç Cümlesinin Özellikleri

Dil ve düşünce yönünden kendinden önceki cümleye bağlıdır.
Özele ilişkin bir yargıyla başlayan paragraflarda ana düşünceyi verebilir.
Genelde kendisinden önceki düşünceleri bir sonuca bağlayan, özetleyen bir cümle niteliği taşır. Bu yüzden, özet anlamlı bağlaçlarla başlayan cümleler sonuç cümlesi olmaya daha elverişlidir.

Yorumlar (0)