16.03.2021, 20:19

Anlaşılamayan İstiklal Marşı

Okunamayan, anlaşılamayan ve bu durumu yazılamayan İSTİKLAL MARŞI

12 Mart 1921’de Büyük Ozan Mehmet Akif Ersoy o kutlu dizeleri yazdığında; Yunanların ilerleyişi bitmemiş, Ankara önlerine dek gelmişlerdir. Onları yurttan tümüyle atacak Büyük Taarruz ise bir hayaldir. Ülke bağımsızlığının tanındığı Lozan’ı imzalatmamış. Bayrağımızın bugünkü biçimi henüz çizilmemiş, genel olarak al üzerine çizilen ak ay ve yıldızdır. Yazılan ant (marş) eski abece ile yazılmış. Okuyabilenlerin okuma bilmeyenlere kıvançla okuduğu ancak ezgisinin seçilmesine 3 yıl olan bir şiirdir.

İşte böylesine UMUT verici, ulusunu bilen/tanıyan/İNANAN bir büyük ozanın yapıtıdır.

(Torunu Selma A. Ersoy’un anlatımına göre “Başımızdakini (M. Kemal) kim görse inanırdı.”)

Dil ve yazı devrimlerimiz ile Türk Ulusunun yüzyıllarca sindiremediği yanlışlardan dönülmüş. Türk kimliğine daha uygun bir düzene geçilmiştir.

(İlk akla gelene kısa bir yanıt verelim. Dil, Arapça/Farsçadan kurtuldu da İngilizce/Fransızca etkisine ve abece, sanıldığı gibi Arapça gidip Latince gelen yine yabancılaşmada değil)

100. yılını kutladığımız bugünlerde; 10 kıtasında ne yazdığını tümüyle anlamakta zorlanan yavrularımızın ilk abece ile okuyabilenleri zaten yok denecek denli azdır.

200. yaşında acaba nasıl okunacak? Nasıl anlaşılacak?

Türkler için (Bakın TC vatandaşları demiyorum) 100 yıllık bir sürenin ne denli kısa olduğunu düşündüğümüzde (Zaten TC vatandaşları 100 yılda bu nasıl olabilir dese biz kimiz demeliler) bu durumu nasıl değerlendirmeliyiz?

Birincisi: Devlet-i Aliye dönemi bir ozanın yazdığı sözler için aslında çokça Türkçe. O günkü abecenin durumunu da düşünürsek bu durum olağan.

İkincisi: Andın gelecek kuşaklarımızca daha az anlaşılır ya da okunabilir olacağını düşünürsek (ne yazık ki!) bu durum da ne M. Akif Ersoy’u ne de Türkçemizi bağlar. O ant dönemin ve durumun getirdiği bir durumdur.

Türkçe açısından durumu okumayı sürdürdüğümüzde usumuza (aklımıza) ilk şu soru geliyor. Öyleyse İstiklal Marşı da Türkçeleştirilmeli midir?

Bu tür yapıtlar kişilere özgüdür. Dilerse tümüyle yabancı sözcüklerle yazılsın tıpkı bir bedizcinin (ressamın) bedizini değiştirmeye benzer. Yine dilsel olarak da bir sorun değildir. Çünkü bu durum dili değil yapıtı bağlar.

Bir kez daha büyük ozanı sevgi ve saygıyla anarken;

Bu ulusa yazdığın ant severek.

Daha kazanılmamı utkuları bilerek

Kurtuluşa götüren bir umut oldun

Yurdun uçmağ olsa gerek! (Göktöre)

Tanrı bu ulusa bir daha bağımsızlık andı yazdırmasın!

Büyük Türk Ulusuna olan umut, inanç ancak kaygılarımla…

Yorumlar (0)