Atatürk'ün Anıları, Atatürk’le Hoca

Atatürk'ün Anıları, Atatürk’le Hoca

Atatürk'ün Anıları, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk'ün hayatı, Atatürk'ün hayatı uzun, Atatürk'ün hayatı özet, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli

Atatürk ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız: ATATÜRK

Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk ün hayatı, Atatürkün hayatı uzun,  Atatürkün hayatı özet, Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli,

TDH - KOLAY ERİŞİMİ Türkçe Göktürkçe Edebiyat Türkçe Adlar Tarih Kökenbilgisi Türk Lehçeleri Yazım Kılavuzu Türk Dünyası PDF-DOC Sınav-Deneme SÖZLÜKLERİMİZ

DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ Dil Bilgisi Sıfatlar Belirteçler Anlam Bilgisi Kompozisyon İlgeçler Cümlede Anlam Nasıl yazılır? Bağlaçlar Paragrafta Anlam Noktalama İşaretleri Ünlemler Sözcükte Anlam Sözcük Bilgisi Eylemler Ses Bilgisi Yapım Ekleri Eylemsiler Yapı Bilgisi Adıllar Dil-Anlatım Yazım Bilgisi Adlar Edebiyat Anlatım Bozuklukları Ana Bet Atasözleri ve Deyimler TDH-Instagram Tivitır Feysbuk

...

Trabzon seyahati esnasında, bir gün Atatürk, lisenin din dersleri hocasına sordu:

Atatürk’le Hoca

Trabzon seyahati esnasında, bir gün Atatürk, lisenin din dersleri hocasına sordu:

-“Rakı haram mıdır? Helal midir?” Hoca bildiği bütün din bilgilerini ortaya koyarak rakının haram olduğunu ispat etti. O an Atatürk:

-“Peki, haram ile ilgisi olan imama bağlı olmak doğru değildir, diye bir kural vardır. Ben Allah’ın bildiğini kuldan ne saklayayım, rakı içerim. Hem Cumhurbaşkanıyım yani toplumun imamıyım. Senin bu hükmüne göre bana bağlı olmak doğru değildir, öyle mi?” Deyince, zavallı hocada şafak attı. Oradan buradan lafı dolaştırdıkça Atatürk daha fena hocayı sıkıştırıyordu. Sonunda kısaca:

-“Hoca efendi, için rahat etsin eğer rakının haram olduğu fetvan doğru ise öteki de doğrudur. Fikrini açık söyle...” Hoca,  ağlayacak hale geldi:

-“Öyle söylüyorum” diyerek işin içinden çıkacaktı. Atatürk döndü:

-“Efendiler, işte bunun içindir ki Hazreti Peygamber,  Müslümanlıkta rahiplik yoktur demiştir. Çünkü hangi din olursa olsun rahibin, hocanın, yobazın eline düşünce felaket olur. İsa’nın ortaya çıkışı zamanındaki Yahudi mabedinden, engizisyon mahkemelerine; oradan da bize haksız diyen İstanbul Şeyhülislamlarına kadar bakınız. Tarihin her döneminde bu gerçeği ispat eden kanıtlar vardır.” (İsmail Habib Sevük’ten alınmıştır.)1

1 Niyazi Ahmet Banoğlu,  Yayınlanmamış Belgelerle Atatürk’ün,  Siyasi ve Özel Hayatı-İlkeleri,  2. Baskı, İstanbul, 1981, s.  245–246

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009  

Trabzon seyahati esnasında, bir gün Atatürk, lisenin din dersleri hocasına sordu:

-“Rakı haram mıdır? Helal midir?” Hoca bildiği bütün din bilgilerini ortaya koyarak rakının haram olduğunu ispat etti. O an Atatürk:

-“Peki, haram ile ilgisi olan imama bağlı olmak doğru değildir, diye bir kural vardır. Ben Allah’ın bildiğini kuldan ne saklayayım, rakı içerim. Hem Cumhurbaşkanıyım yani toplumun imamıyım. Senin bu hükmüne göre bana bağlı olmak doğru değildir, öyle mi?” Deyince, zavallı hocada şafak attı. Oradan buradan lafı dolaştırdıkça Atatürk daha fena hocayı sıkıştırıyordu. Sonunda kısaca:

-“Hoca efendi, için rahat etsin eğer rakının haram olduğu fetvan doğru ise öteki de doğrudur. Fikrini açık söyle...” Hoca,  ağlayacak hale geldi:

-“Öyle söylüyorum” diyerek işin içinden çıkacaktı. Atatürk döndü:

-“Efendiler, işte bunun içindir ki Hazreti Peygamber,  Müslümanlıkta rahiplik yoktur demiştir. Çünkü hangi din olursa olsun rahibin, hocanın, yobazın eline düşünce felaket olur. İsa’nın ortaya çıkışı zamanındaki Yahudi mabedinden, engizisyon mahkemelerine; oradan da bize haksız diyen İstanbul Şeyhülislamlarına kadar bakınız. Tarihin her döneminde bu gerçeği ispat eden kanıtlar vardır.” (İsmail Habib Sevük’ten alınmıştır.)1

1 Niyazi Ahmet Banoğlu,  Yayınlanmamış Belgelerle Atatürk’ün,  Siyasi ve Özel Hayatı-İlkeleri,  2. Baskı, İstanbul, 1981, s.  245–246

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009  

Yorumlar (0)