Atatürk'ün Anıları, Atatürk’ü Ağlatan Köylü

Atatürk'ün Anıları, Atatürk’ü Ağlatan Köylü

Atatürk'ün Anıları, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk'ün hayatı, Atatürk'ün hayatı uzun, Atatürk'ün hayatı özet, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli

Atatürk ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız: ATATÜRK

Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk ün hayatı, Atatürkün hayatı uzun,  Atatürkün hayatı özet, Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli,

TDH - KOLAY ERİŞİMİ Türkçe Göktürkçe Edebiyat Türkçe Adlar Tarih Kökenbilgisi Türk Lehçeleri Yazım Kılavuzu Türk Dünyası PDF-DOC Sınav-Deneme SÖZLÜKLERİMİZ

DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ Dil Bilgisi Sıfatlar Belirteçler Anlam Bilgisi Kompozisyon İlgeçler Cümlede Anlam Nasıl yazılır? Bağlaçlar Paragrafta Anlam Noktalama İşaretleri Ünlemler Sözcükte Anlam Sözcük Bilgisi Eylemler Ses Bilgisi Yapım Ekleri Eylemsiler Yapı Bilgisi Adıllar Dil-Anlatım Yazım Bilgisi Adlar Edebiyat Anlatım Bozuklukları Ana Bet Atasözleri ve Deyimler TDH-Instagram Tivitır Feysbuk

...

“Ah Paşacığımız... Sana yıllarca sırtımızda gülle taşıdık. Seni dünya gözüyle gösteren tanrımıza şükürler olsun. Andımız vardı.  Ayağını öpecektik.”

Atatürk’ü Ağlatan Köylü

İnebolu’dan Kastamonu’ya gidiyoruz, Kastamonu halkı, kışlanın ilerisine toplanmıştı. Gazi’nin şapka hakkında 24 saat evvel söylediği nutuk Kastamonu da ilk defa olumlu şekilde etkisini göstermişti. Başta Kastamonu Valisi Fatin (Güvendiren) Bey olduğu halde, bütün memurlar, öğretmenler beyaz şapka giymişlerdi. Gazi, Kastamonu’ya gelirken çarşaflı peçeli kadın öğretmenler karşılamıştı. Şimdi bu kadın öğretmenler, peçelerini açmışlar... Yol boyunca beyazlı, yeşilli carlı Kastamonu şehir ve köy kadınları dizilmişler. Genç ihtiyar, kadın erkek, çocuk, ’Yaşa! Varol!’ diye çırpınıyorlardı. Bu sesler Ilgaz Dağı’nın eteklerinde yankılar yaparak yükseliyordu. Yükseliyor ve ta ileride Kastamonu kalesine çarparak sanki Kastamonu’nun heyecanının sesli bir ifadesi gibi tekrar akis yaparak etrafa dağılıyordu.

-“Yaşa! Varol!” Gazi, manzaranın güzelliğine daha fazla dayanamadı. Otomobilinden indi, henüz iki adım atmamıştı ki, yolun iki tarafını dolduran ve tarlalara taşan ak çemberli, gök peştamallı Türk anaları Gazi’nin etrafını sararak ayaklarına kapandılar.

-“Ah Paşacığımız... Sana yıllarca sırtımızda gülle taşıdık. Seni dünya gözüyle gösteren tanrımıza şükürler olsun. Andımız vardı.  Ayağını öpecektik.”

Gazi... Altın saçlı, keskin bakışlı Gazi mendilini gözlerine kapadı. Devirler yaratan, devletlerin sırtını yere getiren Gazi... Bir büyük kumandan, bir dahi, bir kurtarıcı ağlıyordu. Gözyaşları, kahraman Türk kadınlarının üzerine damlıyordu.

(Zeki Cemal Bakiçelebioğlu’ndan alınmıştır.)1

1 Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, Cilt II, İstanbul 1967, s. 173–174.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009 

Yorumlar (0)