Atatürk'ün Anıları, Kral Konstantin İzmir’i Neden Almak İstemiş?

Atatürk'ün Anıları, Kral Konstantin İzmir’i Neden Almak İstemiş?

Atatürk'ün Anıları, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk'ün hayatı, Atatürk'ün hayatı uzun,  Atatürk'ün hayatı özet, Atatürk'ün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli

Atatürk ile ilgili tüm yazıları okumak için tıklayınız: ATATÜRK

Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün anıları, Atatürk’ün hayatı ödev, ulu önder Atatürk ün hayatı, Atatürkün hayatı uzun,  Atatürkün hayatı özet, Atatürkün hayatı kısaca, Atatürk’ün hayatı resimli,

Yazık Öyle ise! Kral Konstantin İzmir’i Neden Almak İstemiş?

10 Eylül 1922. Düşmanı denize döken muzaffer Başkomutan Gazi Mustafa Kemal de şimdi İzmir’dedir. İstanbul’dan gelmiş olan gazetecilere muzaffer komutan:

-“Bu akşam Kramer Palas Otelinde buluşalım” der.

Dostlarıyla, gazetecilerle tıpkı bir zamanlar Selanik’in Beyazkule Kordonu’ndaki gazinolarda yaptığı gibi, bu sefer de İzmir’in Kordonu’ndaki gene Ege denizini seyrederek özlemini çektiği sohbetlerine devam etmek istemiştir. Gazi kongreler ve savaşlar boyunca ağzına içki koymaz. Ama bugün, bu gece artık zafer gecesidir. Türk milletinin yedi düvele kafa tutuşu görkemli bir zaferle sona ermişti. Herkes gibi O’nun da bu zaferi kutlamak hakkıdır. Selanik sofralarında o bir hayal adamıydı…

Dostlarıyla sofra başında o hayal alemlerinde adeta kanatlanır uçardı! Gerçi henüz yüzbaşıydı, kolağasıydı, ama kendini büyük orduların başında zaferden zafere koşan bir başkomutan gibi görürdü, toplumun kaderini değiştirirken görürdü… Şimdi ise, bugün artık o hayal göklerinde uçan biri değildir. Ayakları yerdedir. Gerçek bir muzaffer komutandır. Yüz bin kişilik düşman ordusunu denize dökmüştür. Yepyeni bir Türk devletinin başıdır…

Sırtında ne üniforma vardır, ne omzunda sırmalar! Ne yanında generaller, ne de koşuşan yaverler mevcuttur! Haki renkli bir elbise vardır sırtında. Yanında ki birkaç arkadaşıyla yürüyerek Kramer Palas Oteli’ne gelirler. Tıpkı Selanik’teki Olimpos Gazinosu’na  gelir gibi. İçeriye girerler. Otel daha hala yabancı ve yerli Hıristiyanlarla doludur! Tam salona girerken Rum bir garson karşılarına dikilir:

-“Yerimiz yoktur, Efendim” der.

-“Canım şöyle bir köşeye sığışsak?” Bozuk Türkçe’siyle Rum diretir:

-“Mümkünsüzdür Efendim, yerimiz yoktur” der. Ama o sırada müşterilerden biri tanır ve:

-“Mustafa Kemal Paşa!” Diye bağırınca herkes yerinden fırlar, alkışlar çığlıklar yükselir.

Körfeze bakan bir pencere kenarına otururlar. Bu sefer aynı Rum garson:

-“Emriniz Paşam” diye koşar… Gazi garsona:

-“Kral Konstantin İzmir’e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi? Diye sorar.

-“Hayır, Paşa Efendimiz…”

-“Yazık”, der, Gazi Mustafa Kemal Paşa. “Öyleyse neden İzmir’i almak istemiş?”1

1 Hikmet Bil, Atatürk’ün Sofrası, İstanbul 1981, s. 88–89.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009  

Yorumlar (0)