Tahsin Öztin’den İzmir Göztepe Anısı

Tahsin Öztin’den İzmir Göztepe Anısı

Anılar vardır adeta insana tapulu olurlar. Tüm yaşantısında düşüncelerinden kopamazlar. Benim de böyle bir anım vardır.

Hem de Atatürk’e ait.

Bu benim ilkokul çağından filizlenip, bugüne değin zevkle düşüncemde kilitlendiğim bir anımdır.

Çocukluğum İzmir’in Göztepe’sinde geçti. Yakınımız olan Sadık Bey’e akar gider. Uşakizade Muammer Bey’in1  köşkünün geniş bahçesine yaşlarımız 7–8 olduğundan bahçıvan amca bizleri bırakır, ikindi serinliğinde bahçede Karadeniz oyunları, Zeybek oynayan muhafızları seyrederdik.

Karanlık basmadan, bahçıvan amca “Hadi çocuklar” der, topluca köşkü terk ederdik.

Gazi Mustafa Kemal Paşa yanında hanımı Latife Hanım ve yakın arkadaşlarıyla bu oyunları seyretmekten büyük zevk duyar, ara sıra “Bravo” der, alkışlardı.

Bazı ikindiler, Sadık Bey’deki kayınpederi Uşakizade Muammer Bey’in köşkünden çıkar, yaya olarak, hanımı, arkadaşlarıyla Göztepe’ye kadar yürüyüş yaparlardı.

Bizler de, Göztepeli çocuklar, yaya kaldırımlardan toplu olarak Gazi’yi izler, zevkle, heyecanla beraber yürürdük.

Bir gün, gene bir ikindi, güneşin sıcaklığının henüz Göztepe Tramvay Caddesi’nden çekildiği bir zamandır.

O zaman, öyle trafik yoktu, ne otobüsler, ne de ardı arkası kesilmeyen otomobiller. Yalnızca 15 dakikada bir geçen Konak-Kokaryalı (Güzelyalı) atlı tramvayları vardı.

Gazi yanında Latife Hanım’la, arkasında onu takip eden arkadaşlarıyla caddenin ortasından yürüyorlardı. Karşı taraftan, Güzelyalı tarafından da elinde yuları bir deveci, devesiyle geliyordu. Tam vapur iskelesi önünde karşılaştılar. Deveci:

-“Aman bey, yan dur” diye titizlendi. “Deve huysuzdur.” Gazi ve deveci adeta karşı karşıya, caddenin ortasında konuşuyorlardı. Bizler de hemen çepeçevre halka yapıp merakla onları dinlemeye koyulmuştuk.

-“Deve ısırır beyim.”

-“Bana onlar bir şey yapmazlar ağa.”

-“Benim deve nalettir.”

-“Nalet olamaz onlar. Koca harpte, onlar bana az mı cephane, yiyecek taşıdılar. Develer beni severler, ben de onları severim, ağa.” Deveci anlayıvermişti.

-“Bu bey Mustafa Kemal Paşamdır” diye. Ne korkmuştu, “Yan dur, bey” diye Gazi’ye seslenişinden. Çünkü etrafı bizler de dâhil kalabalıklaşıvermişti.

Gazi’nin ellerine sarılmak istedi. Gazi devecinin sırtını okşadı. Kendisine bir sigara ikram etti, deveci iki büklüm olarak utandı.

-“Sana güle güle ağam” dedi. Gazi’nin ikramı sigarayı alarak kuşağının arasına soktu. Ve yoluna devesiyle ağır ağır İzmir istikametinde devam etti.

Yedi yaşın anısı, bu bende.

Atatürk hala sesiyle, sapsarı buğday rengi saçlarıyla, tunca çalar çehresiyle çocukluk düşüncelerimden beni yoklar.2

Tahsin Öztin; (1912–1993), Yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren 45 yıl boyunca Hürriyet’te gazetecilik yapmıştır.

1 Uşakizade Muammer Bey, (1872-1951), Atatürk’ün kayınpederi, Tüccar, Belediye meclis üyesi.

2 Tahsin Öztin, Mustafa Kemal’den Atatürk’e, Hür Yayınları, İstanbul 1981, s. 168-169

Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009

Yorumlar (0)