22.10.2018, 23:41

AYGIT AYĞIT - TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ “AYGIT” İLE TÜRKMEN TÜRKÇESİNDEKİ “AYGIT”

AYGIT AYĞIT

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ “AYGIT” İLE TÜRKMEN TÜRKÇESİNDEKİ “AYGIT” 

 Pek çok Türkbilim yazısında “alet”, “cihaz” anlamında kullanılan “AYGIT / AYGUT” sözü tartışıldı. 
 Eski Türkçe kollarından yalnız 1300’lü yıllarda yazıya geçirilmiş CODEX CUMANİCUS’ta: 

“saggıt (ad) (I) = Aygıt (alet). (CC)” sözü ile benzerlik kurduğumuz bu belge dışında bir im, belgi bulamadık.
 “AYGIT” başlıklı dil yazımızda konuyu genişçe irdeledik. 
 Türkmen Türkçesindeki “ayğıt” sözünün  BİÇİM, ANLAM ilintisine de bakarak bu sözün “AYIRMAK < ADIRMAK” eyleminden “-GIT” eki ile türemiş bir söz olduğunu düşünüyoruz. 

& AYĞIT (neteg.) (I) = Belli, belgin, belirgin, aydın, açık, açık - aydın. bkz. belli, anık, açık - aydıñ; äşgär, malim. “sesteş” 
 Sıp. äşgär, belli, mälim, anık zat. 
Nurı Canımıñ kime meñzeyändigini onuñ mergenliği ayğıt eder. ≡ Nurı Canım’ın kime benzediğini onun atıcılığı (nişancılığı) belli eder. (N. Sarıhanow). 
ayğıtlı (varlık neteg.) (I) = Belirli, açıkça.
AYĞITLAMAK (nesneli durum eyl.) = Belli etmek, belirginleştirmek, açıklamak, açığa çıkarmak.
 İşl. Äşgär etmek, belli etmek, mälim etmek, anıklamak. 
Beylekiler bolsa obanıñ golaylaşandığını Saranıñ yüzüne garap ayğıtlardılar. ≡ Berikiler ise köye yaklaşıldığını Sara’nın yüzüne bakarak açıkladılar. (B. Seytäkow).
ayğıtlama (durum eyl. adı) = “Belli etme, belirginleştirme, açıklama, açığa çıkarma” durumu.
  iş adı Ayğıtlamak yağdayı.
ayğıtlamaklık (durum eyl. adı) = “Belli etme, belirginleştirme, açıklama, açığa çıkarma” durumu.
 iş adı Ayğıtlamak yağdayı.
ayğıtlılık (varlık neteg. durum adı) (I) = Belirginlilik, açık - aydın olma durumu.

AYĞIT (ad) (II) = Bir konuda varılan kesin görüş, güven, karar. “sesteş” 
 .at. Belli bir zat hakında gelnen netice, karar, ınam. 
İñ soñkı söz onuñ öz ayğıdını berkitdi. ≡  En son söylenen söz onun kendi görüşünü (kararını) kesinleştirdi. (B. Kerbabayew). 
ayğıtlaycı (neteg.) = Kesin sonuca vardırıcı, sonuçlandırıcı, kesime vardırıcı.
 sıp. Ayğıt edici, çözüci, kesgitleyci, gutarnıklı, esası. 
Üçünci aylaw, ayğıtlaycı aylawdı. ≡ “at yarışında” Üçüncü dönüm sonucu belirleyecek olan dönüm idi. (NESİL).
ayğıtlı (varlık neteg.) (II) = Kesin, ikircinsiz / ikircimsiz, belirgin, çözücü, sonuç getirici. “kararlı.”
 sıp. Kesgitli, tutanyerli, anık, çözgütli, gutarnıklı. 
ayğıtlı ädim ätmek. (birl. durum eyl.) = Gözüpeklikle adım atmak, kararlı adım atmak. 
ayğıtlılık (varlık neteg. durum adı) (II) = Gözüpekliklilik, kararlılık.
 at. Kesgitlilik, tutanyerlilik, gutarnıklılık.
≡---                              ---                             ---

Yorumlar (0)