BAŞARI

“Hiçbir şey için geç değildir eğer başlamaya cesaretin varsa” ve başlamak demek başarmaya adım atmak demektir.

Başarmak için ise önce inanmak ve inandığımızı sevmek gerekir. Eğer sevgi yoksa inandığımızı elde etmede ve yapılan işte başarıdan söz edilemez.

Yüce Yaratan’ın bize sunduğu en güzel hediye olan hayatın değerini bilerek, insana ait güzel duygularla etrafımıza bakmak, onu yaşamak ve daima ileriyi hedefleyerek daha iyi, daha mutlu, daha güzel, daha sevgili ve daha başarılı olanı elde etmek gerekir. Bunlar ise ancak önce onu hayal etmek, o hayale inanmak ve hayale ulaşmak için de mücadele vermekle sağlanır.

Bir düşündürün ifade ettiği gibi bazen “hayal etmek bilgiden daha değerlidir.”

İnsanlar hayalleri ve hedefleri kadar büyüktür. İnsan, daima yenilenme ve kendini geliştirme iradesinde olmalıdır çünkü başarı için bu gereklidir.

Kendimizde başarıyı sağlayıp etrafımıza örnek olmak istiyorsak Hz. Ömer’in (r.a.) sözünde ifade ettiği gibi “insanları düzeltebilmemiz için önce kendimizi düzeltmemiz gerekir.” Ya da başka bir ifade ile “yalnızca kendini disipline edebilen insan, başkalarını da disipline edebilir ve başkalarının ustası olmak isteyenler önce kendilerinin ustası olmalıdır.”

Peki, başarı, başarmak nedir? Başarının sınırı var mıdır?

Mevcut halden daha ileriyi hedefleyip, bunu inanç, azim ve sebatla gerçekleştirip, sevgiyle paylaşmaktır başarmak. İnsana ait ve elde edildiğinde mutlu eden en güzel duygulardandır.

Elbette başarının sınırı yoktur. İnsan ihtiyaçları sınırsızdır ve daima bir sonrasını ister. Çünkü yaradılışın hamurunda vardır bu.

Başarmak duygusu idealleri olan her insan için geçerlidir ve başarının sınırı da bu ideallerin ve koyulan hedeflerin büyüklüğüne göre değişir ve şekillenir. Başarıyı yakalamak ona duyulan inanç ve sevgi ile ilgilidir. Bazıları için büyük başarılar, bazıları için başarısızlık sayılabilir.

“Hayatta hiçbir şey beklemekle elde edilmez, elde etmek istediğimize ulaşmak için bir külfet sarf etmek gerekir, eğer külfete katlanamazsanız nimeti de elde edemezsiniz.”

Başarmak bir çileye ve sıkıntıya talip olmak demektir.

Başarmak demek kendine güvenmek ve cesaretli olmak demektir.

Başarıya sormuşlar nereden geliyorsun? Cevap vermiş; Azim ve sabır denilen ummandan, dolayısıyla başarmak azim ve sabretmektir.

Başarı ise ancak çalışmakla yakalanır ve asla başarı, başkalarının başarısızlığında aranmamalıdır.

Yarınlara güvenle bakmak, yarınlara sahip olmak için önce kendimizi bilmek ve “her şeye rağmen” ben varsam bana ait her şey var diyerek önce kendimizde başarıyı yakalamak ve bunun mutluluğunu etrafımızla paylaşmaktır başarmak.

Başarıyı yakalamak bazen yalnız başına gerçekleşir bazen de bir ekip işidir.

Başarı yakalanınca nasıl elde edildiği unutulmamalıdır.

Bir söz vardır “insanlar başarılarının meyvesini çok sever ama köklerini unuturlar” diye. Başarıya ulaşılırken çekilen çile ve ekip halinde ise birlikte yürünenler asla unutulmamalıdır. Eğer hedeflenene ulaşılmışsa o başarı mücadelesinde külfette ve sıkıntılı zamanlarda yanında olanlarla varsa sonuçta nimetler de bölüşülmeli ve paylaşılmalıdır. İşte o zaman anlam kazanır birlikte yürünen yol ve başarmak.

Sosyal ilimlerde, Maslow’un insan ihtiyaçlarını sınıflandırma prensibinde de en önemli ihtiyaçlarındandır insanın, başarmak duygusu, kendini aşma ve zirve ihtiyacı.

Her şeye rağmen yüce Yaradan’ın kendisine sunduğu en güzel hediye olan hayatı, yaşama sevincini, enerjisini kaybetmemektir belki de başarmak.

Bu duyguyu yaşayalım ve gönlümüzde her daim yaşatalım. Çünkü insan; daima en güzel, en mutlu ve en sevgili olana layıktır.

Başarmayı hedefleyen gönüllere selam olsun…