Arapça Farsça Adlar, K harfiyle Başlayan Arapça Farsça Adlar
K harfiyle Başlayan Arapça Farsça Adlar, Arapça Farsça Adlar, K harfiyle Başlayan Arapça Farsça Adlar
Arapça Farsça Adlar, K harfiyle Başlayan Arapça Farsça Adlar
Arapça Farsça Adlar, K harfiyle Başlayan Arapça Farsça Adlar
TÜRKÇE ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
ARAPÇA ADLAR
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
KA'B |
(Ar.) Er. 1. Topuk kemiği, aşık kemiği anlamında. 2. (Mecazen) |
Kabil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Olabilir, mümkün. 2. Cins, soy, sınıf, tür, çeşit. -Hz. Âdem'in büyük oğlu olup kardeşi Habil'i öldürmüş ve yeryüzünde ilk kan döken insan olmuştur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KABİL |
(Ar.) Er. 1. Olabilir, mümkün. 2. Cins, soy, sınıf, tür, çeşit. -Hz. Âdem'in büyük oğlu olup kardeşi Habil'i öldürmüş ve yeryüzünde ilk kan döken insan olmuştur. |
KADEM |
(Ar.). 1. Ayak. 2. Adım. 3. |
Kademran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İlerleyen, gelişen. > Kökeni: Farsça |
KADEMRAN |
(Fars.). 1. İlerleyen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kader |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İman esaslarından, Allah'ın bütün yaratıklar için hüküm ve irade ettiği hallerin oluş şekli,alın yazısı, takdir. 2. Talih, baht. 3. Kötü talih. 4. Güç kuvvet. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KADER |
(Ar.) Ka. 1. İman esaslarından, Allah'ın bütün yaratıklar için hüküm ve irade ettiği hallerin oluş şekli, |
Kadı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hüküm, karar, hakimlik. 2. Seri devlette, mahkeme reisi. İlim sahibi yetkili. Kadı İyaz > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADI |
(Ar.) Er. 1. Hüküm, karar, hakimlik. 2. Seri devlette, mahkeme reisi. İlim sahibi yetkili. Kadı İyaz |
KADIN |
(Tür.) Ka. 1.Yetişkin dişi insan. 2. Evlenmiş kadın. 3. Evli ve itibarlı kadın, hanım. |
Kadife |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yüzü ince sık tüylü, parlak ve yumuşak kumaş. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KADİFE |
(Ar.) Ka. - Yüzü ince sık tüylü, parlak ve yumuşak kumaş. |
Kadim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ayak basan, ulaşan, varan. 2. Ezeli, evvelsiz. 3. Çok eski zamanlara ait eski atik. 4. Yıllanmış. Kelam-ı Kadim, Kur'an-ı Kerim. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADİM |
(Ar.) Er. 1. Ayak basan, ulaşan, varan. 2. Ezeli, evvelsiz. 3. Çok eski zamanlara ait eski atik. 4. Yıllanmış. - Kelam-ı Kadim, Kur'an-ı Kerim. |
Kadir |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, kıymet, itibar. 2. Parlaklık. 3. Kudret sahibi kudretli, kuvvetli, güçlü. 4. Allah'ın Adlerinden. Kur'an-ı Kerim'de 50'ye yakın yerde geçmektedir. Başına"abd" takısı olarak "Abdülkadir" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADİR |
(Ar.) Er. 1. Değer, kıymet, itibar. 2. Parlaklık. 3. Kudret sahibi kudretli, kuvvetli, güçlü. 4. Allah'ın isimlerinden. Kur'an-ı Kerim'de 50'ye yakın yerde geçmektedir. Başına"abd" takısı olarak "Abdülkadir" olarak kullanılır. |
Kadirbillah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Allah'la güçlenen. Gücünü Allah'tan alan. 2. Ebu'l-Ahmed b. İshak. Abbasi halifesi (Öl. 1031). Halife Muktedir'in torunu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADİRBİLLAH |
(Ar.) Er. 1. Allah'la güçlenen. Gücünü Allah'tan alan. 2. Ebu'l-Ahmed b. İshak. Abbasi halifesi (Öl. 1031). Halife Muktedir'in torunu. |
Kadire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü kuvvetli. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KADİRE |
(Ar.) Ka. - Güçlü kuvvetli. |
KADİRŞAH |
(a.f.i.) Er. 1. Güçlü, kuvvetli hükümdar, padişah. 2. Kadir ve şah kelimelerinden türetilmiş birlesik isimdir. |
Kadreddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dinin kudreti, gücü. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADREDDİN |
(Ar.) Er. - Dinin kudreti, gücü. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Kadri |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer, itibar. 2. Onur, şeref, haysiyet, meziyet. 3. Rütbe, derece. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KADRİ |
(Ar.) Er. 1. Değer, itibar. 2. Onur, şeref, haysiyet, meziyet. 3. Rütbe, derece. |
KADRİCAN |
(a.f.i.) Er. - Değerli, itibarlı, can, ruh. - Kadri ve Can isimlerinden meydana gelen birleşik isim. |
KADRİHAN |
(a.t.i.) Er. – Değerli hükümdar, yönetici. |
Kadriye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kadri). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KADRİYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kadri). |
Kafi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: El veren, yeter, yetecek, yetişen, kifayet eden. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂFİ |
(Ar.) Er. - El veren, yeter, yetecek, yetişen, kifayet eden. |
Kafiye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Şiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği, ses uyuşması, uyak. 2. Eski nesrimizde zaman zaman yer alan ses benzerliği ve uygunluğuna dayanan sanat, seci. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KAFİYE |
(Ar.) Ka. 1. Şiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği, ses uyuşması, uyak. 2. Eski nesrimizde zaman zaman yer alan ses benzerliği ve uygunluğuna dayanan sanat, seci. |
KAĞAN |
(Tür.) Er. 1. Hakan, imparator. 2. Kükremiş, öfkelenmiş, kükreyen, öfkelenen. |
Kahhar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Ziyadesiyle kahreden, kahredici, yok edici batırıcı. 2. Allah'ın Adlerinden. Ad olarak kullanılmaz. (bkz. Abdülkahhar). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAHHAR |
(Ar.). 1. Ziyadesiyle kahreden, kahredici, yok edici batırıcı. 2. Allah'ın isimlerinden. - İsim olarak kullanılmaz. - (bkz. Abdülkahhar). |
KAHİR |
(Ar.) 1. Allah'ın sıfatlarındandır. Kur'an-ı Kerim'de iki yerde geçer. 2. Kahredici, zorlayan. 3. Yok eden. 4. Ezici kuvvet. Kahir Billah |
Kahra¬man, Tekin |
Şehzade. |
KAHRAMAN |
(Fars.) Er. 1. Yiğit, cesur, (bahadır). 2. Hüküm sahibi, iş buyuran. 3. Fars mitolojisinde Rüstem'in yendiği kimse. - (bkz. Bahadır). |
KÂHTA |
(Tür.) Er. - Fırat nehri kollarından birinin adı, Malatya'da aynı isimle yerleşim bölgesi vardır. |
KÂHYA |
(Fars.) Er. 1. Efendi, emir. 2. Ev sahibi, aile reisi. 3. Çiftlik yöneticisi. |
Kaid |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Rehber kumandan. 2. Atlan yedekte götüren. 3. Oturan, ikamet eden. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAİD |
(Ar.) Er. 1. Rehber kumandan. 2. Atlan yedekte götüren. 3. Oturan, ikamet eden. |
Kaide |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Oturan. 2. Temel, esas. 3. Başkent. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KAİDE |
(Ar.) Ka. 1. Oturan. 2. Temel, esas. 3. Başkent. |
Kaim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duran, ayakta duran. 2. Bir şeyi yapan icra eden. 3. Allah'ın emrini ifa eden. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAİM |
(Ar.) Er. 1. Duran, ayakta duran. 2. Bir şeyi yapan icra eden. 3. Allah'ın emrini ifa eden. |
Kaime |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. (bkz. Kaim). 2. Türklerde kağıt para manasına gelmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KAİME |
(Ar.) Ka. 1. (bkz. Kaim). 2. Türklerde kağıt para manasına gelmektedir. |
Kainat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Var olanların hepsi. Yaratıklar. Yer gök. (bkz. Evren). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂİNAT |
(Ar.) Er. 1. Var olanların hepsi. Yaratıklar. Yer gök. - (bkz. Evren). |
KALAGAY |
(Tür.) Er. - Al, kırmızı renk. |
KALENDER |
(Fars.) Er. 1. Dünyadan elini eteğini çekip başı boş dolaşan. 2. Alçak gönüllü, gurur ve kibirden uzak, üstüne başına dikkat etmeyen bulduğu ile yetinen kimse. |
KALGAY |
(Tür.) Er. 1. İzci kumandanı. 2. Kırım hanlığında veliahta verilen unvan. |
KALHAN |
(Tür.) Er. 1. (bkz. Kalgay). 2. Kahramanoğulları'nın han soyundan, ceddi de Kalhan adını taşımaktadır. |
Kam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hekim. 2. Düşünür. 3. Büyücü, sihirbaz. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAM |
(Ar.) Er. 1. Hekim. 2. Düşünür. 3. Büyücü, sihirbaz. |
KAMACI |
(Tür.) Er. - Top kaması yapan ya da onaran kimse. |
KAMAN |
(Tür.) Er. - Dağların doruğuna yakın olan yerler. |
KAMANBAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kamar). |
Kamaran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kızıl Deniz'de Yemen kıyılan yakınında bir ada. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KAMARAN |
(Ar.) Ka. - Kızıl Deniz'de Yemen kıyılan yakınında bir ada. |
KAMBAY |
(Tür.) Er. - Hekim, tabib, doktor. |
KAMBER |
(Ar.). 1. Sadık dost, köle. 2. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kambin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Mutlu, bahtiyar kişi. > Kökeni: Farsça |
KAMBİN |
(Fars.) Ka. - Mutlu, bahtiyar. |
Kame |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İstek, arzu > Kökeni: Farsça |
KÂME |
(Fars.) Ka. - Kâm, istek, arzu. |
Kamelya |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Çaygillerden, büyük beyaz, kırmızı veya penbe renkte çiçekler açan dayanıklı yapraklı bir bitki. 2. Yabangülü, çingülü. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KAMELYA |
(Ar.) Ka. 1. Çaygillerden, büyük beyaz, kırmızı veya penbe renkte çiçekler açan dayanıklı yapraklı bir bitki. 2. Yabangülü, çingülü. |
KAMER |
(Ar.). 1. Ay. 2. Sadık hizmetkâr. 3. Kur'an-ı Kerim'in 54. suresi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kamil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bütün tam noksansız, eksiksiz. 2. Kemale ermiş olgun. 3. Yaşını başını almış terbiyeli, görgülü. 4. Alim, bilgin, geniş bilgili. (bkz. Kemal). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂMİL |
(Ar.) Er. 1. Bütün tam noksansız, eksiksiz. 2. Kemale ermiş olgun. 3. Yaşını başını almış terbiyeli, görgülü. 4. Alim, bilgin, geniş bilgili. - (bkz. Kemal). |
Kamile |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kamil). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KÂMİLE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kamil). |
Kamran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. kam sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. 2. arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu. |
KAMRAN |
(Fars.) Er. - İsteğine kavuşmuş olan. |
Kamuran |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. kam sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. 2. arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu. |
KÂMURÂN |
(Fars.). 1. Kâm sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. 2. Arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kamver |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İsteğine kavuşmuş, mutlu > Kökeni: Farsça |
KÂMVER |
(Fars.) Er. - İsteğine kavuşmuş, mutlu. |
Kanber |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hz. Ali'nin sadık, vefakâr kölesi. 2. Bir evin gediklisi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KANBER |
(Ar.) Er. 1. Hz. Ali'nin sadık, vefakâr kölesi. 2. Bir evin gediklisi. |
KANDEMİR |
(Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen. |
Kani' |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kanaat eden, yeter, bulup fazlasını istemeyen. 2. İnanmış kanmış. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KANİ' |
(Ar.) Er. 1. Kanaat eden, yeter, bulup fazlasını istemeyen. 2. İnanmış kanmış. |
Kaniye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kani). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KANİYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kani). |
KANSU |
(Tür.) Ka. 1. Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin'de müslümanların en çok bulunduğu eyalet. |
KANTARA |
(Ar.). 1. Köprü, özellikle taştan yapılmış. 2. Su yolu, bend, hisar anlamına da gelir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kanun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Devletin teşri, yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam, kaide kural. 2. Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KANUN |
(Ar.) Er. 1. Devletin teşri, yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam, kaide kural. 2. Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap. |
Kanuni |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kanuna ait kararla ilgili. 2. Osmanlıların 10. padişahı Sultan 4. Süleyman'ın lakabı, Osmanlıların yükselme devrinin son padişahı. Daha çok lakab olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KANUNİ |
(Ar.) Er. 1. Kanuna ait kararla ilgili. 2. Osmanlıların 10. padişahı Sultan 4. Süleyman'ın lakabı, Osmanlıların yükselme devrinin son padişahı. - Daha çok lakab olarak kullanılır. |
KANVER |
(Tür.) Er. - Kanını ver, asil. |
KAPAR |
(Tür.) Er. - Akıl, ruh. |
KAPKIN |
(Tür.) Er. - Uygun, düzenli. |
KAPLAN |
(Tür.) Vahşi kedigillerden, benekli, yırtıcı hayvan. |
KAPLAN GİRAY |
(Tür.) Er. -(1680-1738) yıllan arasında Kırım hanı oldu. 3 defa han olmuştur. |
KAPSAM |
(Tür.) - Şümul ihtiva, ihata, istiab, manalarına gelen uydurma bir kelime. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAPTAN |
(İtal). 1. Bir geminin sevk ve idare sorumlusu. 2. Şehirlerarası otobüs şoförü. 3. Baş pilot. |
KARAALP |
(Tür.) Er. - Esmer, kara yağız yiğit. |
KARABEY |
(Tür.) Er. - (bkz. Karacabey). |
KARABUĞRA |
(Tür.) Er. - Esmer, erkek deve. |
KARACA |
(Tür.) Er. 1. Rengi karaya çalan, esmer, yağız. 2. Geyikgillerden, küçük, boynuzlu, güzel görünüşlü av hayvanı. 3. Üst kol. |
KARACABEY |
(Tür.) Er. - Esmer bey, rengi karaya çalan. |
KARACAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Karaca). |
KARAHAN |
(Tür.) Er. - Esmer bey, Esmer hükümdar. Karahanlılar devletinin kurucusu. |
KARAKAN |
(Tür.) Er. - Bir tür dağ ağacı. |
KARAMAN |
(Tür.) Er. 1. Esmer, yağız insan. 2. Güneybatı'da esen yel. |
KARANALP |
(Tür.) Er. - Karayağız, kahraman yiğit. |
Karanfil |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bir çeşit kokulu çiçek. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KARANFİL |
(Ar.) Ka. - Bir çeşit kokulu çiçek. |
Karanı |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Orta Anadolu'da bir köy. 2. Veysel Karani'nin doğduğu yer. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KARANI |
(Ar.) Er. 1. Orta Anadolu'da bir köy. 2. Veysel Karani'nin doğduğu yer. |
KARASU |
(Tür.) Er. 1. Ağır akan su. 2. Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren körlüğe neden olabilen bir göz hastalığı. |
KARATEĞİN |
(Tür.) Er. - Amuderya'yı vücuda getiren nehirlerden Surhab üzerinde önemli bir kent. |
KARÇİÇEĞİ |
(Tür.) Ka. - Süsengillerden, beyaz pembe çiçekler açan so¬ğanlı bitki. |
KARDELEN |
(Tür.) Ka. 1. Çiğdem. 2. Nergisgillerden baharda çok erken çiçek açan soğanlı bir bitki. |
Kardide |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İş bilir, uyanık, tecrübeli > Kökeni: Farsça |
KÂRDİDE |
(Fars.). - İş bilir, uyanık, tecrübeli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KARGIN |
(Tür.) Er. 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan. |
KARGINALP |
(Tür.) Er. - Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit. |
KARHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kargın). |
Karin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: l. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KARİN |
(Ar.) Er.l. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci. |
KARLUK |
(Tür.) Er. - Türk boylarından biri. |
KARLUKHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Karluk). |
Karmen |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Parlak kırmızı renk > Kökeni: Farsça |
KARMEN |
(Fars.) Ka. - Parlak kırmızı renk. |
Karneyn |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İki boynuz. 2. Zülkarneyn Kur'an-ı Kerim'de Kehf 83, 86, 94. ayetlerde adı geçen ve nebi mi, veli mi olduğunda tereddüt edilen zat. 3. Büyük İskender. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KARNEYN |
(Ar.) Er. 1. İki boynuz. 2. Zülkarneyn |
KARTAL |
(Tür.) Er. 1. Kartalgillerden, beyazla karışık siyah tüylü, kıvrık ve kuvvetli gagalı, geniş kanatlı büyük yırtıcı kuş. 2. Yeniden diriliş ve güçlülük sembolü. |
KARTAY |
(Tür.). Er. - Yaşlı, pir. |
KARTEKİN |
- (bkz. Kartay). |
Karun |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Beni İsrail'de zenginliğiyle meşhur olan ve bu yüzden kendisini herşeyin sahibi gibi görmeye başlayıp Allah'a karşı büyüklenen, belki de dünya kapitalistlerinin en eskisi ve en büyüğü olan kişi. Hz. Musa dönemlerinde yaşamış bu müstekbir, ilahi kahır ve intikama uğrayarak bütün servetiyle birlikte ani bir zelzele ve tufan sonucu yerin dibine geçmiştir. 2. Hunnan ile Beni İsrail'e zulmeden Fir'avun'un müşrik nazırlarından. 3. Çok zengin kimse. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KARUN |
(Ar.) Er. 1. Beni İsrail'de zenginliğiyle meşhur olan ve bu yüzden kendisini herşeyin sahibi gibi görmeye başlayıp Allah'a karşı büyüklenen, belki de dünya kapitalistle¬rinin en eskisi ve en büyüğü olan kişi. Hz. Musa dönemlerinde yaşamış bu müstekbir, ilahi kahır ve intikama uğrayarak bütün servetiyle birlikte ani bir zelzele ve tufan sonucu yerin dibine geçmiştir. 2. Hunnan ile Beni İsrail'e zulmeden Fir'avun'un müşrik nazırlarından. 3. Çok zengin kimse. |
Karye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya eşraftan birine oturduğu karyeyle aynı isim verilmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KARYE |
(Ar.) Ka. - Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya eşraftan birine oturduğu karyeyle aynı isim verilmektedir. |
Kasem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yemin etmek. 2. Bölmek. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KASEM |
(Ar.) Er. 1. Yemin etmek. 2. Bölmek. |
Kasene |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. İyilik, iyi hal, iyi iş, hayırlı iş. 2. Dünya ve ahiret saadeti. 3. Eski altın paralardan birinin adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KASENE |
(Ar.) Ka. 1. İyilik, iyi hal, iyi iş, hayırlı iş. 2. Dünya ve ahiret saadeti. 3. Eski altın paralardan birinin adı. |
Kasım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed (s.a.) Hz. Muhammed (s.a.s)'in oğlunun ismi. Küçük yaşta vefat etmiştir. 2. Kinci, ezici, ufaltıcı. 3. Yılın 11. ayı. 4. Yılın kış bölümü. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KASIM |
(Ar.) Er. 1. Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed (s.a.) |
Kasib |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂSİB |
(Ar.) Er. - Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi. |
Kasibe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kasib). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KÂSİBE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kasib). |
Kaşif |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Keşfeden, bulan, meydana çıkaran. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂŞİF |
(Ar.) Er. - Keşfeden, bulan, meydana çıkaran. |
Kaşife |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kaşif). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KÂŞİFE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kaşif). |
Katade |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 13 yy.'dan itibaren Mekke'de hakim olan Şeriflerin atasına verilen ad. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KATADE |
(Ar.) Er. - 13 yy.'dan itibaren Mekke'de hakim olan Şeriflerin atasına verilen ad. |
Katib |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yazıcı. Bir kuruluşta yazı işleriyle vazifeli kimse, sekreter. 2. Osmanlı devletinde divanın resmi yazılarını yazan vazifeli. 3. Devlet memuru. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. Katib Çelebi 1609-1658 yıllan arasında yaşamış ünlü bilgin. En mühim eseri Keşfü'z-Zünun'dur > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KATİB |
(Ar.) Er. 1. Yazıcı. Bir kuruluşta yazı işleriyle vazifeli kimse, sekreter. 2. Osmanlı devletinde divanın resmi yazılarını yazan vazifeli. 3. Devlet memuru. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. - Katib Çelebi 1609-1658 yıllan arasında yaşamış ünlü bilgin. En mühim eseri Keşfü'z-Zünun'dur |
Katibe |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Katib). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KATİBE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Katib). |
Katife |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kadife. 2. Bir nevi çiçek. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KATİFE |
(Ar.) Ka. 1. Kadife. 2. Bir nevi çiçek. |
Katre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Damla. Damlayan şey. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KATRE |
(Ar.) Ka. 1. Damla. Damlayan şey. |
Kavas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Okçu, tüfekçi, tüfekli alet. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAVAS |
(Ar.) Er. - Okçu, tüfekçi, tüfekli alet. |
Kavi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yakar, yakıcı. 2. Kuvvetli, güçlü. 3. Sağlam inanılır. 4. Zengin varlıklı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAVİ |
(Ar.) Er. 1. Yakar, yakıcı. 2. Kuvvetli, güçlü. 3. Sağlam inanılır. 4. Zengin varlıklı. |
Kavin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güçlü, cesur > Kökeni: Farsça |
Kavis |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yay. 2. Gökyüzü, ay, burcu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAVİS |
(Ar.) Er. 1. Yay. 2. Gökyüzü, ay, burcu. |
Kaviy |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kuvvetli, güçlü, dayanıklı, metin muhkem, sağlam. 2. Şiddetli, zorlu. 3. Kudret sahibi herşeye gücü yeten. Cenab-ı Hakk'ın güzel Adlerinden biri. Kur'an-ı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçer. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAVİY |
(Ar.) Er. 1. Kuvvetli, güçlü, dayanıklı, metin muhkem, sağlam. 2. Şiddetli, zorlu. 3. Kudret sahibi herşeye gücü yeten. Cenab-ı Hakk'ın güzel isimlerinden biri. Kur'an-ı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçer. |
KAVRAM |
(Tür.). 1. Bir nesnenin zihindeki soyut ve güzel tasarımı, mefhum. 2. Nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve ortak bir ad altında toplayan genel tasarım. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAVUŞUM |
(Tür.). 1. Yeryuvarlağı bir uçta kalmak üzere yerin güneşin ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmeleri. 2. İçtima. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAYA |
(Tür.) Er. 1. Büyük ve sert taş kütlesi. 2. Kayalık sarp dağ. |
KAYAALP |
(Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er. |
KAYACAN |
(Tür.) Er. - Canı kaya gibi güçlü. |
KAYAER |
(Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er. |
KAYAN |
(Tür.) 1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAYANSEL |
(Tür.) Er. - (bkz. Kayan). |
KAYGUN |
(Tür.) Er. 1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı. 2. Akdoğan. |
KAYHAN |
(Tür.) Er. - Sert, güçlü sesli okuyucu, kayayı bile delecek güçte sesi olan okuyucu. |
KAYI |
(Tür.) Er. 1. Yağmur, sağanak, bora. 2. Oğuz boylarından Osmanlı hanedanının mensup olduğu boy. 3. Sağlam, güçlü, sert. |
KAYIHAN |
(Tür.) Er. - Güçlü hükümdar. |
KAYITBAY |
(Tür.) Er. - Kayıtbay el-Zahiri |
KAYMAZ |
(Tür.) Er. 1. Dağ eteği. 2. Güneydoğu'dan esen bir rüzgar. |
KAYNAK |
(Tür.) 1. Bir suyun çıktığı yer, menşe. Bir haberin çıktığı yer. 2. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAYRA |
(Tür.) - Yüksek büyük tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik lütuf, ihsan atıfet, inayet. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAYRAALP |
(Tür.) Er. - İyiliksever, yiğit. |
KAYRABAY |
(Tür.) Er. - İyiliksever, saygın kimse. |
KAYRAHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kayraalp). |
KAYRAK |
(Tür.) Er. 1. Taşlı, kumlu, ekime elverişli olmayan toprak. 2. Kaygan toprak. 3. Bileği taşı. |
KAYRAL |
(Tür.) Er. - Kayrılan, himaye edilen (kimse). |
KAYRAR |
(Tür.) Er. 1. Orman içindeki ağaçsız kalan. 2. Kayan yer. 3. İnce çakıllı, kumlu toprak. |
Kays |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı olan Mecnun-i Amiri'nin asıl adı. 2. Umman Denizi'nde küçük bir ada. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAYS |
(Ar.) Er. 1. Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı olan Mecnun-i Amiri'nin asıl adı. 2. Umman Denizi'nde küçük bir ada. |
Kayser |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Roma ve Bizans (Alman) imparatorunun lakabı. -Daha çok unvan olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAYSER |
(Ar.) Er. - Roma ve Bizans (Alman) imparatorunun lakabı. -Daha çok unvan olarak kullanılır. |
KAYTUS |
(Ar.) - Bir yıldız kümesi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KAYYUM |
(Ar.) 1. Gökleri, yeri ve herşeyi tutan. Herşeyin varlık sahibi olabilmesi için gerekeni veren. Allah'ın isimlerinden. |
Kaza |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hüküm karar verme, emir tesbit vs. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KAZA |
(Ar.) Er. - Hüküm karar verme, emir tesbit vs. |
KAZAK |
(Tür.) Er. 1. Göçebe akıncı. 2. Rusya'da yaşayan bir Türk kavmi. 3. Genç, taze. 4. İnatçı. |
KAZAKHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kazak). |
KAZAN |
(Tür.) Er. 1. Su çevrisi, kayra. 2. Sazlık yerlerde dibi bulunmayan sulu yer. 3. Girdap. |
KAZANHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kazan). |
Kazım |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Öfkesini yenen kimse. Hırsını dizginleyen. 2. Kinini yenen. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÂZIM |
(Ar.) Er. 1. Öfkesini yenen kimse. Hırsını dizginleyen. 2. Kinini yenen. |
KEBİR |
(Ar.) 1. Büyük, ulu azim. 2. Yaşça büyük yaşlı. 3. Çocukluktan çıkmış genç. 4. Allah'ın isimlerinden. Abdülkebir şeklinde kullanılmalıdır. |
Kebire |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kebir). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEBİRE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kebir). |
Kebuter |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Güvercin > Kökeni: Farsça |
KEBUTER |
(Fars.) Ka. - Güvercin. |
Keffaret |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Günahı örten anlamına gelir. 2. Günahların ödenmesi gereken bedeli. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEFFARET |
(Ar.) Ka. 1. Günahı örten anlamına gelir. 2. Günahların ödenmesi gereken bedeli. |
Kelami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Söze ilişkin, sözle ilgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KELAMİ |
(Ar.) Er. - Söze ilişkin, sözle ilgili. |
KELEBEK |
(Tür.) Ka. 1. Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2. Narin, ince kadın. |
Kelim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Kelimullah > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KELİM |
(Ar.) Er. 1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Kelimullah |
Kelime |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kelim). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
Kemal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Olgunluk, yetkinlik, tamlık, eksiksizlik. 2. En yüksek değer, mükemmellik, değer baha. 3. Bilgi, fazilet. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEMAL |
(Ar.) Er. 1. Olgunluk, yetkinlik, tamlık, eksiksizlik. 2. En yüksek değer, mükemmellik, değer baha. 3. Bilgi, fazilet. |
Kemalat |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İnsanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgunluğu. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEMALAT |
(Ar.) Ka. - İnsanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgun¬luğu. |
Kemaleddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Din'de olgunluğa eren, dinin son derecesi. 2. Din bilgisi kuvvetli. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEMALEDDİN |
(Ar.) Er. 1. Din'de olgunluğa eren, dinin son derecesi. 2. Din bilgisi kuvvetli. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
Kemalettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bilgi ve erdem sahibi > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Kemandar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yay tutan, yay tutucu > Kökeni: Farsça |
KEMANDAR |
(Fars.) Er. - Yay tutan, yay tutucu. |
Kemyab |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Az bulunan, nadir. > Kökeni: Farsça |
KEMYAB |
(Fars.) Ka. - Az bulunan, nadir. |
Kenan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Hz. Ya'kub'un memleketi, Filistin. 2. Yusuf-i Kenan > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KENAN |
(Ar.) Er. 1. Hz. Ya'kub'un memleketi, Filistin. 2. Yusuf-i Kenan |
KENTER |
(Tür.) Ka. - Şehirli, kentli. |
Keram |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kirami). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KERAM |
(Ar.) Er. - (bkz. Kirami). |
Kerameddin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kerem bağış ihsan lütuf sahibi. 2. Dinde üstün mertebelere ulaşan. 3. Keramet sahibi derviş veli. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KERAMEDDİN |
(Ar.) Er. 1. Kerem bağış ihsan lütuf sahibi. 2. Dinde üstün mertebelere ulaşan. 3. Keramet sahibi derviş veli. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Keramet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Birine karşı ikramda bulunmak. 2. Allah'ın bir kimseye cömertliği, lütfü, himayesi ve yardımı olarak ele alınır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KERAMET |
(Ar.) Ka. 1. Birine karşı ikramda bulunmak. 2. Allah'ın bir kimseye cömertliği, lütfü, himayesi ve yardımı olarak ele alınır. |
Keramettin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bağış, ihsan ağırlama > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Kerem |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Asalet, asillik, soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı lütuf, bağış, bahşiş. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEREM |
(Ar.) Er. 1. Asalet, asillik, soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı lütuf, bağış, bahşiş. |
Keremşah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kerem). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEREMŞAH |
(Ar.) Er. - (bkz. Kerem). |
KERENÂY |
(Fars.) Ka. - Eskiden kullanılan bir çeşit nefesli saz. |
Kerim |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kerem sahibi, cömert, verimcil. 2. Ulu, büyük. 3. Lütfü, ihsanı bol, ihsan yönünden ulu. 4. Allah'ın Adlerinden, "abd" takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdülkerim). > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KERİM |
(Ar.) Er. 1. Kerem sahibi, cömert, verimcil. 2. Ulu, büyük. 3. Lütfü, ihsanı bol, ihsan yönünden ulu. 4. Allah'ın isimlerinden, "abd" takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdülkerim). |
Keriman |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz.Kerim). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KERİMAN |
(Ar.) Ka. - (bkz.Kerim). |
Kerime |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. (bkz. Kerim). 2. Âyet. 3. Kız evlat. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KERİME |
(Ar.) Ka. 1. (bkz. Kerim). 2. Âyet. 3. Kız evlat. |
KERİMHAN |
(a.t.i.) Er. - (bkz. Kerim). |
Keşif |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Açma, meydana çıkarma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEŞİF |
(Ar.) Er. - Açma, meydana çıkarma. |
Kevar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyük Sahra'da önemli bir vaha. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEVÂR |
(Ar.) Ka. - Büyük Sahra'da önemli bir vaha. |
KEVKEB |
(Ar.) - Yıldız gökyüzündeki parlak cisimleri ifade eden genel isim. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kevni |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Var olmayla, varlıkla ilgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEVNİ |
(Ar.) Er. - Var olmayla, varlıkla ilgili. |
Kevser |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. 2. Cennette bir havuzun ırmağın adı. 3. Kur'an-ı Kerim'de en kısa sure. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEVSER |
(Ar.) Ka. 1. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık nesil. 2. Cennette bir havuzun ırmağın adı. 3. Kur'an-ı Kerim'de en kısa sure. |
KEYÂN |
(Tür.) Er. - Büyük hükümdar, şah. |
Keyfer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Karşılık. 2. Mükafat verilen. > Kökeni: Farsça |
KEYFER |
(Fars.) 1. Karşılık. 2. Mükafat veya mücazat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Keyhan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünya > Kökeni: Farsça |
KEYHAN |
(Fars.) - Dünya. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Keyhüsrev |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Adil ve ulu padişah. 2. Key > Kökeni: Farsça |
KEYHÜSREV |
(Fars.) Er. 1. Adil ve ulu padişah. 2. Keykavus'un torunu, Siyavuş'un oğlu olan meşhur hükümdar. |
Keykavus |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Adil, necip. > Kökeni: Farsça |
KEYKÂVUS |
(Fars.) Er. 1. Adil, necip. 2. Keyaniyan'ın II. padişahı olup Keykubat'ın torunu ve halefidir. Key'lerin ikinci padişahı. |
Keykubad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Büyük ve ulu padişah > Kökeni: Farsça |
KEYKUBAD |
(Fars.) Er. 1. Büyük ve ulu padişah. 2. Keykavus'un dedesi olan ünlü padişah. 3. Key'lerin ilk padişahı. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Keys |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Zeka, anlayış, kavrayış. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KEYS |
(Ar.) Er. - Zeka, anlayış, kavrayış. |
Keyvan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Satürn yıldızı > Kökeni: Farsça |
KEYVAN |
(Fars.) Ka. - Satürn yıldızı. |
KEYYİS |
(Ar.) 1. Akıllı, anlayışlı, kavrayışlı. 2. İnce zarif. |
Keyyise |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Keyyis). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KEYYİSE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Keyyis). |
Kezban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir yeri yöneten kadın > Kökeni: Farsça |
KEZBAN |
(Fars.) Ka. 1. Bir yeri yöneten kadın kahya. 2. Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadın. |
Kezer |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kahraman > Kökeni: Farsça |
KEZER |
(Fars.) Er. - Kahraman. |
KILAVUZ |
(Tür.) Er. - Yol gösteren, rehber. |
KILIÇALP |
(Tür.) Er. - Kılıç gibi keskin yiğit. |
KILIÇASLAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kılıçalp). İlk Selçuklu Sultanı Süleyman Şah'ın oğlu. Daha sonra O da Selçuklu hanedanının başına geçti. |
KILIÇHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kılıçalp). |
KILINÇ |
(Tür.) Er. 1. Çelikten silah. 2. Davranış, yaratılış, huy. |
KINAY |
(Tür.) - Çok çalışkan, etkin, faal. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KINCAL |
(Tür.) 1. İnce zarif. 2. Aksi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KINER |
(Tür.) Er. - (bkz. Kıncal). |
KINIK |
(Tür.) Er. 1. Kaynak, menba. 2. İstek, arzu, gayret. 3. Obur. 4. Oğuzların 24 boyundan biri. |
KINIKASLAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kınık). |
Kınnesrin |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kuzey Suriye'de bir şehir, eski Halepde denilmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KINNESRİN |
(Ar.) Ka. - Kuzey Suriye'de bir şehir, eski Halepde denilmektedir. |
KIRALP |
(Tür.) Er. - Kır beyi, taşrada oturan. |
KIRAY |
(Tür.) Er. 1. Genç, delikanlı. 2. Ürün vermeyen arazi. 3. Eşkıya yol kesen. |
KIRCA |
(Tür.) Er. 1. Dolu. 2. Ufak ve sert taneli kar, rüzgarla karışık yağmur. |
KIRDAR |
(Tür.) Er. - Ölçülü davranış, soğukkanlılık. |
KIRGIZ |
(Tür.) Er. 1. Gezici, gezgin. 2. Kırgızistan'da oturan halk. |
KIRTEKİN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kıralp). |
Kısmet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bölme, pay etme, hisselere ayırma. 2. Talih, nasip, kader. 3. Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KISMET |
(Ar.) Ka. 1. Bölme, pay etme, hisselere ayırma. 2. Talih, nasip, kader. 3. Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme. |
KIVANÇ |
(Tür.). 1. Sevinç, memnuniyet. 2. Övünen, güvenen, iftihar eden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kıyam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kalkma, ayağa kalkma, ayakta durma. 2. Namazda ayakta durma. 3. Bir işe başlama. 4. Ayaklanma. 5. Ölümden sonra dirilme, ayağa kalkma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KIYAM |
(Ar.) Er. 1. Kalkma, ayağa kalkma, ayakta durma. 2. Namazda ayakta durma. 3. Bir işe başlama. 4. Ayaklanma. 5. Ölümden sonra dirilme, ayağa kalkma. |
Kıyas |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme. 2. Karşılaştırma, örnekseme. 3. Umum kaideye uyma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KIYAS |
(Ar.) Er. 1. Bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme. 2. Karşılaştırma, örnekseme. 3. Umum kaideye uyma. |
Kıymet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Değer. 2. Bedel, baha, tutar. 3. Şeref, onur, itibar. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KIYMET |
(Ar.) Ka. 1. Değer. 2. Bedel, baha, tutar. 3. Şeref, onur, itibar. |
KIZILÖZEN |
(Tür.) Ka. - Kızılırmak, güney Azerbaycan'ı 2 defa katederek Gilan'da Hazer denizine dökülen ırmak. |
Kibar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Duygu, davranış ve hareket bakımından ince, zarif, nazik, çelebi. 2. Büyük cömert, asil, zengin. 3. Şık, seçkin. 4. Büyükler, ulular. 5. Kibirli. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KİBAR |
(Ar.) Ka. 1. Duygu, davranış ve hareket bakımından ince, zarif, nazik, çelebi. 2. Büyük cömert, asil, zengin. 3. Şık, seçkin. 4. Büyükler, ulular. 5. Kibirli. |
Kibariye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kibar). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KİBARİYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kibar). |
KİÇİHAN |
(Tür.) Er. - Küçük hükümdar. |
Kifayet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Yetişme, el verme, kafi gelme. 2. Bir işi yapabilecek yetenekte olma. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KİFAYET |
(Ar.) Ka. 1. Yetişme, el verme, kafi gelme. 2. Bir işi yapabilecek yetenekte olma. |
KİMEK |
(Tür.) - X. yy. İrtiş'in orta bölgesinde yaşayan bir Türk kavmi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kiram |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Soydan gelenler, soyu temizler, ulular, sergeliler. 2. Cömertler, eliaçıklar. Sahabenin lakabı olmuştur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KİRAM |
(Ar.) Er. 1. Soydan gelenler, soyu temizler, ulular, sergeliler. 2. Cömertler, eliaçıklar. Sahabenin lakabı olmuştur. |
Kirami |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Cömertçe, eli açıklara özgü. 2. Soylular, ulular, şereflilerle ilgili. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KİRAMİ |
(Ar.) Er. 1. Cömertçe, eli açıklara özgü. 2. Soylular, ulular, şereflilerle ilgili. |
KİRAZ |
(Yun.) Ka. - Gülgillerden, yapraklanmadan önce çiçek açan, düz kabuklu ağaç ve bu ağacın yuvarlak sulu ve tek çekirdekli yemişi. |
KİRMAN |
(Fars.) Er. 1. Hisar, kale. 2. İran'da bir eyalet ve bu eyaletin bugünkü merkezi. |
KİRMANŞAH |
(Tür.) Er. - (bkz. Kirman). |
Kisra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: İran şahlarının adı. > Kökeni: Farsça |
KİSRA |
(Fars.) Er. - İran şahlarının adı. |
Kişver |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Ülke > Kökeni: Farsça |
KİŞVER |
(Fars.) Ka. - Ülke. |
Kitiaraz |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dünyayı süsleyen > Kökeni: Farsça |
KİTİARAZ |
(Fars.) Ka. - Dünyayı süsleyen, dünyanın süsü olan. |
KİYAN |
(Fars.) Ka. 1. Yıldız. 2. Merkez. |
Kiyaset |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Uyanıklık, anlayışlılık. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KİYASET |
(Ar.) Ka. - Uyanıklık, anlayışlılık. |
KOCA |
(Tür.) Er. 1. Eş. Ev ve ailenin yaşça en büyüğü. 2. İri, kocaman. 3. Akıllı, tedbirli yiğit. |
KOCAALP |
(Tür.) Er. - Yaşlı, ulu, yiğit |
KOCYİĞİT |
(Tür.) Er. - Yürekli, cesur, kahraman. |
Koçak |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Yürekli, eli açık. 2. Yüce gönüllü. 3. Konuk sever. 4. Yiğit, korkmayan kişi, savaşçı. 5.Açık kestane renginde olan. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KOÇAK |
(Ar.) Er. - Yürekli, eli açık. 2. Yüce gönüllü. 3. Konuk sever. 4. Yiğit, korkmayan kişi, savaşçı. 5.Açık kestane renginde olan. |
KOÇAKALP |
(Tür.) Er. - Cömert, kahraman, yiğit. |
KOÇAKER |
(Tür.) Er. - Cömert, kahraman kimse. |
KOÇAŞ |
(Tür.) Er. 1. Kılavuz, rehber. 2. Yağmur bulutu. |
KOÇAY |
(Tür.) Er. - Koç gibi güçlü. |
KOÇER |
(Tür.) Er. - Sağlıklı, yürekli er. |
KOÇHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Koçer). |
KOÇUBEY |
(Tür.) Er. - Koçu arabasını kullanan kişi. Koçu |
KOKSAL |
(Tür.) Er. - Yer altında geniş bir alana dağılan kök. |
KONGAR |
(Tür.) Er. - (bkz. Kongur). |
KONGUR |
(Tür.) Er. - San ile siyah karışımı bir renk, koyu kumral, kestane rengi. |
KONGURALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Kongur). |
KONGURTAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Konguralp). |
KONURALP |
(Tür.) 1. Cesur, yiğit, er. Orhan Gazi'nin komutanlarından biri. |
KORAL |
(Fran.) Er. 1. Batı musikisinde dini şarkı. 2. Sınır muhafızı. |
KORALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Koral). |
KORAY |
(Tür.) Er. - İyice kor rengine gelen ay. |
KORÇAN |
(Tür.) Er. - Ateşli, canlı, hareketli. |
KORÇAN |
(Tür.) Er. - Çağlayan. |
KORGAN |
(Tür.) Er. - Hisar kale. |
KORHAN |
(Tür.) Er. - Ateşli, canlı, güçlü hükümdar. |
KORKUT |
(Tür.) Er. 1. Büyük dolu tanesi. 2. Korkusuz, yavuz, heybetli. 3. Cin, şeytan. |
KORKUTALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Korkut). |
KORTAN |
(Tür.) Er. 1. Yanan, sıcak ten. 2. Yalçın ve kesik kaya. 3. Pelikan kuşu. |
KORUR |
(Tür.) 1. Açık san, açık kestane renkli. 2. Kimseyi beğenmeyen gururlu, kendini beğenmiş. 3. Süslü, çalımlı, şık. |
KOTUZ |
(Tür.) Er. - Gururlu, kibirli. |
KOTUZHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kotuz). |
KOYAK |
(Tür.) Er. 1. Vadi, dere. 2. Dağlar ve kayalıklar üzerindeki doğal çukurlar. 3. Dağ yolu üzerindeki otluk. 4. Etkili, dokunaklı. |
KOYAŞ |
(Tür.) Er. - Güneş. - Erkek ve kadın adı olur. |
KOYGUN |
(Tür.) Er. 1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı. 2. Akdoğan. |
KOYTAK |
(Tür.) Er. - Rüzgar almayan çukur yer. |
KOYTAN |
(Tür.) Er. - Dağ bucağı. |
KOZA |
(Tür.) Ka. - İçinde tohum ya da krizalit bulunan koruncak. |
KÖKEN |
(Tür.) Er. 1. Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim neden ya da yer. 2. Kavun, karpuz, kabak gibi bitkilerin toprak üstüne yayılan dalları. 3. Soy, asıl, ata. |
KÖKER |
(Tür.) Er. - Köklü soydan gelen kimse. |
KÖKLEM |
(Tür.) Er. - İlkbahar |
KÖKSAN |
(Tür.) Er. - Tanınmış, ünlü ad. |
KÖKŞİN |
(Tür.) Er. 1. Gök renginde. 2. Yaşlı, koca. |
KÖKTEN |
(Tür.) Er. 1. Köklü, yüzeyde kalmayan, derine inen. 2. Soylu. |
KÖRNES |
(Tür.) - Ayna. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KÖSE |
(Fars.) Er. - Sakalı bıyığı hiç çıkmayan veya seyrek olan. - Daha çok lakab olarak kullanılır. |
KÖSEM |
(Tür.) Ka. 1. Sürüler önünde rehber vaziyetinde giden. 2. Cildi temiz, pürüzsüz. 3. Kösem Sultan |
KUBİLAY |
(Tür.) Er. - Cengiz Han'dan sonra Moğol imparatorluğu tahtına çıkan büyük kağanların en meşhuru 35 yıl saltanat sürmüş ve 1294 yılında 80 yaşında ölmüştür. |
Kuddus |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Temiz, pak. 2. Hatadan, gafletten, eksiklikten uzak. 3. Çok aziz, mübarek. Allah'ın Adlerinden. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUDDUS |
(Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Hatadan, gafletten, eksiklikten uzak. 3. Çok aziz, mübarek. - Allah'ın isimlerinden. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur. |
Kuddusi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kuddus olan Allah'ın nimetine mazhar olan 2. 19. yy. Bor'lu meşhur mutasavvıf Türk şairi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUDDUSİ |
(Ar.) Er. - 1. Kuddus olan Allah'ın nimetine mazhar olan 2. 19. yy. Bor'lu meşhur mutasavvıf Türk şairi. |
KUDRET |
(Ar.) Ka. 1. Kuvvet, takat, güç. 2. Allah'ın ezeli gücü. 3. Varlık, zenginlik. 4. Allah yapısı, yaratılış, insan eliyle yapılamayan şeyler. 5. Ehliyet kabiliyet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kudretullah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Allah'ın gücü. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUDRETULLAH |
(Ar.) Er. - Allah'ın gücü. |
Kudsi |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Kutsal, muazzez, mukaddes. Allah'a mensup, ilahi. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUDSİ |
(Ar.) Er. - Kutsal, muazzez, mukaddes. - Allah'a mensup, ilahi. |
Kudsiyye |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (bkz. Kudsi). > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KUDSİYYE |
(Ar.) Ka. - (bkz. Kudsi). |
Kudüs |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Filistin'in merkezi olan şehir. Ruhu'1 Kudüs Cebrail, Hz. İsa'ya üfürülen ruh. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUDÜS |
(Ar.) Er. 1. Filistin'in merkezi olan şehir. - Ruhu'1- Kudüs |
Kuhistan |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağlık memleket, İran yaylası. > Kökeni: Farsça |
KUHİSTAN |
(Fars.) Er. - Dağlık memleket, İran yaylasında dağların çok olduğu bölge. |
Kuhrud |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Dağ ırmağı. > Kökeni: Farsça |
KUHRUD |
(Fars.) - Dağ ırmağı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Kûhsar |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Dağlık. 2. Dağ tepesi. > Kökeni: Farsça |
KÛHSAR |
(Fars.) 1. Dağlık. 2. Dağ tepesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KULA |
(Tür.) Er. 1. Kumral. 2. Sarışın, mavi gözlü. 3. Vücudu koyu sarı, kuyruğu ve yelesi siyah olan at. |
KULAHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kula). |
KULAN |
(Tür.) Er. 1. Anayurdu Asya olan at ile eşek arası görünüşte yabanıl bir at türü. 2. İki, üç yaşında dişi tay, kısrak. 3. Zafer kazanmış kişi. |
KUMAN |
(Tür.) Er. - XI. yy ile XIV. yy. arasında Güney Rusya bozkırlarında göçebe olarak yaşayan bir Türk boyu. |
KUMANBAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kuman). |
KUMRU |
(Fars.) Ka. - Güvercinlerden, uzunca kuyruklu boynunun yanlarında benekler bulunan ve güvercinlerden daha küçük olan boz renkli kuş. |
Kumrul |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: (Bkz. Kumru)> Kökeni: Farsça |
KUMRUL |
(Fars.) Er. - (bkz. Kumru). |
Kumsal |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sahil anlamına gelmektedir. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KUMUK |
(Tür.) Er. 1. Kılıç. 2. Kuzeydoğu Kafkasya ile Hazar denizinin batı kıyısında yaşayan bir Türk boyu. |
KUMUKBAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kumuk). |
KUNT |
(Tür.) Er. 1. Sağlam ve iri yapılı. 2. Ağır dayanıklı, kalın. 3. Bir tür güvercin. |
KUNTAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kunt). |
Kunter |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Sağlam, kuvvetli > Kökeni: Farsça |
KUNTER |
(Fars.) Er. - Sağlam, kuvvetli. |
KUNTMAN |
(Tür.) Er. - Sağlam ve iri yapılı, sağlıklı kimse. |
KURA |
(Tür.) Er. 1. Cesur. 2. Çelik. 3. Toprak içinde bulunan büyük taş. |
KURAL |
(Tür.) Er. 1. Davranışlara ya da bir sanata bir bilime yön veren ilkeler. 2. Araç. 3. Silah. |
KURAY |
(Tür.) Er. - Ay gibi. |
Kurban |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olan şey. 2. Eti. fakire parasız olarak dağıtılmak niyetiyle farz, vacib, ve sünnet olarak kesilen hayvan. 3. Bir gaye uğruna feda olma. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KURBAN |
(Ar.) Er. 1. Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olan şey. 2. Eti. fakire parasız olarak dağıtılmak niyetiyle farz, vacib, ve sünnet olarak kesilen hayvan. 3. Bir gaye uğruna feda olma. |
KURÇEREN |
(Tür.) Er. - Dayanıklı ve yiğit adam. |
Kureyş |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Hz. Peygamberin soyu. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUREYŞ |
(Ar.) Er. - Hz. Peygamberin soyu. |
KURMAN |
(Tür.) Er. - Yüksek aşamalı, nitelikli kimse. |
Kurre |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Tazelik, parlaklık. Mısır valiliği yapmış bir zatın adıdır. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KURRE |
(Ar.) Ka. Tazelik, parlaklık. - Mısır valiliği yapmış bir zatın adıdır. |
KURTARAN |
(Tür.) Er. - Kurtulmasını sağlayan. |
KURTULUŞ |
(Tür.) Er. 1. Kurtulmak fiili, kurtulma. 2. Tehlike, sıkıntı, zorluk veya esaretten, istiladan kurtulmuş olma hali, halas, necat, reha, selamet. 3. İstanbul'da bir semt adı. |
Kusay |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Uzaklaşmak. 2. Peygamberin 5. dereceden atası olup İslamiyetten önce Mekke'de Kabe'yi tamir ettirmiş ve yeniden düzenlemiştir. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUSAY |
(Ar.) Er. 1. Uzaklaşmak. 2. Peygamberin 5. dereceden atası olup İslamiyetten önce Mekke'de Kabe'yi tamir ettirmiş ve yeniden düzenlemiştir. |
Kusva |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Son derece bulunan. 2. Nihayet son. 3. Erişilecek son nokta son sınır. 4. Peygamber (s.a.s)'in devesinin adı. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUSVA |
(Ar.) Er. 1. Son derece bulunan. 2. Nihayet son. 3. Erişilecek son nokta son sınır. 4. Peygamber (s.a.s)'in devesinin adı. |
Kuşad |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Açılış, açma. > Kökeni: Farsça |
KUŞAD |
(Fars.) Er. 1. Açılış, açma. 2. Fetih, fethetme. 3. Açılış merasimi, küşad resmi. 4. Yayın gerilip bırakılması. 5. Musikide uvertür. 6. Bir cins tavla oyunu. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. |
Kuşeyr |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Büyük beni Amir b. Şaşa'a grubuna dahil bir Arap kabilesi. Kuşeyri İslam aleminin büyük sufi müelliflerinden. Kuşeyri Risalesi adıyla ünlü eseri bulunmakta. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUŞEYR |
(Ar.) Er. - Büyük beni Amir b. Şaşa'a grubuna dahil bir Arap kabilesi. Kuşeyri |
KUTAL |
(Tür.) Er. - Mutlu ol. |
KUTALMIŞ |
(Tür.) Er. - Mutlu olmuş, kutlu olmuş. |
KUTALP |
(Tür.) Er. - Kutlu, uğurlu, yiğit. |
Kutam |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Akbabaya benzeyen. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUTAM |
(Ar.) Er. - Akbabaya benzeyen. |
KUTAN |
(Tür.) Er. 1. Dua, yalvarma. 2. Saka kuşu. 3. Saban. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
KUTAY |
(Tür.) Er. 1. Mübarek ay. 2. Borneo adasının doğu tarafından bir sultanlık. |
KUTBAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutalp). |
KUTBERK |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutbay). |
KUTCAN |
(Tür.) Er. - Kutlu, uğurlu can. |
KUTEL |
(Tür.) Er. - Uğurlu el. |
KUTER |
(Tür.) Er. - Mutlu, uğurlu kişi. |
KUTERTAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kuter). |
KUTHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kuter). |
KUTKAN |
(Tür.) Er. - Saygın, kutlu soydan gelen. |
KUTLAN |
(Tür.) Er. - Kutlu, mutlu ol. |
KUTLAR |
(Tür.) Er. - Mutluluklar, uğurlar. |
KUTLAY |
(Tür.) Er. 1. Uğurlu kutlu ay. 2. Kır donlu at. |
KUTLU |
(Tür.) Er. 1. Uğurlu, hayırlı. 2. Mübarek. 3. Mesut, bahtiyar. |
KUTLUALP |
(Tür.) Er. - Uğurlu yiğit- |
KUTLUAY |
(Tür.) Er. - Uğurlu ay. |
KUTLUBAY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutlu). |
KUTLUCAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutlu). |
KUTLUĞ |
(Tür.) Er. - Uğurlu, mutlu, şanslı, kutlu. |
KUTLUĞHAN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutluğ). |
KUTLUTEKİN |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutlu). |
KUTSAL |
(Tür.) Er. - Kudsi, kutlu mübarek, mukaddes. |
KUTSALAN |
(Tür.) Er. - Uğur getiren, kutlu kimse. |
KUTSALMIŞ |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutsalan). |
KUTSAN |
(Tür.) Er. - Uğurlu, talihli ol. |
KUTSEL |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutsan). |
KUTSOY |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutsel). |
KUTULMUŞ |
(Tür.) Er. - Kurtul¬muş, aydınlığa kavuşmuş. |
KUTUN |
(Tür.) Er. - Kutlu, kutsal. |
KUTUNALP |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutun). |
KUTUNER |
(Tür.) Er. - (bkz. Kutun). |
KUTYAN |
(Tür.) Er. - Uğurlu kimse. |
Kuvvet |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Güç, kudret, takat, sıhhat, sağlamlık. 2. Bir hükümetin askeri gücü. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KUVVET |
(Ar.) Er. 1. Güç, kudret, takat, sıhhat, sağlamlık. 2. Bir hükümetin askeri gücü. |
KUYAŞ |
(Tür.) Er. 1. Güneş. 2. Çok sıcak, güneşin etkili vurması. |
Kuzah |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: Bulut meleği, Gökyüzü > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
Kübra |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Büyük olan (Ekber'in müennesi). 2. Hadicetü'l-Kübra Hz. Peygamberin ilk hanımı. > Kökeni: Arapça, Türü: Kadın adı. |
KÜBRA |
(Ar.) Ka. 1. Büyük olan (Ekber'in müennesi). 2. Hadicetü'l-Kübra |
KÜLTİGİN |
(Tür.) Er. - Göktürk prensi ve komutanı. |
KÜLÜK |
(Tür.) Er. 1. Meşhur ünlü. 2. Taşçı, çekici, balyoz. |
KÜRBOĞA |
(Tür.) 1. İri, güçlü, sarsılmaz boğa. Kuvvetli iri yapılı boğa. Selçuklu komutanı ve Musul emirinin adı. |
Kürema |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. Kerim, asil, necip, iyiliksever, hayır sahibi cömert, eli açık kimseler. 2. Ulular, büyükler. > Kökeni: Arapça, Türü: Erkek adı. |
KÜREMA |
(Ar.) Er. 1. Kerim, asil, necip, iyiliksever, hayır sahibi cömert, eli açık kimseler. 2. Ulular, büyükler. |
KÜRHAN |
(Tür.) Er. Yiğit, yürekli han. |
KÜRŞAD |
(Tür.) Er. - Eski Türklerde yiğit, alp. |
KÜRÜMER |
(Tür.) Er. - topluluk, sürü. |
Küşade |
ANLAMI-AÇIKLAMASI: 1. (bkz. Küşad) > Kökeni: Farsça |
KÜŞADE |
(Fars.) Ka. 1. (bkz. Küşad). 2. Açık. 3. Ferah. |