21.12.2018, 21:48

Cumhuriyet'in İlk Yıllarında Üretilen Sözcükler

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk dilinin yabancı unsurlardan arındırılma eylemi, daha sonraki dönemlerde dil devrimine karşı olanlar tarafından “Gök götürü konuksal avrat” “Alttan ittirmeli, üstten tüttürmeli çoklu götürgeç “ gibi tamamen uydurma söylemlerle başarısız gösterilmeye çalışıldı. Bu isimlendirmelerin(!) gerek TDK gerekse de Cumhuriyet Dönemi dil anlayışı ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Konumuz bu değil ama bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek isteyenlere Geoffrey Lewis isimli yazarın  “Trajik başarı: Türk Dil Reformu” isimli yapıtını öneririm.

Cumhuriyet Dönemi’nde dilimizdeki yabancı kökenli sözcükler yerine tarama, derleme ve türetim yoluyla üretilen sözcükler kanımca dünya tarihinde görülmemiş dil başarılarındandır. Öyle ki Talat Tekin’in “Cumhuriyet Döneminde Türkçenin Gelişmesi” başlıklı yazısında dile getirdiği gibi bu sözcükler dil devrimine karşı olanlar tarafından bile kullanılmıştır. Talat Tekin bu konuda şöyle der:

“Cumhuriyet döneminde girişilen dili yabancı öğelerden, sözcük ve terimlerden arındırma büyük ölçüde başarılı olmuştur. Türkçenin söz varlığında bu arındırma özleştirme ve zenginleştirme hareketinin sonucu olarak birçok Arapça-Farsça sözcük kullanımdan düşmüştür. Bugün ilk önerildiklerinde yadırganan birçok sözcüğün dil devrimine karşı olanlarca bile kullanıldığına tanık olmaktayız. Okumamış halk dilinde bile artık olay sözcüğü hadise'yi, konu mevzu sözcüğünü, konut meskeni, durum vaziyet'ı, kurum müessese’yi, toplum cemiyet'i, anıt abide'yi, taşıt nakil vasıtası'nı, yakıt mahrukat'ı, kanıt delil'i, tanık şahidi unutturmuş gibidir. Özgür, subay vb. gibi yapılan açıklanamıyan yeni sözcükler bile dile yerleşmiştir. Türkçenin söz varlığına giren yeni sözcükler sayılmakla bitmez: bilim, bilimsel, tanımla-, okur, yazar, ilke, olumlu, olumsuz, niteleme, ayrıntı, yaşam, yaşantı, araştırma, inceleme, tanımlama, denetim, deney, deneysel, çağdaş, bakan, başbakan, toplantı, tutanak, tutucu (muhafazakar), gerici (reaksiyoner) vb. vb.”

Gerçekten de dil devrimi ile kullanıma geçilen sözcüklere bakıldığında yaşamımızın hemen her döneminde kullanım sıklığı yoğun olan sözcükler olduklarını görürüz. Bu yazıda  Talat Tekin’in dediklerine bazı eklemelerde bulunacağız ve bu dil temizliği sürecinin ne denli başarıyla sonuçlandığını sözcük örnekleriyle  göstereceğiz. Bizim örnek olarak aşağıya alacağımız sözcükler Cumhuriyet Döneminde kullanıma geçilen sözcüklerden sayı olarak çok azdır. Bu sözcüklerin tamamını bu yazıya alma olanağı zaten sözcüklerin sayıca çokluğundan dolayı mümkün olamazdı.

Şimdi dil devriminin sonuçlarını anlayabilmek için bazı sözcükleri inceleyelim:

Özel/  doğa / dize / komuta / genelge / olanak / ödenek / seçenek / yetenek/  tutanak/  söylev / dikey / türev / düzey / ödev / dilcik / kapakçık / kulakçık / sözcük/ ayraç / bağlaç / büyüteç / imleç / sayaç / süreç / tümleç / ulaç / dilekçe / gerekçe/ günce/ güvence/ sakınca / tümce/ savcı/  ülkücü/ öncül/ gündem / yöntem / çağdaş /işteş / sesteş/ alındı / uydu / sömürge/ gösterge / yönerge/  bölge/ dizge/ ilgeç/ solungaç / algı / yanılgı / coşku/ yergi / bitki/ çelişki / tepki / yetki / ilişki/ öğrenci / seçici / üretici / tüketici / erek / ışıldak/ genel/ ilkel/ koşul /sorun/aklamak/ denetlemek / çözümlemek / yayınlamak/ anıt/ gözlem / toplam / demeç/ danışman/ eğitmen/ öğretmen/ sayman/ seçmen/ dikit/ boyut/ kanıt/ kesit/ konut/ sarkıt/ yapıt/ yazıt/açı/ eğitim, sayı…

Sözcükleri sağlıklı değerlendirebilmek için öncelikle Osmanlı Türkçesi döneminde Türkçenin durumunu anlamak için Doğan Aksan’ın çalışmasından bazı verilere bakalım: Doğan Aksan’ın çalışmasına göre yabancı sözcük oranı Baki divanında  %65, Nefî’de %60, Nabi’de %54, Nedim divanında ise %41’dir. Bu oranlar Cumhuriyet öncesinde Türkçenin durumunu az çok göz önüne seriyor.

Örnek verdiğimiz sözcükler incelendiğinde eski Türkçe döneminden sözcük diriltme örneklerini buluruz.  Örneğin ilişki sözcüğü eski Türkçe dönemindeki il- (birleştirmek) eyleminden türetilmiş. Günümüzde "ile" şeklinde kullandığımız edat da bu kökten gelmiştir. "İlgi" sözcüğü de yine aynı kökün diriltilmesi ile üretilen sözcüklerdendir. “Tüket-” eyleminde Orhun Yazıtlarında yer alan “tüketi” sözcüğü ile aynı kökten(tü-)  sözcük oluşturulduğunu fark ederiz. Eğitim sözcüğünde yine yazıtlarımızda karşılaştığımız ve beslemek anlamına gelen igid- eyleminin, sayı sözcüğünde “san(sayı)” sözcüğünün diriltildiğini görürüz.

“ışıldak, üretici” gibi sözcüklerde Türkçenin ek-kök bağlantısının ne kadar başarılı korunduğuna tanık oluyoruz: ışı-l+da-k, üre-t-ici, ö-g+re-n-ici çözümlemelerinde görüldüğü gibi sözcüklerde eklemeli yapıya uygun olarak kök-ek bağlantıları kusursuz bir uyumla kullanılmış.

Toplum dil bilim çalışmaları, yeni türetilen sözcüklerin toplumda yaygınlaştırılması sürecinin zor bir süreç olduğunu ortaya koymuştur. Bu “açı”dan baktığımızda sözcüklerin toplumun her kesimi tarafından kullanılması gibi zor bir işin başarıldığını görürüz. Biraz önce kullandığım “açı” sözcüğünü yadırgamadıysanız bu, dil devriminin başarısıdır. Bugün savcı, sayman, eğitmen, öğretmen, uydu vb. sözcükleri duyup anlamını bilemeyecek bir kimse yoktur. Bir dilin öz varlıklarından yola çıkarak yeni sözcük türetmek ve bu sözcükleri toplumun her kesimine yayma konusunda eşi görülmemiş bir başarıya imza atmıştır dil devrimi.

Yorumlar (1)
İldeniz Turan 5 yıl önce
BÖLGE sözü türetme değil, türemiş sözdür. Karaca Oğlan kullanmış, Türkmen ile Azerbaycan Türkçelerinde var.