Eşitlik Bildiren Cümleler, Eşitlik Cümleleri, Eşitlik Cümle Örnekleri, Eşitlik Cümleleri Özellikleri

Eşitlik Bildiren Cümleler, Eşitlik Cümleleri, Eşitlik Cümle Örnekleri, Eşitlik Cümleleri Özellikleri

Eşitlik Bildiren Cümleler, Eşitlik Cümleleri, Eşitlik Cümle Örnekleri, Eşitlik Cümleleri Özellikleri konusunu inceleyelim.

Cümlede Anlam İle İlgili Tüm yazılara Ulaşmak İçin Tıklayınız: Cümlede Anlam Konuları

Sınav-Test-Deneme Konularına Ulaşmak İçin Tıklayınız.


Eşitlik Bildiren Cümleler, Eşitlik Cümleleri, Eşitlik Cümle Örnekleri, Eşitlik Cümleleri Özellikleri


Bir şeyin, bir olayın, bir durumun nitelik ve nicelik bakımından kıyaslanması sonucu ortaya çıkan benzerlik ve eşlik durumu eşitlik bildiren cümleleri oluşturur. Anlam bakımından da eşitlik bildiren cümleler kurmak mümkünken, kavramlarla da ifade edilebilir.


Eşitlik bildiren cümlelere örnekler şu şekildedir:

*Savaşın her iki tarafı da aynı silahlarla saldırdılar.

*Varisler, miraslarını eşit bir şekilde aldı.

*Herkese benden çay söylüyorum.

*Her şair aşkla ilgili şiirler yazar.

*Edebi türlerin hepsinde bu konu işlenmiştir.

*Birer tane limonata söyleyip, konuşmaya başladılar.

*Elmayı ikiye bölüp, çocuklarına verdi.

*Öğretmen için bütün çocuklar kendi çocuğu gibidir.

*Ekmeği kardeş payı yaparak bölüştüler.

*Yolun her iki tarafına da onar tane ağaç dikmişler.

EŞİTLİK ANLAMI BİLDİREN CÜMLELER, ÖZELLİKLERİ


 Kimi cümleler, herhangi bir şeyin ortadan ya da eşit biçimde bölündüğü anlamı taşır. Bu tür yargılarda eşitlik söz konusudur. Ancak kimi cümlelerde herhangi bir şeyin ortadan veya eşit olarak bölünmediği anlamı vardır ya da eşitliğin olduğuna dair herhangi bir ipucu verilmemiştir. Bu tür cümleler (bilgi yelpazesi.net) de eşitlik söz konusu değildir.

 
Örnek:

Harçlıklarını kardeş payı yaparak birkaç gün idare ettiler.  (Eşitlik Anlamı)

Bir elmayı yarı yarıya paylaşıp yediler. (Eşitlik Anlamı)

Kardeşler, mirastan paylarına düşeni alıp sessizce ayrıldılar. (Eşitlik söz konusu değil)

Şirketin karını hisseleri oranında paylaştılar. (Eşitlik söz konusu değil)
 

TDH - KOLAY ERİŞİMİ Türkçe   Göktürkçe   Edebiyat   Türkçe Adlar   Tarih   Kökenbilgisi   Türk Lehçeleri Yazım Kılavuzu   Türk Dünyası  PDF-DOC   Sınav-Deneme

DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ Dil Bilgisi   Sıfatlar   Belirteçler   Anlam Bilgisi   Kompozisyon   İlgeçler   Cümlede Anlam   Nasıl yazılır?   Bağlaçlar   Paragrafta Anlam   Noktalama İşaretleri   Ünlemler   Sözcükte Anlam   Sözcük Bilgisi   Eylemler   Ses Bilgisi   Yapım Ekleri   Eylemsiler   Yapı Bilgisi   Adıllar  Dil-Anlatım   Yazım Bilgisi   Adlar   Edebiyat   Anlatım Bozuklukları   Ana Bet  Atasözleri ve Deyimler   TDH-Instagram   Tivitır   Feysbuk

AYNI ANLAMI VEREN ( EŞANLAMLI ) CÜMLELER

Aynı düşüncenin, eş veya yakın anlamlı sözcükleri kullanarak en az iki ayrı biçimde ifade edilmesidir. Cümle hangi sözcüklerle ve nasıl kurulursa kurulsun biz verilen cümledeki düşünceyi aramalıyız. Bunun için o cümledeki anahtar sözcükleri doğru tespit etmek; ayrıca, cümlede kullanılan edat ve bağlaçlara da dikkat etmek gerekir. (Eş ve yakın anlamlı sözcükler konusundaki bilginizden yararlanabilirsiniz.)

YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

Eş anlamlı cümlelerde, biri diğerinden yerini tutabilecek(aynı anlamı verecek) cümle söz konusu idi. Yakın anlamlı cümlelerde ise aynı özü, aynı ruhu taşıyan iki cümle vardır. Böyle sorularda örnek cümlede anlamın iyi kavranması ve o cümleye anlamca çok benzeyen (yakın olan)diğer cümlenin bulunması gerekir.

Bu konuda da yakın ve eşanlamlı sözcüklerden, edat ve bağlaçların kullanımından yararlanabilirsiniz.

NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ BULUNAN CÜMLELER

Neden-sonuç ilişkisi bulunan cümleler iki bölümden oluşur. Birinci bölüm neden (sebep), ikinci bölüm ise sonuç bildirir. Böyle sorularda, eylemin hangi nedenle gerçekleştiğine dikkat etmek yeterlidir. Neden-sonuç ilişkisi daha çok, için, üzere, -den (-dan), diye, çünkü, ile (-le, -la) vb. gibi edatlarla sağlanır.

Bugün hıdrellez olduğu için öğleden sonra okul tatil edildi.

Kanunları koyanlar da çok kez budala, ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir.

İnsan tabiatının yetersizliği yüzünden, hiçbir şeyi yalın ve duru halinde tutamaz.

Neden-sonuç sorularının ikinci biçimi, iki cümle arasındaki ilişkidir. Böyle sorularda bir cümle, kendisinden önce veya sonra gelen cümlenin nedeni olur.

Fransa’ya ne kadar kızsam da Paris’e kötü gözle bakamam. Çocukluğumdan beri yüreğim ona bağlıdır. ( İkinci cümle neden, birinci cümle sonuçtur.)

Ne sen gelin oldun ne ben güveyi.

Onun için açık gider gözüm ( Birinci dize neden, ikinci dize sonuçtur.)

AMAÇ ANLAMI TAŞIYAN CÜMLELER

Amaç anlamı taşıyan cümlelerde, eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiği vurgulanır. Neden-sonuç cümlelerinde olduğu gibi bunlarda da için, üzere, diye vb. edatlardan yararlanılır.

Biz, şimdi arasında nice mesafeler bulunan iki uçurumda birbirlerine seslerini duyurmak için didinen iki genciz.

Bütün bu sıkıntılara sınavı kazanalım diye katlandık.

Bildiklerimizi açıklamak üzere buraya gelmiş bulunuyorum.

KARŞIT DURUMLARI VEREN CÜMLELER

Anlamca birbirinin zıttı olan sözcüklerin kullanılmasıyla kurulan cümlelerdir. Bu durum, iki cümle arasında da söz konusu olabilir. Önemli olan, karşıt anlamlı sözcüklerin, kullanıldığı bu cümlelerde sözcüklerin kazandığı anlamın iyi belirlenmesidir.

Karşıt durumların birlikte verilmesi, anlatılan durum veya eserin iki yönünün de gösterilmesini sağlar ve anlatımdaki tekdüzeliği giderir.

Dostunuzu, bir gün kendisinden nefret edecekmiş gibi sevin; ondan bir gün kendisini sevecekmiş gibi nefret edin.

Bugün sevindiğim şeye, yarın üzülebilirim.

UYARI: Karşıtlık ile olumsuzluk birbirinden farklı kavramlardır. Bu nedenle bir sözcüğün olumsuzu ile olumlusu arasında zıtlık yoktur. Çünkü zıtlık, farklı iki sözcük arasında olur:

Merdivenden iniyordu.

Merdivenden inmiyordu. (olumsuz)

Merdivenden çıkıyordu. (karşıt)

BİR KOŞULA BAĞLI CÜMLELER

Şartlı (koşullu) cümleler: Birinin gerçekleşmesi diğerinin gerçekleşmesi koşuluna bağlı cümlelerdir. Koşullu cümlelerde birinci bölüm koşul (şart), ikinci bölüm de o koşula bağlı olarak ortaya çıkan sonuçtur. Koşul anlamı –se (sa), ise ve bazı zarf fiil ekleriyle –(-dıkça, -dikçe) sağlanır.

Yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa;

O şehirden öç almanın vakti gelmiş demektir.

Beni ararsa, kendisiyle görüşürüz.

Ne demek istediğimi, bu şiirleri okursa anlar.

Seni gördükçe, babanı hatırlıyorum.

Güldükçe güller açılır, ağladıkça inciler saçılır.

UYARI:

1) Cümleye istek, dilek anlamı katan –se, -sa ile, koşul anlamı veren –se, -sa’yı karıştırmayalım. Dilek cümlelerinde, -se, -sa almasına rağmen, koşul anlamı yoktur:

Otobüsle gelmese de trenle gelse.

2) Bazı cümlelerde de koşul gerçekleşse bile cevap gerçekleşmez.

Erken yatsa da uyuyamaz.

Hızlı koşsa da yetişemez.

KARŞILAŞTIRMA BİLDİREN CÜMLELER

Karşılaştırma, iki birim, iki nesne, iki kişi arasında yapılan bir kıyaslamadır. Karşılaş-tırmanın gerçekleşmesi bir değer yargısı veya bir ölçünün ortaya konmasına bağlıdır. Karşılaştırma; benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik durumları ifade etmek amacıyla yapılır. Bunun için benzetme edatları, karşılaştırma edatları kullanılır.

Bundan daha tembel birini bulamadın mı?

Bu çalışmayla daha iyi bir puan alabilirdin.

Sıhhatim düne göre hayli iyi.

Tiyatro da sinema kadar etkili bir sanattır.

Bu olaya hiçbiriniz benim kadar sevinemezsiniz.

EKSİK CÜMLEYİ TAMAMLAMA

Cümle, kendi içinde bir anlam bütünlüğüne sahip olduğu gibi, kendisinden önce ve sonra gelen cümlelerle de bir anlam ilgisiyle bağlanmış olabilir. Sınavlarda bu konuyla ilgili sorularda ya cümlenin kendi içinde tamamlanması ya da bir cümlenin veya metnin en uygun cümleyle sürdürülmesi istenmektedir. Birincide cümle, kendi içinde, ikincide ise diğer cümlelerle birlikte düşünülmelidir.

Kendi içinde tamamlanması gereken cümlelerde, cümlenin anlam bütünlüğü ve teknik yapısı önemlidir. Cümle, karşıtlıklar üstüne kurulmuşsa, boş bırakılan yere, cümlelerin özünü oluşturan sözcüğün karşıtı getirilecek demektir.

Dilin sadeleşmesinde, hızlı gitmenin en büyük şartı....... gitmektir.

Cümle karşıtlık üzerine kurulmuştur. O halde, cümlenin yükünü taşıyan sözcüğün (hızlı sözcüğü) karşıtını bulmak gerekir. Bu cümlede boşluğa “yavaş” sözcüğü getirilmelidir.

Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken yeniden...... öyle mi?

Cümlede savunulan düşünceye inanmama, hayretle karşılama anlamı vardır. Kişi, öleceğine inanıyor ama onun karşıtı olan “dirileceğine” inanmıyor. Boşluğa “diriltileceğiz” getirilir.

Bazı cümlelerde de anlamın tamamlanabilmesi edat veya bağlaçlarla mümkündür. Böyle cümlelerde, alışkın olduğumuz kullanımdan çok, cümlenin anlam bütünlüğü ve bağlaç veya edatın bu cümleye kattığı anlam önemlidir.

Hayatta ve resimde her şeyden.......... canımdan vazgeçerim.............. renkten vazgeçemem.

Bu cümlede bir derecelenme ve karşıtlık söz konusudur. Derecelenmeyi sağla-yan bağlaç “hatta” karşıtlığı sağlayan da “ama” (fakat, lakin, ancak) dır.

Victor hogo’yu, yeni yetişen Fransızlar, yüzyıl önceki yaşıtları gibi anlıyorlar... ....... yazılanlar bugünün Fransızcası ile yazılıyordu.

Cümle bir neden-sonuç cümlesidir. Boş bırakılan yerden sonrası “neden” dir. Nedeni sağlayan bağlaç “çünkü (zira)” dır.

ANLAM YÖNÜNDEN DİĞER CÜMLELER

Burada bahsedeceğimiz cümle çeşitlerinde çok az soru gelmektedir. Ancak, bu sorular-da cümledeki yargıyı kavrama yetisi ile ilgilidir, şayet bu konuda belli bir mesafe almış-sak cümlenin anlamını buldurmaya yönelik bütün soru tiplerinde başarılı olabiliriz.

SEZGİ, TAHMİN CÜMLELERİ

Sezgi, altıncı his denilen ve bir olayı olmadan önce, olacağını hissetmek demektir. Bu, daha çok insanın içine doğan bir duygudur. Bu olayların akışından hareketle sonucu görebilmek şeklinde de olabilir.

Bu konuşmalardan sonra benden bir şey isteyeceğini anlamıştım.

ÖN YARGI CÜMLELERİ:

Bir kimse veya şeyle ilgili olarak belirli olay veya görüntülere dayanarak önceden varılan olumlu veya olumsuz yargılardır.

Bu roman Peyami Safa’nın ise güzeldir.

O, bu konuda doğru haber yazmaz.

Piyasada çok gazete var, yeni bir gazetenin okuyucu bulacağını sanmıyorum.

EŞİTLİK ANLAMI TAŞIYAN CÜMLELER

Eşitlik, bir şeyin hak geçmeyecek şekilde bölüştürülmesi, paylaşması; bir bütünden herkesin aynı oranda pay alması demektir.

Cebimdeki 100 liranın 50 lirasını ona verdim.

Ekmeği tam ortasından bölerek yarısını kardeşime verdim.

Bu şirketteki ortaklığımız yarı yarıyadır.

Yorumlar (0)