BİR OLMAK

BİR OLMAK


UĞURCAN KÜÇÜKAĞAOĞLU



Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır” ve “Ne güzel söylemiş Felah. İkilik yok ‘Birlik’ var, yalnız bunda ‘Dirlik’ var.”

Yüce Türk Milleti, tarihin her devrinde saldırılara maruz kalmıştır.

Dün olduğu gibi bugün de yurduna, toprağına ve insanına kast edenler cevaplarını en güzel şekliyle alarak hazin sonlarını hazırlamışlardır.

Bu yurdu yaşatmak, birlik ve dirlik içinde olmak için nice kahramanlar can vermiş, kan dökmüş, ya gazi ya şehit olmuştur.

Güzel Anadolu’da bacası tüten her evde, bu toprağın vatan olması için bir damla, bir ter, bir emek ve bir sevgi mutlaka vardır.

Bin yıldır ağıtlar, türküler, ninniler birlikte söylenmiş, düğünlerde halaylar birlikte çekilmiş, sevdalar, hasretler birlikte duyulmuş, sevinçler ve acılar birlikte yaşanmış, külfet ve nimetler de birlikte bölüşülmüştür.

Bu bir olmak ruhu, ezelden ebede olan yolculukta, toplumu bir millet ve milleti de Devlet olarak ayakta tutmuştur.

Gün ayrılık değil birlik ve birlikte dirlik olma günüdür. Çünkü vatanına göz dikenler hiçbir kural ve insanlık tanımadan hayasızca saldırılarına devam etmekte ve haince tertiplerde bulunmaktadır.

Bir milleti, devleti, aileyi ve ferdi çürüten ve bir olma ruhunu görmesini engelleyerek bölünmesini amaçlayan en büyük tehlike nifak, arabozuculuk, iki yüzlülük, ayırıcılık, sinsice birbirine düşürücülük ve neme lazımcılıktır.

Bugün küresel güçler, birlik ve dirlik ruhunu bozmak için her türlü hain oyunu sergilemektedir.

Şairimiz ne kadar doğru söylemiş ve bizleri ikaz etmiş;

“Tefrika girmezse bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”

“Birlik” olmanın kuvvetini anlatan bu mısralarda olduğu gibi toplu atan yürek ve toplu tutan bilek olma zamanıdır.

Yine etrafımızda gelişen olaylara karşı duyarsız kalma ve neme lazım bir tavır içinde olma da birlik ruhunu yok eden en büyük tehlikedir. Bunu ifade eden mısralarla ne güzel demiş şair;

“Vatan sevgisini içten duyanlar / Sıdk ile çalışır içten duyarak.

Milletine devletine uyanlar / Demez neme lazım! Neyime gerek!”

İşte millet ve o milletin mensubu fert olarak bütün bu tehlikelerin farkında olmak ve uyanık davranmak zamanıdır. Bilinmelidir ki Millet ile Devlet bir bütündür ve birlikte hareket etmelidir. Aksi halde milletin bütünlüğü ve Devlet’in bekası tehlikeye düşer.

Bu millet zaman zaman sıkıntılara düşse de asla ümidini ve bir olma ruhunu kaybetmemiştir. Atalarımız bu konuda bizleri daima uyarmıştır. Bilge Kağan şöyle demiştir;

“Türk Milletinin, Türk Devletinin adı sanı yok olmasın diye gece uyumadım, gündüz oturmadım, bitesiye çalıştım. Az milleti çok, aç milleti tok kıldım. Yoksul milleti zengin, tutsak milleti efendi kıldım.”

Tarihte olduğu gibi bugün de milli varlığımız tehlikeye düşmüşse onu kuran güçler yeniden birlik olma ruhuyla kurtaracaktır. Yeter ki birbirimizi sevelim, dinleyelim, anlayalım, bir olalım ve diri olalım. Birbirimize, şairin ifade ettiği gibi;

“Bir bakış ki kudreti hiçbir lisanda yoktur / Bir bakış bazen bir şifa bezen de zehirli bir oktur”

mısralarında yerini bulan “şifa” bakmayı bilelim.

Önce kendimizi düzeltelim, ümitsizliğe düşmeyelim, sahip olduğumuz değerlerden gurur duyalım ve onları geliştirmesini bilelim. Cihan hakimiyetine giden yolda “birlik” ruhunu kaybetmeyelim.

Unutmayalım ki! Türk milleti dün olduğu gibi bugün ve yarın da her türlü sıkıntıların üstesinden gelebilecek güçte ve kudrettedir.

Çünkü bu millet ve Devlet büyüktür ve büyük Ülkülere sahiptir. Bu sebeple büyük ülkülere sahip milletlerin sıkıntıları da büyük olur.

Unutmayalım ki! Türk Milleti varsa biz de varız.

Şimdi BİRLİK ve DİRLİK olma ruhunu yaşama ve yaşatma zamanıdır.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

Yorumlar (0)