Ölmekte olan diller, Tehlike altındaki diller atlası, Tehlikedeki diller, Ölü diller

Ölmekte olan diller, Tehlike altındaki diller atlası, Tehlikedeki diller, Ölü diller

Ölmekte olan diller, Tehlike altındaki diller atlası, Tehlikedeki diller, Ölü diller

Tarih boyunca konuşulmuş, kullanılmış fakat zaman içerisinde tamamen yok olmuş veya başka dillere türemiş dillere ölü diller denir. Ölü diller “modern çağda” konuşulmayan dillerdir. Çoğu zaman ölü diller başka dillere türer.

  • Her yıl 6 dilin öldüğünü ve bu yüzden kimse tarafından konuşulmadığını,
  • Ölü dillerden gelen gelişmelerin kabul edilmediğini,
  • En çok yok olan dillerin Asya’da olduğunu,
  • Ölü dillerin bir daha asla konuşulmadığını,
  • Bazı hatta çoğu ölü dillerin yıllar sonra kimse tarafından bilinmediğini,
  • Tarih boyunca 30.000 dil oluştuğunu,
  • Ama şu anda sadece 5.000 tanesinin faali olarak konuşulduğunu,
  • B.M göre 2020 yılında Dünya’da sadece 2.000 dil kalacağını,
  • Tarih boyunca ölen 25.000 ölü dilin sadece 1.000’inin bilindiğini,
  • Ve bu bilinen ölü dillerin sadece 500’ünün alfabesinin bilindiğini,
  • Tarih boyunca tam 100 kez bir anadilin öldüğünü,
  • Ve bu ölen anadillerin tam 50’sinin unutulduğunu,
  • B.M göre ölmeye en yakın dillerin Ural-Altay dilleri olduğunu,
  • Roma’nın bir zamanlar ana dil olarak kullandığı Galatçanın ölü olduğunu,
  • Dahası şimdi hiçbir insanın bu dili bilmediğini,
  • Dahası alfabesinin bile bilinmediğini,
  • Dahası Romalılar ve Keltler dışında kimin kullandığının bilinmediğini,
  • Dahası ne zamanlar kullanıldığı bilinmediğini, biiliyor muydunuz?

Tehlike Altındaki Diller Atlası

Tehlike Altındaki Diller Atlası"na göre, Türkiye'de 15 dil tehlike altında.

30'dan fazla dilbilimcinin çalışmalarıyla ortaya çıkan atlasa göre bu dillerin dağılımı şöyle.

Son derece tehlikede olan dillerin atlası

Hertevin. Ethnologue.com'a göre Siirt kökenli, Kuzeydoğu Arami dilerinden olmasına karşın diğerlerinden oldukça farklı bu dili 1999'da bin kişi konuşuyordu.

Ciddi anlamda tehlikede olanlar diller atlası

Gagavuzca, Türkiyeli Yahudilerin konuştuğu Ladino ve Süryanice.

Kesinlikle tehlikede olanlar diller atlası

Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Çingene dilleri (Atlasta yalnızca Romani bulunuyor), Süryanice'ye benzeyen Suret (atlasa göre Türkiye'de konuşan kalmadı; konuşanların çoğu göçle başka ülkelere gitti) ve Ermenice.

Güvensiz durumda olanlar:

Abhazca, Adige, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaki (Zazaca).

Kaybolup giden üç dil

Atlasa göre Türkiye'deki üç dil kayboldu. Kapadokya Yunancası, dünyada da son derece tehlike altında. Diyarbakır Lice'deki Kamışlı köyünde konuşulan Mlahso da kayboldu. Suriye'ye göçen köylülerden İbrahim Hanna'nın 1995'te ölümüyle bu dil de öldü. Ubıhça da Tevfik Esenç'in 1992'de ölmesiyle kayboldu.

Tehlike faktörleri neler?

UNESCO bir dilin ne derece tehlike altında olduğunu sınıflandırmak için dokuz ölçüt kullanıyor:

Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması
Dili konuşan kişi sayısı
Dili konuşanların toplam nüfusa oranı
Dilin kullanım alanlarında değişiklikler
Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi
Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için gerekli materyallerin varlığı
Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin resmi durumu ve kullanımı da dahil
Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu
Dille ilgili varolan belgelerin miktarı ve niteliği.
Türkiye'de dil koruma programı yok
UNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim ve bilgi ve bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor. Ancak Türkiye'de yürüttüğü bir dil koruma programı yok.

Bir dil yok olmaktan nasıl korunabilir?

UNESCO kılavuzunda bu sorunun yanıtı şöyle:

"Bir dili yok olmaktan koruyabilmek için yapılabilecek en önemli şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulları yaratmaktır. Bu genellikle, azınlık dillerini tanıyan ve koruyan ulusal politikaların, anadili eğitimini destekleyen eğitim sistemlerinin, o dili konuşan toplulukla dilbilimciler arasında bir yazı sistemi ve biçimsel yapı kazandırmak için yaratıcı bir işbirliğinin varolmasını gerektirir.

"En belirleyici etken dili konuşan topluluğun dile yönelik tutumu olduğundan, çok dilliliği ve azınlık dillerine saygıyı yüreklendiren, bir dili konuşmanın ödev değil, zenginlik olduğunu hissettiren toplumsal ve siyasi bir ortam oluşturmak esastır.

"Bugün bazı diller çok az konuşanı kaldığı için sürdürülemez durumda, ama dilbilimciler, dili konuşan toplum da bunu isterse, hiçbir iz bırakmadan kaybolmasın diye dili olabildiğince kayda geçirebiliyorlar.

İliştiriler: Ölü diller, ölü dillerin listesi, Ölmekte olan diller, Tehlike altındaki diller Atlası, Tehlikedeki diller, Tehlike Altındaki Diller Atlası

Yorumlar (0)