Pikt Halkı ve Yazıları - Doç. Dr. Haluk Berkmen

Pikt Halkı ve Yazıları


Doç. Dr. Haluk Berkmen



İngiltere’nin kuzeyinde, bugünkü İskoçya’nın doğu kıyılarında nerden geldikleri ve hangi dili konuştukları tam olarak bilinmeyen bir halk yaşıyordu. İngiltere adasını işgal eden Roma lejyonları bu halka Pikt adını yakıştırdılar. Bu ismi vermiş olmalarının nedeni de, bu halkın bölgelerini işgalden korumak için Roma ordularıyla savaşa girdiklerinde, yüzlerini ve bedenlerini boyadıklarıdır. Zira Latince “pikt” sözü “boyalı” ve “pictura” resim demektir. İngilizce resim demek olan “Picture” sözü Latince kaynaklıdır.

Romalı lejyon orduları Piktleri işgal edemedikleri gibi onların sürekli saldırılarına son vermek için M.S. 142-144 yıllarında önce Antonius duvarını sonra da daha güneydeki Hadrian duvarını inşa etmişlerdir. Altta solda görülen Antonius duvarı 60 km, Hadrian duvarı ise 117 km uzunluğunda olup İskoçya bölgesini adanın güneyinden boydan boya ayırmaktadır. Piktleri işgal edememiş olan Romalılar M.S. 164 yılında Hadrian duvarının güneyine çekilmişlerdir.

Pikt halkının kim olduğu halen tam olarak tanımlanamıyor. Onların torunları İskoç halkı olsa gerek. Her ne kadar batılı tarihçiler kabul etmeseler de Pikt adı verilmiş olan bu halk, İngiltere adasının kuzeyine Asya’dan atlarıyla gelmiş olan As ve Okh boylarından oluşmuş Saka halkıdır. İskoç adının oluşumunda AS-OK = SAKA = SKİT = SCOT dönüşümleri bulunuyor. Piktlerin İngiltere adasına Avrupa’nın doğusundan gelmiş olduklarını alttaki haritadan anlıyoruz. Onların yerleşim bölgesi sarı renkte gösterilmiş olan adanın doğu bölgesidir. Kırmızı noktalar ise Pikt kalelerinin bulunduğu yerleri belirtiyor. Tüm bölgeye “Caledonia” (Kale-Don-Öyü) denmiş olması ilginçtir. Zira Türkçe ‘don’ sözü “bürünmek” demek olup, günümüzde iç çamaşırı anlamında olan bu söz eskiden giyilen kıyafet için kullanılırdı. Donanma sözü de geminin toplarla donanmış olduğunu belirtir. “Öyü” sözü ise bölge demek olup, hem ‘köy’ hem de ‘höyük’ sözleri Okh-öyü sözlerinden türemiştir. Höyükler, kadim uygarlıklardan kalma toprak tepecikleri olup, hem mezar hem de küçük yerleşim yerleridir. Şu halde, Caledonia adının anlamı “kalelerle donanmış bölge” olabilir. Bu bölgenin Saka Türkleri tarafından kurulmuş olduğunu İskoçya’nın kuzeyindeki Orkney adasının adından da anlıyoruz. Orkney adının “OR-OK-ÖYÜ” /OKH halkının merkez bölgesi/ demek olduğu görüşündeyim. Zira ‘Or’ kök sözcüğü “merkez” demek olup, orta ve ordu sözlerinde bulunur. Ordu sözünün “Hakanın oturduğu yer” demek olduğu Divan-ı Lügat-it Türk’te belirtiliyor. Keza ‘orna’ sözü “yerleşmek”, merkezi bir yer edinmek anlamını içeriyor.

Pikt halkının çok ilginç bir yazı tarzı vardı. Bu yazı yan yana çizilmiş düz çizgilerden oluşuyordu. Çizgi grupları da harfleri oluşturuyorlardı. Altta ortada bu özel harflerle yazılmış bir Pikt yazısı ve sağında Pikt abecesinin harfleri görülüyor. Pikt dilini incelemiş olan İsveçli Harald Sverdrup, “The Picktish Language” başlıklı uzun bir araştırma yayınlamıştır. (Kaynak: 1995 Lund üniversitesi raporu, İsveç). Bu araştırmada H. Sverdrup Piktlerin özel yazılarını okuduğunu iddia etmekte ve Pikt dilinin eklemeli, bitişken bir dil olduğunu, asla Hint-Avrupa dil gurubuna ait olmadığını açıkça belirtmektedir. Bu özel abece adının “OGHUM” olduğu uzmanlarca saptanmıştır. ‘Oghum’ adında “Okh-um”, yani /OKH halkıyım/ anlamını buluyoruz. Zira Türkçede “-um” takısı aidiyet belirtir. Harald Svedrup araştırmasında Pikt dilinde “aidiyet” anlamının “–n” ve “-m” takılarıyla belirtildiğini saptamıştır. Türkçede ‘benim’ ve ‘senin’ sözlerindeki aidiyet takılarının da “–n” ve “–m” olmaları bu görüşüme destek veriyor.H. Svedrup araştırmasını şu sözlerle bitirmektedir (kendi çevirim):

“Pikt dilinin bir Hint-Avrupa dili olmadığı kanıtlanabilir. Dil kesinlikle bitişkendir. Hem sözcük hem de gramer karşılaştırması sonucunda Pikt dilinin Bask ve İberian dilleri ile güçlü benzerlikler içerdiği, Etrüsk dili ve Kuzey Kafkas dilleri ile de ilişkili olduğu saptanmıştır.”

Hem Etrüsk dilinin hem Kafkas dillerinin Ural-Altay kökenli diller olduklarını, 30 Kasım 2017 tarihli “Etrüskçe bir Ural-Altay Dilidir” ve 31 Aralık 2017 tarihli “Kafkas Dilleri” başlıklı yazılarımda anlattım.

Yorumlar (0)