Şamanizm Adıyla Örtülen Tengricilik
Sag-ba adlı Sümer tabletinde “Tanrı tektir ve değiştirilemez, Tanrı ve insan birbirinden ayrılamaz” diye yazar.

Tanrı kavramını geliştirenler ve dünyanın ilk tek tanrılı dinini yaratanlar Türklerdir. Bu tek tanrılı din yalnızca Orta Asya'da varolmamış, tüm dünyaya da yayılmıştır. Bundan binlerce yıl önce yaşamış olan Sümer, Etrüsk gibi Ön Türk halklarında da tek tanrı inancı sistematikleşerek, belli kurallara ve ilkelere sahip dinlere dönüşmüştür. Türkmenistan Ön Türk kültüründe binlerce yıl önce sistematikleşmeye başlayan bu tek tanrı inancı, Avrasya'nın diğer bölgelerine yayılarak Semitik dinlerin öncülleri haline gelmiştir. Eski Türk kültüründe Tanrı, genellikle özel bir adla adlandırılmış, tüm iyeler ise bugün “tanrı” olarak yorumlanan adlarla anılmıştır. Günümüzün araştırmacıları ise yüzeysel bilgilerle ve art niyetle davranarak, Tanrı ile iye arasındaki farkı görmek istemeyip Ön Türk dinlerini, mitolojilerle de harmanlayarak, çok tanrılı dinler gibi göstermektedirler. Örneğin Sümercedeki dingir, ilu, kiti ya da Etrüskçedeki tin, tiniş, tineri, ais gibi kavramların hepsi “Tanrı” olarak çevirilmektedir.

Oysa Sümerce ilu, tanrı anlamına gelen bir genel addır ve günümüz Türk diline “ulu” olarak evrilmiştir. Akadçaya da “ilu” olarak geçen bu söz, onun ardılıllarından olan Arapçaya “ilah”
olarak geçmiş ve başına “al” tanımlığı alarak da “Allah” sözüne dönüşmüştür. Yine “tanrı” anlamına gelen kiti de bir genel addır ve “yükselmiş/yücelmiş” anlamına gelen ila sözüyle -ki bu söz günümüze “ile-ri” olarak evrilmiştir- birlikte kiti-ila olarak kullanılarak “yüce tanrı” anlamına gelir. “Kiti” sözü Türk diline Tanrı anlamına gelen Kuday/Kutay/Huday olarak evrilmiş, Farsçaya da Tanrı anlamına gelen “Khuda” olarak geçmiştir. Tanrı anlamına gelen Latince Deus ile günümüz Latin dillerindeki bu sözün türevleri ve Yunanca Teos ise, Etrüskçe Tanrı anlamına gelen Tiniş sözünden kalmıştır. Yine Mandarin dilinde tanrı demek olan Tian (okunuşu “Tiin”) sözü de Ön Türkçe tanrı demek olan Tin sözünden kalmadır. Buna karşın Germen dillerindeki tanrı anlamına gelen god, got ve gud gibi adlandırmalar, Etrüskçe Güneş iyesi anlamına gelen cath yani “od” (ateş) sözünden gelmektedir. Arnavutça Tanrı ve bey anlamlarına gelen zot sözü de Etrüskçe kökenlidir ve bir kutsal ruh adı olan zath sözünden kalmadır. Slav dillerindeki zengin, yüce ve tanrı anlamlarınana gelen bog sözü ise Türkçe zengin ve yüce anlamına gelen “bag” (bay/beg/beğ/bey) sözünden gelmektedir.

Tengri inancının kökleri Sümer, Elam, Etrüsk gibi Ön Türk halklarının inanç sistemlerine kadar uzanır. Sag-ba adlı bir Sümer tabletinde “Tanrı tektir ve değiştirilemez, Tanrı ve insan birbirinden ayrılamaz” diye yazar. Bu da Türk halklarının çok eski çağlardan beri tek Tanrı inancını benimsediklerini kanıtlamaktadır. Sümerlerde de evrende ve doğada görülen ve duyulan her nesnenin bir iyesi vardı. Ayrıca her şehrin de bir koruyucu iyesi bulunuyordu. Bu iyeler, insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. İyeler insanlara iyilik ya da kötülük yapabilir, ama onlardan ne istediklerini bildirmezlerdi. İyelerin ne istedikleri, kurban edilen hayvanların karaciğerlerindeki işaretlerden anlaşılırdı.

Şamanizm Adıyla Örtülen Tengricilik

Yorumlar (0)