Diksiyon Dersleri: Baş hareketleri, başımızla yapılan hareketler

Diksiyon Dersleri: Baş hareketleri, başımızla yapılan hareketler

Diksiyon Dersleri: Baş hareketleri, başımızla yapılan hareketler

ETKİLİ KONUŞMA KOLAY ERİŞİM ÇİZELGESİ (TIKLAYINIZ)

Güzel Konuşma, Etkili Konuşma, Hitabet, Hitabetin Özellikleri, Hitabet Çeşitleri, Etkili Konuşma Örnekleri, Etkili Sesin Nitelikleri, Sese Anlam Yükleme, Doğru Sesletim, Soluğun Doğru Kullanılması, Baş Hareketleri,

Diksiyon Dersleri: Baş hareketleri, başımızla yapılan hareketler


Baş Hareketleri

Beynimiz sağ ve sol olarak iki bölümde incelenir. Sağ taraf hayal gücü, sezgi ve vizyon merkezi; sol tarafsa mantıksal düşünce merkezi olarak kabul edilir.

Baş ile yapılan hareketler çoğunlukla mimikleri destekler ve onlara bütünlük kazandırır.

Başımızla yaptığımız hareketlerin en bilineni, onaylama ve reddetmedir. Başın öne doğru birkaç kez hafifçe sallanması, onaylama anlamına gelir. Başın sağa sola sallanması veya geri atılıp kaşı kaldırma eylemi reddetme olarak kabul görür.

Karşınızdaki insana bir şey anlatırken dinleyicinin başı sağa ya da sola eğim yapmış bir açıyla sizi izliyorsa söylediklerinizi ilgiyle dinliyordur. Başı aşağıya eğilmiş ve alttan bir bakışla bakıyorsa sizden etkilenmemiştir, hatta sizden farklı düşünüyordur.

Başını yukarı kaldırarak bakan kişilerin üstünlük duygusu ya da saldırganlık duygusu içinde oldukları, başı aşağıya eğik bakanların uysal, kabullenici oldukları düşünülebilir.

İşaret parmağın başın yan tarafına getirilip diğer parmakların kapalı olduğu el duruşu, ilgiyle izleme işaretidir.

İnsan kendisine yakın bulduğu kişilere başıyla hafif yakınlaşır, uzak bulduğu kişilerden başıyla uzaklaşır. Bu küçük hareket gerçek duyguları yansıtmak açısından çok önemli ipucu sayılır.

Biriyle konuşurken başınızı dik tutun ve aşağı yukarı hareket ettirerek onu dinlediğinizi  ve anladığınızı hissettirin. Söylenenleri kabul edip etmemeniz önemli değildir, sizinle konuşana “Anlaşıldım.” duygusunu yaşatmanız güzel bir duygudur.

Etkili Konuşmalar İçin Neler Yapmak Gerekir?

Yapılması gerekenler:

1. Her konuşmanın bir temel mesajı ve onu destekleyen en fazla iki veya üç yan mesajı vardır. Yani bir seferde birden fazla mesaj vermeye çalışmayın. “İnsanlar sizi niye dinleyecek?” sorusuna anlamlı bir cevabınız olmalı.

Çok şey söyleyip, hiçbir şey anlatmamak yerine, az şey söyleyip, bir temel mesajı vurgulamak çok daha etkili bir yöntemdir.

Fenelon’un dediği gibi; “Ne kadar uzun anlatırsan o kadar az hatırlanır.”

2. Vermek istediğiniz mesajlara öncelikle siz kendiniz inanın. İnanmadığınız hiçbir şeyi başkalarına inandırıcı şekilde aktaramazsınız. Dolayısıyla başkaları tarafından yazılmış ve son dakika sizin elinize tutuşturulmuş konuşma metinlerini lütfen çöpe atın, hiçbir işe yaramaz. Kendi cümlelerinizi kullanın. Konuşmalarınıza hissettiklerinizi, yani coşkunuzu, inancınızı yansıtın. Aksi takdirde birilerinin sözcüsü durumuna düşersiniz.

3. Konuşmanızın çerçevesini iyi belirleyin. Konuşma süreniz konuşmanın içeriğini belirler. Daha kısa konuşmalar söz konusu olduğunda daha kısa sürede etki bırakacak vuruculukta sözler ve örnekler seçmeniz gerektiğini unutmayın.

Ancak süre uzun diye aynı konular etrafında dönüp fazla detaya girerek dinleyicileri sıkmayın. Sürenizi, dinleyicileri dahil edecek şekilde kullanın.

4. Dinleyicilerden bağımsız hiçbir konuşma başarılı olamaz. Dolayısıyla konuşmanızı kimler dinleyecek? Dinleyicilerinizin ilgi, bilgi, kültür, yaş düzeyi, beklentileri, ihtiyaçları nedir? Bu sorulara verilen cevaplar, konuşmanızın içeriğini etkili şekilde hazırlamanıza yardımcı olur.

Konu ne olursa olsun, her konuşma için dinleyicilerin ilgisini çekecek, beklentilerini karşılayacak, onlarla ortak zemin kuracak nitelikte hazırlık yapmanız gerekir. Aksi takdirde ne kadar iyi anlatırsanız anlatın, dinleyicilerin anlamadığı, sıkıldığı ya da dahil olmadığı bir konuşma iz bırakamaz.

5. Konuşmanız sağlam bir kurgu üzerine otursun. Söyledikleriniz tutarlı olsun ve belli bir mantık silsilesi takip etsin. Yani daldan dala atlamayın ya da dağ keçisi gibi sıçramayın. Ön hazırlık aşamasında konuşmanızın iskeleti üzerinde çalışın. Konudan konuya geçerken köprü kurun. Böylece kopuklukların önüne geçin. Önemli bölümleri daha fazla bilgi ve örnekle zenginleştirin.

6. “Nasıl başlarsanız öyle gider” sözü doğrudur. Bir konuya nasıl başlayacağınıza dair mutlaka hazırlık yapın. İlk sözlerinizden emin olun ve bu sözleri yaratıcı, ilginç, farklı hale dönüştürün. Ancak ilginç olsun diye konuşma konunuz ile ilgisi olmayan örnekler, alıntılar, hikâyeler kullanmayın.

En önemlisi bir konuşmaya nasıl başlayacağınızın mutlaka provasını yapın ve asla telaşlı davranmayın. Giriş sakin, kendinden emin, samimi, pozitif ve farklı olmalıdır.

7. Arka arkaya sıralanan bilgi bombardımanı şeklindeki konuşmalar, insanları bilgisiz kılar. Dinleyiciler, bir süre sonra bunaldıkları için hiçbir şey hatırlamamaktadır. Oysa öğrenme süreci, eğlenceli, renkli ve dahil edici olduğu sürece başarılı olmaktadır.

Yani dinleyicilerinizi hem bilgilendirmeli, hem eğlendirmelisiniz. Elbette eğlendirmek, konuşmanız boyunca yerli yersiz fıkra anlatmak, laubali bir üslup içinde konuşmak manasına gelmemektedir. Ancak konuşmanızın içine serpiştireceğiniz anılarınız, ilginç hikâyeler, konuşmanızı daha ilginç hale getirir.

8. Mizah, etkili bir silahtır. Bu silahın gücünden faydalanın. Ancak bu silahı kullanmayı bilmiyorsanız, derhal vazgeçin. Zira komik olmak ile komik duruma düşmek arasında çok ince bir çizgi vardır.

Anlattığınız fıkranın sonunda hiç kimsenin gülmediğini düşünün. Bu korkunç sessizliği bertaraf etmek oldukça güç olacaktır. Ancak ölçülü ve içten espriler, konuşmanıza müthiş renk katar. Unutmayın, insanlar gülünce daha hızlı öğrenir, daha iyi hatırlar.

9. Dinleyicilerinizi konuşmanıza dahil edin. Onları konuşmanızdan soyutlamayın. Ara sıra sorular sorun, yorumlarını alın, tahminler yaptırın. Sorularına tatmin edici yanıtlar verin ve mutlaka gözlerine bakın. Dinleyiciye değer verdiğinizi, onların varlığının farkında olduğunuzu hissettirin.

10. Tıpkı bir romanın, bir filmin, bir fıkranın sonu gibi bir konuşmanın da sonu çok önemlidir. Konuşmanın sonunda söyledikleriniz ve yaptıklarınız adeta zihinlerde kalan “son tat”tır. Dolayısıyla finalin ilginç, çarpıcı, kısa, az-öz ve pozitif olması büyük yarar sağlar.

Hitabet Çeşitleri ve Özellikleri

Sözlerin hem zihinlerde hem de gönüllerde yer bulması kolay değil. Kimi zaman dinlemekten zevk aldıklarımızın aslında bizden, kendimizden ne çok şey taşıdığını düşünürüz. Konuşmak hepimizin sahip olduğu bir yetenek olsa bile sözlerin tüm dinleyenlerde karşılık bulması başlı başına bir sanat. Etkisi bu kadar yüksek olan söyleyişler, herkesin başaramayacağı hitabet sanatı ürünleridir. Yeni deyimiyle etkili ve güzel konuşma eski deyimiyle hitabet, tüm zamanların en etkili iletişim yöntemlerinden birini oluşturuyor. Bu yazımızda hitabet nedir, hitabet çeşitleri nelerdir sorularını, hitabetle sıkça karıştırılan diksiyon konusuyla birlikte açıklamaya çalıştık.

Hitabet Ne Demektir?

Gerek terim anlamıyla gerekse gündelik yaşamda adını sıklıkla duyduğumuz hitabet, çok genel bir tanımla etkili ve güzel söz söyleyebilme olarak açıklanabilir. Ancak hitabet nedir sorusunu, her dönem önemini koruyan ve büyük toplulukları, kimi zaman yönlendiren, birleştiren bir etkinin aracı konumunda olması nedeniyle çoğunlukla aynı amaç için kapalı ya da açık alanda bir arada bulunanlara yapılan etkileyici konuşmalar olarak cevaplamak çok daha anlamlı olacaktır.

Hitabet Kelime Anlamı Nedir?

Arapça seslenme, söylev verme demektir.

Bireysel olarak yapılan konuşmalar, büyük kitleleri etkileyebilir, yönlendirebilir, bu nedenle hitap edenin hitabet sanatını etkili kullanması, yapılan hitabetin etkisiyle de doğru orantılıdır.

Hatip Nedir?

Hitap eden anlamına da gelen hatip kelimesi, aynı zamanda hitabet sanatı icra eden, güzel ve etkili konuşma yetisine sahip olan kişileri tanımlar. Hitabet hem konuşmanın içeriği hem de yöneltilen kitlenin özellikleri nedeniyle birbirinden farklı özelliklerde ve türde karşımıza çıkar.

Hitabet Çeşitleri Nelerdir?

Hitabet çeşitleri konuşmanın yöneltildiği topluluklara ve amacına göre farklılıklar gösterdiği için etkisinin de farklı olduğu söylemleri oluşturur. Bu nedenle hitabet çeşitlerini; siyasi, askeri, akademik, hukuki ve dini alanda yapılan hitabet örnekleri olarak sıralamak gerekir.

· Siyasi Hitabet Nedir?

Ülkemiz için düşünüldüğünde başta TBMM olmak üzere, seçim mitinglerinde yapılan hitabetleri siyasi hitabetler olarak değerlendiririz. Etkili ve güzel konuşma bu hitabetlerin çok daha fazla sayıdaki insanı hedef alması nedeniyle büyük önem taşır.

· Askeri Hitabet Nedir?

Askerin moral ve motivasyonunu güçlendiren, vatan savunmasının öneminin tüm neferlerin bu kutsal vazifede üzerine düşenlerin en iyi şekilde yapmasında onların manen desteklendiği konuşmalardır. Komutan, seçtiği kısa ve net cümlelerle yapılması gerekeni, vatan savunmasında görevli yiğitlere, mertliğin, şan ve şeref dolu sözlerle iletilmesidir.

· Akademik Hitabet Nedir?

Bilimsel çalışmalar, çalıştaylar, toplantılarda sıklıkla kullanılan hitabet türüdür. Çoğunlukla teknik ve bilimsel öneme sahip konuların işlenmesini içerir.

· Hukuki Hitabet Nedir?

Adli ve hukuki alanda yapılan hitabet şeklidir. Bu hitabet mahkemelerde iddianamelerin yöneltilmesinde kullanılır.

· Dini Hitabet Nedir?

Dini bilgilerin konu edildiği, din eğitimini, dini heyecan ve mana aleminin iklimindeki hitabetlerdir.

Hitabet Nedir? Diksiyon Nedir?

Hitabet kimi zaman diksiyonla karıştırılan bir terim. Bu nedenle diksiyon ve hitabet arasındaki farklılıklara da değinmekte yarar var. Hem hitabet hem de diksiyon aynı amacın farklı araçlarını oluşturur. Diksiyon, etkili ve güzel iletişim kurabilmek için sahip olduğumuz sözel ve bedensel iletilerin en iyi şekilde iletimini sağlayan araçların tamamıdır. Bir bakıma hitabetin arka planını oluşturan becerileri de karşılar.

Etkili söz söyleme sanatı olarak tanımladığımız hitabet, güzel konuşma tekniklerine hakim olabilmeyi gerekli kılar. Güzel konuşma teknikleri ise, düzgün bir diksiyona sahip olarak, konuşmanın içeriğinden sesin tonuna, konuşmanın amacını belirlemeden konuşmanın yöntemine karar vermeye kadar pek çok bileşeni içerir. Ancak böyle bir konuşma ile topluluklara kendi inandıklarını insanlar iletebilirler. Hitabet ve diksiyon aralarındaki farklılıklarından çok birbirlerini tamamlayan güzel konuşma sanatı araçlarıdır.

İyi Bir Hatip Olabilmek İçin Eğitim Gerekli
Bir hatip olmak istiyorsanız, ya da yapmayı düşündüğünüz işler sizin iyi bir hatip olmanızı gerekli kılıyorsa, bu konuda kendinizi yetiştirebilirsiniz. İyi bir hatip olmak için gerekli olan düzgün diksiyonla işe başlayabilirsiniz. Elbette bunun için iyi bir eğitim şart.

Etkili güzel konuşabilmek için gerekli olan becerilerin yanında, güzel konuşma dersleri verilen diksiyon kursları, konuyla ilgili gerekli eğitimi alanın uzmanlarından alabileceğiniz eğitim merkezleri. Bu merkezler sundukları teorik ve uygulamalı eğitimlerle çok daha güzel konuşmanın yollarını öğrenebilir, uygulamalı eğitimler sayesinde diksiyonunuzu düzeltirken aynı zamanda hitabet sanatının inceliklerini keşfedebilirsiniz.

Hitabet Çeşitleri ve Özellikleri

a. Siyasî Hitabet: Asıl yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüleridir. Ayrıca, seçim dolayısıyla yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir.

b. Askerî Hitabet: Askerî hitabetin hedefi; vatan savunmasının gerektiği zamanda icap eden şerefli, kutsal vazife için askeri teşvik, ma'nen kuvvetlendirmektir. Cümleler kısa, yiğitçe, en cahil neferlerin bile kolayca anlayacağı tarzda açık, kesin olmalıdır. ATATÜRK'ün meşhur bir hitabesinde olduğu gibi, askerî hitabet anlamca kuvvetli bir ifade ile biter. "Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" Askerî hitabet garnizonlarda yapıldığı zaman sözlüdür. Fakat, savaş zamanlarında genellikle yazılı olarak kıt'alara gönderilir.

c. Hukûkî ya da Adlî Hitabet: Mahkemelerde yapılan savunmalar, savcıların iddianameleri bu çeşittendir.

ç. Bilimsel ya da Akademik Hitabet: Akademilerde, bilimsel toplantılarda yer alır. Amacı; araştırılan herhangi bir konu hakkında aydın bir topluluğa, o konu ile ilgili kimselere bilgi vermektir. Heyecanlandırma amacı güdülmez. İfadenin açık, kesin ve mantıklı olması şarttır.

d. Dinî Hitabet: Bu tarz hitabetlerin yeri mabetlerdir. Amacı; halka dinî bilgi ve eğitim vermek, dinî heyecan ve hisleri kuvvetlendirmek, onları fikren, mâ'nen yükseltmektir. Bu tarz hitabetlerde, anlaşılır dil kullanılmalıdır.

Etkili Anlatımın Özellikleri

İyi bir yazı ve konuşmanın üç özelliği vardır:

  • Doğruluk
  • Açıklık
  • Etkililik

Doğruluk ve açıklık; iyi bir yazı ve konuşmada mutlaka gereklidir. Sözün doğru ve açık olması için "garabet" ve "aykırılık" gibi anlatım bozukluklarından uzak durulmalıdır. Ayrıca, "eksiklik", "fazlalık", "sıra yanlışlığı" ve "uyumsuzluk" gibi cümle bozukluklarına yer verilmemelidir. Bu hataların asıl sebepleri olarak; az okuma, genel kültür noksanlığı, dikkatsizlik olarak karşımıza çıkar. (Z. Korkmaz - A. B. Ercilasun - İ. Parlatır ve diğerleri, Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri, s. 202)

Bozuk cümlelerin üzerinde ne kadar durulursa durulsun, bir kimseye doğru ve açık anlatım yeteneği kazandırılamaz. Türkçeyi iyi kullanmak isteyen bir insan; dil ve edebiyatımızın usta kalemlerini bol bol okumalıdır. Etkili anlatım ise, ancak doğru ve açık anlatım yeteneğini kazandıktan sonra elde edilebilir.

Sözlü anlatımda ses tonunun iyi ayarlanması da ayrıca gerekir. Edebî sanatları kullanabilmek ise hem öğrenmeye, hem de özel yeteneklere bağlıdır.

En eski devirlerden günümüze kadar önder insanların diğer insanlardan bazı yönleriyle ayrıldığı bir gerçektir. Bu yönler; ileri görüşlülük, üstün zekâ, millî tarih ve millî kültür bilincinin yüksekliği vb. dir. Bütün bu özelliklerin ötesinde ve öncesinde bir başka özellik daha vardır. O da, hitabet sanatına sahip olmalarıdır.

Kemal ATATÜRK, Hamdullah Suphi TANRIÖVER, Abraham LİNCOLN, Roosevelt, Hitler, Mussolini gibi Türk ve dünya hatipleri, kitleleri peşlerinden sürükleyen büyük hatiplerdir.

Biyolojik ve psikolojik yönlerden konuşma özürlü değilse, her insan konuşur. Ama, her insan etkili konuşamaz. Toplumsal ilişkilerin daha sağlıklı, daha verimli olmasında etkili konuşmak tartışılmaz derece önemlidir. Pek çok insan bu önemi bilmesine rağmen, etkili konuşma gayreti içinde görülmez.

Aslında, etkili konuşma; iyi eğitim ve güçlü bilgi zenginliğinin yanında doğuştan gelen özel bir yetenektir. İnsan, toplum yararına bu yeteneğini uygun ortamlarda daha yararlı hâle getirebilir.

Etkili konuşmak için şu kavramların içerdiği anlamları iyi bilmek gerekir:

1. ARTİKÜLASYON:

Ağzımızı açmak, dudaklarımız kımıldatmak ve insanların anlayacağı kelimeleri oluşturmak için ses organlarını kullanabilme yeteneğine sahip olmak gerekir. Eğer, ses organlarından bir ya da birkaçı sağlıksız ya da noksan ise etkili konuşma yapılamaz. Hatta, bu durumdaki insanlar normal konuşmayı bile beceremez.

Artikülasyon sırasında kelimeler; açık ve net bir şekilde, mırıldanmadan, yutmadan çıkarılmalıdır.

2. TELAFFUZ:

Kelimeleri, olması gerektiği şekilde doğru ses ve doğru vurguyla ağızdan çıkarmaktır.

Yanlış telaffuzu gidermenin üç yolu vardır:

Etkili konuşma yapan insanları (Televizyon sunucuları ve hatipler vb.) dikkatle dinlemek.

Telaffuzunda şüpheye düşülen kelimeleri, imlâ (yazım) kılavuzları ve sözlükler aracılığıyla doğru yönüyle öğrenmek.

Telaffuzda dikkat edilecek bir özellik de yöresel ağız ifadelerinden kaçınmaktır. Yazı dili olan İstanbul ağzı ile konuşmaya önem vermek gerekmektedir.


3. DİL BİLGİSİ:

Her dilin kendine göre kural ve özellikleri vardır. Dil, kuralları dışında kullanıldığında şekil ve anlam yönünden bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, etkili konuşma yapacak kişi; dil bilimci kadar olmasa bile konuştuğu dilin kurallarını öğrenmelidir. Hatip; dilinin ses, şekil, anlam ve cümle yapısını bilmek zorundadır. Onun için hatip, dil eğitiminden geçmeli ve çok okumalıdır.

4. SÜRAT:

Konuşmacının konuşma esnasındaki hızıdır. İnsanların çoğu hızlı konuşamaz. Bazı insanlar ise çok süratli konuşurlar. Her ikisi de yanlıştır. Önemli olan metnin anlamına uygun normal konuşmadır. Dakikada 90-100 kelime konuşmak normaldir. Vurgulanacak kelimelerde yavaşlamak, çabuk ilerleyen düşünceleri konuşurken de hızlanmak gerekmektedir.

Ayrıca;

  • Özellikle yemeklerden sonra can sıkıcı konuşmalar yapmamak gerekir.
  • Çok süratli (makineli tüfek gibi) konuşmalarda anlamın kaybolduğu unutulmamalıdır. Dinleyicinin düzenli not alması sağlanmalıdır.
  • Konuşmacı; düzgün nefes almalı, konuşmadaki ana ve alt düşüncelere göre, gerekli yerlerde durmalı, nefesini düzenlemelidir.


5. DURAKLAMA:

Duraklamalar, konuşmada noktalama işaretleri anlamındadır.

Şu özellikler dikkate alınarak duraklama yapılmalıdır:

Dinleyicilerin konuşma metnini değerlendirmesi için.

Metnin anlamına uygun gerekli vurgu ve tonlamaları yerinde yapabilmek için.

Konuşmacının kendisinin dinlenmesi ve kolay nefes alması için.

Konuşmacının kendisinin bir sonra söyleyeceği düşüncelerin plânını yapabilmesi için.

6. SES TONU:

Sesin alçalıp yükselmesi, azalıp çoğalmasıdır. Değişik ses tonlarını çıkarmak konuşmayı daha ilgi çekici ve anlamlı yapar. Konuşmaya renk ve çeşit kazandırır. Böylece, konuşma tekdüzelikten (monotonluktan) kurtulmakta, dinleyicinin ilgisi çekilmektedir.

7. SES GÜCÜ:

Konuşmacının sesinin, dinleyicilerin tümü tarafından kolaylıkla duyulabilmesidir. Konuşmacı, bu konuya ayrı bir önem vermelidir. İyi düzenlenmiş bir sesle yapılan konuşma, dinleyici üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca, ses gücünün yüksekliği konuşmacının da kendine güven kazan-masını sağlamaktadır.

Etkili Konuşmada Dikkat Edilecek Genel Özellikler

  1. Konuşmayı anlamlı hâle getirmek için vurgu ve tonlamaya dikkat edilmelidir.
  2. Pandomim (Vücut hareketleri ile konuşma) yapar gibi vücut hareketleri kullanılmalıdır.
  3. Konuşma sırasında en rahat duruş alınmalı, vücut ağırlığı her iki ayak üzerine dengelenmelidir.
  4. Konuşma sırasında boyun, bel ve bacaklar dik tutulmalıdır.
  5. Konuşma sırasında, belirli bir yere çakılıp kalınmamalı, gereğinden fazla da hareket edilmemelidir.
  6. Konuşma sırasında, el ve kol hareketleri, mimikler; önceden plânlanmış olmamalıdır. Konuşmanın genel ortamı içinde kendiliğinden olmalıdır.
  7. Dinleyicilerin tümüne ve özellikle gözlerine bakılmalıdır. Dinleyicilerle konuşuyormuş gibi bir bakış tarzı seçilmelidir. Dinleyiciler, gözle çabuk çabuk taranmamalıdır.
  8. Konuşmada ilk söylenecek ifadeler, özenle seçilmeli; iyi bir konuşma plânı yapılmalıdır. Konuşmaya ilgi çekici bir ifade ile başlamakta yarar vardır.
  9. Konuşmacı, bir taraftan sevimli ve güler yüzlü olmalı; diğer taraftan ise komik duruma düşecek davranışlardan uzak kalmalıdır.
  10. Konuşmacı, yapacağı konuşmanın anlam ve önemine herkesten önce kendi inanmalıdır. Konuşma, içten yapılmalıdır.
  11. Konuşmacı, fizikî görünüşüne (elbise temizliğine, saç ve sakal tıraşına vb.) çok önem vermelidir.(Geniş bilgi için bakınız: Suat TAŞER, "Konuşma Eğitimi", Dost Kitap Evi, Verso Matbaacılık, Ankara, 1987, 216 s.)

Yorumlar (0)