İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

İYİ BİR KONUŞMA SESİNİN NİTELİKLERİ

"Kişiliğiniz sesinizde gizlenmiştir."

İnsan kişiliğinin bazı yönlerini en iyi ses, ele verir. Öğretmenlik ve askerlik bu konuda özel bir önem ve dikkat gerektiren mesleklerdir.

İyi bir konuşmanın özellikleri şunlardır:

a. İşitilebilirlik: Konuşurken, sesin, bütün dinleyiciler tarafından rahatlıkla işitilebilmesidir. Çok yavaş ya da yüksek tonlarla konuşulmamalı; ses tonu konuşulan yerin ve dinleyici kitlesinin büyüklüğüne ve özelliğine bağlı olarak ayarlanmalıdır.

b. Akıcılık: Sözlerin ve düşüncelerin, dinleyicilerin algılama hızına denk düşmesidir. Bu hız, her zaman aynı kalmamalı; heyecan durumuna, dinleyicilere ve konuya göre yer yer değişiklikler göstermelidir. 

c. Hoşa giderlik: Ses tınısının katı, tiz, kulak tırmalayıcı, hırıltılı, madenî, burundan gelen, hışırtılı, boğuk, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun vb. olmamasıdır. Genellikle doğuştan gelen bu özellikler, düzenli çalışma ile belli oranlarda düzeltilebilir.

ç. Anlamlılık: Sesin genel olarak, dostça bir nitelik taşıması ve güven duygusu telkin etmesidir. Ses, kelimelerdeki anlamın daha fazlasını ya da tam zıddını yansıtabilir.

d. Bükümlülük: Sesin; ton, hız ve anlam bakımından değişiklik göstermesidir.

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

KONUŞMA (DİKSİYON) YETERSİZLİKLERİ

Pek çok insanda konuşma yetersizlikleri görülür. Hatta, üniversite bitirmiş bazı insanlar bile doğru ve güzel konuşamaz.

Konuşma yetersizliklerini şu maddeler altında toplamak mümkündür:

a. Yöresel Ağızla Konuşma

Kelimeleri, kişinin yetiştiği çevrenin ağzındaki seslerle söylemedir.

Örnekler:

kalın / galın

gidiyorum / gidiyom ya da gidim

merdiven / ayahçah

tas / üsküre

yuvarlanmak / gındırlanmak

çukur / kortik

b. Anlatımda Yetersizlik

Konu üzerinde kısa konuşulur, söylenecekler tam bildirilmez. Cümleler; bazen yarım bırakılır, bazen de bozuk cümle kullanılır. Anlamı bilinmeyen kelimeler seçilir. Yanlış telaffuz yapılır.

Örnekler:

maiyet / mahiyet

yönetmelik / yönetmenlik

porte / portre

c. Kavrayış Eksikliği

Meslekî bilgi yönünden henüz yeterli seviyeye gelinmediğini gösterir. Konuşulan ya da kişinin kendisine sorulan konu hakkında yeterli bilgisi, deneyi olmayabilir. Bunun sonucu olarak konuyu tam olarak anlamayabilir.

Yukarıda sıralanan bu yetersizliklerin yanında, az da olsa bazı insanlarda sürekli bir yargılama yapamama, dağınık konuşma, gereksiz sözler söyleme, çekingenlik, kural bilmeme, sesleri yeterli olmama, konuşurken gereksiz el - kol, gövde hareketleri yapma gibi kusurlar da görülmektedir. (S. SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 232)

Bütün bu rahatsızlıklar, evde, okulda fırsat yakalandığında plânlı ve düzenli olarak çok konuşmakla giderilebilir. Ayrıca, doğru ve güzel konuşma şartları doğrultusunda konuşmaya önem vermek gerekmektedir.

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

İyi Bir Konuşmacının Özellikleri


iyi bir konuşmacının özellikleriİyi bir konuşmacı, öncelikle iyi bir dinleyicidir. Çünkü konuşan kişiyi dinlemek, onunla empati kurmayı gerektirir. Bu anlamda iyi bir dinleyici, konuşmacının yaptığı yanlışlardan kaçınmaya veya güzel davranışları yapmaya yönelecektir.

Etkili konuşma, toplum içindeki saygınlığınızı ve insan ilişkilerinizi doğrudan etkilemektedir. Toplumu derinden etkileyen liderlerin veya milletlerin sesi olmayı başaran önderlerin ortak özellikleri, hitabet güçlerinin yüksek olmasıdır. Atatürk, güzel ve etkili konuşmacıların en iyi örneklerinden biridir.

Genel olarak iyi bir konuşmacı, anlatacağı konuya hâkim olan, vurgu ve tonlamayı uygun yerlerde yapabilen, insanlara güven verici bir ses tonuyla konuşabilen, konuşurken dinleyicilerin tepkilerini önemseyen ve konuşmasını ona göre sürdüren, konuya uygun ilginç anılar veya olaylar anlatabilen, konuyu fazla dağıtmadan ifade edebilen, kendi içinde tutarlı bilgiler sunan ve son olarak diksiyon kurallarına uygun bir dille hitap eden kişidir.

Aşağıda iyi bir konuşmacının genel özellikleri sıralanmıştır:

1. Etkili konuşma yapmak, konuşmamızın amacıyla doğrudan ilgilidir. Biz konuşmamıza önem veriyorsak konuşma biçimimize de önem vermeliyiz.
2. Etkili ve güzel konuşmak aynı zamanda iyi bir iletişim kurmamızın da göstergesidir.
3. Konuşma öncesinde mutlaka, konuşacağımız konularda bir hazırlık yapmamız gerekir.
4. Başarılı bir konuşmacı olabilmenin şartlarından biri de kendimize güvenimizdir. Kendimize güvenimiz olmazsa etkili konuşmamız söz konusu olamaz. Zihin gücünün gelişmesi yazma ve konuşma sanatındaki incelikleri öğrenme zamana ve devamlı çalışmaya bağlıdır.

5. Konuşmanın belli bir belgeye ve bilgiye dayanması gerekir. İyi bir konuşmacı, hangi bilgiyi, nereden, nasıl ve hangi ölçülerde alabileceğini bilir.
6. Bir konu etrafında toplanan her bilgi ve belgeyi seçmek ve onları belli bir plân içinde vermek önemlidir. Ana plân ve yönetici fikir, bu fikirlerin birbiri ardınca sıralanışını ve aralarındaki bağlantıyı düzene koyar ve sonuca varmayı kolaylaştırır.

7. Konuşmamızı bilgi ve belge yönüyle hazır hale getirdikten sonra onu yazmalıyız. Metni hazır olduğuna inanıncaya kadar tekrar tekrar okumalıyız. Gerektiğinde ayna karşısında veya ses kayıt cihazları ile provalar yapmalıyız.

8. Konuşmaya başlarken önce konuşmacı, giyinişine dikkat etmeli, topluluk karşısına düzgün bir kıyafetle çıkmalıdır.
9. Konuşmacı konuştuğu mekânı ve dileyicileri yadırgamamalı, onları benimsemeli, hatta mekân ve kişilerin bir parçası olduğu hissini uyandırmalıdır.
10. Ses tonunu iyi ayarlamalıdır konuşmacı. Çünkü, dinleyicinin dikkatini ve ilgisini konuşmaya bağlayacak önemli bir araç da ses tonudur.
11. Konuşmada dile getirilen duygulara, ortaya konulan fikirlere göre ses, yumuşaklık,tatlılık,kuvvet, sertlik ve kesinlik kazanmalıdır. Konuşmada bunları sağlamak için vurgu önemli yer tutar. Türkçede vurgu genellikle kelimelerin son heceleri üzerindedir.

12. İyi bir konuşmacının dikkat edeceği hususlardan bir de telaffuzdur. Kelimeleri doğru telaffuz edemeyen konuşmacı topluluk önünde gülünç duruma düşer. Bu sebeple kelimelerin telaffuzunu yazı dilindeki söyleyişe göre ayarlamalıdır. Kültür dilinin benimsediği seslerle konuşmak, konuşmanın hem etkisini artırır hem de kolay dinlenilmesini sağlar.

13. Konuşmacının dikkat edeceği bir başka özellik tonlamadır; Sesin çeşitli yüksekliklerde olmasına tonlama denir. Bu, konuşmanın bir çeşit bestelenmesi anlamına gelir. Kelimeler ve cümleler tonlamalarına göre çeşitli anlam zenginliği kazanır.

14. Konuşmanın süresi iyi ayarlanmalıdır. Konuşmacı, konuşmasına başlamadan süresini ayarlamalı ve söylemek istediği her şeyi o süre içinde söylemelidir.

15. Edebiyat ve müzik gibi kendi içinde süreklilik gösteren eserlerde bitiş önemlidir. Bütün etki buradadır. İstenilen sonuç bu bölümde alınır. Konuşmacı, bütün konuşma boyunca dile getirdiklerini, geliştirdiği fikirleri, verdiği örnekleri toplayacak ve gerilimi vurgusu, tonu inandırıcılığı yüksek bir ifade dolu, kısa bir paragrafla dinleyiciye tekrarlayacaktır.Atatürk’ün Büyük Nutuk adlı eseri TBMM’de yapılmış uzun bir konuşmadır. Bu konuşmanın sonu, Gençliğe Hitabe’dır. Bu hitabe de her bakımdan eksiksiz bir sonuçtur.

16. Konuşmacı sorulan sorulara içtenlikle ve açıklıkla cevaplamalıdır.
17. Konuşma sırasında, konu ile ilgisi olmayan sözler söylemek, anlamsız kelimeler kullanmak, yersiz davranış ve jest ve mimikler yapmak yanlış olur.
18. Konuşmaya başlamadan önce konuşmacı metne iyi hazırlanmalıdır.
19. Konuşmada, dinleyicileri rahatsız edecek şekilde genel anlayışa aykırı argo, kaba ve çirkin ifadelere yer vermemelidir.

Konuşma (Sözlü Anlatım) Çeşitleri ve Özellikleri

1.Giriş

Konuşmanın yaşamda önemli bir yeri vardır. Yaşamda birçok nedenle birçok yerde konuşulmaktadır. Yapılan araştırmalarda insanların zamanının büyük bir bölümünü konuşarak geçirdikleri ortaya konulmuştur. Sıradan bir günün sonunda en çok yapılan eylemin ne olduğu düşünülürse, konuşma eyleminin ilk sırayı aldığı görülecektir. Bu durum, genellikle bütün insanlar için kabul edilebilir bir gerçektir. Yaşamda bu kadar yer tutan konuşma acaba hangi durumlarda karşımıza çıkmaktadır? Konuşmanın yapıldığı yer, kişi, zaman, konuşmanın içeriği konuşmanın biçimini oluşturacaktır. Konuşma türlerininin neler olduğunu bilmek nasıl konuşulması gerektiği konusuna da açıklık getirecektir. Burada konuşma türleri ve özellikleri üzerinde durulacaktır.

2. Konuşma Türleri

Burada belirtilen konuşma türleri artırılabilir ve değişik biçimlerde bölümlenebilir. Konuşmayı oluşturan durumlar çok olduğu için konuşma türleri de çoktur. Burada belli başlı konuşma türlerine değinilecektir. Konuşmaları türlere ayırmak konunun anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Belirtilen türlerin bazıları birbirleriyle kesişebilir, bunları kesin çizgilerle birbirinden ayırmak olası değildir.

Belli başlı konuşma türleri şunlardır:

A.Hazırlıksız Konuşmalar

Günlük Konuşmalar

Söyleşi

Tanışma - Tanıştırma

Soru Sorma ve Soruya Karşılık Verme

Özür Dileme

Telefonda Konuşma

Görüşme

B.Hazırlıklı Konuşmalar

1.Tek Kişilik Konuşmalar

Konferans

Söylev (Nutuk)

Demeç

Duyuru

Açış Konuşması

Bir Kişiyi Tanıtma

Kitap Tanıtma

2.Küme Konuşmaları (Toplantılar)

Açık Oturum (panel)

Kitle Tartışması (Forum)

Eytişme (münazara)

Sempozyum

Kurultay (Kongre)

2.1. Hazırlıksız Konuşmalar

2.1.1. Günlük Konuşmalar

Bir günün çeşitli zaman dilimlerinde gereksinimlerin karşılanması, isteklerin, duygu ve düşüncelerin belirlenmesi konuşmayı zorunlu kılar. Bu tür konuşmalar önceden bir hazırlık gerektirmeyen konuşmalardır. Bu türdeki konuşmalara günlük konuşmalar veya gelişigüzel konuşmalar denir. İçinde bulunulan durum, seslenilen kişi(ler), amaç(lar) vb. değişkenler günlük konuşmanın türlerini belirler. Karşılaşılan durumların çokluğu günlük konuşma türlerinin de çoğalmasına yol açar. Bir gün içinde aynı anda veya değişik zaman dilimlerinde bu türlerden birkaçı veya hepsi kullanılabilir.

Günlük konuşmalarda dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallarda türlerin özelliklerine göre bazı değişiklikler olsa da günlük konuşmalarda dikkat edilmesi gereken kurallar temelde aynıdır. Günlük konuşma türlerininin özelliklerine değinilerken konuşurken dikkat edilmesi gereken noktalar da belirtilecektir.

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

Günlük konuşmalar başlıca şu türlere ayrılabilir:

2.1.2. Söyleşi

İki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşmasıdır. Bu konuşma bir karara varmak amacı ile yapılmaz. Arkadaşça, dostça konuşarak hoşça vakit geçirmek amacı vardır.
Söyleşirken dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Bu kuralların diğer günlük konuşma türleri için de geçerli olduğu unutulmamalıdır.

Bu kurallar şunlardır:

Söylenilenler doğru olmalıdır.

Dedikodu yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, siz bir başkasının dedikodu sunu yaparsanız, sizin olmadığınız ortamlarda da sizin dedikodunuz yapılacaktır.

İçten davranılmalı, insanlarla pazarlıksız bir iletişim kurulmalıdır.

Konuşmanın uygun zamanlarında karşıdaki kişinin adı söylenmelidir.

Sadece bir kişi konuşmamalıdır. Söyleşinin karşılıklı konuşma olduğu unutulmamalıdır.

Dinleyen kişiye zorla bir görüşü benimsetmeye çalışılmamalı, o kişinin de görüşlerine saygı gösterilmelidir.

Konuşurken konuşmanın olanaklarından yararlanılmalı; ama bağıra bağıra konuşulmamalıdır.

Konuşurken el - kol eylemleri abartılmamalıdır. Yoksa söylenilenden çok eylemlere dikkat edilir.

onuşanın sözü kesilmemeli, düşüncesini söylemesine olanak sağlanmalıdır.

Sonradan konuşma ortamına gelenleri konuşmaya katmak için konuşulan konu kısaca o kişiye de anlatılmalıdır. Konu gelen kişiye açıklanmak istenmiyorsa ortak bir konu üzerinde konuşulmaya başlanmalıdır.

2.1.3. Tanışma - Tanıştırma

Günlük yaşamda kişilerle tanışmak ve tanıştırılmak durumunda kalınabilir. Bu, yeni dostlukların, arkadaşlıkların başlangıcı olabilir. İletişimde bu ilk dakikaların önemi büyüktür. Tanışma ve tanıştırmada bazı kalıplaşmış sözler söylenir. Yalnız, bu sözler zorunluluk olduğu için değil, içtenlikle söylenmelidir.

Tanışmada, tanışacak kişilerden, sonra gelen adınını ve soyadını söyler. Diğeri ise "memnun oldum " diyerek kendi adını söyler. Hal hatır sorularak konuşma devam et-tirilir. Konuşma sonunda ayrılırken tanışıldığı için memnun olunduğu belirtilir ve yeniden görüşülmek istendiği bildirilir.

Tanıştırmada ise tanışmadan değişik olarak kişilerin adları ve gerekirse mesleklerini tanıştıran kişinin söylemesidir. Tanışma birebir yapılan bir eylemken, tanıştırma üçüncü bir kişinin aracılığıyla gerçekleşen bir eylemdir. Tanıştırma görevini üstlenen kişi küçükleri büyüklere, erkekleri kadınlara, sonra gelen kişi/leri önce gelmiş kişi/lere tanıtmaya özen göstermelidir.

Tanıştırmada da kişiler tanıştırıldıklarından dolayı memnun olduklarını belirtir-ken el sıkışırlar. Uzatılan elin sıkılmaması bir görgü ve saygı kuralıdır. Elin sıkılmaması, havada bırakılması karşı taraf a saygısızlıktır. Öncelikle büyüklerin ya da kadınların el uzatması gerekir.

İyi Bir Konuşma Nasıl Olmalı, İyi Bir Konuşmanın Özellikleri, Konuşma Çeşitleri

2.1.4. Soru Sorma ve Soruya Karşılık Verme

Soru sorulmadan önce izin istenir. İzin verilince soru anlaşılır ve kısa biçimde sorulmalıdır.

Soruya karşılık verecek kişi de soruyu anlaşılır ve kısaca yanıtlamalıdır. Sorunun yanıtı bilinmiyorsa açık yüreklilikle yanıtın bilinmediği belirtilmelidir. Yanlış yanıtlar vererek karşı tarafı aldatmak doğru değildir.

Soru soran kişi sorusunun karşılığını alınca -bilinsin ya da bilinmesin- teşekkür etmelidir. Soruya karşılık veren kişi ise yaptığı yardımın önemli olmadığını belirtecek sözler söylemelidir. "Bir şey değil" gibi..

2.1.5. Özür Dileme

Yaşamda bazı nedenlerden dolayı yanlışlar yapılabilir veya yapılanlar, söylenilenler karşınızdaki tarafından yanlış anlaşılabilir. Bu durumu düzeltmek, karşınızdakinin gönlünü almak, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinin devamını sağlamak için özür dilenmelidir. Ancak özür dilemek bir çözüm değildir, özür dilenecek durumların yaratılmaması daha doğrudur. Özür dilenerek her şeyin düzeleceği, eskisi gibi olacağı umulmamalıdır. Fakat bazı durumlar vardır ki; yapılmak istenmeyen davranışlarda bulunulur, söylenilmek istenmeyen amacını aşan sözler çıkıverir ağızdan. Bu gibi durumlarda özür dilemek bir gerekliliktir. Özür dilemekten çekinmemek gerekir.

Özür içten dilenmeli, özür dilemek için özür dilenmemelidir. Kusurlu olunduğu kabul edilip bağışlanmak için özür dilenmelidir. "Özür dilerim olur biter " diye düşünülmemeli insanların duyguları incitilmemelidir. Özür dilendikten sonra bir daha özüre neden olan davranışta bulunmamaya, sözü söylememeye özen gösterilmelidir.

Özür dilenirken niçin özür dilendiği belirtilip bunu oluşturan neden/ ler açıklanır. Kısa, açık konuşmak, sözleri yinelememek; karşıdaki kişinin sinirli olabileceği varsayılarak yeni bir özüre ortam oluşturmamak için sakin olmak gerekir.

Özür dilenen kişi de sakin olmalı; karşı tarafın sözünü kesmemeli; özürün içten di-lendiğini, aslında yapılmak istenmeyen davranışlarda bulunulduğunu, söylenmek istenmey en sözler söylendiğini, özür dileyen kişinin o anda kendini kontrol edemediğini kabul etmelidir.

2.1.6. Telefonla Konuşma

Çağımız iletişim çağı. İletişimin sağlanması için teknoloji, insanlara çeşitli olanaklar sunmaktadır. Telefon da bu olanaklardan biridir. Bu iletişim aracı günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle cep telefonlarının yaygılaşmasıyla telefon konuşmaları daha da çoğalmıştır. Telefonda konuşurken şunlara dikkat edilmelidir:

Telefon konuşmaları olabildiğince kısa yapılmalıdır. Telefon faturası konuşan kişi tarafından ödense bile telefon hatları boşu boşuna meşgul edilmemeli, konuşulan kişinin işi olabileceği de düşünülmelidir.

Araç sürerken telefonla konuşulmamalıdır. Bu, trafik kurallarınca da yasaklanmıştır. Telefonla konuşmanın dikkat dağıtarak, kazaya neden olabileceği unutulmamamlıdır.

Konser, tiyatro, sinema vb. sanatsal etkinliklerin topluca izlendiği / dinlendiği yerlerde, herhangi bir uyarı yapılmasa bile, cep telef onları kapatılmalıdır.

Toplu taşıtlarda telefonla konuşmak, hele hele sohbet etmek uygun düşmez. Ya telefon daha önceden devre dışı bırakılmalı ya da o anda konuşulamayacağı belirtilerek kapatılmalıdır.

Yolda, sokakta yürürken telefonla konuşulmaması daha doğrudur. Bu durumlarda dikkat dağılması bazı kazalara yol açabilir. Uygun bir yerde durulup konuştuktan sonra yürümeye devam etmek gerekir.

Telefonda bağırarak konuşulmamalıdır.

Telefonla kişileri rahatsız etmeye, onlara uygunsuz sözler söylemeye, onların sinirlerini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu tür durumlar "telefon sapıklığı" olarak nitelendirilip bu kişilerin tedavi edilmesi gerekli görülmektedir.

Bir yer aranmak istendiği zaman telefon görüşmesinden önce kağıt ve kalemin ulaşılabilir bir yerde hatta telefonunu yanında olması gerekir.

Telefon açılıp "alo" denince aranan istenen yer olup olmadığı sorulur. Bunun için ya aranılan telefon numarası söylenir "iyi günler, 335 05 80 mi?" ya da kurum, kuruluş, kişi adı söylenir " iyi günler Anadolu Üniversitesi mi?" gibi..

Aranan yer doğru ise arayan kişi kendini tanıtıp görüşmek istediği kişinin ya da birimin adını söyler.

Görüşülmek istenen kişiye ulaşınca görüşme konusu kısaca belirtilmeli varsa sorular açık, anlaşılır biçimde sorulmalıdır. Karşılık verecek olan da sorulara açık, anlaşılır ve kısa biçimde yanıt vermelidir.

Günün saatine göre karşılıklı iyi gün dilekleri söylenerek görüşme bitirilir. Telefonla arayan telefonu önce kapatmalıdır. Arananın telefonu kapatması doğru değildir.

2.1.7. Görüşme

Herhangi bir konuda bilgi toplamak amacı ile o daldaki bir uzmanla yapılan konuşmalara denir. Günlük konuşmalarda bir amaca yönelik olması bakımından bu tür, diğerlerinden değişik özellikler gösterir.

Görüşmeye gidilmeden önce bazı hazırlıkların yapılması gerekir. Görüşmenin hangi konuda, kiminle, ne zaman, nerede olacağının saptanması gerekir. Görüşülecek kişiden randevu alınması ve sorulacak soruların da görüşmeden önce hazırlanması gerekir.

Görüşmeye giderken temiz ve özenli giyinilmelidir. Ağız temizliğine de ayrıca önem verilmelidir. Görüşülecek kişi ile karşılaşılanca görüşme isteyen kendini tanıtarak niçin geldiğini belirtmelidir. Görüşülecek kişi yer gösterip "oturunuz" demeden oturulmamalıdır.

Eğer görüşme bir büroda gerçekleşecekse çanta, paket vb. eşyalar görüşülecek kişinin masasının üzerine bırakılmamalı; ayakta dururken ellerle veya vücutla masaya dayanılmamalı; masadan bazı eşyalar alıp oynanmamalı; masadaki belgeler karıştırılmamalı, okunmamalıdır (Bu belirtilen durumlar izin istemek, belge imzalatmak vb. durumlar için girilen bir yetkilinin odasında da yapılmamalıdır).

Görüşme isteğinde bulunan böyle bir görüşmeye neden gereksinim duyulduğunu, elde edilecek bilgilerin nerede kullanılacağını belirterek söze başlar ve görüşülen kişiye daha önce saptanan soruları sırasıyla sorarak öğrenilmek istenen konunun çerçevesini belirler. Görüşme sırasında gerekirse alınan yanıtlar doğrultusunda yeni sorular sorulmalı; ama konudan uzaklaşılmamalıdır. Açıklanmak istenmeyen yönleri açıklığı kavuşturmak için direnilmemeli, sorularla karşı taraf zor durumda bırakılmamalıdır. Konuşanın sözü kesilmemeli, söylenilenler not edilmelidir. Görüşme bitince kesinlikle teşekkür edilir ve iyi günler dilenir.

Günlük konuşmalarda bunlar dışında yol sorma, kutlama, baş sağlığı gibi konuşma türleri de yapılır. Bu tür konuşmalarda da diğerlerinde olduğu gibi duygu, düşünce ve istekler açık ve kısa olarak belirtilmelidir.

2.2. Hazırlıklı Konuşmalar

2.2.1. Tek Kişilik Konuşmalar

2.2.1.1. Konferans

Bilgilendirmek amacıyla uzman bir kişinin topluluk karşısında yaptığı konuşmaya denir. Bunun dışında uluslararası bir sorunun çözümlenmesi için yapılan toplantılara da konferans denmektedir. Burada konferansın birinci anlamı üzerinde durulacaktır.

Konferansı veren kişiye konuşmacı veya konferansçı denir. Konuşmacı alanında uzman bir kişidir.

Konferans sanat, edebiyat, eğitim, tarım, çevre, toplumsal yaşam, ekonomi, bilim, teknik vb. alanlarda verilebilir. Her konf erans uzun araştırma ve inceleme sonunda hazırlanır. Bu araştırma ve incelemeler raporlaştırılır. Konuşmacı dinleyici kümesinin özelliklerini göz önünde bulundurarak konuşmasını hazırlamalıdır. Terimlerden özellikle sakınılmalı, dinleyicinin anlayacağı bir dil kullanılmalıdır.

Konuşmacı bir sunucu tarafından izleyicilere tanıtıldıktan sonra konuşmacı konuyu tanıtıp amacını açıklar. Konf erans çok uzun olmamalıdır. Konuşma sonunda konuşmacı izleyicilerin sorularını yanıtlar.

2.2.1.2. Söylev

Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir.

Burada asıl amaç konf eranstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konf erans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir. Bunun dışında iyi bir söylevci yapacağı konuşmanın yer ve zamanını iyi ayarlamalı, iç-ten ve doğal olmalı, abartılı el - kol eylemlerinde bulunmamalı, yazılı metne sık sık bakmamalıdır. Mustaf a Kemal Atatürk çok iyi bir söylevcidir. Bunu da Nutuk adlı ölümsüz eseriyle kanıtlamıştır. Burada, Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğe şöyle seslenmektedir:


"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

"Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilir. Cebren ve hile ile aziz vatının bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten dahi elim ve daha vahim olamak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakr ü zaruret içnde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

2.2.1.3.Demeç

Önemli bir kimsenin herhangi bir sorun üstünde söyledikleri ya da bir yetkilinin ilgili olduğu konuda yayın örgenlerine yaptığı açıklamadır. Demeç verilirken demeç veren kişi konuşmasına bir seslenişle başlar. Sesin olanaklarından yararlanılmalı, fakat yapmacık, abartılı davranışlardan özellikle kaçınılmalıdır. Konuşmacı vereceği bilgiyi sözü dolandırmadan doğrudan söyler. Verilecek bilgi kısa cümlelerle açık ve anlaşılır biçimde söylenmelidir.

2.2.1.4. Duyuru

Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı ya da sözlü haberdir.

Duyuruda amaç dinleyicinin dikkatini bir noktada toplamaktır. Bir gezinin, oyunun, serginin, filmin yeri, zamanı duyuru yoluyla insanlara iletilir. Hemen hemen her durum duyuru konusu olabilir. Sanat ve spor etkinlikleri, seçim sonuçları, eleman alımı gibi....

Duyuru sözle olabildiği gibi yazıyla de yapılabilir. Duyurular kısa olmalı, hemen amaç belirtilmelidir. Bu, duyurunun önemli bir niteliğidir.

2.2.1.5. Açış Konuşması

Bir etkinliği, toplantıyı başlatmak, bir yeri hizmete açmak, yıldönümü, yaşgünü, karşılama gibi özel günlerde yapılan konuşmalara denir. Açış konuşmasını yapan kişi devlet büyüklerinden biri olabileceği gibi o konuyla ilgili bir yetkili de olabilir. Konuşmayı yapacak kişi konu üzerinde bilgili olmalı, konuşmasını abartılı sözlere, tekrarlarla uzatmamalıdır. Açış konuşması kısa ve konunun bütününü açıklayıcı olmalıdır. Açış konuşması iyi dileklerle bitirilmelidir.

2.2.1.6. Bir Kişiyi Topluluğa Tanıtma

Bir topluluğa bir kişinin tanıtılması gerektiğinde yapılan konuşmalardır. Tanıtma konuşmaları kısa olmalıdır. Tanıtılacak kişinin adı, soyadı -gerekiyorsa unvanı- mesleği, mesleği ile ilgili başarıları, varsa yapıtları belirtilerek orada bulun-ma nedeni açıklanır.

2.2.1.7. Kitap Tanıtma

Bir kitabı tanıtırken yapılan konuşmalardır. Kitap tanıtmak bir anlamda kitabın eleştirisidir.

Kitap tanıtımının yapılmasının amacı kitabı tanıtacak kişiyle birlikte dinleyicilerin de bilgilenmesini sağlamak, dinleyicilerde okuma isteği uyandırmaktır.

Özellikle öğrenciler için hazırlanmış yardımcı kitaplar öğrenciyi kitap okumaktan uzaklaştırmaktadır. Bu yollardan yararlanılarak y apılacak bir tanıtımın hiçbir yararı olmaz. Kitap tanıtımının amacına ulaşabilmesi için kitabı tanıtacak kişinin kesinlikle kitabı, ulaşabilirse kitap için yazılmış diğer yazıları okuması gerekir. Kitap başkalarının görüşleriyle değil, bu işle görevli kişinin görüşleriyle tanıtılmalıdır.

Kitap tanıtırken şu bilgilerin verilmesine dikkat edilmelidir:

Kitap Tanıtım Planı
A. Dış Yapı: Kitabın adı, yazarın adı-soyadı (varsa Türkçeye çevirenin adı-soyadı), kitabın türü, basıldığıyer, yayınevi, basılış tarihi, kaçıncı baskı olduğu, sayfa sayısı.
B. İç Yapı: Yazar üzerine bilgi, kitabın türü üzerine bilgi, özet, ana düşünce, biçem
(üslup), kitabı tanıtacak kişinin kişisel yorumu.

2.3. Küme Konuşmaları (Toplantılar)

2.3.1. Açıkoturum (Panel)

Bir konu üzerinde, değişik görüşlerdeki kişilerin bir başkan yönetiminde izleyici önünde tartışmasına açıkoturum veya panel denir.

Açıkoturumda konuşmacı sayısının 4-8 kişi olması uygun olur. Açıkoturumu yöneten başkan konuşulacak konuyu ve açıkoturumda nasıl bir yol izleneceğini açıklayarak konuşmacıları tanıtır. Açıkoturumun başarılı olabilmesi başkanın oturumu iyi yönetmesiyle olabilir. Başkan konuşmacılara konuyla ilgili görüşlerini açıklamaya olanak sağlayacak sorular yöneltir. Bütün konuşmacılara aynı soru sorulabileceği gibi değişik sorular da sorulabilir. Konuşmacıların hangi sırayla, ne kadar süre konuşacakları başkan tarafından belirlenir. Bunun için başkan her konuşmacıya eşit süreyle söz vermeli, gerekmedikçe konuşmacının sözünü kesmemelidir. Konuşmanın akışına göre konuşmacılardan bazı noktaların açıklanması, daha ayrıntılı bilgi verilmesi istenebilir. Her konuşmacı birer kere konuştuktan sonra zaman uygunsa ikinci kere her konuşmacıya söz verilebilir. Bu turda yapılacak konuşma süreleri daha kısa olur. Oturum sonunda başkan her konuşmacının konuya bakış açısını belirtip görüş ayrılıklarını, birleşme noktalarını özetleyerek bir sonuca varır. İzleyenler-den soru sormak isteyenlere sırasıyla söz verir.

Günümüzde radyo ve televizyon kanallarında da açıkoturumlar düzenlenmektedir. Bu durumlarda ya izleyicilerin / dinleyicilerin soruları telefonla öğrenilir ya da izleyici sorularına yer verilmeden oturum kapatılır.

2.3.2. Forum

Herkesi ilgilendiren bir sorun üzerinde insanların görüşlerini bildirip tartışarak sorunun çözülmesi amacı güdülen toplantılardır.

Forum, eski Roma kentlerinde yurttaşların kamu işlerini konuşmak için toplandıkları alana verilen addan gelir.

Forumda konuşmacı kadar dinleyici de sorunu çözmek için görüş belirtir, tartışmaya katılır. Amaç sorunun tartışılarak bir karara varabilmektir. Forum da bir başkan tarafından yönetilir. Forumda başkanlık yapmak biraz daha zordur. Görüş bildir enlerin ve görüşlerin çok olması bu tür toplantıların y önetimini güçleştirmektedir.

2.3.3. Münazara (Eytişme)

İki yönden de savunulacak bir nitelik taşıyan konunun bir başkanın yönetiminde ve toplumun önünde savunulmasına münazara veya eytişme denir. Eytişme bir konuşma oyunu, yarışıdır. Tartışmadan ayrılan yanı da budur. Önemli olan tartışarak doğruyu bulmak değil, üstlenilen tezi iyi savunmaktır.

Eytişmede iki küme oluşturulur, konunun bir yönü bir küme taraf ından savunulurken, diğer y önü öbür küme taraf ından savunulur .Bu konuşma y arışı sonunda hangi kümenin birinci olduğu daha önce saptanan jüri üyelerince belirlenir.

Eytişme, okullarda öğrencilerin konuşma yeteneğini geliştirmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Günümüzde, bazı uzmanlar bu yöntemin kullanılmasını doğru bulmamaktadırlar. Eytişmede bilimsellikten söz edilemediği için yanlış bilgiler de edinilebilir. Bu da konuşma ilkelerinde olan gerçeklik ilkesinin çiğnenmesidir. Bazen kendilerinin bile doğru bulmadığı bir düşünceyi sadece birinci olmak için savunmak öğrencilerin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Eytişme yeni düşüncelere açık bireyler yetiştirmek için uygun bir tartışma yöntemi değildir.

2.3.4. Şölen (Sempozyum)

Bilimsel, sanatsal ya da düşünsel bir konunun alanlarında uzman en az üç kişi tarfından izleyici önünde sunulmasıdır.

Sempozyum Yunancada, yemek ve içkinin olduğu bilim ve f elsef e konularının konuşulduğu toplantı anlamına gelir. Bir bilgi alışverişi niteliğini taşıdığı için sempozyum daha çok alandaki diğer insanları ilgilendirir. Dinleyici kümesi alandakiler veya alana ilgi duyanlardır.

Sempozyumda açıkoturumdaki gibi bir başkan konuyu açıklar ve konuşmacıları tanıtır, söz söyleme sırasını belirler, sonunda da konuyu özetleyip soru sormak isteyen izleyicilere söz verir. Konuşmacılar konuyu ele alış biçimlerine göre sunarlar. Burada amaç tartışmak değil durumu saptamak veya çözüm getirmektir. Sempozyum bir kaç gün sürebilir. Bu konuşmalar ve varılan sonuçlar bilimsel bir değer taşıdığı için yazıya geçirilerek sonradan yayımlanır.

2.3.5. Kurultay (Kongre)

Bir konuyu görüşmek üzere çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılmıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara "kurultay " denir. Dil kurultayı, eğitim kurultayı gibi çeşitli başlıklar altında düzenlenen kurultaylarda, yapılan çalışmalar üzerine dinleyiciye bilgi verilir. Kurultaylar kamuoyuna açık olabileceği gibi (toplumu ilgilendiren kurultaylar böyledir), kapalı da olabilir (toplumun genelini ilgilendirmeyen kooperatif kurultayları böyledir). Kurultaylar konunun önemine, konuşmacı sayısına, konuşma sürelerine göre bir kaç oturum sürebilir.

Kaynak: Sözlü ve Yazılı Anlatım/ Öğr. Gör. Zakine ÖZTÜRK ÇELİK

Hitabet Çeşitleri ve Özellikleri

Sözlerin hem zihinlerde hem de gönüllerde yer bulması kolay değil. Kimi zaman dinlemekten zevk aldıklarımızın aslında bizden, kendimizden ne çok şey taşıdığını düşünürüz. Konuşmak hepimizin sahip olduğu bir yetenek olsa bile sözlerin tüm dinleyenlerde karşılık bulması başlı başına bir sanat. Etkisi bu kadar yüksek olan söyleyişler, herkesin başaramayacağı hitabet sanatı ürünleridir. Yeni deyimiyle etkili ve güzel konuşma eski deyimiyle hitabet, tüm zamanların en etkili iletişim yöntemlerinden birini oluşturuyor. Bu yazımızda hitabet nedir, hitabet çeşitleri nelerdir sorularını, hitabetle sıkça karıştırılan diksiyon konusuyla birlikte açıklamaya çalıştık.

Hitabet Ne Demektir?

Gerek terim anlamıyla gerekse gündelik yaşamda adını sıklıkla duyduğumuz hitabet, çok genel bir tanımla etkili ve güzel söz söyleyebilme olarak açıklanabilir. Ancak hitabet nedir sorusunu, her dönem önemini koruyan ve büyük toplulukları, kimi zaman yönlendiren, birleştiren bir etkinin aracı konumunda olması nedeniyle çoğunlukla aynı amaç için kapalı ya da açık alanda bir arada bulunanlara yapılan etkileyici konuşmalar olarak cevaplamak çok daha anlamlı olacaktır.

Hitabet Kelime Anlamı Nedir?

Arapça seslenme, söylev verme demektir.

Bireysel olarak yapılan konuşmalar, büyük kitleleri etkileyebilir, yönlendirebilir, bu nedenle hitap edenin hitabet sanatını etkili kullanması, yapılan hitabetin etkisiyle de doğru orantılıdır.

Hatip Nedir?

Hitap eden anlamına da gelen hatip kelimesi, aynı zamanda hitabet sanatı icra eden, güzel ve etkili konuşma yetisine sahip olan kişileri tanımlar. Hitabet hem konuşmanın içeriği hem de yöneltilen kitlenin özellikleri nedeniyle birbirinden farklı özelliklerde ve türde karşımıza çıkar.

Hitabet Çeşitleri Nelerdir?

Hitabet çeşitleri konuşmanın yöneltildiği topluluklara ve amacına göre farklılıklar gösterdiği için etkisinin de farklı olduğu söylemleri oluşturur. Bu nedenle hitabet çeşitlerini; siyasi, askeri, akademik, hukuki ve dini alanda yapılan hitabet örnekleri olarak sıralamak gerekir.

· Siyasi Hitabet Nedir?

Ülkemiz için düşünüldüğünde başta TBMM olmak üzere, seçim mitinglerinde yapılan hitabetleri siyasi hitabetler olarak değerlendiririz. Etkili ve güzel konuşma bu hitabetlerin çok daha fazla sayıdaki insanı hedef alması nedeniyle büyük önem taşır.

· Askeri Hitabet Nedir?

Askerin moral ve motivasyonunu güçlendiren, vatan savunmasının öneminin tüm neferlerin bu kutsal vazifede üzerine düşenlerin en iyi şekilde yapmasında onların manen desteklendiği konuşmalardır. Komutan, seçtiği kısa ve net cümlelerle yapılması gerekeni, vatan savunmasında görevli yiğitlere, mertliğin, şan ve şeref dolu sözlerle iletilmesidir.

· Akademik Hitabet Nedir?

Bilimsel çalışmalar, çalıştaylar, toplantılarda sıklıkla kullanılan hitabet türüdür. Çoğunlukla teknik ve bilimsel öneme sahip konuların işlenmesini içerir.

· Hukuki Hitabet Nedir?

Adli ve hukuki alanda yapılan hitabet şeklidir. Bu hitabet mahkemelerde iddianamelerin yöneltilmesinde kullanılır.

· Dini Hitabet Nedir?

Dini bilgilerin konu edildiği, din eğitimini, dini heyecan ve mana aleminin iklimindeki hitabetlerdir.

Hitabet Nedir? Diksiyon Nedir?

Hitabet kimi zaman diksiyonla karıştırılan bir terim. Bu nedenle diksiyon ve hitabet arasındaki farklılıklara da değinmekte yarar var. Hem hitabet hem de diksiyon aynı amacın farklı araçlarını oluşturur. Diksiyon, etkili ve güzel iletişim kurabilmek için sahip olduğumuz sözel ve bedensel iletilerin en iyi şekilde iletimini sağlayan araçların tamamıdır. Bir bakıma hitabetin arka planını oluşturan becerileri de karşılar.

Etkili söz söyleme sanatı olarak tanımladığımız hitabet, güzel konuşma tekniklerine hakim olabilmeyi gerekli kılar. Güzel konuşma teknikleri ise, düzgün bir diksiyona sahip olarak, konuşmanın içeriğinden sesin tonuna, konuşmanın amacını belirlemeden konuşmanın yöntemine karar vermeye kadar pek çok bileşeni içerir. Ancak böyle bir konuşma ile topluluklara kendi inandıklarını insanlar iletebilirler. Hitabet ve diksiyon aralarındaki farklılıklarından çok birbirlerini tamamlayan güzel konuşma sanatı araçlarıdır.

İyi Bir Hatip Olabilmek İçin Eğitim Gerekli
Bir hatip olmak istiyorsanız, ya da yapmayı düşündüğünüz işler sizin iyi bir hatip olmanızı gerekli kılıyorsa, bu konuda kendinizi yetiştirebilirsiniz. İyi bir hatip olmak için gerekli olan düzgün diksiyonla işe başlayabilirsiniz. Elbette bunun için iyi bir eğitim şart.

Etkili güzel konuşabilmek için gerekli olan becerilerin yanında, güzel konuşma dersleri verilen diksiyon kursları, konuyla ilgili gerekli eğitimi alanın uzmanlarından alabileceğiniz eğitim merkezleri. Bu merkezler sundukları teorik ve uygulamalı eğitimlerle çok daha güzel konuşmanın yollarını öğrenebilir, uygulamalı eğitimler sayesinde diksiyonunuzu düzeltirken aynı zamanda hitabet sanatının inceliklerini keşfedebilirsiniz.

Hitabet Çeşitleri ve Özellikleri

a. Siyasî Hitabet: Asıl yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüleridir. Ayrıca, seçim dolayısıyla yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir.

b. Askerî Hitabet: Askerî hitabetin hedefi; vatan savunmasının gerektiği zamanda icap eden şerefli, kutsal vazife için askeri teşvik, ma'nen kuvvetlendirmektir. Cümleler kısa, yiğitçe, en cahil neferlerin bile kolayca anlayacağı tarzda açık, kesin olmalıdır. ATATÜRK'ün meşhur bir hitabesinde olduğu gibi, askerî hitabet anlamca kuvvetli bir ifade ile biter. "Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" Askerî hitabet garnizonlarda yapıldığı zaman sözlüdür. Fakat, savaş zamanlarında genellikle yazılı olarak kıt'alara gönderilir.

c. Hukûkî ya da Adlî Hitabet: Mahkemelerde yapılan savunmalar, savcıların iddianameleri bu çeşittendir.

ç. Bilimsel ya da Akademik Hitabet: Akademilerde, bilimsel toplantılarda yer alır. Amacı; araştırılan herhangi bir konu hakkında aydın bir topluluğa, o konu ile ilgili kimselere bilgi vermektir. Heyecanlandırma amacı güdülmez. İfadenin açık, kesin ve mantıklı olması şarttır.

d. Dinî Hitabet: Bu tarz hitabetlerin yeri mabetlerdir. Amacı; halka dinî bilgi ve eğitim vermek, dinî heyecan ve hisleri kuvvetlendirmek, onları fikren, mâ'nen yükseltmektir. Bu tarz hitabetlerde, anlaşılır dil kullanılmalıdır.

Etkili Anlatımın Özellikleri

İyi bir yazı ve konuşmanın üç özelliği vardır:

  • Doğruluk
  • Açıklık
  • Etkililik

Doğruluk ve açıklık; iyi bir yazı ve konuşmada mutlaka gereklidir. Sözün doğru ve açık olması için "garabet" ve "aykırılık" gibi anlatım bozukluklarından uzak durulmalıdır. Ayrıca, "eksiklik", "fazlalık", "sıra yanlışlığı" ve "uyumsuzluk" gibi cümle bozukluklarına yer verilmemelidir. Bu hataların asıl sebepleri olarak; az okuma, genel kültür noksanlığı, dikkatsizlik olarak karşımıza çıkar. (Z. Korkmaz - A. B. Ercilasun - İ. Parlatır ve diğerleri, Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri, s. 202)

Bozuk cümlelerin üzerinde ne kadar durulursa durulsun, bir kimseye doğru ve açık anlatım yeteneği kazandırılamaz. Türkçeyi iyi kullanmak isteyen bir insan; dil ve edebiyatımızın usta kalemlerini bol bol okumalıdır. Etkili anlatım ise, ancak doğru ve açık anlatım yeteneğini kazandıktan sonra elde edilebilir.

Sözlü anlatımda ses tonunun iyi ayarlanması da ayrıca gerekir. Edebî sanatları kullanabilmek ise hem öğrenmeye, hem de özel yeteneklere bağlıdır.

En eski devirlerden günümüze kadar önder insanların diğer insanlardan bazı yönleriyle ayrıldığı bir gerçektir. Bu yönler; ileri görüşlülük, üstün zekâ, millî tarih ve millî kültür bilincinin yüksekliği vb. dir. Bütün bu özelliklerin ötesinde ve öncesinde bir başka özellik daha vardır. O da, hitabet sanatına sahip olmalarıdır.

Kemal ATATÜRK, Hamdullah Suphi TANRIÖVER, Abraham LİNCOLN, Roosevelt, Hitler, Mussolini gibi Türk ve dünya hatipleri, kitleleri peşlerinden sürükleyen büyük hatiplerdir.

Biyolojik ve psikolojik yönlerden konuşma özürlü değilse, her insan konuşur. Ama, her insan etkili konuşamaz. Toplumsal ilişkilerin daha sağlıklı, daha verimli olmasında etkili konuşmak tartışılmaz derece önemlidir. Pek çok insan bu önemi bilmesine rağmen, etkili konuşma gayreti içinde görülmez.

Aslında, etkili konuşma; iyi eğitim ve güçlü bilgi zenginliğinin yanında doğuştan gelen özel bir yetenektir. İnsan, toplum yararına bu yeteneğini uygun ortamlarda daha yararlı hâle getirebilir.

Etkili konuşmak için şu kavramların içerdiği anlamları iyi bilmek gerekir:

1. ARTİKÜLASYON:

Ağzımızı açmak, dudaklarımız kımıldatmak ve insanların anlayacağı kelimeleri oluşturmak için ses organlarını kullanabilme yeteneğine sahip olmak gerekir. Eğer, ses organlarından bir ya da birkaçı sağlıksız ya da noksan ise etkili konuşma yapılamaz. Hatta, bu durumdaki insanlar normal konuşmayı bile beceremez.

Artikülasyon sırasında kelimeler; açık ve net bir şekilde, mırıldanmadan, yutmadan çıkarılmalıdır.

2. TELAFFUZ:

Kelimeleri, olması gerektiği şekilde doğru ses ve doğru vurguyla ağızdan çıkarmaktır.

Yanlış telaffuzu gidermenin üç yolu vardır:

Etkili konuşma yapan insanları (Televizyon sunucuları ve hatipler vb.) dikkatle dinlemek.

Telaffuzunda şüpheye düşülen kelimeleri, imlâ (yazım) kılavuzları ve sözlükler aracılığıyla doğru yönüyle öğrenmek.

Telaffuzda dikkat edilecek bir özellik de yöresel ağız ifadelerinden kaçınmaktır. Yazı dili olan İstanbul ağzı ile konuşmaya önem vermek gerekmektedir.


3. DİL BİLGİSİ:

Her dilin kendine göre kural ve özellikleri vardır. Dil, kuralları dışında kullanıldığında şekil ve anlam yönünden bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, etkili konuşma yapacak kişi; dil bilimci kadar olmasa bile konuştuğu dilin kurallarını öğrenmelidir. Hatip; dilinin ses, şekil, anlam ve cümle yapısını bilmek zorundadır. Onun için hatip, dil eğitiminden geçmeli ve çok okumalıdır.

4. SÜRAT:

Konuşmacının konuşma esnasındaki hızıdır. İnsanların çoğu hızlı konuşamaz. Bazı insanlar ise çok süratli konuşurlar. Her ikisi de yanlıştır. Önemli olan metnin anlamına uygun normal konuşmadır. Dakikada 90-100 kelime konuşmak normaldir. Vurgulanacak kelimelerde yavaşlamak, çabuk ilerleyen düşünceleri konuşurken de hızlanmak gerekmektedir.

Ayrıca;

  • Özellikle yemeklerden sonra can sıkıcı konuşmalar yapmamak gerekir.
  • Çok süratli (makineli tüfek gibi) konuşmalarda anlamın kaybolduğu unutulmamalıdır. Dinleyicinin düzenli not alması sağlanmalıdır.
  • Konuşmacı; düzgün nefes almalı, konuşmadaki ana ve alt düşüncelere göre, gerekli yerlerde durmalı, nefesini düzenlemelidir.


5. DURAKLAMA:

Duraklamalar, konuşmada noktalama işaretleri anlamındadır.

Şu özellikler dikkate alınarak duraklama yapılmalıdır:

Dinleyicilerin konuşma metnini değerlendirmesi için.

Metnin anlamına uygun gerekli vurgu ve tonlamaları yerinde yapabilmek için.

Konuşmacının kendisinin dinlenmesi ve kolay nefes alması için.

Konuşmacının kendisinin bir sonra söyleyeceği düşüncelerin plânını yapabilmesi için.

6. SES TONU:

Sesin alçalıp yükselmesi, azalıp çoğalmasıdır. Değişik ses tonlarını çıkarmak konuşmayı daha ilgi çekici ve anlamlı yapar. Konuşmaya renk ve çeşit kazandırır. Böylece, konuşma tekdüzelikten (monotonluktan) kurtulmakta, dinleyicinin ilgisi çekilmektedir.

7. SES GÜCÜ:

Konuşmacının sesinin, dinleyicilerin tümü tarafından kolaylıkla duyulabilmesidir. Konuşmacı, bu konuya ayrı bir önem vermelidir. İyi düzenlenmiş bir sesle yapılan konuşma, dinleyici üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca, ses gücünün yüksekliği konuşmacının da kendine güven kazan-masını sağlamaktadır.

Etkili Konuşmada Dikkat Edilecek Genel Özellikler

  1. Konuşmayı anlamlı hâle getirmek için vurgu ve tonlamaya dikkat edilmelidir.
  2. Pandomim (Vücut hareketleri ile konuşma) yapar gibi vücut hareketleri kullanılmalıdır.
  3. Konuşma sırasında en rahat duruş alınmalı, vücut ağırlığı her iki ayak üzerine dengelenmelidir.
  4. Konuşma sırasında boyun, bel ve bacaklar dik tutulmalıdır.
  5. Konuşma sırasında, belirli bir yere çakılıp kalınmamalı, gereğinden fazla da hareket edilmemelidir.
  6. Konuşma sırasında, el ve kol hareketleri, mimikler; önceden plânlanmış olmamalıdır. Konuşmanın genel ortamı içinde kendiliğinden olmalıdır.
  7. Dinleyicilerin tümüne ve özellikle gözlerine bakılmalıdır. Dinleyicilerle konuşuyormuş gibi bir bakış tarzı seçilmelidir. Dinleyiciler, gözle çabuk çabuk taranmamalıdır.
  8. Konuşmada ilk söylenecek ifadeler, özenle seçilmeli; iyi bir konuşma plânı yapılmalıdır. Konuşmaya ilgi çekici bir ifade ile başlamakta yarar vardır.
  9. Konuşmacı, bir taraftan sevimli ve güler yüzlü olmalı; diğer taraftan ise komik duruma düşecek davranışlardan uzak kalmalıdır.
  10. Konuşmacı, yapacağı konuşmanın anlam ve önemine herkesten önce kendi inanmalıdır. Konuşma, içten yapılmalıdır.
  11. Konuşmacı, fizikî görünüşüne (elbise temizliğine, saç ve sakal tıraşına vb.) çok önem vermelidir.(Geniş bilgi için bakınız: Suat TAŞER, "Konuşma Eğitimi", Dost Kitap Evi, Verso Matbaacılık, Ankara, 1987, 216 s.)

ETKİLİ KONUŞMA KOLAY ERİŞİM ÇİZELGESİ (TIKLAYINIZ)

Yorumlar (0)