27.12.2018, 22:56

"Dil-İmla", "Ses-Harf", "Dil-Alfabe" Karışıklıkları

Dil ve alfabe/ Ses ve harf/ Dil-İmla kavramlarını birbirine karıştırmak akademik kaynaklarda bile görülebiliyor. İlk ve orta öğretimde zaten durum içler acısı. “Ünsüz harf”, “kaynaştırma harfi” gibi kullanımlar test kitaplarında çok yoğun görülen yanlışlıklar. Kaynaklarda rastladığım birkaç cümle örneği:

“Konuşurken n harfini grip olan insanlar çıkaramaz.” (Konuşurken kimse harf çıkaramaz zaten olsa olsa ses çıkartabilir. Ses-harf karıştırılmış)

“... ünlü ile başlayan ek geldiğinde araya kaynaştırma harfi girer.” (Ses- harf karıştırılmış)

“Uygurcanın Fatih zamanına kadar kullanıldığı bilinmektedir. Fatih’in Uygur harfleri ile yazılmış bir mührü vardır ve Fatih’in Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Özbek Hanı’na gönderdiği “zafername” Uygur alfabesiyle yazılmıştır.”(Oysa Uygur Türkçesi ile Uygur alfabesinin organik bir bağı olamaz. Dil-alfabe karıştırılmış. )

Nazal n’nin konu alındığı bir yüksek lisans tezinden aşağıdaki cümleyi aldım:
“Nazal n’nin tarihî gelişimini inceleyecek olursak: Göktürk alfabesinde , Uygur alfabesinde , Çağatay Türkçesinde , Osmanlı Türkçesinde ك harfleriyle yazılır.”

Bir yüksek lisans tezi olduğu halde bir sesin gelişimi harfle açıklanmaya çalışılmış. Üstelik bu cümleden Göktürk ve Uygur Alfabelerinde de kef(ك) harfi olduğu gibi yanlış bir bilgi de anlaşılıyor. Şaşırtıcı bir durum.

Buna benzer bir yanlışlık da imla ile dilin ilişkilendirilmesidir oysa imla ve gramer hiçbir zaman ilişkilendirilemez. Şu tür cümlelerde imla ve gramer kavramları ilişkilendirilmiş:

“Türkçede şey sözcüğü her zaman ayrı yazılır.” (Bir dilin yapısına göre ayarlanmış bir imla düzeni olamaz. İmla ile dil arasında organik bir bağ kurulamaz. İmla kuralları insanlar tarafından oluşturulur ancak dili insanlar oluşturamaz.)
“Osmanlı Türkçesinde 32 harf vardır.”(Bir dilde harf olamaz. Bir dil birçok alfabe ile yazıya geçirilebilir.)
“Osmanlı Türkçesinde hareke kullanılmaz.”(Yine bir dil ile imla ilişkilendirilmiş oysa bir dil çok farklı imlalar ile yazıya geçirilebilir.

SONUÇ: Unutulmamalıdır ki yazım kuralları insanlar tarafından oluşturulmuş olan, değiştirilebilir kurallardır. Dil ise insanlar tarafından oluşturulamayan sistemlerdir. Yazım ve imla, dil dediğimiz sistemlerin parçası değildirler. Maalesef “Türkçede  ‘de bağlacı’ ayrı yazılır.”, “Türkçede 29 harf vardır.” gibi cümleler MEB ders kitaplarından tezlere kadar her tür eserde karşımıza çıkıyor oysa Türkçe bir dildir ve diller, bünyesinde yazım kurallarını, noktalama işaretlerini, alfabeleri barındırmaz, bunları insanlar oluşturmuştur ve sık sık da değişikliğe uğratmaktadırlar.

Yorumlar (0)