ANLAMCA ÇELİŞEN CÜMLELER, ANLATIM BOZUKLUKLARI (TÜRKÇE)

ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERDEN KAYNAKLANAN ANLATIM BOZUKLUKLARI (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

Anlamca, cümlenin yargısıyla uyuşmayan, cümlede iletilen yargıyla çelişen ya da karşıtlık yaratan sözlerin bir arada kullanılması önemli bir anlatım kusurudur.

Anlam bakımından birbiriyle ters düşen bazı sözcükler veya sözlerin cümlede bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.

Cümlenin anlamında çelişki, genellikle “kesinlik” ve “olabilirlik” anlamı taşıyan sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanır.

Örnekler:

Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.

Kapının önünde üç beş nöbetçi vardı.

Eminim ki bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

Bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda belki alacaksın.

Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda alacaksın.

Ada vapuru, mutlaka bu saatlerde kalkmış olmalı

Bu cümlede mutlaka sözcüğü, kesinlik anlamı, olabilir sözcüğü ise olasılık anlamı taşıdığından bu iki sözcük anlamca çelişerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

Dedesinin kulağına bağırarak bir şeyler fısıldıyor, ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

Bu cümlede bağırmak sözcüğü, “yüksek ve gür ses çıkarmak” anlamı, fısıldamak sözcüğü ise “başkalarının duyamayacağı kadar alçak sesle konuşmak” anlamı taşıdığından bu iki sözcük anlamca çelişerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

Çocuk, topu almak için yavaşça yerinden fırlayıverdi.

Bu cümlede yavaşça sözcüğü, “oldukça yavaş bir biçimde, usulca” anlamı, fırlayıvermek sözcüğü ise “tezlik, çabukluk” anlamı taşıdığından bu iki sözcük anlamca çelişerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

Feribotumuz aşağı yukarı tam iki buçuk saat sonra Bandırma’ya yanaşacak.

Bu cümlede aşağı yukarı sözü, “tama yakın, yaklaşık olarak” anlamı, tam sözcüğü ise “eksiksiz” anlamı taşıdığından bu iki sözcük anlamca çelişerek anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

Siz Bulun

Kesinlikle yarın gelebilirler.

Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı.

Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi.

Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum.

Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı

Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak.

Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum.

Belki onun da olup bitenlerden haberi vardır mutlaka.

Bundan tam 15 yıl kadar önce de bu durum söz konusuydu.

Halk Edebiyatında “koşma ” Divan Edebiyatındaki “ gazel”in tam karşılığı gibidir.

Sanırım bu çirkin oyunu tezgahlayan da kesinlikle odur.

Pırıl pırıl mehtaplı gecede hafif hafif çiseleyen yağmur bizi etkiledi.

Ben bu konuda genellikle hiç yalan söylemem

Yorumlar (0)