"Avrupalılar tuvaleti Türklerden öğrendi" sözünü şaka mı sanıyorsunuz?

"Avrupalılar tuvaleti Türklerden öğrendi" sözünü şaka mı sanıyorsunuz?

AVRUPA'DA TEMİZLİK

[  … 1897 yılında Almanya’da yayınlanan sözlükte Türkler şöyle tanımlanmış: “Türkler: hoşgörüsüz, kaba, vicdansız, acımasız, ahlak kurallarına saygısız, lanetlenmiş korkunç barbarlar; sinsi, korkak, aşağılık, güvenilmez, iğrenç kokulu, kötü, soyu sopu belirsiz bir halktır”…

Türklere yakıştırılan bu denli olumsuz nitelik içinde Türklerin ‘iğrenç kokulu’ ve ‘pis’ yakıştırması dikkat çekicidir. Beden temizliği ve onun göstergesi hamam, Türk toplumunun önem verdiği yaygın bir uygulama iken, Avrupa koyu bir pislik içindeydi…

Yasak!

Hristiyanlık, beden temizliğini yani yıkanmayı neredeyse yasaklamıştı. Hristiyan rahibeler birkaç yüzyıl önceye dek, yemek yemeyi hor görür, ‘tenle temas eden yiyeceğin insan ruhunu kirlettiğine’ inanırlardı. Eldeki kirin, yiyeceğin ten ile temasını önleyeceğini düşünerek pisliği dinsel bir koruyucu olarak görürlerdi…

Kadınlarda durum

Hristiyan kadınlar, ‘çıplak vücutlarının erkekler tarafından görülme tehlikesine karşı’ yıkanmaz, pisliği erdem sayardı. Pisliğin ürünü olan bitler, ‘Tanrı’nın incileri ve azizliğin belirtisi’ sayılırdı. Ermişliğin simgesi haline gelen din büyükleri ‘yüce azizler’, ayaklarının ırmak geçmek dışında suya hiç değmediğini söyleyerek övünürlerdi. Kastilya (İspanya) Kraliçesi İsabella; yaşamı boyunca iki kez yıkanmıştı…

Parfüm konusu

18.yüzyıla dek erkeklerin parfüm kullanmalarının nedeni ‘pis bedenlerinin kokusunu önlemek’, peruk takmalarının nedeni ise “bitle dolu olan saçlarını” örtmekti…

Avrupalılar, 17. Yüzyıla dek ayak yolunu (helâ) bilmiyordu. Gereksinimlerini oturak (lazımlık) denilen kaplarla gideriyorlar ancak, oturağı çevreyi kirletmeyecek biçimde belli bir yere değil, pencereden dışarıya döküyorlardı.

Fransa 

Bu uygulama Fransa’da bir alışkanlık yaratmıştı. Erkek, bir bayanla kaldırımda yürürken, ‘yukardan gelebilecek lazımlık atığına karşı korumak için’ bayanı duvar tarafına alırdı. Bu davranış bir kibarlık göstergesiydi.

“30 Yıl Savaşlarının patlamasının tetiklenmesine yol açan meşhur olayda (1618’de Prag’da camdan fırlatılma olayı) 3 Katolik yetkilinin camdan atılması ilginç sonuçlar doğurdu. Dikkate şayandır ki, bunların üçü de takriben 15 metre yükseklikten düştükleri halde yaşadılar. Katolik kaynaklar onların ilahi müdahale ile kurtulduklarını iddia ettiler, buna mukabil Protestanlar ise onların kurtuluşlarının arkasında yatan hakikati, camın altındaki devasa bir pislik yığınına düşmeleriyle açıkladılar.”

SARAYLILAR BİLE ULU ORTA PİSLETİRLER, ÜST KATTAN ALT KATTAKİNE AKARDI

İngilizler

Samuel Pepys’in günlükleri de, 17. yüzyılda Londra’nın sağlığa ilişkin düzenlemelerdeki harap halinin iç yüzünü göstermektedir. 20 Ocak 1660’ta düştüğü notlarda, kilerine gittiği zaman, üst kattaki Bay Turner’ın yerinde doluluk olup kendi kilerine taşma yaşandığını ve bunu bir dışkı yığınına basarak fark ettiğini yazmaktadır…

“Fakat işler sarayda da daha iyi değildi. Antikacı Anthony Wood 2. Charles ile sarayındakiler 1665’te Oxford’a üşüştüklerinde acı bir şekilde şunları söyler: ‘Görünüşlerinde düzenli ve neşeli olsalar bile, yine de çok kirli ve hayvan gibidirler, ayrıldıklarında arkalarında dışkılarını her köşe, baca, çalışma, kömür deposu ve kilerde bıraktılar.’”

17.Yüzyıl başında İngiliz Büyükelçiliği görevlileri, lazımlık uygulamasını İstanbul’da da yaptığı için halk şikayetçi olmuş, elçilik kent merkezinden oldukça uzak bir yer olan Sarıyer’e yerleştirilmişti 19.yüzyıla gelindiğinde, ayakyolu kullanma sözü vermeleri üzerine Taksim’e taşınmalarına izin verilmişti…

Osmanlı İmparatorluğunun zirvede olduğu dönemlerde, Balkanlardan başlayarak Avrupa içlerine doğru Türk hamamları ve temizlik kültürü yaygınlaşmıştır.

Kaynak; METİN AYDOĞAN "Antik Çağdan Küresellleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler"

Yorumlar (0)