Yeni fosiller, insan atalarının Afrika’da değil, Avrupa’da geliştiğini gösteriyor

Yeni fosiller, insan atalarının Afrika’da değil, Avrupa’da geliştiğini gösteriyor

Yazan: Erkan Gül

Araştırmacılar eski bir Avrupa maymununun çene kemiği kalıntılarından yola çıkarak insanın atası olduğunu öne sürüyorlar. 90’larda Yunanistan’ın Nikiti kentinde 8 milyon yıllık bir maymun çene kemiği keşfedildi. Araştırmacılar bu bilinmeyen türün, insanların en eski atalarından olduğunu iddia etmekte. Bu buluntular evrime olan bakış açımızı değiştirebilir. Homo sapiens, 200.000 yıldır dünya üzerinde varlığını sürdürmektedir (+-10.000 yıl). Bu zamanın çoğu tarih öncesinin bulanıklığında kamufle olmuş durumda. Bildiklerimizin hemen hepsi fosil kayıtlarının evrim teorisi ilkeleri ile deşifre edilerek bir araya getirilmesinden oluşmakta. Yine de yeni keşifler bildiklerimizi değiştirmeye, bilim insanlarını daha önce düşünmedikleri sonuçlara yönlendirmeye devam etmekte. İşte bu 8 milyon yıllık yeni keşif tam olarak bunu yapmış olabilir. Araştırmacılar yakın zamanda çok eski bir Avrupa maymununa ait kalıntılardan alt ve üst çene kemiklerini incelediler. Araştırmalar insanlığın atalarının Afrika’ya göç etmeden önce Avrupa’da ortaya çıkmış olabileceğini göstermekte. Darwinzamanından bu yana fikir birliği içinde olan bilim insanlarını alt üst edebilecek potansiyele sahip yeni bir bilgi.

İNSANLIĞIN SOYUNU YENİDEN DÜŞÜNMEK

Doğa tarihi sanatçısı Benjamin WaterhouseHawkins tarafından çizilen, Thomas Huxley’nin İnsanın Doğadaki Yerine ilişkin bulgularının (1863) kapak çizimi. (Fotoğraf: WikimediaCommons)

New Scientist’in haberine göre, Yunanistan’ın kuzeyindeki Nikiti bölgesinde 1990’larda 8-9 milyon yıllık bir primat çene kemikleri bulundu. Bilim insanları ilk başlarda soyu tükenmiş Avrasya maymunlarından biri olan Ouranopithecus’un bir üyesine ait kalıntılar olduğunu düşündü.

Toronto Üniversitesinde Antropolog olan DevidBegun ve ekibi bu kalıntıları kısa bir süre önce yeniden mercek altına aldı ve baştaki tanımlamanın yanlış olduğunu iddia ettiler. Fosilin hominin (Hominini, homo cinsi ile pan cinsinin iki türünü, onların atalarını ve ortak atalarının nesli tükenmiş olan soylarını ihtiva eden homininae alt familyasının bir oymağı) benzeri kaninlere ve premolar soylara dayanarak, maymunlardan önce yaşamış bilinmeyen bir proto-hominine ait olduğunu belirttiler.

Araştırmacılar bu proto-homininlerin, aynı araştırma grubunun 2017 yılında geçici bir isimlendirme ile erken bir hominin olarak tanımladıkları bir başka Avrupa büyük maymunu olan Graecopithecus’un evrimsel olarak ortak ataları olduğunu varsaymakta. Greacopitheus, 7,2 milyon yıl önce güney doğu Avrupa’da yaşamıştır. Eğer öngörü doğru ise bu homininler 7 milyon yıl önce Avrupa’daki evrimsel gelişimlerini tamamladıktan sonra Afrikaya göç etmiş olmalılar.

Begun, Güneydoğu Avrupa’nın bir zamanlar zürafa ve gergedan gibi hayvanların ataları tarafından işgal edildiklerine işaret ediyor. New Scientist’e yaptığı açıklamada, “Bugün afrikada gördüğümüz hayvanların çoğunun güney doğu Avrupa bölgesindeki hayvan türleri olduğu konusunda oldukça eminiz. Antiloplar ve Zürafa’lar 7 milyon yıl önce afrikaya girebildiyse, maymunlar neden giremesin?” dedi. Kısa bir süre önce ise Amerikan Fiziksel Antropologlar Derneği’nin konferansında bu bulguları genel hatlarıyla açıkladı.

Begun’un daha önce benzeri fikirler öne sürdüğünü belirtmekte fayda var. 2002 yılında İnsan Evrimi dergisi için yazdığı yazıda, Stuttgart Doğal Tarih Müzesi’nden Begun ve ElmarHeizmann, Almanya’da bulunan ve yaşayan tüm büyük maymunların insanların atası olabileceğini savundukları büyük bir maymun fosili hakkında fikir alışverişinde bulundular. “20 yıl önce Almanya’da bulunan bu örnek yaklaşık 16,5 milyon yaşında ve Doğu Afrika’daki benzer türlerden yaklaşık 1,5 milyon yıl daha eski” dedi. “Bu büyük maymun ve insan soylarının ilk olarak Afrika’da değil, Avrasya’da ortaya çıktığının bir göstergesidir.”

AFRİKA’NIN DIŞINA GÖÇ

İnsanın soyları için, Charles Darwin homininlerin Afrika’dan düştüğünü önermişti. O zaman incelenebilen fosillerin az olduğunu göz önüne alacak olursak Darwin’in hipotezinin hala önde gelmesi, onun ne kadar ileri görüşlü olduğunun kanıtıdır. Darwin’in zamanından beridir birçok fosil ortaya çıkarıldı ve genetik çalışmalarla yeni kanıtlar keşfedildi. Dolayısıyla Afrika’yı soy alan hikâye, 1871 yılından bu yana birden çok güncelleme ve revizyondan geçti. Bugün ise iki teoriye ayrılmış bulunmakta, bunlardan birincisi “Afrika teorisi” bir diğeri ise “çok bölgesel” teori.
Afrika teorisi, insanlığın ortaya çıkış noktasının Afrika olduğunu öne sürüyor yani diğer bir deyişle Homo saphiens bu kıtada gelişti. Tarih öncesi dönemde atalarımız Afrika’dan Avrasya’ya göç etmiş ve Neandertaller gibi Homo cinsinin diğer alt türleri de burada evrimleşmiştir. Bu teori bilim insanları arasındaki en yaygın teoridir çünkü mevcut kanıtlar bunu en iyi şekilde desteklemektedir. Fakat yeni gelişmeler ve bulguların ardından yeni tartışmalar yolda gibi gözükmektedir.

Çok bölgesel teori ise insanların çeşitli bölgelerde paralel zaman zarflarında geliştiği yönündedir. Bu teoriye göre hominin erectus homininleri Avrasya ve belki de Avustralya’ya yerleşmek için Afrika’yı terk etti. Bu farklı popülasyonlar, gen akışına yardımcı olan bir dollop sayesinde modern insana evrimleşti. Tabi ki daha farklı modeller ve daha farklı tartışmalar da söz konusu. Örneğin, Afrika Homo erectus fosillerinin Asya’lılar ile mi düşünüleceği veya farklı bir alt tür olan Homo ergaster olarak etiketlenmesinin gerekip gerekmediği konusunda tartışma söz konusu. Afrika dışı modelin savunucuları, Afrikalı olmayan insanların Afrika’dan gelen tek bir göçten mi, yoksa en fazla 2 büyük göçün ardından gelen en büyük göç dalgasından mı kaynaklandığından emin değiller.
Antropologların tümü Begun ve ekibinin vardığı sonuçlarla aynı fikirde değildir. New Scientist’de belirtildiği gibi, Nikiti maymununun homininlerle hiç alakası yok. Benzer özellikleri eş zamanlı olarak gelişmiş olabilir. Benzer yiyecekleri yiyerek veya dişlerini erken homininlerle aynı şekilde çiğneyerek geliştirmiş olabilirler. Sonuç olarak, Nikiti maymunu tek başına, çok güvenilir bir fosil kaydı ve DNA kanıtı ile desteklenen Afrika dışı teorileri güçlendirmek için yeterli kanıtı sunmuyor. Ancak, Begun’un hipotezine daha fazla güvenebilmek ve insanlığın evrimi hakkında henüz akıllara gelmemiş soruları tartışmaya yol açabilmek için başka çalışmalarla desteklenebilir.

Yorumlar (0)