Yalnız edatı, sadece edatı, tek edatı, ancak edatı, bir edatı, sade edatı

yalnız edatı, sadece edatı, tek edatı, ancak edatı, bir edatı, sade edatı

yalnız, sadece, tek, ancak, bir, sade” edatları cümle içerisinde anlam olarak birbirinin karşılığı olan ve birbirinin yerine kullanılabilen edatlardır.

ÖRNEK:

* Bu problemi yalnız sen çözebilirsin.

* Bu lekeyi yalnız çamaşır suyu çıkarır.

* O köye sadece bu araba gidiyormuş.

* Bizim arabaya sadece dört kişi binebilir.

* Evin çatısını tek ben onarabilirim.

* Bu gölde balık olarak tek sazan yaşıyormuş.

* Ehliyet sınavına bir sen girmedin.

* Ben bir babama anlattım olanları.

* Bütün sırlarını sade o bilir.

* Gömlekteki bu lekeyi ancak kuru temizlemeci çıkarır.

* Bu meseleyi ancak mahkemeler çözebilir.

NOT 1:“yalnız” sözcüğü, “sadece” anlamında kullanılırsa edat (ilgeç), bir ismi etkileyerek o ismin özelliği olursa sıfat (ön ad), bir fiili etkilerse zarf (belirteç), “fakat, ama” anlamında kullanılırsa bağlaç, tek başına anlamlı bir şekilde kullanılırsa isim görevinde kullanılır.

ÖRNEK:

* Bu lekeyi yalnız bulaşık sabunu çıkarır. (edat (ilgeç) görevinde)

  1. * ağaçları yalnız suladı. (zarf (belirteç) görevinde)

* Annem öldüğünden beri babam yalnız bir insandı. (sıfat (ön ad) görevinde)

* Yalnızlık içerisinde geçen bir ömürdü benimkisi. (isim görevinde)

* Sizinle gelirim, yalnız otobüse binmem. (bağlaç görevinde)

NOT 2:“bir” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılırsa edat (ilgeç), bir nesnenin sayısını belirtecek şekilde kullanılırsa sıfat (ön ad), bir ismin yerini tutacak şekilde kullanılırsa zamir (adıl), tek başına anlamlı bir şekilde kullanılırsa isim görevinde kullanılır.

ÖRNEK:

* Bu adamı bir dedem ikna edebilir. (edat (ilgeç) görevinde)

* Sınavdan önce bir kalem bulamadım. (sıfat (ön ad) görevinde)

* Adamın biri seni soruyormuş. (zamir (adıl) görevinde)

* Bir rakamını defterine yazamamış. (isim görevinde)

NOT 3:“tek” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılırsa edat (ilgeç), bir nesnenin sayısını belirtecek şekilde kullanılırsa sıfat (ön ad), bir fiili etkilerse zarf (belirteç), tek başına anlamlı bir şekilde kullanılırsa isim görevinde kullanılır.

ÖRNEK:

* Bu arabayı tek babam çalıştırabilir. (edat (ilgeç) görevinde)

* Her konuda tek adam olmak istiyordu. (sıfat (ön ad) görevinde)

* Ayşe oyunda tek kalmıştı. (zarf (belirteç) görevinde)

* Kızın teki bağırıp duruyordu. (isim görevinde)

NOT 4:ancak” sözcüğü cümlede “sadece” anlamının dışında “en çok” anlamında da kullanılır. Ayrıca “ancak” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılırsa edat, bir fiili etkilerse zarf (belirteç), “ama” anlamında kullanılırsa bağlaç görevindedir.

ÖRNEK:

* Bu ev ancak yüz bin lira eder. (en çok anlamında)

* Böyle güzel yemeği ancak annem yapar. (edat görevinde)

* Sizinle çalışırım ancak paramı ödeyeceksiniz. (bağlaç görevinde)

* Bu işin içinden ancak çıkabildiler. (zarf görevinde)

Yorumlar (1)
İrem 3 yıl önce
Teşekürler