Divan Edebiyatı Nesir Yazarları Özeti

Divan Edebiyatı Nesir Yazarları (Özet)

Şiir ağırlıklı olan divan edebiyatında nesre de (düz yazıya) yer verilmiştir. Klasik edebiyatta düz yazıya inşa, yazara ise münşi denir. "Münşeat" terimi de "düz yazılar" anlamında kullanılır.

Nesir Türleri

Sade Nesir: Halk için yazılan sade anlatımlı nesirlerdir. Bu nesirle halka yönelik masal, efsane, öykü, destan, dinî ve tasavvufî konular anlatılır.

Orta Nesir: Tarih ve bilim kitaplarında gördüğümüz nesirdir. Ustalık göstermek amacı güdülmediği halde dili sade nesirden ağırdır. Tevârîh-i Al-i Osman’lar (Osmanlı Tarihi) bu türden eserlerdir.

Süslü Nesir: Seciler, söz sanatları ve bağlaçlarla uzayıp giden cümleler bu nesrin ayırıcı özelliğidir. Bu metinlerde genellikle Arapça ve Farsça kelimeler ve bu dillerin gramer kurallarına göre oluşturulmuş tamlamalar sıkça kullanılır. Devlet büyüklerine sunulacak yazılarda, şair ve yazarların birbirlerine yazdıkları mektuplarda ya da yazarın sanattaki gücünü kanıtlamak istediği durumlarda genellikle bu üslûp kullanılmıştır.

Sinan Paşa (1437? - 1486)

Osmanlı âlimi, mutasavvıf ve devlet adamı.

Süslü nesrin ilk temsilcisi sayılan sanatçının asıl adı Yusuf’tur.

İstanbul'un ilk kadısı Hızır Bey'in oğludur. Sinan Paşa iyi bir hatip ve tartışmacı olarak Fâtih’in huzurunda yapılan ilmî münazaralarda takdir toplamıştır.

Kısa bir süre vezirazamlık da yapmıştır. Bir nedenle Padişahın gözünden düşerek Sivrihisar kadılığı ve müderrisliği vazifesiyle İstanbul’dan uzaklaştırılmış ve Fâtih’in ölümüne kadar orada kalmıştır. II. Bayezid tahta geçince vezirlik rütbesi iade edilen sanatçı 1486 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Sinan Paşa, özellikle nesirdeki başarısı ve secili üslûbu ile tanınan bir sanatçıdır.

En önemli eseri tasavvufi düşüncelerin işlendiği Tazarruname'dir. Tazarruname, mensur olmakla birlikte içinde yer yer manzumelerin de bulunduğu bir münâcâttır.

Âşık Paşazâde (15. yüzyıl)

Osmanlı tarih yazarı.

Hayatı hakkındaki bilgiler daha çok yazmış olduğu Osmanlı tarihine dayanmaktadır. En önemli eseri Tevarih-i Âl-i Osman'dır.

Âşık Paşazâde'nin tarihi, bütünüyle Osmanlı tarihini ele alan ilk Türkçe eserdir. Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan 1478 yılına kadar geçen süredeki olaylar sade ve anlaşılır bir Türkçe ile anlatılmıştır. Eser, 15. yüzyıl Anadolu Türkçesinin en güzel örneklerinden biri sayılmaktadır.

Bir halk destanı niteliğindeki eser, gazaya giden ordunun maneviyatını artırmak için destansı bir dille kaleme alınmıştır.

Mercimek Ahmet (15.yüzyıl)

Sade nesrin önemli yazarlarından biridir.

Kâbusnâme adlı eseri II.Murat'ın isteği ile Farsçadan Türkçeye çevirmiştir.

Kâbusnâme, Keykavus bin İskender'in 1082 yılında oğlu Gilan Şah için yazdığı nasihatname-siyasetname türünde bir eserdir.

Kırk dört bölümden oluşan bu kitap; Tanrıya şükretmek, satranç oynamak, yıkanmak, işret adabı, avlanmak, cariye ve köle almak, at cinsleri, cömertlik, konuk olmak ve konuk ağırlamak, emanet saklamak, mülk edinmek, ilim öğrenmek gibi hayatın her alanında kullanılabilecek birtakım bilgiler içermektedir.

İran (Fars) edebiyatının temel eserlerinden biri olan eser birçok kez Türkçeye çevrilmiştir. Eserin Eski Anadolu Türkçesiyle yapılmış en tanınmış çevirisi Mercimek Ahmet'e aittir.

Sehi Bey (? - 1548)

Heşt Behişt (Sekiz Cennet) adlı şuara tezkiresi ile tanınmıştır. Eserde iki yüz kadar şair hakkında, sade bir dille bilgiler verilir.

Eser, Anadolu sahasında yazılan ilk şuara tezkiresidir.

Sekiz bölümden meydana gelen eserde ilk bölüm Kanuni Sultan Süleyman'a ayrılmıştır. Tezkirede ilk bölümden sonra sırasıyla divan sahibi padişah ve şehzadelere, devlet adamlarına, alimlere, çağdaşı olan şairlere ve ismi yeni yeni duyulan genç şairlere yer verilmiştir.

Piri Reis (1465? - 1554)

16. yüzyılın denizci bilim adamı, kartograf.

Osmanlıların deniz üslerinden biri olan Gelibolu'da doğdu. Kaptan-ı Derya olan amcası Kemal Reis ile daha çocuk denecek yaşta, birçok denizi dolaşma fırsatı buldu.

Piri Reis, Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabı ve buna eklediği haritalarla tanınır.

Eserde birçok denizle ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Bu sayede denizcilerin rehber almadan seyahat edebilmesi amaçlanmıştır.

UNESCO 2013 yılını Piri Reis Haritasının 500. Yılı olarak kutlamıştır.

Seydi Ali Reis (1498 - 1562)

Kaptan-ı Deryalık da yapmış olan Osmanlı denizcisi, şair ve yazar.

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Piri Reis’in Basra körfezinde bırakmak zorunda kaldığı Hint donanmasını - Piri Reis’in 1554 yılında idam edilmesinden sonra - Süveyş Limanına getirmekle görevlendirildi ancak görevi sonuçlandıramadı. 50 levendiyle kara yolundan kendi ülkesine uzanan uzun ve çileli bir kara yolculuğu yaptı. Üç buçuk yıl süren yolculuktan sonra o sırada Edirne’de bulunan Kanuni’nin yanına giderek geçtiği ülkelerin hükümdarlarından getirdiği otuz kadar mektubu sundu.

Seydi Ali Reis bu uzun serüveni sırasında görüp yaşadıklarını Kanuni’nin isteği üzerine “Mirat-ül Memalik” (Ülkelerin Aynası) adını verdiği kitabında anlattı.

Mir’at-ül Memalik edebiyatımızda seyahat türünün ilk örneği olarak kabul edilmektedir.Sade bir dille kaleme alınan eserde Seydi Ali Reis kendi yazdığı birçok şiire de yer vermiştir.

Latifi (1491 - 1582)

Kastamonu doğumludur. Adıyla anılan şuara tezkiresi ile ünlüdür.

Latifi Tezkiresi, Anadolu sahasında yazılmış ikinci tezkire olarak bilinir. Latîfî, eserini 1546 tarihinde tamamlayarak Kanuni Sultan Süleyman'a sunmuştur.

Tezkireye Sultan II. Murad zamanından 1546'ya gelinceye kadar yaşamış Osmanlı şairleri alınmıştır. Eserdeki toplam şair sayısı 334’tür.

Latifi Tezkiresi'nin en önemli tarafı son derece objektif oluşudur.

Kâtip Çelebi (1609 - 1657)

Asıl adı Mustafa'dır. Doğu’da Hacı Halife, Batı’da ise Hacı Kalfa olarak tanınır.

Kâtip Çelebi, 48 yıllık kısa yaşamı içerisinde tarih, coğrafya, biyografi, bibliyografya, otobiyografi gibi birçok konuda çok önemli eserler yazmıştır.

Süslü nesir akımına kapılmamış, topluma yararlı olmak için sade bir dil tercih etmiştir.

Eserleri:

Keşfü'z-zünun: Kapsamlı bir bibliyografya ve ilimler ansiklopedisidir.Arapça olarak yazılan eserde 15000 kadar eser alfabe sırasına göre sıralanıp incelenmiştir.

Cihannüma: Kıtalar ve ülkeler hakkında bilgi veren bir coğrafya eseridir.

Fezleke: 1592-1655 yılları arasındaki olayların anlatıldığı bir vakayinamedir.

Tuhfetü'l-Kibar: Osmanlı denizcilik tarihine ait önemli bir eserdir. 1645'te başlayan ve yıllarca süren Girit seferi münasebetiyle kaleme alınan bu eserde 1656 yılına kadar gelen Osmanlı deniz savaşları anlatılmıştır.

Mizanü'l-Hakk: Dini, ahlaki, toplumsal konuları işleyen didaktik bir eserdir.Pozitif bilimlerin gerekliliği, batıl inançların açtığı yaralar, inanç özgürlüğü, hoşgörü gibi konuları işler.

Katip Çelebi Hakkında Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız!

Veysî (1561 - 1628)

Asıl adı Üveys’dir.

Babası Alaşehirli Kadı Mehmet Efendi'dir. Birçok yerde kadılık yapan Veysî, 1628 yılında Üsküp'te ölmüştür.

Şiirlerinden çok nesirleriyle tanınmıştır.

Özellikle nesirlerinde ağır dil kullanan Veysî oldukça sanatlı bir üsluba sahiptir.

En önemli eseri Hz. Muhammed'in hayatını hikaye eden "Dürretü'l Tâc fî-Sâhibü'l-Mirâc" adlı siyer kitabıdır. Eser daha çok Siyer-i Veysî olarak anılmaktadır.

Veysi'nin diğer önemli eseri Hâbnâme-i Veysî adlı bir rüya kitabıdır. Rüyasında devrin padişahı I.Ahmet ile Büyük İskender'i karşı karşıya görmüş gibi hikaye ettiği eserinde devrindeki sosyal bozukluklara bu kurgu içinde çareler arar.

Nergisî (? - 1635)

Nesirle kaleme aldığı hamsesi ile tanınır.

Müderrislik yapmış, çeşitli kadılıklarda bulunmuştur. Manastır Kadısı iken 4.Murat tarafından Revan seferine vak'anüvis olarak davet edilen Nergisî, sefer sırasında atından düşerek vefat etmiştir.

Dili oldukça sanatlı ve ağırdır.

Bir şairin beş mesnevisini karşılamak için kullanılan "hamse" kavramı, Nergisî ile farklı bir boyuta ulaşır. Nergisî hikayelerini nesirle (düz yazı) yazmıştır.

Hamsesinin en önemli eseri Nihâlistan'dır. Eserde cömertliğe, aşka, ahlaka ve tövbeye dair hikaye ve fıkralar vardır.

Hamsesinden sonra bir diğer önemli eseri Münşeat'tır. Eser, yüksek rütbedeki kişilere ya da makamlara mektup yazarken dikkat edilmesi gereken hususlar üzerine yazılmış bir eserdir.

Evliya Çelebi (1611-1685?)

17.asır Türk seyyahı.

Evliya Çelebi, bugün Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde bulunan ve orijinal metni 4.000 sayfa tutan 10 ciltlik seyahatnamenin yazarıdır.

Seyahatnamenin ilk cildinde yazdığına göre Şakaname adıyla bir eseri daha vardır ancak eser günümüze ulaşmamıştır.

Seyahatname 17. yüzyıl eseridir. 17.yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu'nun idarî, askerî ve ekonomik sıkıntılar yaşayıp çeşitli isyanlarla sarsıldığı bir asırdır.

Seyahatname yazılışından iki yüzyıl sonra, 19. yüzyılın sonunda basılabilmiştir.

Evliya Çelebi, özel olarak ya da resmi görevlerle yüz ölçümü 26 milyon kilometrekare olan ve üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nun hemen her tarafını gezmekle kalmamış İran, Almanya, Avusturya, Macaristan gibi dış ülkeleri de dolaşmıştır.

Gittiği bütün yerlerin genel durumu, coğrafi konumu, tarihi, halkının özellikleri, dili, dini, kıyafetleri, sanatları, gündelik yaşamları hakkında ayrıntılı bilgiler verir. Eser bu nedenle tarih, coğrafya, sosyoloji, folklor, hukuk, etnoloji gibi alanlar için önemli bir kaynaktır.

Seyahatname, kolay anlaşılır ve konuşma diline yakın, sürükleyici bir anlatıma sahiptir. Evliya Çelebi anlatımını renklendirmek amacıyla yer yer abartmalara, hayallere, alaya, mizaha da yer vermiştir. Mesela fillerin geçtiği köyde kadınların fil doğurması, gaipten haber veren mağaralar, çaresiz dertlere çare bulan hekimler, damdan dama atlarken donan kediler vb.

Evliya Çelebi Hakkında Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız!

Nâima (1655 - 1716)

İlk resmî Osmanlı vakanüvisi, tarihçi. "Naima Tarihi" adıyla anılan eseri, daha önce yazılmış eserlerden de yararlanılarak hazırlanmış, 1591-1659 yılları arasını kapsayan bir Osmanlı tarihidir.

Renkli tasvirleri, romanvari anlatımı, nükteli ifadeleri, olayların iç yüzünü anlatmada gösterdiği titizlikle büyük ilgi çekmiş ve başka hiçbir tarihe kısmet olmayan bir şöhret kazanmıştır.

Yirmisekiz Mehmet Çelebi (? - 1731)

Türk diplomat, siyaset ve devlet adamı.Yeniçeri Ocağının Yirmi Sekizinci ortasına mensup bulunduğundan Yirmisekiz Çelebi diye anılır. Padişah III. Ahmet'e sunduğu Paris Sefaretnamesi ile tanınır.

Sefaretname, Osmanlı Devleti’nin yabancı memleketlere göndermiş olduğu sefirlerin yolculuk esnasında yaşadıklarını, gözlemlerini, yaptıkları görüşmeleri içeren raporlara verilen isimdir.

Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin yazmış olduğu Sefaretname bu türde yazılmış olanların en güzel örneği kabul edilmektedir. Eserin Osmanlı'nın Batılılaşma sürecine önemli katkıları bulunduğu kabul edilmektedir.

Yorumlar (1)
www.yksedebiyat.org 4 ay önce
Tüm bu çalışmalar www.yksedebiyat.org'a aittir. Lütfen tüm bu çalışmaları sitenizden kaldırınız.
parçalı bulutlu