EDEBİ AKIMLAR> Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Edebiyat Akımı Özellikleri Temsilcileri

EDEBİ AKIMLAR> Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Edebiyat Akımı Özellikleri Temsilcileri

EDEBİ AKIMLAR> Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Edebiyat Akımı Özellikleri Temsilcileri

EDEBİ AKIMLAR KOLAY ERİŞİM ÇİZELGESİ

DÜNYA EDEBİYATI

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Edebiyat Akımı Özellikleri Temsilcileri

Sürrealizm (Gerçeküstücülük)

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,

1924'te Fransa'da ortaya çıkmıştır. Sürrealistler, Freud'un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır. Sanatçı bilinç altındakileri dışa vurarak eserini oluşturur. Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren iç güdülerdir, bilinç altıdır. Bu akıma göre edebî eserde bir kişinin sevaplarının yanında günahlarının, ahlâka uygun davranışlarının yanında uygun olmayanların da bulunması gerekir. Bu akımın kurucuları, sanat hayatlarının ilk yıllarında dadaizmin etkisinde kalmışlardır.

Sürrealizm;

Aklın, geleneklerin, alışkanlıkların denetiminden uzak, bilinçaltı gerçeklerini yansıtan yani bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçek yaratmak amacını güden edebiyat ve sanat akımıdır. Gerek söz, gerek yazı, gerek başka bir şekil ile düşüncenin hakiki faaliyetini ifade eden saf ruhî bir otomatizmdir. Akıl ve mantığın kontrolünden bütün bed ve ahlaki endişeden kurtulmuş olan düşüncenin tespitidir.
"Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır".

Andre Breton

Sürrealizmin Önemli temsilcileri

  • Andre Breton
  • Paul Eluard
  • Louis Aragon

Türk edebiyatında Sürrealizm

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,


İkinci Yeni şairlerinin şiirlerinin çoğunda, Orhan Veli Kanık'ın kimi şiirlerinde bu akımın izleri görülmektedir.

Sürrealizm (Gerçeküstücülük)

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Türkçe'de "Gerçeküstücülük" olarak karşılanan sürrealizm (surrealisme), Fransızca "surreef (gerçeküstü, gerçek dışı) kelimesinden türetilmiştir. Çok büyük ölçüde Dr. Sigmund Freud'un (1856-1939) tez ve düşünceleri üzerine kurulan sürrealizm, XX. yüzyıl içindeki en yaygın ve en uzun ömürlü sanat akımlarından birisidir. Sürrealizm, dadaizm ve diğer bazı XX. yüzyıl akımlardan birtakım unsurlar almakla beraber, müstakil bir sanat hareketidir. Akım, Birinci Dünya Savaşı yıllarında psikiyatri bölümlerinde çalışmış ve Freud'un düşünceleriyle yakından İlgilenmiş olan Dr. Amire Breton tarafından sistemleştirilmiş; ilk bildirisi (Le Premier Manifeste du Surrealisme) yine onun tarafından 1924'te, bunu tamamlayıcı ikinci bildirisi (Le Second Manifeste du Surrealisme) ise 1930'da ilân edilmiştir. Güzel sanatların çeşitli kolları yanında 1919'dan itibaren edebiyatta; bilhassa şiirde etkili olan sürrealizm, en parlak dönemini 1924-1928 yılları arasında yaşamıştır. Sürrealizmin kurucusu ve lideri Breton, diğer sürrealistlerin bir kısmı gibi, eski bir dadaisttir.

Sürrealizmin Doğuş Zemini

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Birinci Dünya Savaşı sonrası, gerek Avrupa'da gerekse dünyada yeni bir huzur dönemi tesis etme gayretinin yoğunlaştığı yıllar olarak dikkati çeker. Bir tarafta yapılan çeşitti antlaşmalar ve Milletler Cemiyeti çalışmalarıyla barış ve huzur sağlanmaya çalışılırken, bir taraftan da teknik ve teknolojinin imkânları yeniden insanın emrine verilerek onun ihtiyaçları karşılanmaya çalışılır, insan aklının ürünü olan bilim ve teknoloji dev adımlarla ilerlemektedir. Nitekim belli bir süre sonra maddî refahın hızla yükseldiği görülür. Ancak aklıyla madde dünyasında önemli mesafeler kaydeden insan, aynı başarıyı iç/manevî dünyasını tanıma ve tatmin etmede gösterememiştir. Temeli geçmiş yüzyıllara dayanan ve her geçen gün biraz daha törpülenen manevî değerlerdeki yozlaşma, insanı, teknolojinin duyuramadığı yeni bir açlığa sürükler. Manevî boşluk ve buhran içindeki insan, yeni arayışların peşine düşer. XX. yüzyılın başından bu tarafa gördüğümüz pek çok akım, söz konusu arayışların sanat/edebiyattaki yansımalarıdır.

Freud'a göre insan hayatında tayin edici unsur, libido veya seks dürtüşüdür. Sanat ise bir nevrozdur. Birtakım yasaklar sebebiyle bastırılmış duygular, ego tarafından sanata dönüştürülmekte, böylece sanatkâr kendini tatmin etmiş olmaktadır. Bir başka ifadeyle sanat, bilinçaltı duygu ve ihtiraslarının sembolleridir.

Önceleri sadece tıp alanında kullanılan Freud'un psikiyatri/ psikanaliz ile ilgili bu düşünceleri, zamanla din, folklor ve diğer birtakım alanlarda da kullanılmaya başlanmıştım Estetik ve edebiyat da bu alanlardan birisidir. Nitekim sürrealizm, bu etkinin sonucu ve bu düşünceler çevresinde teşekkül etmiş bir akımdır.

Sürrealizmin Sanat / Edebiyattaki İlke ve Özellikleri

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Saf bir ruh otomatizmiyle insan bilinçaltının karanlık ve karmaşık sırlarını sanatın yegâne konusu yapan sürrealizmin ilke ve niteliklerini şu başlıklar altında izah etmek mümkündür,

1-Akla Karşı Olma, Bilinçaltını Esas Kabul Etme: Sürrealistlere göre sanattaki her türlü gerçek, yaratışın kaynağı olan bilinçaltındadır. Bugüne kadarki dönemde insan, hayat ve sanatın hemen hemen tek belirleyicisi ve yönlendiricisi akıl, zeka ve mantık olmuştur. Hâlbuki böyle bir tavır, insanın son derece eksik ve tek yönlü olarak tanınmasına sebebiyet vermiştir. Üstelik bu tanıma, onun yapmacıklı veya maskeli yanıdır. Bu yolla saf ve asıl insana; onun gerçekliğine ulaşmak mümkün değildir. Gerçek insana ulaşmak, öncelikle onun şuuraltına inilmesi ve şuuraltının boşaltılması ile mümkün olabilir. Bunun tek yolu ise rüyadır. İnsan rüyada tam bir hürriyet içindedir. Rüya hâlini sun'î olarak elde etmenin biricik yolu ise hipnotizmadır.

Gerçeküstücüler, her türlü sanat kurallarına, ahlâkî değer ve töreye, hatta deneye karşı çıkarlar. Zira aklın ürünü olan bu değerler, şuuraltının su yüzüne çıkmasına engel teşkil ederler. Hâlbuki onların temel amacı; bilinçaltının gizli dünyasını serbest çağrışım yoluyla ifade etmektir. Böylece akılla sınırlanan gerçeği aşmak amacında olan sürrealizm, sanatı aklın ürünü olmaktan çıkararak tesadüf ve otomatizmanm ürünü hâline getirmiş olur. Aklı, hayat ve sanattan kovar. Zira akımın amacı, düşüncenin gerçek işleyişini aktarmak ve düşüncenin sonucunu saf bir biçimde vermektir. Nitekim Breton'a göre sürrealizm şudur: "Sürrealizm ister söz, ister yazı ile; ya da herhangi bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini belli etmek için baş vurulan katıksız ruh otomatizmidir. Aklın hiçbir denetimi olmadan, her türlü estetik ve ahlâk kaygısı dışında, düşüncenin yazılışıdır.
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Sürrealizm bugüne kadar ihmal edilmiş olan bazı çağrışım biçimlerinin üstün varlığını, rüyanın büyük gücünü, düşüncenin yarar gözetmeyen oyununu kabul eden inanca dayanıyor. Sürrealizm, diğer bütün ruh mekanizmalarını kesinlikle yok etmek ve hayatın belli başlı sorunlarının çözümünde onların yerine geçmek yönelimindedir."

"Sürrealist eser aykırılıklarla, zıtlıklarla, gerçekle her türlü bağı kesmiş; yitirilmiş olarak kendini gösterir. Sürrealizm, hayal dünyasının çevirisidir. O hayal dünyası W, içindeki gerçekçi öğeler soyut, .Soyut öğeler de gerçek olabilir. Sürrealizmde gerçeğin normal açısı büsbütün kapanmıştır. Sürrealizm saf bir psikolojik iradesizlik olup, onun anlatım aracı söz olsun, yazı olsun ya da doğrudan doğruya biçim olsun, her türfü yargılamadan uzakta, bütün estetik ve ahlâk kurallarının dışındadır. (...) Sürrealizm diğer bütün psikolojik kurallan çürütmeye uğraşırken gerçek hayat sorunlarının çözülmesi için kendini onların yerine koymak ister."

Yukarıdaki izahlardan anlarız ki, sürrealizme konu teşkil eden malzeme aklî değildir. Onun malzemesi aklın ve İradenin dışında, kendiliğinden, otomatik olarak meydana çıkan ruhsal olaylar, bilinçaltından gelen çağrışımlar ve rüyalardır. Sürrealizm bu ruhsal olayları, oldukları gibi ve hiçbir müdahalede bulunmadan aktarmak amacındadır. Bu ilkelerin ışığında sürrealistler, başta realizm ve natüralizm olmak üzere pek çok akıma ve onların estetik görüşlerine karşı çıkmışlardır.

Kısacası; sürrealizm, "o döneme kadar gözardı edilmiş olan bazı çağrışım biçimlerinin üstün gerçekliğine, düşün mutlak gücüne, amaçsız düşünceyle oynanan oyuna inanma üstüne kurulur."
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Sürrealistler, yukarıda ana hatlarıyla izah edilen anlayışlarını sanat ortamına taşırken birtakım tekniklerden faydalanırlar ki, bunlar aynı zamanda onların sanatlarının özellikleri olur. Bunlar:

a- Otomatik Yazı: Sürrealizmde sanat, akıl, mantık ve zekânın oynadığı bir hüner gösterme oyunu değil, şuuraltının aracısız ve engelsiz bir aktarımı; sanatçı da bir yaratıcı değil, iç beninin emirlerini kâğıda geçiren bir otomattır.' Bu sebeple sanatı mantıkla izah etmeye kalkışmak mümkün değildir. Zaten mantık onu kavrayamaz.

Andre Breton, sürrealistlerin temel ilkelerinden biri durumundaki o-tomatik yazı hususunu şöyle açıklar: "Düşüncenizin kendi üzerinde toparlanmasına mümkün olduğu kadar elverişli olan bir yerde oturduktan sonra kâğıt, kalem getirin. Kendinizi elinizden gelen en pasif veya en alıcı duruma koyun. Kendi dehanızı, yeteneklerinizi ve başkalarınkileri bir yana bırakın. Edebiyatın, insanı her şeye götüren hazin yollardan biri olduğunu içinizden geçirin. Önceden düşünülmüş hiçbir konu olmadan çabuk yazın, aklınızda tutamayacak ve yazdığınızı yeniden okumak isteğinde bulunmayacak kadar çabuk yazın. İlk cümle kendiliğinden gelecektir; her saniyede, dışarıya vurmaktan başka bir şey beklemeyen, bilinçli düşüncenize yabancı bir cümlenin bulunduğu muhakkaktır."

Otomatik yazıda noktalama işaretlerine, imiâ kurallarına lüzum olmadığı gibi, bunlan kullanmaya kalkışmak tehlikelidir. Çünkü noktalama işaretleri ve imlâ kuralları, şuuraltının akışına, bu akışın devamına engel olacaktır. Buna rağmen şuuraltı akışı, herhangi bir sebepten kesintiye uğrayacak olursa, herhangi bir harf yazılır ve bu harfi takip edecek olan kelimelerin akışı beklenir. Otomatik yazının sonucu, hiçbir zaman aklın, estetik amaçların, ahlâkî değerlerin ve geleneğin denetimine tâbi tutulamaz.

b- Mizah: Sürrealistler, mizah ve alaya büyük önem verirler; dolayısıyla sanatlarında alaycıdırlar. Onlar, hayat, toplum, insan ve olaylar karşısında alaycı bir tavır takınırlar. Bundaki amaçlan, çevremizi, hayatımızı, inançlarımızı oluşturan değer ve müesseselerin hâkimiyetini; bundaki akıl ve mantık dokusunu kırmaktır. Zira onlar yeni bir dünya kurmak arzusundadırlar. Böyle bir dünyanın kurulabilmesi, insanın çıkar düşüncesinden, ikiyüzlülükten kurtulması ile mümkün olabilecektir.

c- Harikulade: Harikulade, insan aklı ve mantığının gerçek diye ortaya koyduğu değer ve doğruları aşma eylemidir. Harikalar âleminde komik, olağanüstü ve esrarlı şeyler bir aradadır. İnsanı, aklın kabul ettiği gerçeklerin dışında yer alan hayal, fantezi, rüya ile yüz yüze getirir. Böylece akıl ve mantığın değerleri sarsılır.

d- Rüya: Sürrealistlerin temel çağrışım tarzlarından biri rüyadır. Zira rüya, insanın kendi iç dünyasına yönelme, bu dünyanın sırlarını yakalama imkânı verir; akıl, mantık ve gözün gerçeklerinden uzaklaştırır. Rüyalar, uyanıkken yaşadığımız gerçeklerden daha da gerçektirler. Onlar, şuurumuzun bastırdığı şuuraltı gerçeklerinin sembolik dilidirler. Onda iki yüzlülük, çıkarcılık yoktur. Rüyalara sığınma, aynı zamanda hayatın çirkinliklerinden bir kaçış ve kurtuluştur.

e- Çılgınlık: Sürrealistler, akıl hastaları, uyuşturucu madde kullananlar ve paranoyalara karşı özel bir yakınlık ve ilgi duyarlar. Çünkü sarhoşluk, delilik, aklî dengesizlik, sürrealistlerin arzuladığı aklın kontrolünü ortadan kaldırarak asıl benliğin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Böyle bir şuuraltı boşaltma eylemi, dengeli bir insan için anlamsız ve çılgınlık olacaktır.

f- Çocukluğa Dönüş: Sürrealistlerde dikkati çeken bir başka husus, çocukluğa dönüş, çocukluk dönemine özlemdir. Zira çocukluk, insan hayatının en hür, en serbest, en gerçekçi dönemidir. Breton bu konuda şunları söyler: "Yaşama ne kadar inanırsak inanalım, sonunda gerçek yaşam kendini ortaya kor ve inancımız da kaybolur. Yaşamdan payına düşen şöyle böyle, sıradan bir ömürdür. Düş kırıklığı içinde insan avuntuyu mutlu çocukluk günlerinde bulur. Böylece birçok yaşamı birlikte sürdürme olanağı bulur. Bu hayal içinde tüm güçlükler ortadan kalkar. Öyle ya, çocuklar her sabah kaygıdan, tasadan uzak evlerinden çıkarlar. Her şey hazırdır."
Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Bunun ötesinde sürrealistlere göre sanat, bir nevi oyundur. Tabiî ki büyüklerin oynadığı oyun. Nasıl çocuk, oyuncakları ile her türlü kayıttan azade muhayyilesindeki dünyayı kurar ve onun içinde yaşarsa, sanatkâr da bastırdığı arzu, istek ve hayallerini, sanatın imkânları içinde yaşar ve tatmin olur. Okuyucunun eserle özdeşleşmesi ise, yazarın durumuyla paralellik arz eder.

2- Dil ve Üslûp: Sürrealistler, kendilerinden önceki edebî akımların, yüzyıllar boyunca geliştirip işledikleri gelenekleşmiş bütün sanat/edebiyat kurallarına karşıdırlar ve onlarla da alay ederler. Meselâ onlarda ferdî bir üslûp endişeleri yoktur. Bu konuda büyük sanatkârlara özenmekten ısrarla kaçınırlar. Dilin kullanımında açık, anlamlı ve faydalı olmaya değer vermezler. Bol imaj kullanırlar. Ancak bu imaj, alışılmışın bir hayli dışında keyfi, şaşırtıcı ve yenidir.

Kısacası sürrealistler, dilin kullanımında da şuuru çağrıştırabilecek her türlü tavırdan uzak durmaya gayret gösterirler. Nitekim bildirilerinden birinde edebiyatla "uzaktan yakından" bir ilgilerinin olmadığını açıklarlar.

Sürrealizm, büyük ölçüde edebiyatın şiir türünde yankısı bulmuştur. Bunun yanında yer yer roman ve tiyatro dalında da örnekleri veya temsilcileri görülmüştür.

Sürrealistler:

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,
Andre Breton (1896-1966): Sürrealizmin kurucusu Fransız şairi.
Eserleri: Dindarlık Tepesi, Manyetik Alanlar, Kaybolan İzler, Eriyen Balık, Serbest Bağlar, Ak Saçlı Tabanca, Yıldızlı Şato.

Paul Eluard (1895-1952): Dadaizme katılmış, sürrealizmin kurucusu olmuş, daha sonra gerçekçi sanata dönmüş, çağdaş Fransız şiirinin en önemli isimlerinden biridir. 
Eserleri: Ölmeden Ölmek, Cours Naturel, Açık Kitap, İstenen Şiir ve İstenmeyen Şiir, Şiir ve Gerçek, Yaşamağa Değer, Çifte Karanlık, Görmek, Politik Şiirler, Mediuses, Donner a Voir.

Louis Aragon (1897-1982): Çağdaş Fransız edebiyatının önemli yazar ve şairi. Eserleri:Sevinç Ateşi, Anicet veya Panaroma, Telemakın Maceraları, Çalgınlık, Rüyalardan Bir Dalga, Paris Köylüsü, Üslûp Kitabı, Büyük Sevinç, Mazlum Zalim, Güzel Parçalar, Şahane Yolcular, Tasa, E İsa'n in Gözleri.

Philippe Soupault (1897-1990): Sürrealizmin kuruculularından Fransız şairi ve yazarı.
Eserleri: Manyetik Alanlar, Rüzgâr Gülü, Zenci, Büyük Adam, Şarkılar, Westwego, Georgia, Poesies Completes, Şans Phrases.

Plerre Reverdy (1889-1960): Fransız şairi.
Eserleri: Poeme en Prose, Lucame Ovale, Ardoises du Toit, Ferraille, Livre de mon Bord.

Benjamin Perret (1899-1959): Fransız şairi.
Eserleri: Translantik Yolcusu, Uyumak, Uyumak Taşlarda.

Robert Desnos (1900-1945): İngiliz şair ve yazarı.
Eserleri: Onsekız Şiir, Yirmibeş Ştir, Aşk Haritası, ölümler ve Kalıp Değiştirmeler, Toplu Şiirler.

Jacques Prevert (1900-1977): Fransız yazar ve şairi.
Eserleri: Sisli Rıhtım, Cennet Çocukları, Hikâyeler, Temsil, Sözler.

Rene Char (1907-1988): Fransız şairi.
Eserleri: Arsenal, Artine, Claire, Arts Brefs, Le Soleil des Eaux.

Rene Crevel (1900-1935): Fransız yazarı.
Eserleri: Detours, Mort Difficile, Babylone, Mantığa Karşı Ruh, Dıderotun Klavseni.

Kaynak: Prof. Dr. İsmail Çetişli, Batı Edebiyatında Edebî Akımlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2006. S.137-143.

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı,

Edebi Akımlar Test-1

1. —- kuramcısı olan Boileau, —- adlı yapıtında, "Akıl ve mantığı seviniz, eserleriniz görkem ve değerini ondan alsın." diyerek bu akımın en önemli özelliklerinden olan akıl ve sağduyu egemenliğini gözler önüne sermiştir.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) Klasisizmin – Şiir Sanatı

B) Sembolizmin – Kötülük Çiçekleri

C) Romantizmin – Cromwell

D) Realizmin – Madam Bovary

E) Hümanizmin – Denemeler

2. Bu akım, parnasyenlerin şiirden kovduğu duygu ve hayali şiire geri getirmiştir. Birtakım simgelerin arkasına saklanarak, anlamı herkese göre değişebilen kapalı bir şiir anlayışını benimsemiştir.

Parçada tanıtılan edebiyat akımı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sürrealizm B) Sembolizm C) Romantizm D) Fütürizm E) Klasisizm

3. Emile Zola'nın kurucusu olduğu ve realizm akımının aşırı bir devamı sayılan edebiyat akımı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Natüralizm B) Parnasizm C) Sembolizm D) Klasisizm E) Egzistansiyalizm

4. Eski Yunan ve Latin kaynaklarına bağlı kalarak bu kaynaklardan beslenen akımın sanatçıları, erdem ve ahlak unsurlarına büyük önem vermişlerdir. Anlattıkları karakterlerdeki mükemmeliyetçiliği yazı dillerine de yansıtmışlar, konuyu kusursuz bir dille ortaya koymaya özen göstermişlerdir.

Yukarıda sözü edilen sanatçılar, hangi edebiyat akımına bağlı olabilirler?

A) Romantizm B) Natüralizm C) Sürrealizm D) Klasisizm E) Sembolizm

I. Freud'un psikanaliz görüşünden yararlanırlar.

II. Gelenek ve yasalara sıkı sıkıya bağlıdırlar.

III. Bilinci ve aklı değil bilinçaltını esas alırlar.

IV. Dil ve anlatımda anlaşılır olmayı önemsemezler.

V. Şiirde rüyaya benzeyen bir dünya yaratırlar.

5. Yukarıda verilen bilgilerden hangisi sürrealist sanatçıların özelliklerinden biri değildir?

I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

6. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı söz konusudur?

A) Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler, realist bir yazar olan Dostoyevski'nin ünlü yapıtlarındandır.

B) Romantizmde, klasisizmde ihmal edilen doğaya karşı büyük bir sevgi gösterilir.

C) Corneille, Moliere, Racine klasik akımın temsilcilerindendir.

 D) Natüralizm, Darwinci doğa anlayışının ilkelerini edebiyata uygulayarak gelişmiştir.

E) Sembolistler, şiirde anlaşılır olmaya özen göstermişlerdir.

7. (I) 19. yüzyılın ilk yarısında romantizme tepki olarak doğan realizm, dış dünyayı olduğu gibi anlatmayı amaçlayan bir edebiyat akımıdır. (II) Akımın sanatçıları romantizmin hayalci görüşlerini reddederek, gözlemlerine kendi duygularını karıştırmadan yazmışlardır. (III) Kişileri tanıtırken onların yaşadığı doğal ve sosyal çevreyi de en ince ayrıntısına dek incelemişlerdir. (IV) Anlatıma fazlaca değer vermeyen realist sanatçılar toplumsal faydayı esas almışlardır. (V) Akımın romantizme üstünlüğünü G. Flaubert'in "Madame Bovary" adlı romanıyla ortaya koymuşlardır.

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. İnsanın önce var olduğunu, ardından kendi benliğini, kimliğini kendisinin yarattığını söyleyerek "varlık"ın "öz"den önce geldiğini savunan edebiyat akımı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Empresyonizm

B) Sürrealizm

C) Egzistansiyalizm

D) Fütürizm

E) Ekspresyonizm 

9. Edebiyat akımları birbirlerine tepki niteliğinde ortaya çıkmıştır. Örneğin romantizm (I)klasisizme, realizm (II)romantizme, parnasizm (III)realizme, (IV)sembolizm (V)parnasizme, tepki olarak doğmuştur.

Yukarıdaki numaralanmış yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

10. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi romantizmin temsilcileri arasında yer almaz?

A) Lamartine

B) J. J. Rousseau

C) Goethe

D) La Fontaine

E) Schiller

11. Romantizmle ilgili olarak aşağıda verilen yargılardan hangisi doğru değildir?

A) Akıl yerine duygu önemsenmiştir.

B) İnsan değişmeyen yönleriyle ön plana çıkarılmış, çevre göz ardı edilmiştir.

C) V. Hugo, bu akımın kurucusu ve kuramcısı kabul edilir.

D) Klasisizmin tüm kural ve biçimleri yıkılmıştır.

 E) Karşıtlıklar ve tesadüf olay akışını sağlayan önemli unsurlardır.

12. Romancı, bilimsel determinizm yöntemiyle incelediği olayları aktarırken kendi kişiliğini gizlemiş ve bu yolla sanatını toplum için kullanmıştır.

Burada sözü edilen romancı, hangi edebiyat akımına bağlı olabilir?

A) Romantizm

B) Sembolizm

C) Parnasizm

D) Natüralizm

E) Fütürizm

13. Aşağıdakilerden hangisi parnasizmin bir özelliği değildir?

A) Realizmin şiirdeki yönünü temsil eder.

B) Şiir, öznellikten nesnelliğe açılan bir yol izler.

C) T. Gautier, Banville önemli temsilcilerindendir.

D) Şiir, saf güzellik olarak algılanmıştır.

E) "Sanat, toplum içindir." ilkesi benimsenmiştir.

14. Sanatçı, dış dünyada gördüğü varlığın realist yönünü değil kendisinde uyandırdığı izlenimlerini anlatmıştır. Bu nedenle sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayale bürünmüş izlenimleridir.

Bu parçada sözü edilen sanatçı, hangi edebiyat akımına bağlı olabilir?

A) Romantizm

B) Klasisizm

C) Parnasizm

D) Natüralizm

E) Empresyonizm

15. Aşağıdakilerden hangisi sembolizmin özelliklerinden biri değildir?

A) Şiirde gerçekliğe tepki olarak doğmuş bir akımdır.

B) Şiirde anlamın açık oluşuna karşı çıkar, bunun düzyazıya ait bir özellik olduğunu savunur.

C) Bu akımda sanatçı, gördüğünü değil, sezdiğini; doğayı değil izlenimlerini anlatır.

D) Yunan mitolojisi yerine Hıristiyanlık mucizelerini ve ulusal efsaneleri konu edinir.

E) Şiirde, musikiyi ve iç ahengi ön plana çıkarır.

16. Ortaya çıkış zamanlarına göre, sanat ve edebiyat akımlarının doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Romantizm – klasisizm – realizm – sembolizm – parnasizm – natüralizm

B) Klasisizm – romantizm – realizm – parnasizm – natüralizm – sembolizm

C) Realizm – natüralizm – parnasizm – romantizm – klasisizm – sembolizm

D) Romantizm – realizm – klasisizm – parnasizm – sembolizm – natüralizm

E) Sembolizm – realizm – romantizm – klasisizm – natüralizm – parnasizm

CEVAP ANAHTARI

1-A 2-B 3-A 4-D 5-B 6-E 7-D 8-C 9-C 10-D 11-B 12-D 13-E 14-E 15-D 16-B

Edebi akımlar özet, edebi akımlar tablo, edebi akımlar pdf, edebi akımlar slayt, edebi akımlar test, türk edebiyat akımları, edebiyat akımları şifreleme, Cumhuriyet dönemi edebi akımlar, Edebi Akımların Özellikleri, Dadaizm, Egzistansiyalizm, Ekspresyonizm, Empresyonizm, Entüisyonizm, Fütürizm, Hümanizm, Klasisizm, Kübizm, Natüralizm, Neoklasisizm, Parnasizm, Postmodernizim, Realizm, Romantizm, Sembolizm, Sürrealizm, Dünya edebiyatı, Türk edebiyatı, Yunan Edebiyatı, Latin Edebiyatı, İtalyan Edebiyatı, İngiliz Edebiyatı, Alman Edebiyatı, İspanyol Edebiyatı, Amerikan Edebiyatı, Fransız Edebiyatı, Rus Edebiyatı, Batı Edebiyatı, Rönesans Edebiyatı

Yorumlar (0)