Koşma, Koşma Nedir?

Koşma, Koşma Nedir?


Koşma, Koşma Nedir?




Halk edebiyatında en çok kullanılan ve en çok sevilen nazım biçimidir.

Koşmaların genel özellikleri şunlardır:

  • Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla üç veya beş dörtlük arasında söylenir.

  • Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler.

  • İlk dörtlüğün kafiye örgüsü xaxa ya da aaab biçiminde olur.

  • Diğer dörtlüklerin ilk üç dizesi kendi arasında kafiyelenir, dördüncü dize birinci dörtlüğün son dizesiyle kafiyelenir. Yani cccb, dddb…


Koşma Örneği
Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır açılmaz
Yollar çamur kurusun da gidelim
 
Karac’oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
On bir ayın birisinde gidelim
Karac’oğlan
Koşmalar işlediği konulara göre değişik isimler alır.

a. Güzelleme: Aşk, hasret, ayrılık, doğa sevgisi gibi lirik konuları işleyen koşmalardır.

Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere mi indin gönül
Derya deniz dağ taş demez aşardın
Kara menzilini aldın mı gönül
 
Yiğitliğim elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül
Karacaoğlan
b. Taşlama: Bir kişi olay ya da durumu eleştiren koşmalardır.

Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Kazak Abdal
c. Koçaklama: Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve kahramanlık konularını anlatan, savaşları tasvir eden koşmalardır.

Yiğitler silkinip ata binende
Derelerden boz kurtlara ün olur
Yiğit olan döne döne döğüşür
Kötüler kavgadan kaçar dön olur
Köroğlu
d. Ağıt: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen ölü çıkan evlerde, matem toplantılarında okunup ağlanılan şiirlerdir. Ağıtlar, eski Türk sagularını hatırlatır. Ağıtların çoğu on birli hece ölçüsüyle söylenmiştir. (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır).

Can evimden vurdu felek neyleyim
Ben ağlarım çelik teller iniler
Ben almadım toprak aldı koynuna
Yârim diye bülbül diller iniler
Dadaloğlu

Semai





Daha çok sevgi, doğa, güzellik gibi konuların işlendiği Aşık Tarzı Halk şiiri nazım şeklidir.

Semainin özellikleri şunlardır:

  • Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız).

  • Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir.

  • Semailer, kendine özgü bir ezgiyle okunur.

  • Uyak düzeni koşma gibidir, (abab. cccb, dddb…)


Semai Örneği
İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
 
Elif’in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuştu
Kokar Elif Elif diye
Karacaoğlan

Varsağı, Varsağı Nedir?


Varsağı, Varsağı Nedir?




Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerden gelişmiş bir biçimdir.

Varsağının özellikleri şunlardır:

  • Hecenin 8’li kalıbıyla söylenen koçaklama tarzı şiirlerdir.

  • Dörtlük sayısı ve uyak düzeni koşmayla aynıdır.

  • Kafiye örgüsü (xaxa, bbba, ccca…) şeklindedir.

  • Her yönüyle semaiye benzeyen varsağılar, onlardan ilk dörtlükte kullanılan bre, behey, hey, hey gidi gibi ünlemlerle ayrılır.

  • Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir.

  • Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan’dır.


Varsağı Örneği
Bre ağalar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim
 
Aman hey Allah’ım aman
Ne aman bilir ne zaman
Üstümüzde çayır çemen
Bitmeden bir dem sürelim
Karacaoğlan

Aşık Tarzı Halk Şiirinde Destan


Aşık Tarzı Halk Şiirinde Destan






Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir. 100 dörtlüğe kadar olanları vardır. Genellikle hecenin 11’li kalıbıyla söylenir. Kafiye örgüsü koşmayla aynıdır. Savaş deprem, yangın, salgın, hastalık, eşkıya ve ünlü kişilerin serüvenleri gibi sosyal konuları işler. Bunun yanında, mizahi ya da kişisel destanlar da vardır.

Esnaf Destanı
Nalbant oldum kırdım nalın çoğunu
Bir katır nalladım dinle oyunu
Meğer acemiymiş bilmem huyunu
Çenemi teptirdim nalın sökerken
 
Manav oldum elma armut tez çürür
Cambaz oldum ip üstünde kim yürür
Kasap oldum her gün gözüm kan görür
Yüreğim bayıldı kana bakarken
 
Ben bu sanatları bir bir dolaştım
Tekrar gelip şairliğe bulaştım
Kâmili mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken.

Leb Değmez, Dudak Değmez


Leb Değmez, Dudak Değmez




Halk edebiyatımızda saz şairleri arasındaki atışmalar, taşlamalar gibi karşılaşmalarda âşıklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden (b, f, m, p, v) harflerini kullanmazlar. Dudak-değmez saz şairleri arasında karşılaşmalı yapıldığı gibi verilecek bir ayağa göre tek bir saz şairi de kendi başına “Dudak-değmez dalında hünerini gösterebilir. Bunun için de iki dudak arasına bir iğne konur. Yanılma hâlinde iğne dudağa batarak kan çıkmasına yol açacağından, hakemlik yapanlara karşı bir itiraz söz konusu olmaz.

Bir lebdeğmez örneği:
Nice yıldır dil gireli zarına canan senin
Cana tek can asılıdır darına canan senin
Âşıkın daldan atarak yardaki aşnasın sen
Hayalet nice dayanak narına canan senin

Nutuk


Nutuk




Tekkelerde pirlerin, mürşitlerin tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini, adabını öğretici mahiyette söyledikleri şiirlerdir. Şekil yönünde koşmaya benzeyen nutuk, 11 ‘li hece ölçüsüyle söylenir. 7’li ya da 8’li heceyle yazılmış olanları da vardır. Bu türün edebiyatımızdaki en büyük ismi Kaygusuz Abdal’dır.

Nutuk Örneği
Evliyadan gelen kelam
Okunan Kur’an değil mi
Gerçek Veli’nin sözleri
Sûre-i Rahman değil mi
(Kaygusuz Abdal)


 

Yorumlar (0)