Mecaz Sanatı, Değişmece Sanatı, Edebi Sanatlar
Mecaz Sanatı, Değişmece Sanatı, Edebi Sanatlar

Mecaz Sanatı, Değişmece Sanatı
Mecaz Sanatı, Değişmece Sanatı
Sözcüklerin, gerçek anlamlarından bütünüyle uzaklaşarak, başka kavramları yansıtır duruma gelmesiyle kazandığı yeni anlamıdır:
ÖRNEKLER
Onda her gün maç izleme hastalığı var
Basına doyurucu bilgi vermedi
Dışarı çıkınca içim acildi.
Bu cümlelerde yer alan “doyurucu” sözcüğü inandırıcı anlamında, “içi açılmak” öbeği de “rahatlamak, ferahlamak”anlamında kullanılmıştır.
Mecaz – Değişmece Sanatı / Edebi Sanatlar
Bir sözcüğün gerçek anlamlarından (temel ve yan anlamlarından) sıyrılarak,başka bir sözcüğün yerinde kullanılmasıdır. Sözcükler cümle içerisinde ya da en azından başka sözcüklerle öbekleşerek mecazlı anlam kazanır. Deyimler,mecazlı öbeklerin en tipik örnekleridir. Atasözlerinde de mecaz bolca kullanılır.
Mecaz sanatı, bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatıdır.
ÖRN:
Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni,
Ben yanarım dün ü günü,
Bana seni gerek seni.
Yunus Emre
Yukarıdaki dörtlükte “yanmak”, aşağıdaki dörtlükte de “deynek” sözcüğü mecaz sanatına örnektir.
Anavarza at oynağı,
Kana bulanmış gömleği,
Kıyman a zalimler kıyman,
Kör karının bir deyneği.
Sözcüğe mecazlı anlam yüklenmesinde iki ana yöntem vardır:
a) Benzetmelerden yararlanılarak gerçekleştirilen anlam aktarmamaları;
bir başka deyişle “benzetme ilgisine dayalı” mecazlar (Benzetme, eğretileme, kişileştirme, kinaye, tariz, abartma)
b) Benzetme dışı ilgilerle gerçekleştirilen mecazlar (Mecaz-ı mürsel, ad aktarması) Her iki durumda da sözcüğün gerçek anlamından (temel ve yan) uzaklaşıp başka bir sözcüğün yerini alması, değişim söz konusudur.
ÖRN: Günler akıp gidiyor.
Açıklama: Akmak sözcüğü mecazlıdır. Günler,akıcı bir maddeye, mesela bir suya benzetilerek mecaz gerçekleştirilmiştir. “akıp” sözcüğü, değişmece yoluyla “geçip” sözcüğünün yerini almıştır.
ÖRN: O kadar susamış ki bardağı bir dikişte bitirdi.
Açıklama: Sözü edilen kişi bardağı değil,içindeki suyu içmiştir.”Bardak” sözcüğü “su” sözcüğünün yerini almıştır.Benzerlik söz konusu değildir. İç – dış ilgisiyle mecaz gerçekleştirilmiştir.
Not: Mecazlı kullanımı ayırt etmenin bir yolu da, sözcüğün yeni kazandığı anlamın gerçekte mümkün olup olmadığına bakmaktır. Mesela yukarıdaki kullanımlarda günlerin, gerçek bir su gibi akması mümkün değildir. Su içerken bardağın “bitmesi” şöyle dursun,bir zerresinin eksilmesi bile düşünülemez.
Karışık Örnekler:
– Duygularımız içimize sığmadı, “alkış” ve “bravo” larla dışarıya döküldü.
Açıklama: Duygular akıcı bir maddeye benzetilmiş, “sığmamak” ve “dökülmek” sözcükleri mecazlı kullanılmıştır.
– Bu işçi biraz daha pişmek ister. (soyut; olgunlaşmak anlamında)
– Barış umutları yeşerdi. (soyut; oluşmak anlamında)
– Serin ama tatlı bir ilkbahar akşamıydı. (soyut; hoş anlamında)
– Olaylara bir de bu gözle bakmalısın. (anlayış anlamında)
– Yeni idarecimizin davranışları hamdı. (tecrübesizlik )
– Ölçülü davranışları vardı. (seviyeli)
Uyarı: Mecaz anlamlılıklar sözcük,deyim,argo ve atasözü düzeylerinde görülebilir:
– Lodos soğuğu kırdı. (sözcük düzeyinde)
– Onun ne zamandır kırdığı ceviz kırkı aşıyordu zaten. (deyim)
– Seni görünce kirişi kırdı tabii. (argo)
– Ana sorunumuz bu değil. (sözcük)
– Borsada kaybedince kafayı yedi. (argo)
– Bu boş kafalar gelişmemizi engelliyor. (sözcük)
– Her işte kılı kırk yarardı. (deyim)
– Ateş düştüğü yeri yakar. (atasözü)
Karışık Örnekler:
– Bildiğim kadarıyla o evine bağlı bir insandır.
– Babam: ‘Kalk,su getir.’dedi;kardeşim oralı olmadı.
– Bu acı olay hepimizi derinden etkiledi.
– Bakanın istifasından sonra yoğun bir koltuk kavgası başladı.
– Sizin böyle bir işte harcanmanızı istemem.
– Çocuğu çok sıkıyorlar.
– Ne diyelim, talih bizimle oynuyor.
– Hayatımda onun kadar tilki bir adam görmedim.
– Su testisi su yolunda kırılır.
– Hiçbir şeyi beğenmez;her şeye burun kıvırırdı.”
– Taşıma su ile değirmen dönmez.
– Sanıyorum bu işte onun da parmağı var.
– Oturup dururken ne parlıyorsun,sana bir şey diyen mi var?
– Ağzı süt kokan sanatçılar bile bize akıl vermek istediler.
– Biz ne dersek diyelim karşı duruyor,bildiğinden şaşmıyordu.
– Vatan borcu biter bitmez ordayım.
– Bu öğrenci diğerinden bir gömlek daha bilgili.
Argo Düzeyinde Mecaz: Toplumda herkesçe kullanılan dilden ayrı olarak belirli kesimlerce kullanılan ancak genel dilin içinde yer alan ve ondan türeyen özel dile argo denir.
Edebiyatla ilgili tüm yazılara şurada ulaşabilirsiniz: EDEBİYAT
- Edebi Sanatlar
- Mecaz (Değişmece) Sanatı
- Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
- Benzetme (Teşbih) Sanatı
- İstiare (Eğretileme) Sanatı
- Kinaye (Değinmece) Sanatı
- Teşhis (Kişileştirme) Sanatı
- Konuşturmaca (intak) Sanatı
- Tariz (iğneleme-sitem) Sanatı
- Tezat (Karşıtlık) Sanatı
- Mübalağa (Abartma) Sanatı
- Hüsn-i Talil (Güzel Nedene Bağlama) Sanatı
- Tenasüp (Uygunluk) Sanatı
- Tecahül-i Arif
- İstifham (Soru Sorma) Sanatı
- Terdit (Şaşırtma) Sanatı
- Telmih (Anımsatma) Sanatı
- Leff ü Neşr Sanatı
- Tedric (Dereceleme) Sanatı
- Tekrir (Yineleme) Sanatı
- → Rücu (Geriye Dönüş) Sanatı
- İrsal-ı Mesel (Atasözü Söyleme) Sanatı
- Cinas (Sesteşlik) Sanatı
- Seci (iç uyak) Sanatı
- İştikak (Türetme) Sanatı
- Akis (Yansıma) Sanatı
- Akrostiş Sanatı
- Leb Değmez (Dudak Değmez) Sanatı
- Aliterasyon Sanatı
- Tevriye Sanatı