Panel, Forum, Konferans, Nutuk, Sempozyum, Sunum, Kongre, Açık Oturum, Münazara, Seminer Nedir?

Konferans, Nutuk, Sempozyum, Sunum, Kongre, Panel, Forum, Münazara, Seminer Nedir?

Konferans, Nutuk, Sempozyum, Sunum, Kongre, Panel, Forum, Münazara, Seminer Nedir?

  • A- YAZILI KOMPOZİSYON
  • Kompozisyon Yazmanın İncelikleri
  • Kompozisyon Nasıl Yazılır?
  • Kompozisyon Planı
  • Hikaye Planı – Metin İnceleme Örneği
  • Kompozisyonda Paragraf Planı
  • Kompozisyonda Konu
  • Kompozisyon Konuları
  • Kompozisyon Başlığı
  • Kompozisyonda Bilgi Birikimi
  • > Kompozisyon Yazmanın Kuralları
  • Hikaye Etme (Tahkiye)
  • Tasvir Yoluyla Anlatma
  • Şiirsel (Manzum) Anlatım
  • Emredici Anlatım
  • Söyleşmeye Bağlı Anlatım
  • Kanıtlayıcı (İspatlayıcı) Anlatım
  • B- SÖZLÜ KOMPOZİSYON TÜRLERİ:
  • Konferans
  • Nutuk
  • Tebliğ
  • Açık Oturum
  • Sempozyum
  • Sunum
  • Kongre
  • Panel
  • Forum
  • Münazara
  • Tartışma
  • Seminer
  • Genel Kurul
  • > Kompozisyon Örnekleri

Yazım Bilgisi > Sözlü Kompozisyon

SÖZLÜ KOMPOZİSYON TÜRLERİ

  • Konferans
  • Nutuk
  • Tebliğ
  • Açık Oturum
  • Sempozyum
  • Sunum
  • Kongre
  • Panel
  • Forum
  • Münazara
  • Tartışma


Sözlü iletişim, konuşarak gerçekleştirdiğimiz iletişimdir. İki kişinin karşılıklı konuşmasında olduğu gibi doğrudan ya da telefon görüşmelerinde olduğu gibi uzaktan ve dolaylı olabilir (Sillars, 1997, 11). Başka bir anlatımla sözlü iletişim,

— karşılıklı konuşmadan,

— öykü ve masal anlatmaya,

— telefonla konuşmadan,

— şarkı ve türkü söylemeye,

— şiir okumadan ders anlatmaya kadar farklı alanlarda işlevini sürdürebilir. Özetle; insanın duygu, düşünce, izlenim ve tasarımlarını sözle bildirmesine sözlü iletişim diyebiliriz.

Panel, Forum, Konferans, Nutuk, Sempozyum, Sunum, Kongre, Açık Oturum, Münazara, Seminer Nedir?

— Sözlü İletişim


  • iletişim “dil” ve “dil ötesi” olmak üzere iki alt sınıfa ayrılmaktadır. İnsanların karşılıklı konuşmalarını, dille iletişim kabul edebiliriz. Dille iletişimde kişiler ürettiklerini, bilgilerini birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir;

    — ses tonu,

    — sesin hızı,

    — şiddeti,

    — hangi kelimenin vurgulandığı,

    — duraklamalar vb özelliklerdir.

    Dille iletişimde kişilerin “ne söyledikleri” dil ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir (Dökmen, 2003, 127).

    . Konferans

    — Konferans Bilim iddiası taşıyan konuşma, bilginlerin, fen adamlarının, sanatçıların, bir konu hakkında derin bilgisi, görüşleri olan kimselerin özel toplantılarda, radyoda, dinleyicilerine karşı bir konu üzerinde düşüncelerin, bilgilerini açıklama, öğretmek gayesiyle söylenen sözlerdir. Halka bir konuyu aydınlatmak, öğretmek gayesini güttüğü için, öğretici edebiyata girer. Konferans verene konferansçı adı verilir. Konferansçı, istediği konuyu anlatabilir.

    — Konferans: Bilimsel bir düşünceyi, akademik bir konuyu, orijinal bir görüşü anlatmak, bir tezi savunmak konferansın en belirli gayesidir. Bunun için, konferansın dinleyicileri az çok okumuş, aydın kimseler olmalıdır ki, istenilen fayda sağlanabilsin. Çünkü konferans; dinleyicilerin duygularından, gönüllerinden çok düşüncelerine hitap eder. Konferanslartartışmalı ve tartışmasız olmak üzere ikiye ayrılabilir.

    — Konferanslar; çoğun, bir kalabalığa sanat, teknik, fikir, duygu öğeleriyle ilgili konuları açıklar. Her çeşit söz türlerinde olduğu gibi konferansta konunun ilgi çekici olması, birlik, açıklık, ses, güzel Türkçe, dinleyenlerin sabır dereceleridikkat edilecek temel kurallardır.

    Konferanslarda; konu dağıtılmamalı, sözler kolaylıkla anlaşılmalı; dinleyicilerin yaşları, anlayış dereceleri göz önünde bulundurulmalı; konuşmaya başlarken, konuşurken, ne yavaş konuşmalı; keskin sesler çıkarmamalı; fazla, el, kol, yüz, göz işaretlerinden kaçınmalı; cümleler dilbilgisi kurallarına uygun olmalı; konferansların en çok bir buçuk saat olabileceği düşünülmelidir.

    — Konferans Planı

    1. Konferansın gayesi;

    2. Konunun kısa bir özeti;

    3. Sorulabilir suallerin cevapları;

    4. Sonuca götüren notlar.

    Bunlardan başka, konferansın giriş, gelişme ve sonuç bölümleri üzerinde iyice düşünmek gelir.

    Panel, Forum, Konferans, Nutuk, Sempozyum, Sunum, Kongre, Açık Oturum, Münazara, Seminer Nedir?

    . Nutuk

    — Nutuk (Söylev, Hitabet)

    — Dinleyicilere belli bir fikri, bir duyguyu aşılamak için söylenen uzunca sözlere denir. Nutuk aynı anlamdadır. Söylevin insanlar üzerinde etkisi büyüktür. Sönmüş heyecanları diriltir; yenilmiş orduları zafere ulaştırır; kaybedilmiş davaları kazandırır; halk topluluklarına ülküler aşılar, görüşleri aydınlatır.

    Söylev; heyecanlandırarak bir fikri aşılamaktır.

    — Söylev

    — Söylevlerin konuları, çoğunlukla; toplumsal fikirler, toplumsal ve ulusal davalardır. Törenlerde, ulusal günlerde, yıldönümlerinde, mitinglerde toplanan geniş halk kitlelerine heyecan vermek, genel fikirleri anlatmak gayesiyle hitap etmek yahut Meclis kürsüsünden siyasal ve ulusal davaları savunmak da söylevin niteliklerindendir.

    — Söylev Planı

    1. İyi, canlı bir giriş;

    2. İleri sürülen, çözülmek istenilen sorunun açıklanması;

    3. Konunun iyice düzenlenmesi;

    4. Sözde ileri sürülen olayın ilgi çekici hikayesi;

    5. Kanıtlama, doğrulama, tanıtma;

    6. Öze aykırı fikirlerin çürütülmesi;

    7. Sonuç

    — Söylev

    Söylevin giriş bölümü kısa olmalı; konunun ruhuna birkaç kelimeyle geçilmelidir. Söze, bir soru sormakla, bir şey göstermekle, bir meşhur sözle, tasvirle başlanabilir. Bazı hatipler söze mizahla başlamayı uygun bulurlar; fakat bu ustalık isteyen bir başlangıçtır. Herkes istenilen etkiyi yaratamaz, Söze özür dileyerek başlamak doğru değildir

    — Söylev

    Söylevde en önemli, en can alıcı nokta, sonsöz sayılır. En son söylenen sözler, dinleyicilerin kulaklarında çınlayan, en çok hatırlanacak olan kelimelerdir. İyi bir söylev zayıf bir bitişle kuvvetini kaybeder. Söylevin sonuna yaklaştığınızı anlayan dinleyicilerde canlanmış bir ilgi baş gösterir. İşte o zaman söylev, kuvvetli ve heyecanlı sözlerle son bulmalıdır. Bir şiirle, bir hikaye, bir fıkra ile veya söylevi özetleyerek bitirmek iyidir. İyi bir söylevin ilk niteliği; açıklık ve bütünlüktür.

    — Söylev

    — Önemli fikirler, dinleyicilere belli etmeden tekrarlanmalı, bunlar kuvvetli örneklerle, kişisel ve toplumsal olaylarla desteklenmelidir. Söylevin arasına dinleyicinin dikkatini uyanık tutacak sözler ustalıkla yerleştirilmelidir.

    — Söylevi bitirmek çok önemlidir. Söze son vermeden önce, konu özetlenmeli, en son söylenen sözün, en çok hatırlanacak bir söz olmasına dikkat edilmelidir. “Sözlerim bu kadardır” diyerek bitirmek, söylevin etkisini bir anda sıfıra indirir. Söze son vermeli, fakat bittiğinden bahsetmemelidir.

    — Bir topluluğa heyecan vermek veya belirli bir düşünceyi aşılamak için yapılan konuşmalara “söylev (nutuk, hitabet)” denir.

    — Arapça “nutk” sözcüğünden dilimize geçen “nutuk”, “söz, söz söyleme işi” anlamlarına gelir. Türkçede bu sözcük günümüzde daha çok “bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet” anlamıyla kullanılmaktadır. Eskiden bu tür konuşmalara “hitabe”, konuşanlara “hatip”, nutuk söyleme sanatına da “hitabet” denirdir.

    — Nutuk, her konuda hazırlanabilir.

    — Mutlaka bir topluluk karşısında yapılır.

    — Amaç, güzel konuşmayla o topluluğu etkilemek, istenen yönde harekete geçirmektir.

    — Nutuk, dinleyicilerin duygularını tahrik ederek onları istenen doğrultuda yönlendirmeyi amaçlar.

    Dünya Edebiyatında Nutuk

    · Söylev türünün ilk örnekleri Eski Yunan ve Roma döneminde görülmektedir. Sokrates söylevleriyle tanınmıştır. Eski Yunan trajedilerinde bu türün önemli örnekleri verilmiştir. Amfitiyatrolarda oynanan oyunlarda, agoralarda söylevler verilmiştir.

    · Eski Yunan edebiyatında özellikle Demosthenes (Demostes), Latin edebiyatında Cicero (Çiçero), Fransız edebiyatındaBossuet (Bosse), Mirabeau (Mirabu) ve Robespiere (Robespiyer) tanınmış söylevciler arasında yer almaktadır.

    Türk Edebiyatında Nutuk

    · Türk edebiyatında söylev çok eski bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle devlet adamları bu konuda çok başarılı olmuştur.

    · Hakanlar, sultanlar, din adamları bu konuda özel olarak eğitilmişlerdir. Orduları yöneten büyük komutanlar da başarılı söylevciler olarak tarihte yerlerini almışlardır.

    · Türk tarihinde söylev türünün ilk yazılı örneği “Göktürk Yazıtları”dır. Bu yazıtlar Bilge Kağan'ın Türk ulusuna seslenişini içeren söylevlerden oluşmaktadır.

    · Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet gibi büyük devlet adamı ve komutanlar da ordularını söylevleriyle zaferlerden zaferlere koşturmuşlardır.

    · II. Meşrutiyet döneminde yetişen söylevcilerin en tanınmışları Ömer Naci ile Hamdullah Suphi Tanrıöver’dir.

    · Milli Mücadele döneminde ise Mehmet Akif Ersoy ve Halide Edip gibi sanatçılar, söylevleriyle halkı bilinçlendirmişlerdir.

    · Cumhuriyet döneminin en büyük söylevcisi ise kuşkusuz ki Atatürk’tür. Atatürk’ün “Büyük Nutuk” adlı eseri söylev türünün önemli örneklerindendir. Özellikle “Gençliğe Hitabe” nutuk türünün en güzel örneklerinden biridir.

    . Tebliğ (Bildiri)

    . Tebliğ: Araştırılmış ve neticelenmiş olan ilmi konulardaki çalışmaların ilgili çevrelere aktarılmasıdır. Tebliği sunan kişi ortaya çıkarmış olduğu yeniliği ispat etmek ve karşısındaki topluluğa bunu benimsetmek durumundadır. Sunulan konu tartışmaya açıktır. Konunun ilgilileri soru sorarak yada ilave görüşler sunarak tartışmaya katılabilirler. Tebliğ ile konferans arasında benzer ve ayrışan yönler vardır. Tebliğ sunan kişi ihtisas sahibidir. Tebliğ bilimsel bir ortamda yapılır.

    . Bilim, fikir ve sanat adamlarının kendi alanlarıyla ilgili bir konuda bir yenilik getirmek, özgün bir buluşu ortaya koymak ve akademik amaçlı bir toplantıda bunu sunmak üzere, ilmî bir üslupla hazırladıkları bilimsel yazıya “bildiri (tebliğ)” denir.

    . Açık Oturum

    — Açık oturum; Teknik açıdan bakıldığı zaman, panel, sempozyum ve münazara karışımı bir tartışma çeşidi olarak gözükmektedir. Çok defa sonucu bir forumla bağlanmakta olan açık oturumlarda, konu olarak, geniş halk kitlelerini ilgilendiren meseleler seçilmekte; bunun için de tanınmış kimselerin çağrılmasına dikkat edilmektedir.

    Açık oturumların başarılı sonuçlanması için:

    — Geniş bir salon seçilmeli, kalabalık dinleyici aranmalı,

    — Konu daha önceden tespit edilmeli, açık oturum sırasında tartışmaların verimli tarzda yürümesine gayret gösterilmeli,

    — Konuşmaların sayısı çok olmamalı,

    — Konuşanlar uzun açıklamalar girişmekten sakınmalı,

    — Tartışmalar dinleyicilerin sabırlarını taşıracak kadar uzun süre devam etmemelidir.

    . Konusunda uzman kişilerin bir masa çevresinde toplanarak tartışmasına açık oturum denir.

    . Açık oturumda tartışılacak konu, toplumun tümünü ya da bir bölümünü ilgilendirmelidir.

    . Açık oturum; bir salonda izleyici önünde ya da televizyon ve radyoda dinleyici önünde yapılmaktadır. Açık oturumda izleyicilerin sorularını almak ve cevaplamak da mümkündür. Bu takdirde açık oturum, "forum" a dönüşmektedir. Televizyon ve radyodan tartışmayı izleyen kişiler, açık oturuma telefon sorularıyla katılabilir.

    Açıkoturumda bir yarışma havası yoktur. Başkan, konuyu belirtir, konuşmacıları tanıtır. Ele alınan konu ile ilgili bilgileri verir. Sonra konuşmacılara ara ile sorular yöneltir. Konuşmacılar da görüşlerini belirtirler. Gerekli bilgileri verirler. Bu arada diğer konuşmacılar da konuşmakta olanın sözlerini özenle dinleyip, gerekli notu alırlar.

    Oturuma katılacak kişilerin konularında iyi hazırlanmış olmaları açık oturumun kalitesini artırır. Ayrıca, konuşmacıların diğer konuşmacılar ve izleyiciler karşısında saygılı olmaları da çok önemlidir.

    . Açıkoturum bir "başkan" tarafından yönetilir. Konunun ortaya atılması, giriş konuşmasının yapılması, soruların düzenli olarak sorulması vb. durumlar başkanın idaresinde yapılır. Bu nedenle, başkan, açık oturumdan önce plân yapmak zorundadır.

    . Ayrıca, başkan; tartışma sırasında meydana gelebilecek tatsız ve çirkin saldırıları da önlemelidir. Oturum sonunda ise, ortaya çıkan karşıt ya da aynı düşünceleri özetleyerek oturumun genel değerlendirmesini yapmalıdır. Bu nedenle başkan, açıkoturumun temel ögesidir.

    . Sempozyum (Bilgi Şöleni):

    . Bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, değişik kimseler tarafından yapılan seri konuşmalar sempozyum adını alır.

    . Bir sempozyumda en az üç, en çok da altı konuşma yapılır. Her konuşma 5 – 20 dakika sürer. Sempozyum sonunda forum olacaksa, konuşmaların toplamı bir saati geçmemelidir

    . Sempozyum

    Sempozyumda ele alınan konu, değişik iş kollarındaki kimseler tarafından incelenir. Örneğin; eğitim konusu ele alındığı zaman, doktor, sosyolog, psikolog, eğitimci, gazeteci ve ana baba gözü ile dinleyicilere açıklanır. Sempozyumda her görüş, hem ayrı bir konuşma hem diğer konuşmaları tamamlayan bir nitelik taşımalıdır

    Sempozyumda her konuşma, ayrı bir hazırlıktır, fakat birbirini tamamlayıcı söyleşi ve içtenlik havası vardır. Konuşmalardan sonra konuşmacılar, birbirlerine konu ile ilgili sorular sorabilirler. Böylece sempozyumdan "panel" e geçilir. Daha sonra da tartışmalara seyirciler de katılırsa panelden "forum" a geçilmiş olur.

    Bildiri sahiplerine ayrılan zaman oldukça kısadır. On dakikalık bir sürede 1500-2000 kelime kullanma şansı vardır. Buna göre, hazırlanacak bildiri, dört sayfayı geçmemelidir. Cümleler, kolay anlaşılır biçimde düzenlenmelidir. Metni yazmadan önce ana başlıklar vurgulanmalıdır. Sunulabilecek yansı sayısı da 5-6 civarında olmalıdır. Ayrıca, bildiri metni, yayımlanmaya uygun biçimde hazırlanmalıdır.

    . Bildiride aranan özellik, bilimsel bir yenilik getirmiş olması ve orijinal bir konuyu ele almış bulunmasıdır. Bunun yanında bildiri, bilinen bir konuya yenilik getirme, değişik görüş ve düşüncelerle yeni tezler ortaya koyma, bu tezleri bilimsel delillerle doğrulama ya da bir önceki tezi çürütme gibi özellikleri de bünyesinde taşır.

    . Bu değerlendirmeye göre, bildiriyi kısaca bilimsel bir konuda yenilik getirmek, orijinal bir buluş ortaya koymak amacıyla kaleme alınmış bir yazı türü olarak tanımlamak yerinde olacaktır.

    . SUNUM

    . Bir bildirinin çeşitli yollarla dinleyenlere aktarılmasıdır.

    . Teknolojinin sağladığı olanaklar bu aktarım yollarını zenginleştirmiştir. Bilgisayar, slayt gibi araçlarla çok başarılı sunumlar yapılabilmektedir.

    . Sunumda dikkat edilmesi gerekenler:

    . Sunumu katılacak kişiler önceden bilinmelidir.

    . Sunumda kullanılacak malzeme önceden hazırlanmalıdır.

    . Sunum metni katılımcıların düzeyine uygun olmalıdır.

    . Sunum süresi yirmi dakikayı aşmamalıdır.

    . Sunum tartışmaya döndürülmemelidir.

    . Slaytlar kısa ve özlü olmalıdır.

    . Sunum yapacak kişi konuya hakim olmalıdır.

    . Sunum yapacak kişi anlatım bozukluğu yapmamalıdır.



    . Kongre:

    Bir çok konuşmacı tarafından dinleyicilere bildiriler sunarak gerçekleştirilir. Kongreler konularına göre çeşitli sponsorlar tarafından desteklenmektedir. Kongreler genellikle birkaç güne yayılmışlardır. Bildiri sunumları ile beraber çeşitli destekleyici demonstrasyonlara da başvurabilirler.

    . Panel:

    — Bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içerisinde birkaç kişi tarafından tartışılması panel dir.

    — Gaye karara varmaktan çok, bir meseleyi çeşitli yönleriyle aydınlatmak, çeşitli görüşleri, eğilimleri ortaya çıkarmaktır. Panel tartışmalarının faydalı olabilmesi için, tartışanların sayısı 3 – 6 arasında olmalıdır.

    — Panel

    Panel tartışmalarında bir başkan ile üyeler bulunur. Panel üyeleri, ortada başkan olmak üzere bir masanın çevresinde hem birbirlerini, hem de dinleyicileri görebilecek biçimde oturtulmalıdır. Bu tartışmalar, genel olarak, küçük bir salonda mikrofonsuz yapılır

    — Panelin sonunda, dinleyiciler, panel üyelerine soru sorabilirler. İleri sürülen görüşler üzerinde kısaca fikirler açıklanır. Tartışma dinleyicilere de geçerse, o zaman tartışma forum adını alır. Panelden önce, panel başkan ve üyeleri tartışmanın konu ve sınırları üzerinde hazırlıklı bulunmalı, tartışma planında izlenecek yol bilinmelidir

    . PANEL

    . Bir konuşmacı grubunun dinleyiciler önünde, genellikle bilimsel, sosyal ya da siyasi bir konuyu tartışmak amacıyla yaptıkları toplu görüşmelerdir.

    . Panelde bir başkan bulunur.

    . Panelde en az üç, en çok altı konuşmacı bulunur.

    . Genellikle, küçük salonda ve az bir dinleyici önünde yapılır.

    . Panel içten ve samimi bir havaya sahiptir.

    . Panel tartışması sonunda dinleyiciler, konuşmacılara konuyla ilgili çeşitli sorular sorabilirler. Böylelikle forumu geçilir



    . Forum

    . FORUM, bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalara forum denir.

    . Forum, panelin devamında yapılacaksa başkan, panelin süresini bir saat, forumun süresini de yarım saat olarak sınırlayabilir. Bu durumda panelden sonra forum yapılacağı konuşmalara başlanmadan duyurulmalıdır.

    . Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar. Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya çıkabilecek yanlış anlayışların önüne geçilir.

    . Esasen forumdan amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır.

    . Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmemelidir. Sorular kısa, açık ve net olmalı, tartışma saygı kuralları içerisinde, kırıcılıktan uzak, samimi bir hava içerisinde yapılmalı, tartışmadan beklenen amaca yardımcı olunmalıdır.

    .

    . Toplum tartışmalarında forum, başlı başına bir tartışma çeşidi sayılamaz.

    . Dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif düşünmelerini sağlar; konu üzerinde bilgisi, deneyi bulunan dinleyicilere söz hakkı veriri; forumdan önce belirebilecek yanlış görüşlerin önüne geçer.

    — Münazara: Münazara

    — Konuşma kurallarına uygun bir şekilde karşılıklı konuşma, tartışmadır. Atışma da denilir.

    — Karşılıklı olarak, birkaç kişinin, bir meselenin lehinde ve aleyhinde fikir ileri sürmelerine, tartışmalarına münazara adı verilir.

    — Münazara

    Münazara; birer cümle halinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki ekip, yani iki taraf arasında ve bir hakem kurulu huzurunda tartışılmasıdır. Tartışmalarda yarışma kaygısı olmadığı halde, münazaralar birer fikir ve söz yarışmasıdır.



    . Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin karşılıklı olarak savunulmasına münazara denir.

    . Münazarada önemli olan bir düşünceyi iyi savunmaktır.

    . Taraftarı az olan bir düşünce, iyi savunulduğu zaman çok kişi tarafından takdir edilebilir.

    . Bir grup "tez", diğer grup ise "antitez" i almalıdır.

    . Ayrıca, münazara yapacak kişileri değerlendirecek bir "jüri" seçilmelidir.

    . MÜNAZARA

    . Jürinin, değerlendirmede dikkat edeceği özellikler:

    . Türkçeyi kullanma gücü. (Diksiyon, vurgu, tonlama, kelime hazinesi, cümle kurma vb.)

    . El, kol ve yüz hareketlerini yerinde kullanma.

    . Savunmada inandırıcı olma. (Belgeler, istatistikî bilgiler, resimler, gazete ve dergi haberleri, güncel olaylarla örnekleme vb.)

    . Konuşmacıların fizikî özellikleri. (Temiz ve düzenli kıyafet, saç, sakal tıraşı vb.)

    . Örnek Münazara Konuları:

    . Toplumda kadın mı, erkek mi daha önemlidir?

    . Başarıda çalışmak mı, şans mı önemlidir?

    . Çok gezen mi çok bilir, çok okuyan mı?

    . Kalkınmada köyden mi, kentten mi başlamalı?

    . İklim; insanın kişiliğini değiştirir mi, değiştirmez mi?

    . Uygarlık tarihinde sanat mı, bilim mi önemlidir?

    . Çocuk eğitiminde aile mi, okul mu etkilidir?

    . Tartışma:

    . TARTIŞMA: Herhangi bir grubun, bir başkanın yönetiminde, belirli bir amaç doğrultusunda, soruna en uygun çözüm yolunu bulmaya çalışmalarıdır.

    . Tartışma dinleyerek ve fikir alışverişinde bulunarak öğrenmeyi tercih edenler için etkilidir.

    . Tartışma konunun “neden ve niçin” ini ortaya koyar

    . Tartışmada dikkat edilmesi gerekenler

    . Tartışma bilimsel verilerle ve sonuçlarla yapılır.

    . Bir sohbet değil amaçlı bir konuşmadır.

    . Amacı sorun çözmek olmalıdır.

    . Konu tartışılabilir, yorumlanabilir nitelikte olmalıdır.

    . Konu dışına çıkılmamalıdır.

    . Dinlemek ve not almak da tartışmanın parçasıdır.

    . Başkan konuşmacılara eşit söz hakkı tanımalıdır.

    . Konuşmacılar hoşgörülü olmalıdır.

    Bir konu üzerinde karşılıklı olarak lehte ve aleyhte fikir yürütmek; bir fikre karşı olan fikri savunma hali; karşı karşıya durum alıp zayıf tarafları aramadır. Münakaşa aynı anlama gelir.

    — Tartışırken, konuşurken, birbirimiz daha yakından tanımak fırsatını buluruz. Konuşarak birbirini etkiler, sorulara çözüm yolları bulabilir. Ortaklaşa sorular üzerinde fikirlerin özgürce söylendiği, çeşitli görüşlerin arandığı, tartışıldığı grup kararlarına uyulduğu yerde demokrasi kurulup yaşayabilir.

    — “Benim inancıma göre...”, “Bana öyle geliyor ki...”, “Siz ne dersiniz?” gibi sözlerle dile gelen, fikirlere karşı saygı, hoşgörülük anlayışı bulunan toplumlarda demokratik hayat kendini gösterebilir.

    — Fikre karşı fikirle yapılan tartışmalar, iyi niyet sınırları aşmazsa birçok faydalı gerçekleri ortaya çıkarır.

    . Seminer: Eğitim amacına yönelik toplantılardır.

    Seminer verecek kişiler konusunda uzman olmaları gerekir. Seminerin amacı genellikler bir soruna çözüm getirmek veya çözüm yollarını gösterip son kararı dinleyicilere bırakmaktır.

    . Genel Kurul: Dernek veya şirket gibi kurumların yasal olarak belirli aralıklarla düzenledikleri toplantılardır. Yasal zorunluluk bulunması ve toplantılarda komiser adı verilen bir devlet yetkilisinin bulunma zorunluluğunu vardır. Üye olan herkes katılabilir. Genel kurulların sonunda genellikle gündem de olan maddeler hususunda üyelerin oyları ile kararlar alınır.
     

TDH-KOLAY ERİŞİMİ

Türkçe

Göktürkçe

Edebiyat

Türkçe Adlar

Tarih

Kökenbilgisi

Lehçeler

Yazım Kılavuzu

Türk Dünyası

PDF-DOC

Sınav-Deneme

Sözlüklerimiz

DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ

Dil Bilgisi

Sıfatlar

Belirteçler

Anlam Bilgisi

Kompozisyon

İlgeçler

Cümlede Anlam

Nasıl yazılır?

Bağlaçlar

Paragrafta Anlam

Noktalama İş.

Ünlemler

Sözcükte Anlam

Sözcük Bilgisi

Eylemler

Ses Bilgisi

Yapım Ekleri

Eylemsiler

Yapı Bilgisi

Adıllar

Dil -Anlatım

Yazım Bilgisi

Adlar

Edebiyat

Anltatım Bozuklukları

Ana Bet

Atasözleri

TDH-Instagram

TDH-Tvitır

TDH-Feysbuk


Dil Bilgisi, Yazım Kuralları, Belirteçler, Zarflar, Anlam Bilgisi, Kompozisyon, İlgeçler, Edatlar, Cümlede Anlam, Nasıl yazılır, Bağlaçlar, Paragrafta Anlam, Noktalama İşaretleri, Ünlemler, Sözcükte Anlam, Sözcük Bilgisi, Eylemler, Fiiller, Ses Bilgisi, Yapım ekleri, Çekim Ekleri, Eylemsiler, Fiilimsiler, Yapı Bilgisi, Adıllar, zamirler, Dil ve Anlatım, Yazım Bilgisi, Adlar, İsimler, Edebiyat, Anlatım Bozuklukları, Ön Adlar, Sıfatlar, Sözlükler, pdf, doc, atasözleri, deyimler


HAZIRLAYAN: TÜRK DİLİ BÖLÜMÜ ADINA

Okt. MERT BABADAĞ

Konferans, Nutuk, Tebliğ, Açık Oturum, Sempozyum, Sunum, Kongre, Panel, Forum, Münazara, Tartışma, Seminer, Genel Kurul, Sunuştay

Yorumlar (0)