Romanda Yapı Unsurları Nelerdir, Olay, Olay Örgüsü, Kişi/Kişiler, Tip, Karakter, Mekan, Yer-Çevre, Zaman

Romanda Yapı Unsurları Nelerdir?

  • 1. Olay, Olay Örgüsü
  • 2. Kişi/Kişiler, Tip, Karakter
  • 3. Mekan (Yer-Çevre)
  • 4. Zaman

Romanda Yapı Unsurları Nelerdir?

Bu yazımızda roman türünün yapısında bulunan unsurlar hakkında bilgi vereceğiz. Daha önceden yayımladığımız "Roman Nedir?" adlı yazımızda roman türü hakkında detaylı bilgi vermiştik.

Herhangi bir roman içerisinde temel dört unsur vardır.

Bunlar: Olay, kişiler, yer ve zamandır. Bu unsurlar hakkında detaylı bilgi verecek olursak:

1. Olay

Her roman, bir olayı anlatmak ve bu olayın sonuçları üzerinden okuyucuya bir mesaj vermek, bir düşünce ya da izlenim kazandırmak amacıyla yazılır. Bu durumda olay (vak’a), roman denilen edebi türün vazgeçilmez ögesi olmaktadır. Aslında olay, romana değil hayata ait bir parçadır ve hayatta rastladığımız, yaşadığımız, yaşayabileceğimiz bir şeydir.

Roman yazarı, dil ve edebiyatın anlatım gücüyle bu olayı kendi hayal gücüne ve amacına göre yeniden biçimlendirir. Roman, gerçek yaşamın kurmacayla oluşturulmuş bir yansıması olduğuna göre yalnızca bir olayı anlatmakla kalmaz, olayın ortaya çıkışında ve gelişmesinde etkisi olan diğer olay parçalarını da anlatır. O halde romanda tek bir olayın değil olaylar dizisinin yani olay örgüsünün olduğunu söyleyebiliriz.


Olay Örgüsü


Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir biçimde oluşturduğu bütünlüktür. Olay örgüsü, birbiriyle hiç ilgisi olmayan olayların rastgele veya peş peşe sıralanması değil, birden fazla olayın sebep-sonuç ilgisiyle anlatılmasıdır.
Örneğin, roman kahramanının;

Çocukken ailesiyle birlikte köyünden İstanbul’a göçmesi
İstanbul’da geçen çocukluğunda hayatın zorluklarını görmesi
Bir trafik kazasında annesini kaybetmesi
Babasının işsiz kalması
Zor koşullara rağmen okuyup iyi bir üniversiteye girmesi
Yıllar sonra zengin olup evlenmesi gibi olay kesitleri, romanın olay örgüsünü oluşturur.

Roman kahramanının hayatı çevresinde maddeler halinde verilen bu gelişmeler, romanın olay örgüsüdür. Olay örgüsünü oluşturan kesitler arasında neden-sonuç ilişkisiyle oluşan bir bütünlük vardır. Roman kahramanı ailesiyle İstanbul’a taşınmasaydı hayatın bin bir türlü zorluğunu yaşamayacaktı, annesini kaybetmeyecekti, babası işsiz kalmayacaktı; bu zorlukları yaşamasaydı hayata azimle sarılıp okumayacaktı ve belki de zengin olamayacaktı. Bütün bu olay örgüsü tek bir olayın yani roman kahramanının hayat macerasının etrafında şekillenir.


Bir romanda anlatılan olaylar kronolojik olarak gelişir. Ancak anlatıcının tercih ve imkânları, bu kronolojiyi bazen bozabilir yani anlatıcı, olayı baştan sona, sondan başa, ortadan sona, ortadan başa doğru anlatabilir.
 

2. Kişi/Kişiler


İnsan, romanı oluşturan en önemli ögedir. Romanlar kişi kadrosu ve kişilerin karakter özelliklerinin çeşitliliği bakımından hikayeye göre daha hacimli ve ayrıntılıdır. Roman yazarı, anlatacağı olayın niteliğine göre kurmaca kişiler seçer ve bu kişilerin her biri olay içinde farklı görevler üstlenir. Roman kahramanının yaşamı, anlatılan olayla paralel bir şekilde ve geniş bir zaman çerçevesi içinde
anlatılır.

Romanda anlatılan olayın merkezinde yer alan, olayların akışına yön veren ve en çok ön planda tutulan kişiye başkahraman denir. Başkahraman ya da başkarakter, romanda en aktif, en dinamik kişidir. Başkahramana sosyal ilişkiler bakımından yakın olan diğer kişilere yardımcı karakter denir.

Bunların dışında, başkahramanın karşısında yer alan ve karşı gücü yani kötülüğü veya zıt anlayışı temsil eden kişiler vardır. Bu kişiler, romandaki çatışmanın ortaya çıkmasına yardımcı olan kötü karakterli insanlardır.

Kahramanların kişilikleri sadece anlatıcı kişi aracılığıyla değil, roman kahramanının kendi kendisini tanıtmasıyla, roman kahramanının romandaki diğer kahramanlar tarafından tanıtılmasıyla ya da bu üç özelliğin bir arada kullanılmasıyla da okuyucuya sunulabilir. Bir başka teknik de mektup ya da anı yöntemiyle kahramanın tanıtılmasıdır.

Bu teknikler de kahramanı farklı bakış açılarından tanımamıza ve kahramanın farklı yönlerini görmemize olanak sağlar. Roman kişileri “tip” ve “karakter” olarak karşımıza çıkar.


Tip


Bireysel olmaktan çok başkalarında da bulunan ortak özellikler taşıyan ve bu özellikleri en belirgin şekilde temsil eden şahıs veya şahıs grubuna denir. Okuyucu tarafından özellikleri bilinen ve derinliği olmayan kahramanlardır. Tip olan kahraman tek yönüyle ele alınır. Bir yönü kuvvetle vurgulanır. Böylece ele alınan kahraman genelleşir.

Tipler aynı hadiseler karşısında aynı tepkileri veren, dünyanın her yerinde belirgin özellikleriyle ayırt edilebilen, standart, kolayca anlaşılabilir mizaçlardır. Derin bir tahlil gerektirmezler. Hiçbir olay ya da duruma göre değişmeyen davranışlarıyla apaçık ortadadırlar. Edebî metinlerde tiplerden bazıları taklit edilen, çoğaltılan tiplerdir. Aydın tipi, alperen tipi, âşık tipi, eşkıya tipi, hoca tipi, kahraman tipi, öğretmen tipi, hasta tipi gibi. Bunların benzerlerine başka eserlerde de rastlanır.

Vatansever tip: Her millette, vatan için mücadele eden insan tipi vardır.
Çıkarcı tip: Dünyanın her yerinde aynı belirgin davranışlar içerisindedirler.
Kıskanç tip: Dünyanın her yerinde aynı kişilik özelliklerine sahiptirler.
Öğretmen tipi: Çalıkuşu romanındaki Feride gibi, dünyadaki her öğretmen, benzer duygu ve ideallere sahiptir.

Buradan hareketle “tip”ler aşağıdaki gibi tasniflere tabi tutulabilir:


Sosyal tip: Hovarda, öğretmen, köy ağası, sevecen tip, alıngan tip, kıskanç tip, sosyal tip…
Psikolojik tip: Kıskanç, ruh hastası, kaprisli, vs.
Entelektüel tip: Belirli bir fikri temsil ederler.

Destanlardaki tüm başkahramanlar da birer tiptir. Özellikle Türk destanlarındaki kahramanlar ya kahraman tipi ya da alp eren tipidir. Kahraman tipi ya da alp eren tipinde kahramanlar “yiğitlik, dürüstlük, gözü peklik, adil olma, toplumun huzurunu kendi çıkarlarının üstünde görme” gibi özellikleriyle işlenir.

Oğuz Kağan ve Battal Gazi destanlarında olduğu gibi halk hikâyelerindeki aşıklar da tiptir (aşık tipi). Modern edebiyatta tipler fazla kullanılmaz, ancak yardımcı kahramanlarda tip özelliklerine rastlanabilir.

Tipin Genel Özellikleri

Tip evrenseldir.
Genel özelliklere sahiptir.
Tip, tek boyutludur derinliksizdir.
Tipler, toplumsal sınıfın, meslek kategorilerinin simgesidir.
Dramatik aksiyona etki eder ama dramatik aksiyondan ya da çatışmalardan etkilenmez.
Tipin özelliklerinde değişim, gelişim yaşanmaz, hep aynıdır.
Öykü ve romanlarda, temsilcisi olduğu toplumu belirgin özellikleriyle yansıtır. (Zengin, cimri, cahil, köylü vb.)

Karakter

Karakterler, birden fazla özelliği belirlenmiş olan ve insanın iç çatışmaları ve çıkmazlarını verme görevini yüklenmiş roman şahıslarıdır. Kahramanlar düşünceleri, bir olaydan etkileniş biçimleri, olaylar karşısında aldıkları tavır ve tutumları, üzüntüleriyle tanıtılıyorsa karakterdir.

Her insan aşık olur, ama aşkı farklı yaşar; çünkü karakterleri farklıdır. İyisiyle kötüsüyle, güzeliyle çirkiniyle, doğrusuyla yanlışıyla, hiçbir yönü belirginleştirilmeden ele alınan kahramanlar karakterdir.

Karakterler olaylar karşısındaki duruş, bakış, yorum ve tutumları ile tiplere göre daha derinlikli ve değişkendir. Her karakter başlı başına bir tahlil konusudur.

Karakterin Genel Özellikleri

Romanda olumlu, olumsuz yönleri ile verilen ve belirli bir tip özelliği göstermeyen kişilerdir.
Benzerlerine başka eserlerde rastlanmayacak derecede kendine özgü tavırları, düşünceleri bulunan kahramandır.
Karakter kendine özgüdür ve geneli temsil etme özelliği göstermez.
Çok yönlü olup değişkenliğe sahip kişilerdir.
Dramatik aksiyonu bizzat oluşturur ve dramatik aksiyon ve çatışmalardan etkilenir.

Tip ve Karakter Arasındaki Farklar

Tip ile karakterin en önemli farkı temsil gücünde görülür; çünkü tip, toplumsal boyutu ile karşımıza çıkar ve ait olduğu sosyal durum, olay veya olgu onun üzerinden işlenir. Karakter ise birey olarak ele alınır; çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine aittir ve kendisiyle sınırlandırılmıştır.


Tip, benzerlerine başka eserlerde de rastlanabilen; karakter ise sadece o esere mahsus olan kişiliktir.
Tip geneldir, genel özellikler taşır. İyi, kötü, saf, cesur, korkak, cömert vb. Bütün bu özellikler çok belirginse ve kahramana özgü özellikler taşıyorsa karakter olur.
Bir roman kahramanı vatanını severse, vatansever tip olur, ama bir kahraman, vatan söz konusu olduğunda çarpışıyorsa, canını feda edebiliyorsa karakter olur.
 

3. Mekan (Yer-Çevre)


Romanda anlatılan olay veya olayların geçtiği, kişilerin yaşadığı yerlere mekan denir. Romanda anlatılan olay ya da olaylar belli bir yerde geçer ve mekan, romanın diğer unsurlarıyla hatta olayla bağlantılı olarak değişik özellikler gösterir. Roman kişileri, içinde bulundukları fiziksel çevre içinde ele alınır ve çevre ile insan ögesi arasında bütünlük kurulur. Mekan, romanda anlatılan olayların sahnesi gibidir.


Romanlarda mekan betimlemeleri sıkça ve ayrıntılı biçimde yapılır. Mekan betimlemesi gerçekliği artırmakla kalmaz, okuyucunun eserdeki kahramanları anlamasına da yardımcı olur. Kahramanın mekanla bütünlüğü veya karşıtlığı, kahramanın fiziksel ve psikolojik özelliklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Romandaki olayların geçtiği çevre, olayların yaşandığı toplumu anlamamızı da sağlar.

Romanlarda mekanlar değişik biçimlerde karşımıza çıkar. Kişilerin özel yaşam alanları olan evlerden, odalardan, eşyalardan ve toplumsal yaşam alanları olan sokaklardan, caddelerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden, ülkelerden ya da doğal çevrelerden söz edilebilir. Çevre, roman yazarının tercihine göre derinlemesine ele alınabilir, böylece insan-mekan ilişkisi öne çıkarılır. Yazar çevreyi nesnel bir tutumla da anlatabilir, bir roman kişisinin psikolojisi ve bakış açısıyla da aktarabilir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Romancı, olayların cereyan ettiği çevreyi tanıtmak, roman kahramanlarını çizmek, toplumu yansıtmak ve romana bir atmosfer yaratmak için mekan unsurunu kullanır.
 

4. Zaman


Roman yazarı, kurguladığı olay ve olay örgüsünü belli bir zaman dilimi içinde olmuş gibi anlatmak zorundadır, çünkü olay ve zamanı birbirinden ayırmak imkansızdır. Bir olaydan ve olayı yaşayan kişilerden söz edeceksek bunların yaşadığı bir zaman dilimini de hesaba katmalıyız.

Romanda karşımıza çıkan zaman, romanı okuduğumuz şimdiki zamandan farklıdır. İçinde bulunduğumuz zaman, gerçek zamandır. Romandaki zaman ise kurmaca, hayal ürünü bir zamandır. Bir roman yazarı, maceranın geçtiği zamana ait her bir ayrıntıyı romanına aktarabilir mi? Bu mümkün değil. Tüm ayrıntıları anlatmak mümkün değilse yazar hangi teknikleri kullanmalıdır? Özetleme, zamanda atlama, şuur kaybı, hızlı kayıt, geriye dönüş bu tekniklerden birkaçıdır.

Yorumlar (0)