Sağdeyi, Sağdeyi Nedir, Sağdeyi Örnekleri

Sağdeyi, Sağdeyi Nedir, Sağdeyi Örnekleri

Sağdeyi, Sağdeyi Nedir, Sağdeyi Örnekleri

Sağdeyi, sözcüklerin söyleniş özelliklerine dikkat ederek sözcükleri söylerken seslerin değerini vererek hecelerin vurgusuna, uzunluğuna, kısalığına önem vererek seslendirmektir.

Her sözcükte ses baskısı “ şiddet vurgusu” yapılması gereken bir hece bulumaktadır. Türkçede şiddet vurgusu diğer adıyla da kelime vurgusu genellikle son hecede bulunur. Yabancılar Türkçe konuşurken çoğunlukla ilk heceye vurgu yaptıkları için konuşmaları garip bir havaya bürünür.

Sağdeyi kuralları;

Türkçede genellikle şiddet vurgusu son hecede bulunur.

Yer adlarında vurgu ilk hecede bulunur. Örnek; Akara, Denizli vb.

Zarf ve bağlaçlarda ise vurgu ilk hecede bulunmaktadır. Örnek; Belki, henüz, ansızın, ayrıca, hatta, önce, sonra, yalnız, ancak, nasıl, niçin, hangi vb.

Cümle içinde kelimelerin sonuna eklenip takılan bazı parçalarda vurgu almazlar, vurgu onlardan önceki hecede kalır. Örnek; gelirse, evdeyim, gelme, geldi mi, bence vb.

Süresi uzun olan heceler dilimize yabancı kelimelerden geçmiştir. Örnek; katil, makbule, edebi, ziya, hazine

Türkçede “ğ” ünsüzü kendinden önce gelen ünlü üzerinde etki yaparak bulunduğu hecenin uzamasını sağlar. Örnek; çağdaş-çadaş, ağlamak-alamak vb…

Türkçede ilk hecelerde “y” olduğu zaman gevşeyerek kendinden önceki ünlüyü etkileyip heceyi uzattığı görülür. Örnek; böyle-böle, söylemek-sölemek

Alıştırma-Sağdeyi

Atatürk’ün Gençliğe Hitabını sağdeyi kurallarına dikkat ederek okuyalım.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün , istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait çok namusait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaitlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! Bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal ATATÜRK (Nutuk, 1927)

Yorumlar (0)