EYLEMSİLER: Eylemsi öbekleri, ad eylem öbeği, zarf eylem öbeği

EYLEMSİLER: Eylemsi öbekleri, ad eylem öbeği, zarf eylem öbeği

Eylemsi öbekleri (verbal  phrases):

Bütün eylemsiler, cümlenin adlaştırıldığı yapılardır. Genelleşmiş sözlük birimi ile nitelendirilerek veya ilişkilendirilerek özellenmiş söz öbeklerinin bir varlığın adı olmaları gibi, cümleler de yüklemlerinin bildirdiği olayların adlarıdır. Bir eylemin kişi veya varlık (özne) ile ilişkilendirilip, zaman, yer, durum, vb. özelliklerle (zarf) nitelendirildiği yapılara cümle denir. Bir yapma veya olmanın adı, cümledir. Olayın adına cümle denir.

Aslında, zarf-eylem ekleri dışındaki bütün eylemsileri (verbals), eylem adı olarak görmek gerekmektedir. Bunların hepsi, ya bir eylem adı ya da eylemin gerçekleşme biçim ve zamanının adı veya eylemle ilgili bir varlığın adıdır. Türkçenin şekil ve zaman ekleri, ad-eylem ekleri, eylem adı ekleri ile bütün eylemden ad yapma eklerini bir bütün olarak düşünmek gerekir:

Üzerlerine aldıkları işlevler dışında, bu eklerin hepsi, diğer dil birimleri karşısında aynı değeri taşımaktadır. Bu ekler arasındaki sınıflandırma, bunların yapılarıyla değil, işlevsel durumlarıyla ilgilidir.

Ad-eylem ekleri, eylemlere eklenerek onları adlaştırırlar.

Ad-eylemlik, bir yapma veya olma adının, bir olay adının, kısacası bir cümlenin ad olarak kullanımından ibarettir. Nasıl ki değişik değişik anlamlardaki sözlük birimleri, söz diziminde, ad, sıfat, zarf, zamir, yüklem, edat, özel ad gibi işlevler için kullanılıyorlarsa, eylem kök ve gövdelerine getirilen bütün ad yapıcı ekler de, Türkçenin değişik yer ve zamanlarının söz dizimlerinde, şekil ve zaman, eylem adı ve biçimi, özne ve sıfat gibi işlevler görebilmektedirler. 

Ad-eylem eklerinin asıl işlevleri, geçici eylem adları yapmaktır. Ad işlemi yapılmadığı sürece, bu ekler, kişi belirtileri de alarak yüklemi, yani cümleyi oluştururlar. Diğer taraftan, gerektiğinde yapım eki gibi kalıcı adlar da yapabilmektedirler. Ad-eylem öbeğinde asıl öge, yani ad-eylem eki almış eylem sonda, ona bağlı birimler de onun önünde yer alır: 
 
Bugün Türkiye Türkçesinde ad-eylem olarak kullanılabilen başlıca ekler, şunlardır: -an2, -r,-ar2; -maz2; -mış4; -dık8; -acak2; -ası2; -dı8;  -makta2; -mada2; -yor.


ayakkabı bağları birbirine dolaşmış çocuk; camlarından tül perdeler sarkan ev; sana dar gelmeyecek makber; aynı alfabeyi kullanan diller arasındaki alıntılarla ortaya çıkan durumlar; o kadar yanacak odun; türlü nedenlerle ortaya çıkan ses ve anlam değişmelerinden dolayı asıl morfemi unutulmuş veya asıl morfem-bağlı morfem ilişkisi sezilemeyen sözler; gelen gideni aratırcasına; bilenler bilmeyenlere anlatmış gibi vb. 


Ad-eylem öbeklerinin kullanımı

a. Öbeğin ana ögesi ad-eylemdir, sonda bulunur. Sonuçta, tek bir ad gibi kullanılan bir söz dizimi birimi olduğu için, öbekte yüklem görevi yapan ad-eylemin anlamı, bir veya birden çok öge ile tamamlanır. Bu ögeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı diye adlandırılır: Şu bilir bilmez konuşana bak!; Ömrü boyunca yürekten sevmişleri hemen anlarız.;  Bu celpte askere gidecekleri otobüs terminalinde halay çekerken gördük. 

b. -dık8 ad-eylemi, iyelikli bir kullanıma sahiptir: Benim gördüğüm Ali’nin babasıymış. 

c. Ad-eylem öbeği, cümle ve söz öbekleri içinde, ad ve sıfat görevi yapar. Varlıkların eylem özellikleri, varlıkların hareketleri yüzünden sonradan kazandıkları sıfatlar, yalnızca bu öbekle ifade edilebilir: 

yola doğru koşan adam; ekini biçen kimse; doğruyu söyleyen çocuk; kitap okuyan kız. bk. niteleme öbekleri.

ç. Yukarıda dediğimiz gibi, ad-eylemler, bir ad gibi çokluk, iyelik ve durum ekleri alabilirler,  çekim edatları alabilirler. 

d. Öbeğin vurgusu, ad-eylemden önceki öge üzerindedir.

b) Eylem adı öbekleri (infinitive, verbals, verbal noun): Yukarıda da belirtildiği gibi, Türkçenin şekil ve zaman ekleri, ad-eylem ekleri, eylem adı ekleri ile bütün eylemden ad yapma eklerini bir bütün olarak düşünmek gerekmektedir. Üzerlerine aldıkları işlevler dışında, bu eklerin hepsi, diğer dil birimleri karşısında aynı değeri taşımaktadır.

Eylem adı ekleri, eylemlere eklenerek onları adlaştırırlar.

Bu, ad-eylemde olduğu gibi, bir yapma veya olma adının, bir olay adının, kısacası bir cümlenin ad olarak kullanımından ibarettir. Nasıl ki değişik değişik anlamlardaki sözlük birimleri, söz diziminde, ad, sıfat, zarf, zamir, yüklem, edat, özel ad gibi işlevler için kullanıyorlarsa, eylem kök ve gövdelerine getirilen bütün ad yapıcı ekler de, Türkçenin değişik yer ve zamanlarının söz dizimlerinde, şekil ve zaman, eylem adı ve biçimi, özne ve sıfat gibi işlevler görebilmektedirler. 

Eylem adı eklerinin temel işlevleri, eylemlerin adlarını yapmaktır.Bir eylem adı ile ona bağlı bir veya birden çok ögeyle kurulan söz öbeğidir. Bu ekler, eylemleri, kavram, iş ve tarz olarak adlandırırlar.Eylem adı öbeğinde asıl öge, yani eylem adı eki almış eylem sonda, ona bağlı birimler de onun  önünde yer alır.
  
Bugün Türkiye Türkçesinde eylem adı olarak kullanılabilen başlıca ekler, şunlardır:

-mak2;  -ma2; -ış4.

anlamını pek anlamadığı bu davete koşmamak; en eski yazılı şekillere dayanarak, bir dilin yazıdan önceki şekillerini aramak; tarihî bir varlık haline geliş; bilgi ve tecrübe birikimi sayesinde herkesin ve her kuşağın aynı yolu bir daha yürümek veya sıfırdan başlamak zorunda kalmayışı vb.

Eylem adı öbeklerinin kullanımı:

a. Öbeğin ana ögesi eylem adıdır ve sonda bulunur. Sonuçta, tek bir ad gibi kullanılan bir söz dizimi birimi olduğu için, öbekte yüklem görevi yapan eylem adının anlamı, bir veya birden çok öge ile tamamlanır. Bu ögeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı diye adlandırılır. Türkçenin değişik yer ve zamanlarına göre, eylem adı yapan ek de değişir. Hareket, eylem, yapma veya olma, ancak varlık ile ortaya çıkabilen insan bilgileridir.

Eylem kök ve gövdelerine getirilen ve eylemlerin görünüş ve kılınışlarını değiştiren eylemden eylem yapma ekleri dışındaki bütün ekleri, yani eylemden ad yapan bütün ekleri, eylemin adını, zamanını, biçimini, miktarını, eylemi çok yapan veya olanı, eylemle ilgili bir aleti, vb. yapan bütün ekleri birlikte düşünmek gerekir. Bunlardan bazıları, Türkçenin bazı yer ve zaman dilimlerinde, bu işlevlerden bazılarını gerçekleştirmişlerdir: Size gelmeden önce eve uğradım demek, hiçbir şeyi değiştirmedi. 

b. Eylem adı öbeği, cümle ve söz öbekleri içinde, ad görevi yapar. Bu öbekler, ad ve eylem niteleyicisi, yani sıfat ve zarf olmazlar. 

Sade bunu düşünmek bir krizi hazırlamaktır.; Başka yer ve zamanlardaki kullanımlara koşmak demektir.; Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü, kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli?; Sadece bir konudan söz etmek yerine, çok karma konuştu.; yazma eser; oradan buradan toplama bilgiler.
c. Yukarıda belirtildiği gibi, eylem adları, sonuçta eylemin ad şekli olduğu için, bir ad gibi çokluk, iyelik ve durum ekleri alabilirler, çekim edatlarıyla kullanılabilirler.
ç. Öbeğin vurgusu, eylem adından önceki öge üzerindedir.
c) Zarf-eylem öbekleri veya cümle+edat öbekleri  (gerund and gerundising): Söz ve söz öbeklerini ilişkiye hazır hale getiren dil bilgisi ögeleri, ad durum ekleri veya çekim edatlarıdır. Cümleler de aynı ögeler tarafından ilişkiye hazırlanır. Söz ve söz öbeklerini ilişkiye hazır hale getiren dil bilgisi ögeleri, ad durum ekleri veya çekim edatlarıdır. Cümleler de aynı ögeler tarafından ilişkiye hazırlanır. 


Yüklemlere durum ekleri getirilerek elde edilen zarf-eylem ekleri, cümleyi, yeni bir cümle içinde, yeni bir ilişkiye hazırlar; fakat bu durumda bile, zarf-eylem oluşumunu veya zarflaşmayı sağlayanlar, ad durum ekleri ile çekim edatlarıdır. Bu yüzden, ad durum ekleri ve çekim edatlarına, ‘söz diziminin omurgaları’ denebilir:
 
Zarf-eylem öbeği, bir zarf-eylem ile ona bağlı bir veya birden çok ögeyle kurulan söz öbeğidir. Zarf-eylem eklerinin temel işlevleri, eylemlerin adlarını asıl eyleme bağlamaktır. Bu yüzden, asıl görevleri zarf yapmaktır. Cümlelerde eylemi niteleyici zarflar yapan zarf-eylemler, adları da niteleyerek, sıfat halinde nitelendirme öbeklerinde de yer alabilirler. Zarf-eylem öbeğinde asıl öge, yani zarf-eylem eki almış eylem sonda, ona bağlı birimler de onun önünde yer alır:
 
Bugün Türkiye Türkçesinde zarf-eylem olarak kullanılabilen başlıca ekler, şunlardır: -a2; -ı4; -ıp4; -arak2; -araktan2; -ınca4; -alı2;  -alıdan2; -madan2; -ken; -dıkça8; -maksızın2; -dığında8; -casına2; -anda2. 

saatlerce çalışıp; papaza kızıp; bildim bileli; hepimizi süzerek; tek tek basaraktan, bade süzerekten; gün doğmadan; işe başlamışken; yüzün gülmedikçe; aşka düşeliden; yüzün güldükçe; sen gideli; alın yazım gülünce; Tevfik Bey'in elinin tersiyle beyaz bıyıklarını ikide bir okşarken; herhangi bir nedenle fazla bir hareket yaparken; bu arada, dilde birçok ses değişmesi olurken; dünyayı yererken; şehirden kaçmak isterken; ayaklarına bir taş bağlayıp kendisini akıntıya atarak; bu tür özenti alıntıları, tıpkı bir dili olgunlaştırıp geliştiren iç alıntılar gibi, anlam alanlarının daha küçük parçalara ayrılmasına kaynak ve bu yolla bilgi alıntısı haline gelerek; ara sıra bir yükü yerden kaldırırken; şimşekler yanıp; dalgaların seyrini anmadan.

Zarf-eylem öbeklerinin kullanımı


a. Öbeğin ana ögesi zarf-eylemdir, sonda bulunur. Sonuçta, tek bir ad gibi kullanılan bir cümle olduğu için, öbekte yüklem görevi yapan zarf-eylemin anlamı, ad-eylem veya eylem adı öbeklerinde olduğu gibi, bir veya birden çok öge ile tamamlanır. Bu ögeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı diye adlandırılır. Öbeğin ana ögesi zarf-eylemdir. 

b. Durum ekleri yerine çekim edatlarıyla çekime girmiş bazı ad-eylemler ve eylem adları cümlede zarf görevi ya¬parlar ve henüz ekleşerek, zarf-eylem yapan tek bir ek halini almamışlardır. Bu ad-eylemlerle kurulan öbekler de birer zarf eylem öbeğidirler; çekim edatıyla birlikte, artık bu yapılarda, zarf-eylemleşme başlamıştır: Biliyor gibi davrandım.; Düşecek gibi oldum.; Çok zengin olacak kadar çalıştı.; Onu görmemek için yolumu değiştirdim.

c. Zarf-eylem öbeği, cümlede zarf ve söz öbeklerinde sıfat görevi yapar. Zarf-eylem eklerinin temel işlevleri, önceki eylemlerin adlarını yeni ve asıl eyleme bağlamaktır. Bu yüzden, asıl görevleri zarf yapmaktır: 

O yıllık kazancını yeğenine düğün hediyesi olarak verdi.; Bağrı yanar gün kızınca sahranın.; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

Cümlelere eylemi niteleyici zarflar yapan zarf-eylemler, adları da niteleyerek, sıfat halinde nitelendirme öbeklerinde yer alabilirler. Durum eki veya çekim edatı almış bir ad, bir yandan asıl görevi olan eylem niteleyici zarf olarak kullanılırken, bir yandan da, kısaltma öbeklerinde bir adı niteleyici sıfat olarak da kullanılabilmektedir.  Bilindiği gibi, zarf-eylemler, cümle sonuna durum eki getirilerek elde edilir; aynı şekilde, zarf-eylemleşen yapılar da cümleye çekim edatı getirilmesiyle oluşur. Zarf-eylemler veya zarf-eylemleşen yapılarındaki durum eki ve çekim edatları, onları, eylem niteleyici zarf oluşları yanında, varlık niteleyici sıfatlar haline de getirmiş olurlar. Tabii ki zarf-eylemlerin sıfat oluşları, tıpkı adlarda olduğu gibi, ancak kısaltma öbeği olarak mümkündür: 

durmaksızın yolculuk, emek vermeden kazanç, döne döne savaş; düşe kalka yolculuk; çok biliyor gibi davranış; ölürcesine çok çalışma; titreyerek yolculuk; oldukça yoğun; bile bile lades; güle oynaya sınav; bardaktan boşanırcasına yağmur; görmeden sevda; çalışmadan kazanç; durmaksızın gülüş.

ç. Tek ünlüden oluşan -a2;  -ı4  zarf-eylemler, bugün, ya yineleme ögesi olarak dura dura, düşe kalka, diye diye, oynayı oynayı biçiminde ya da birleşik eylem yapımında yaşamaktadır: yapa görmek, düşe yazmak. Ayrıca, günümüzde, sekize beş kala, onbiri çeyrek geçe ifadesinde olduğu gibi de saatlerin dakika ifadelerinde kullanılmaktadır. Eski ile, göre, öte, diye biçimleri de kalıplaşarak son çekim edatı haline gelmişlerdir. 

d. Ad kısmı bir cümle, ad-eylem veya eylem adı olan edat öbekleri, zarf-eylemleşme yoluna girmiş, henüz ekleşmemiş zarf-eylem öbekleridir:
  
bu işi çok iyi biliyor gibi; sınavı kesinlikle başaracağım diye; daha iyi görmek için; iyice doyuncaya kadar; dün bütün başarıları tatmış gibi; bu işin aslını öğrenecek kadar; her gün seni yeniden sever gibi.

e. Öbeğin vurgusu zarf-eylemden önceki öge üzerindedir; yani vurgu, cümlede olduğu gibi, yükleme en yakın öge üzerindedir. krş. eylem adı öbeği, ad-eylem öbeği, zarf-eylem öbeği.

Yorumlar (0)