20.08.2019, 11:58

FAŞİST ÇİN REJİMİNİN AK KAPLI KİTABI

FAŞİST ÇİN REJİMİNİN AK KAPLI KİTABI

Çin resmi makamları hazırladığı Ak Kaplı Kitap'ta Uygurların Türk olmadığını, Türklerin baskı ve katliamlarına karşı direndiğini ve Doğu Türkistan diye bir bölge ve devlet olmadığını savunmuş. İki kez kurulmuş olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti yakın tarih olduğundan ve herkesçe bilindiğinden, ayrıntılarına girmiyorum. Eski tarihe gelirsek:

Karahanlı Devleti'ne dek Türk boylarının ortak bir etnik adı olmamıştır. Bu boylar kendilerini 'Türk' olarak adlandırmamış, her boy kendi boy adını taşımıştır. Aynı dili konuşan bu boylardan biri de, Türk Kağanlığ'ını kurmuş olan Türklerdir ve o dönemde aynı dil konuşan boylardan yalnızca biridir. Ötekiler de Uygurlarlar, Kırgızlar, Tatarlar, Karluklar, Basmıllar, Yağmalar, Çiğiller, Tabgaçlar gibi Türk boylarıdır.

Türkler, bugünkü Ukrayna ve Balkanları kapsayan geniş bir alanda yaşamış olan Kimmerlerin ya da diğer adıyla Trakların Orta Asya'ya göç etmiş olan bir koludur. Trak, Türük (Türk) adının Latince ve eski Yunancadaki söylenişidir (Latince Thraci, eski Yunanca Thrake).

Orta Asya'ya göçmüş olan bu Türk kolu, Çin'in kuzey batısında (Batı Gansu bölgesinde), Sakların (İskitlerin) ardılları ve Eski Uygurların ataları olan Yüeçilere (Toharlara) yakın bir bölgede yaşamışlardır. Türkler, MÖ 176 yıllarında bir Türk boyları federasyonu olan Hun İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiş, daha sonra İli Irmağı ve Issık Göl bölgesine yerleşmişlerdir. Yüeçiler ise, daha sonra Kuşan ve Ak Hun imparatorluklarını da kurmuşlardır.

552 yılında Bumin Kağan tarafından Orta Asya'da Türk Kağanlığı kurulmuş (552-744), ancak 582 yılında çökerek, Batı ve Doğu olmak üzere ikiye bölünmüştür. Doğu Türk Kağanlığı 630 yılına dek, Batı Türk Kağanlığı da 659 yılına dek varlıklarını sürdürmüş ve daha sonra Çin'i yöneten Tabgaç Türklerinin egemenliği altına girmiştir.

682 yılında ise Kutluk ve akıl hocası Tonyukuk, Tabgaçlara karşı ayaklanarak Tabgaç Devleti'nin kuzeyine yerleşmiş ve dağılmış olan Türk boylarını yeniden toparlamayı başararak İkinci Türk Kağanlığı'nı (681-744) kurmuştur. Bu dönem, Türklerin öteki Türk boylarını egemenlikleri altına almak için yürüttüğü aralıksız savaşlara geçmiş ve Türk boyları deliler gibi birbirini öldürmüştür.

744 yılında Tabgaçlar, Uygurlar, Karluklar ve Basmıllar birleşerek Türklere saldırmış ve yapılan savaşlar ardından Türk Kağanlığı yıkılmıştır. 742'de Kutlug Bilge Kül Kağan tarafından Orta Asya'da Uygur Kağanlığı kurulmuştur (742–848). Uygur Kağanlığı'nın (742-840) yıkılmasından sonra Türkler, 9. yüzyılda Karahanlı Devleti'nin (840-1212) kuruluşunda etkin bir rol oynamışlardır.

İşte bu dönemde Türk adı, aynı dili konuşan, ancak kendilerini ayrı adlarla adlandıran halkların ortak adı durumuna gelmeye başlamıştır. Bugünkü Uygurlar ve Özbekler, eski Uygurlar, eski Türkler, Karluklar, Yağmalar ve Çiğillerin karışımından ortaya çıkmış olan Türk halklarıdır.

Çin'de M.Ö. 2205 ile M.S. 1644 yılları arasında kurulan devletlerin tümü Türkler tarafından kurulmuştur ve bu süreçte var olan tüm hanedanlar, Türk hanedanlarıdır. Tunguzların bir kolu olan Mançular, Sonraki Qin Devleti (1644-1912) ile Çin'i 268 yıl yönettikten sonra Zhonghua diye adlandırılan Çin Cumhuriyeti (1912-1949) kurulmuştur. Bu açıdan resmi Çin tarihi, Türk halkının tarihi çalınarak yazılmıştır.

Çin'in kuzeyinde konuşulan diller temelinde, Mandarin dilinin öncülü olan ortak bir dil oluşmaya başlamıştır. Bu ortak dile temel olan diller Türk, Tunguz ve Kore dilleridir. Daha sonra Ming (1368-1644) ve Manchu Qing (1644-1912) hanedanlıkları dönemlerinde bu dil değişerek, dönüşerek ve evrilerek; Pekin'de konuşulan biçimi temelinde Çin Cumhuriyeti (1912-1949) döneminde resmi dil olmuştur.

Bugün Çinli diye adlandırılan halk, birbirinden ayrı ve birbirini anlamayan değişik diller konuşan onlarca etnik grubun oluşturduğu bir buçuk milyarlık bir topluluktur. Han Çinlileri kendi aralarında etnik birlik oluşturmazlar ve birbirinden oldukça farklı, çok sayıda diller konuşurlar. Sayıları yüz milyon kadar olan gerçek Hanlar ise, Türklerin Çin'de bıraktıkları tohumlarıdır.

Bu tarihi gerçek dikkate alındığında, Çin'in Doğu Türkistan üzerinde hiç bir hakkı ve hukuku yoktur. Tersine, Çin üzerinde hak sahibi olabilecek olan tek bir halk varsa, o da Türklerdir.

İmparatorluklar kurulur ve bir süre sonra dağılır. Çin İmparatorluğu da dağılma aşamasına gelmiştir. Bu nedenle Çin rejimi başta Türkler olmak üzere, diğer halklar ve kendi halkı üzerinde olağan üstü bir baskı rejimi uygulamaktadır. Faşist Çin rejiminin bu çaresizliği, yalnızca kendi sonunun başlangıcıdır.

Yorumlar (0)