28.03.2020, 12:09

GÖKTÜRKLERDEN CUMHURİYETE

Türkler  insanlık  tarihinin en  zengin   medeniyetine sahip olan ve devlet kurma ,yönetme genetiği olan  bir millettir. T.C Anayasasındaki  Türk vatandaşlığı tanımından  rahatsız olan  kimi ittifak kuranların ,bugün ki  gibi  geçmiştede   ortaya çıktığını Orhun  yazıtlarında  görebiliriz. 

Göktürkler'in yıkılışından  T.C devletinin  kuruluşuna  kadar adsız  geçirdiği  1200  yıllık tarihinde bu  cevaplar  saklıdır .  1200  yıllık  sürgün ve   bu  süreçte  yaşanan ,  yaşatılanları unutmak   hafıza  kaybıdır .( Yazar  Ahsen  Batur  )

Türk  kimliğinin  tartışıldığı  ortamda  ,  tarihte  kimliksiz devletlerin ,günümüzde yok edilmek istenen ulus  devletlerin akibetleri  tarihin  derin    sayfalarına  ve Orhun  abidelerine   kazınmış durmaktadır .

Orhun anıtlarında  bu  tasviyeyi  görürüz . "  Der  ki  bey olacaklar  kul ,  hatun olacaklar cariye ,  Türk  ismini bırakıp  Tuğbaç   ismini alanlar "    diye  devam eder .

Göktürklerin  feryadı  ile  Uygurlar , Karahanlılar ,  Gazneliler ,Hazarlar ,  Selçuklular ve  Osmanlı  döneminde  de  devam ettirilmek istenen   mankurtlaşmayı. yönetenler o  devirlerin uleması , aydın  sayılan  bir kısım yöneticileriydi ..Araştıranlar için tarhimizde  izlerini  görmek  mümkündür .

Osmanlı da  ilk  ayrışma  dille   başladı . Yavuz  Sultan  Selim  Omanlı  da Arapçayı resmi dil yapmak ister ama  fetva  alamaz . Medrese  tarihinde  ilk  resmi  evrak olarak  bilinen  Fatih'in hazırlattığı  medreselerde eğitim  ,  öğretimi   düzenleyen kanunnamede  ,Arapça  ilim   dalları  yazılmış  fakat  sınırlar   belirtilmemiştir. Devletin  eğitimde dil  politikası ,Arapçanın  sınırlarını  belirten  resmi  bir  evrak  bulunmamıştır  ( Musa  Yıldız  ) . .  Osmanlı  Arap  ,  Fars , Acem ,  Rum , Hırvat   ve  Türklerden oluşan bir  potaydı  ,  sentesdi .

Yavuz Sultan Selimle  başlatılan  , Fatih  Sultan  Mehmet'le  devam eden  Arapça ,  Farsça  eğitim  1716 da  savaşta  şehit olan  sadrazam  damat  Ali  paşaya  ait olan  Astroloji ,  felefe    ve  tarih  kitaplarının vakıf  kütüphanelerine  devrine , şeyhülislam  Ebu İshak efendinin fetvası ile  cevaz  verimemesi  yaşananlara  örnektir .  Genelleme yapamayız ama  malesef  liyakatsiz  devşirme yöneticiler  devleti kuran , yöneten  asli  unsurlara düşman , kindar  bir ortamın oluşmaına  katkı  sağladılar .

Anadolu  halkı öz   dilinden  uzaklaşırken  olmasını istedikleri  Yunus ,  Dadaloğlu , Karacaoğlan  gibi daha iyi anladıkları ,gönül köprüsü  kurdukları   konuşma dilini konuşmak ,yaşamak istemesiydi.

Tarihimizde   kendisini  Türk gören , Türküm diyen Göktürkler , Cumhuriyetin  kurucusu Atatürk  ,  hükümdarlardan  Alpaslan ,Harzem  şah  , Muhammed Emir  Timur  , Babür  şah ,Genç  Osman  ve Abdülhamit  handır .

Burada anlatılmak istenen  , bir  millet  bağımsızlığını ,  hürriyetini  ,topraklarını  kaybedebilir , esareti yaşayabilir  fakat bunlar  bir milleti yok edemez .

" Ancak  ; dilini  kaybeden  bir  toplum kaybolmaya  mahkum  olur  " ( H. NİHAT ATSIZ ) 

Tarihte  Türk alfabesi   hazırlayan  .Babürlülere  , din elden gidiyor  diye  feryad,  figan   edenleri tarih hatırlayacaktır . Nazi  Almanya'sından  kaçıp Türkiye'ye sığınan ve yıllarca ülkemizde  hocalık yapan  Prof  Mamark'a  atıfta  bulunan bir yazarımız şunları söyler .  " Sizler  farkında değilsiniz ama  onlar  farkında.  .  Türkler  tarihten çıkarılırsa  tarih  kaşlmaz  ,tarihin yeniden yazılması gerekir" der

Avrupa  her  yerde  İslam'ı sapık  inançlara  kanalize etti ..Omanlı ise .       Asri sadette yaşamak istedi . Gerçek hüviyetinize  dönerseniz Avrupa  sarsılır ,refahı yok olur .  (  Prof  Mamark ).

Prof , Mamark'ın haklı serzenişine kulak verirsek , gerçek kimliğimize  sahip çıkarak Balkanlar'dan  ,  Afrika'ya  , Ortadoğu'dan Asya'ya ,  Semerkant'tan  Horasan'a  kadar  bütün  gönül  coğrafyamızda , bizim  sancağımızın gölgesi  çok  geniş  ve  kucaklayıcıdır . .Bu  gücün farkında olup  hiç  bir ayrım yapmadan  bu  gücü  dileyen , gölgesinde kalmak  isteyenlere  gönlümüzü açarak kucaklaşmalı  ,Türk  veya  müslüman kimliği ile sarmalıyız .

Bu  coğrafyalarda  yani  Asya'sın  dan Afrika'ya  ,  Afrika'dan  Ortadoğu'ya  köprü olabilecek gücümüzün farkında olmalıyız . Ulusça  bir  ve  beraber olduğumuzda Batı'nın zincirlerini kırarız .. Bunu  yapacak gücümüz de  tarihten gelen devlet yönetme geleneğimizde  genlerimizde  mevcut . Bunu başarırsak iç  politikada  , siyai güç  ve  ikbal mücadelesine , iktidar  savaşına  eyvallah .Bu  başarılmadan  milletimizin geleceği asla feda  edilemez.

Yorumlar (0)