16.03.2021, 11:17

HÜRRİYET AŞKI

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!”

Milletine kim olduğunu hatırlatarak böyle sesleniyor hürriyet şairi Akif “Korkma” diyerek başlayan “Kahraman Ordumuza” ithaf ettiği ve 12 Mart 1921 tarihinde “Milli Marş” olarak kabul edilen mısralarında.

Kutlu olsun ve şairin ifade ettiği gibi “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırtmasın.”

2021, İstiklâl Marşı’nın kabulünün 100.yılı olması dolayısıyla TBMM Genel Kurulunda, "İstiklal Marşı Yılı" olarak kabul edildi.

Dolayısıyla bu yıl hem Milli Marşımızı hem de şairi Mehmet Akif Ersoy’un düşünce ve mücadelesini daha iyi anlama ve anlatma ile evlerimizin kütüphanesinde mutlaka bulunan “Safahat”ı okuma yılı olacaktır.

Belki de milli mücadelenin başlangıcından Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına giden süreçte milletimizin yeniden hürriyet aşkını tazelemeye ihtiyaç vardır.

Bugün yediden yetmişe hepimizin aynı inanç ve heyecanla en yüksek sesle haykırarak okuduğu İstiklâl Marşı’nın her mısrasında tarih ve medeniyetimizi, vatan, bayrak ve hürriyet aşkımızı görmek mümkündür.

Günümüzde insan ve toplum hayatı için önemli ve değerli olan inanç, hürriyet, istiklâl, insan hakları ve eşitlik gibi kavramlar sıklıkla da istismar edilen konulardır.

Yüce Yaradan’ın insana sunduğu yaşama hakkından sonra belki de en önemli hak hürriyettir.

Hür düşünce ve inanç aynı zamanda insanı yükselten manevi değerlerin başında gelir.

Hürriyet, inanç ve ahlaki değerleri zafiyete uğratılan insan ve toplumların, şeref, namus ve istiklâlinden söz edilemez.

Hürriyet nedir?

Ya da her insan kendi hürriyetini yeterince kullanabilme gücü ve imkânına sahip midir?

Genel anlamda hürriyet, “hiçbir kayıt ve şarta bağlanmaksızın her istediğini yapabilme yetkisi” olarak tanımlanır.

Bu hürriyetin en ilkel şeklidir ve insan her istediğini her şartta yapabilir mi? Elbette hayır.

Medeni insanın hürriyeti bu değildir. Onun hürriyetinde sorumluluk duygusu ve bir irade söz konusudur. Yani baskı altında olmayan, bilinçli hür bir irade vardır.

Bu sebeple esas itibarıyla hürriyet, “içten ve dıştan iradeye yabancı hiçbir kuvvet tarafından zorlanmaksızın, bizzat kendi seçimi ile kendisini belli bir harekete zorlamak hususunda iradenin sahip olduğu kudret” olarak tarif edilir.

Böyle bir hürriyette ahlaki değerler ön plandadır ve sorumluluk duygusu hâkimdir.

İnsan için geçerli olan bu durum, toplumlar için de geçerlidir.

Ancak milli irade ortaya koyabilmiş milletler hür yaşarlar.

Bu hür irade, sadece dış baskılardan arınarak değil aynı zamanda içerdeki bir takım toplum düzenini bozucu baskılardan da arınmış olmalıdır. Çünkü baskıcı, yanıltıcı güçlerin elinde oyuncak olan bir toplumda insanın hür iradesiyle hareket etmesi mümkün değildir.

Hürriyet, insanın kendi haklarını korkusuzca kullanabilmesidir. Bunu sağlamak da Devlet’in görevidir. Yani Devlet, toplumu sadece dış baskılara karşı korumaz aynı zamanda kendi içindeki olumsuzluklara karşı da korumak ve kollamak durumundadır.

İnsanın sonsuz hürriyet hakkı kullanımı eğer hak arama yolunda başkalarına engel teşkil ederse orada Devlet devreye girer. Bu sebeple hürriyet, toplum içinde sorumsuzca her istediğini yapma hakkı asla değildir. Çünkü her şeyin toza dumana karıştığı bir toplumda insanın hür iradesiyle hareket etmesi ve hür yaşaması da mümkün değildir.

İnsanların sadece zincire vurulmak ya da zindana atılmak suretiyle hür yaşama hakları ellerinden alınmaz. Toplum içinde kargaşa ve kaos çıkarılmak suretiyle de zihinler bulandırılarak hürriyetleri elinden alınır.

İçinde bulunduğu milli iradeye karşı gelen ve onunla bağlarını koparan bir hürriyet, hem insanı buhrana hem de toplumu bir kargaşaya doğru sürükler.

Bu sebeple bize ait olan yaşama hakkımız, ailemiz, sevdiklerimiz, millet ve Devletimiz ile sahip olduğumuz değerlerimiz için ne kadar sorumluluk duyuyor ve taşıyorsak o kadar hür yaşıyoruz demektir.

Mensubu olmakla onur duyduğumuz aziz Türk Milleti hürriyet aşığıdır ve bu aşkını tarihin her döneminde göstermiş, ispat etmiştir.

Bugün de varlığımız ve birliğimize yönelik her türlü tehdit karşısında hürriyete olan aşkımızı milletimizin bütün fertlerince heyecanla okunan Milli Marşımızın

“Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!” mısralarında bulmak ve anlamak mümkündür.

Selam olsun şanlı hilalin altında toplanan hürriyet âşıklarına…

Yorumlar (1)
Arzu Kayacık 3 yıl önce
Tebrik ederim.