21.09.2018, 13:43

Hüys Tolgoy Yazıtı Üzerine

BRAHMİ HARFLERİ İLE YAZILAN GÖBEK TEPE (HÜYS TOLGOY) YAZITI ÜZERİNE

Moğol yazı dilinde Hüys (= Hüis) kelimesi “Göbek” (Etü. Kindik), Tolgoy kelimesi ise “Tepe” (Etü. Töpö) anlamındadır. Dolayısıyla Brahmi harfleri ile yazılan 11 satırlık yazıta verilen bulunma yerinin adı olan Hüys Tolgoy isimlendirmesini Türkçe “Göbek Tepe (Kindik töpö)” olarak söylemek ve yazıta “Göbek Tepe Yazıtı” demek gerekiyor. 

1987 yılında “5. Uluslararası Mongolistler Kongresi” dolayısıyla Ulanbator’da Moğolistan’ın Kazak asıllı tanınmış iki türkoloğu ile tanıştım. Bunlardan genci Sartkocaoğlu Harcavbay, yaşlısı da Nepil Bazilhan’ın babası Buhatin Bazilhan idi.

Üç yıl sonra, 1990’da  TRT’nin Altaylar dizisinin danışmanı olarak Batı Moğolistan’da, Bayan Ölgiy eyaletinde bulunduğum sırada milletvekili (deputat) seçilen Sartkocaoğlu Harcavbay kendisine ait bütün fotoğraf, plân, prorisovka, okuma metinleri vs gibi Göktürklere ait malzemesini Türkiye’ye götürmemi, sağ kalırsa, Türkiye’ye gelerek benden alacağını söyleyip bana verdi. Ben de Harcavbay’ın bu isteğini yerine getirdim. Harcavbay 11 yıl sonra, 2011 yılında oğlu Cantigin ile birlikte İstanbul’a geldi. Bana verdiği metinleri tek tek sayarak teslim alıp malzemesini eksiksiz teslim aldığına dair bir kağıt imzaladı. (Bu arada bir bilgi daha vereyim. Harcavbay’ın siyah-beyaz filimlerinin fotoğrafları, kendi rızası ile tab edilerek Türk Dil Kurumu arşivine/kütüphanesi‘ne bağışlanmıştır. İlgilenenler o resimlere bakabilirler.). 

Harcavbay’ın bana bıraktığı tek belge yığını Tayhir Çuluu  yazıtları grubu oldu. Bu metinleri de, isteği üzerine “Hoyto Tamir (Moğolistan]’dan yeni yazıtlar (Ön neşir)” başlığı ile Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 2000 (Ankara, 2001, s. 313-346)’de Osman Fikri Sertkaya – Sartkocaulı Harcavbay ortak araştırması olarak yayınladım.

Harcavbay’ın 1990’da bana verdiği metinlerden birisi Brahmi harfleri ile yazılan ve 1970’li yıllarda bulunarak Tarih Araştırmaları Enstitüsü’nün inceleme laboratuvarına götürülen Hüys Tolgoy (Göbek Tepe) Yazıtı idi. 1990’lı yılların başında bu yazıtın Harcavbay tarafından yapılan “prorisovka (elle yapılan kopya)”sını değerli meslekdaşım ve arkadaşım Dr. Dieter Maue’ye göndererek deşifresini istedim. Ancak çeşitli meşguliyetler dolayısıyla işi takip edemedim.

15-16 Ağustos 2011 tarihlerinde Türk Dil Kurumu tarafından Moğolistan’ın baş şehri Ulanbator’da yapılan “Türk Kültürünün Gelişme Çağları. Başlangıç ve Yazıtlar Çağı. Uluslararası Toplantı” dolayısı ile delegeler Tarih Araştırmaları Enstitüsü’nün deposunda bu yazıtı gördüler. Prof. Dr. Peter Zieme yazıtı çok detaylı bir şekilde resimledi. Ben de bazı resimler aldım. 

Sayın Mehmet Tütüncü’nün Facebook’ta 18 Eylül 2017 (08:52)’de yayımladığı “1. Göktürk devrine ait Hüis Tolgoy Yazıtı Hakkında” başlıklı bilgilendirme yazısında Dr. Dieter Maue’nin yaptığı yazıt transkripsiyonundan yazıtın Göktürk Kağanlığı’nın kurucusu olan Muhan Kağan’ın torunu Niri Kağan’ın 595-604 yıllarındaki hükümdarlığı devrine ait olduğu söylenen en eski Moğolca metin olduğu anlaşılıyor. 

Göktürk Kağanlığı’nın ilk devresine ait iki yazıt bilinmektedir. Bunlardan ilki Bugut yazıtı olup üç yüzü de Sogd dilinde ve Sogd alfabesi ile yazılmıştır. Bir yüzü ise Brahmi harfleri ile yazılmıştır. Ancak aksara (harf) ların çok tahrip olmasından dolayı okunamamaktadır. İkinci yazıt ise Brahmi harfleri ile yazılan 11 satırlık Hüys Tolgoy (Göbek Tepe) yazıtıdır. Göktürk Kağanlığı’nın ilk devresine ait Göktürk harfli Türkçe metin ise bu güne kadar bulunamamıştır. 

Brahmi harfleri ile yazılan  Göbek Tepe yazıtındaki bazı kelimeler üzerinde kısaca duralım. 5. satırda “türüg kagan” (Türk Kağanı) ibaresi geçiyor. Bu ibare yazıtta ikinci kez 10. satırda da “türüg [ka]ga[n]” şeklinde tamamlanarak geçmektedir. Bahs edilen kağanın adı 5. satırda “nı rı kagan” (Niri Kağan) şeklinde yazılmıştır. Bu isim 10. satırda “n<ı>rı kagan” şeklinde tamamlanarak geçmektedir Kagan kelimesi çekimli şekilleri ile 1., 2., 7. ve 9. satırlarda “kagan” 2. ve 5. satırlarda “kaganu” ve 9. satırda “kaganun” şekillerinde, Eski Türkçe “katun” kelimesi ise 5. satırda “katoñar” (Katunlar > Hatunlar) şeklinde geçmektedir. Eski Türkçe “tigin” (prens, şehzâde) kelimesi ilk satırda “digin”, Eski Türkçe “tarkan” unvanı 11. satırda “darkan”, bu ismin –d (-t) eki ile yapılan çokluk şekli “tarkat” (Tarkanlar) da 10. satırda “darkad” şeklinde geçiyor. Moğolca “tegü” (Küçük kardeş) kelimesinin metatezli “tüge”  şeklinin de 5. satırda –d eki ile yapılan çokluk şekli “düged” (küçük kardeşler) olarak geçiyor. (Torun çocuğu, torunun torunu) anlamlarında Başkır Türkçesi’nde tıwa, Kırgız Türkçesi’nde tonçor, togoçor, togonçor ve Nogay Türkçesi’nde tüwenşer kelimelerinin kullanılmakta olduğunu da söyleyelim. (Yong-Song Li, Türk Dillerinde Akrabalık Adları, İstanbul, 1999, s. 223.) Bu arada “digin, darkan, darkad ve düged” kelimelerinin Brahmi harfli yazıtta kelime başında t- yerine d- ile geçmesi üzerinde durmak gerekiyor.

11. satırda “bitig” (bitig, yazıt) ve ilk satırda “bitiñer” (bitigler) kelimeleri yanında Budizm ile ilgili olarak 2. satırda “buda” (Buddha), birinci ve 8. satırda da “bodısatva” [Bodhisatwa) kelimelerinin geçtiğini söyleyelim. 

Dört de resim verelim. İlki taşın arazideki ilk resmi, ikincisi Harcavbay‘ın prorisovkası, üçüncüsü Moğolistan Tarih Araştırmaları Enstitüsü’nün Arşivi’ndeki Yazıt, dördüncüsü de yazıtla birlikte olan resmim.

Yorumlar (0)