10.12.2022, 10:37

İSLAM ALEMİNDE YAŞANANLAR - 3

İSLAM  ALEMİNDE YAŞANANLAR - 3

M.S 700-1300 lü yılları arasında yaşayan İbn-i Rüşd, Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Haldun, Şirazi, Şadi, Ahmet Yasevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Sadrettin Konevi , İbn-i Arabi , İmam Rabbani , İmamı Azam Ebu Hanife , İmam Eş’ari , İmam Gazali, İmam Maturidi İslam Alimleri, bu coğrafyaya bir daha gelmez. İslam’ı, tehlike olarak gören Batı dünyası, dini referans alan proje rejimler türetirken, İslam alemi bunların İslam’la alakası olmadığını algılayamadı. Arap dünyası ve Orta Doğu’da Meryem Cemile ile yaşam bulan, Türk dünyasında da iz bırakan siyasal İslam, yayılmacı Batı’nın içerdeki yerli işbirlikçileri ile coğrafyayı uyutmak amaçlı üstü örtülü projeler olarak coğrafyada yaşam buldu. İslam dünyasına yaşatılanlar coğrafyayı bölerek yönetmek, siyasi, askeri ve ekonomik güç olmasını engelleyip sömürebilme amaçlıdır. İbn-i Rüşd ve İmam Maturidi ile halisane amacı devletini, dinini kendince koruma gayretindeki İmam Gazali arasındaki düşünce ve yorum farklılığının tercihindeki seçim İslam aleminin gideceği yolu belirledi. Gazali ile başlayan öncelenmiş ahiret mutluluğunu kazanma arzusu, dünyanın gerçeklerinden, teknolojisinden uzak yol almak oldu. Zaman içinde her alanda üstünlüğü ele geçiren Batının acımasız sömürgeci anlayışı, İslam âlemine kan, gözyaşı, zulüm ve cehalet olarak yansıdı. İlim, bilim ve ahiret inancı bütünlük arz ettiğinde elbette İslam’ın ufkunun aydınlanacağı öngörülemediğinden, “ Yaşadığımız dünya için, ahiret için bir yaşam olabileceği düşünülmedi.”

Bu coğrafya da bilimden uzak, etnik kökene, ilkesiz siyasete dayalı, körü körüne itaat, kabile ( Haşimi, Emevi ayrımcılığı ) anlayışı ile gelinen noktada, çatışmalar Müslümanı, Müslümana kırdırma amaçlı tezgahlanıp vekalet ve vesayet savaşları yaşatıldı. Toplumsal barış için teknolojik güce, bilime ve bilimsel eğitime sahip olarak, çatışmalardan uzak barışçıl bir yola girmek mümkün olmadı. Geri kalmışlığın sonuçlarını göremeyenler, geçmişini sorgulamayanlar sebepleri asla ortadan kaldıramaz. “ Coğrafya tarihi, tarihte geçmişi yazarken coğrafyanın kaderi belirlediği “ görülemedi. Coğrafyanın bahşettiği nimetleri, yeraltı, yer üstü zenginliklerini ekonomik ve siyasi açıdan, devlet politikaları olarak toplumlarının hizmetine sunamayan İslam dünyasında, kalkınmayı başaramayan mefkuresizleri tarih unutmayacaktır. Zamanında Papa’nın cennetten toprak satması gibi, İslam âleminde ilimsiz ve bilimsizlerin cenneti vadedenlerle, muhassır bir islam medeniyeti tasavvuru mümkün olamazdı. Bu anlayıştaki mümkünsüzlüğü görüp, İslam aleminin yeni bir medeniyet tasavvuru olmak zorunda.

Yorumlar (1)
Hasan Ceylan 1 yıl önce
Gelişmemiş toplumlarda dinsel inanç .Gelismis toplumlarda degisim-gelisim sürekliliği içinde yenileme,yenilenme olduğu için arastirma-gelistirme -sorgulama vardir."coğrafyanın bahsettiği nimetleri,yeraltı ve yer üstü zenginliklerini toplumlarinin hizmetine sunmayan,kalkınmayı başaramayan,toplumların refah ve mutluluğunu geliştirmek bir yana baltalayan,iskalayan hatta tersi despotca yönelim ve yöntemlere halkını yoksullastiran yönetimleri tarih unutmayacak mutlak,yazacaktır "