23.12.2018, 06:42

Kazak Topraklarının Sesi: Alaş

KAZAK TOPRAKLARININ SESİ: ALAŞ...

“Alaş Bayrağı Altında” Belgeseli, kalbi, Türk Dünyası için çarpan yüreklerde derin izler bırakıp geçti. Ulu Bozkır’ın ulu aydınları, Alihan Bökeyhan, Ahmet Baytursın, Mağjan Jumabay, Mirjakıp Duvlatulı, Mustafa Şokay ve diğerlerinin kısa ve bahtsız ömür yolunda bıraktıkları en büyük iz, Kazakistan ile birlikte bütün Türk Dünyası’nda yarattıkları millî şuurdur. Bu duygu, özellikle manevî diriliş sürecinde her türlü değerin üstündedir. 

 Belgeseli izlerken yüreği yanmayan, kalbi yerinden kımıldamayan, gözleri dolmayan Kazak/Türk evlâdı var mıdır acaba!... Batı’nın Haçlı Seferleri ve Sovyet Dünyasının sömürge ruhunu taşımasının bir sonucu olarak Anadolu ve Türkistan’da eş zamanlı cereyan eden Milli Mücadele yıllarında Mehmet Âkif’e, Mehmet Emin (Yurdakul)’a, Mirjakıp’a, Abduhalık Uygur’a, Çolpan’a Uyan, Oyan, Oyğan şiirlerini yazdıran aynı ruh değil miydi!.. Namık Kemâl’in Silistre piyesinde vatan mücadelesi karşısında ruh hâlini anlatan “ne düşünsem karşıma kanlı kefeniyle vatan çıkıyor” sözü, Alaş aydınlarını da hatırlatmıyor mu!...

 Alaş aydınları, modern bağımsız Kazakistan ile birlikte kendi bayraklarını geleceğe taşıyacak olan yeni aydınlar da yarattı: Mambet Koygeldi, Tursın Jurtpay, Sultan Han Jussip, Dihan Kamzabekulı Ağayları hayranlıkla ve gururla izlerken Alaş’ın alıstağı bavırlardı/uzaktaki kardeşleri biraraya getiren bir millî ruh olduğunu da zihnimde seslendiriyordum. Ben, ağaylarımızı Alaş sayesinde tanımıştım... 

Toplantıya destek olan, şahsıma konuşma fırsatı veren Kazakistan Cumhuriyeti’nin mütevazı ve nazik Büyükelçisi Abzal Saparbekulı Mırza’ya; ayrıca Köktuğ Kazak Kültür Derneği’nin zarif, samimi ve yürekli hanımları İlge Karagöz ile Lazzat Mulazımoğlu’na sonsuz minnet ve teşekkürler...

Şeksiz alğıs...

Yorumlar (0)