EN ETKİLEYİCİ KÜÇÜK İSKENDER SÖZLERİ, KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

EN ETKİLEYİCİ KÜÇÜK İSKENDER SÖZLERİ, KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

EN ETKİLEYİCİ KÜÇÜK İSKENDER SÖZLERİ, KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

Yazının sonundaki KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR bölümüne gitmek için tıklayınız: KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

EN ETKİLEYİCİ KÜÇÜK İSKENDER SÖZLERİ

Çek bakışlarını gözlerimden, aşk bu şeytan doldurur.

Bırakın bu ayakları. Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz âşıktınız.

Kalp bu ulan. Yok, öyle bir arkadaşa bakıp çıkmak.

 
Soğuk ve şekersiz çay gibisin, ne içimi ısıtıyorsun, ne ağzımda güzel tat bırakıyorsun, sadece uykumu kaçırıyorsun.

Bilirsin beceremem yaşamayı. Bir damla su olsam, gider rakıya damlarım.

Hatırlıyor musun bana armağan ettiğin ilk şarkıyı, ”ölünce sevemezsem seni” Ulan hayattayken bile sevmedin ki…

O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım.

Telefon rehberimdeki herkesi senin adınla kaydettim. Bütün gün beni arıyorsun, taklitler yapıp sesini değiştiriyorsun. Biliyorum, sen de özledin.

Bırak şimdi yanaklarımı dudaklarımı gücün yeterse yüreğimden öp beni.

Özne olmayı bırakıp zamir oldum, edat oldum, yüklem oldum. Ama senin gibi, aşk ile ihanet arasına bağlaç olmadım asla.


 
Sigarayı bile kıskanırdım; kalbine giden yollara uğradığı için…

Öyle bir yerin düşünü gördüm ki; insanlar, sabah uyandıklarında hâlâ hayatta olduklarını fark edip, günaydın demeden önce birbirlerini öpüyorlardı.

Duydum ki böbreğinde taş varmış sevgili. Kesin kalbinden düşmüştür.

Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin. Zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.

Attığın tüm zarlar kaybettirdi bana. Hani sen benim düş-eşimdin.

Sigarayı bıraksam diyorum, tamamen sana başlasam. Sen daha çabuk bitirirsin işimi, böyle çok yavaş ölüyorum.

Ben seni çoktan affettim, sen sen sevdanı helal et.

Offff dedi. Ne oldu? Dedim hiiiiiç, dedi. Her şeyi bırak gel benimle, dedim. Olur mu? Dedi. Topu topu bir tabak fazla koyarız soframıza, dedim. Olmaz, dedi. Neden? Dedim. Aynı tabaktan yeriz, dedi. Bir daha sevdim.

Beni unut diyorsun ya; bu bana imkânsız geliyor. Çünkü seni unutmam için, hatırlamam gerekiyor.

Erkek olmak doğuştan gelen bir alın yazısı olsa da, adam olmak her erkeğe nasip olmuyor.


 
Kaldır başını aşk belden yukarıda sevgili.

Bana benden iyisini bulamazsın diyen sevgilim ne gemiler yaktım ben, kıçı kırık bir sandalın lafı mı olur.

Senin için ölürüm” dedi. ”Benim için zaten öldün” dedim. Cesedini alıp çıktı.

Şimdi sen gittin ya, şairin dediği gibi herkesi sana benzetiyorum. Bu da mı o şerefsiz acaba diyorum.

İlla 3. Şahıslar girecekse aramıza. Minik parmakları olan bir kızımız olsun.

Kim demiş ki, en büyük aşklar nefretle başlar diye, benim en büyük nefretim bir aşkla başladı.

Sana kemik değil; aşk verdim. Şimdi itlik yapmanın âlemi yok gitme diyorsam gitme.

Gelin arabasının önünü kesen çocuklara verilen zarf gibi, bomboş çıkıyorum sana her ne kadar plakasında mutluyuz yazsa da.

Aşk, bozuk bir pusuladır; seni yanlış bedenlere götürür.

Sanma ki adını ağzıma alıyorum diye seni seviyorum. Dudak tiryakiliği benimkisi seni içime çekmiyorum.


 
Bir bayanın gözyaşının akmasına sadece soğan değil, bir ‘hıyar’ da neden olabilir.

Bugün kitap izledim, film okudum, müzik yedim, yemek dinledim. Aklım sendeydi, hiçbir şeyi doğru yapamadım, şaşkınım.

Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?

Dönerse senindir dönmezse zaten hiç senin olmamıştır diye bir şey yok dönecek. Bir katil olay mahalline mutlaka geri döner.

Adındaki harf kadardır alfabem…

Annem sürekli “hiçbir şey yemiyorsun, kurudun kaldın” deyip duruyor; ben ne kazıklar yiyorum kimse bilmiyor.

Bana yol vermeyi düşünmeden önce sana verdiğim yolda yürümeyi öğren…

Geri gelmemelisin. Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde. Sen bu hayatta gördüğüm en hoş’çakal’sın neticede.

Bana geleceğin günün adını tıp çok önceden koymuş meğer; ‘kıl dönmesi’

Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra; ikimizden biri sıfır olsa, diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; fark etmeyecek sonuç sıfır.


 
Kahvenden bir yudum bile almamışsın; korktun mu beni kırk yıl sevmekten.

Git gidebildiğin yere kadar bu liman da kaybettiğim ilk gemi sen değilsin. Ama şunu unutma. Rıhtımda kalanı değil, çekip gideni vurur fırtına.

Bir erkeğin en lezzetli yeri ‘ başının eti ‘ sanırım. Bu kadar kadın yanılıyor olamaz zira.

Seninle ben bir çaydanlık gibiyiz. Ben üst kısmıyım sen alt kısmı. Hani büyüksün ya. Aramızdaki fark ise şu; ben sensiz de demlenirim, ama sen bensiz ancak su kaynatırsın.

Değil Erosun oku. Zeus’un şimşeği girse g*tüne sen aşktan anlamazsın.

Yaptığım şakanın ardından gözlerimin içine bakıp, “aşk olsun” dediğinde “keşke.” diyebilmek için can atıyordum.

Kirpiklerini kıskanasım geliyor meselâ; gözlerine benden daha yakın diye.

Sen bir defa olsun “seni seviyorum” yalanını at; melekler günahını bana yazsın, olur mu?

Ağlıyor musun?’ diye soruyor giderken utanmadan. Yok, yanlış yerden işiyorum aptal.

Her rengin bir kişiliği vardır. Her kişiliğin de bir rengi. Ben senin rengini buldum. Kahperengi.

Meyve vermeyen tek ağaç darağacıdır.

Sıkı sıkı tembihlerler. Unut onu, aklına bile getirme, çıkar kafandan, hafızandan sil. Sanki seven beynimizmiş gibi.

Bir insanı kaybetmek istiyorsanız çok sevin, kendiliğinden gider zaten.

Evde kedi, köpek beslemekle hayvan sever olunmaz. Hayvan sever dediğin benim gibi koynunda yılan besleyecek…

Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur.

Yüreği olmayanın kalbimi kırmasına müsaade etmem. Beni bir saniyede unutanı, ben iki saniye ile şereflendirmem.

Ağzı tabanca. Dudakları namlu, sözleri gece mermisi.

Herkese ”seni sevmediğimi” söylüyorum. Afrikalı bir annenin oğluna ”ben tokum sen ye ” demesi kadar basit bir yalan bu.

KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

Şiir, roman, deneme, günlük gibi pek çok edebi türde eserler veren, ilk filmi “Ağır Roman” ile oyunculuğa da adım atan Küçük İskender'in tam adı Derman İskender Över'dir.

1964 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Küçük İskender, Kabataş Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdi, son sınıfında okulu bıraktı. Ardından İstanbul Üniversitesi sosyoloji bölümüne girdi, ancak burayı da tamamlamadı.

1980'li yıllardan başlayarak günümüze kadar çeşitli dergilerde şiirler, eleştiriler, denemeler yazdı. İlk şiiri Milliyet Genç Sanat Dergisi'nde, İskender Över ismiyle çıktı. Profesyonel olarak 1985'te Adam Sanat Dergisinde şiirleri yayımlanmaya başladı.

İstanbul'da Baba Zula, Rashit, Teoman, Gripin, Hayko Cepkin, Zakkum, Derya Köroğlu, Mabel Matiz, Can Bonomo, Nejat Yavaşoğulları, Model, Flört, gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı. Küçük İskender, Mustafa Altıoklar'ın yönettiği Ağır Roman ve O Şimdi Asker adlı filmlerde de rol almıştır. Son olarak “İkinci Waliz” adlı şiir-metin-günlük kitabıyla okurlarıyla buluşan Küçük İskender'in bir süredir kanser tedavisi görüyordu.

2000 yılında Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde Bir Çift Siyah Deri Eldiven adlı şiir kitabıyla birincilik aldı. 2001 yılında Almanya'da, 2002 yılında Hollanda'da çeşitli şehirlerdeki etkinliklerde, 2005'te Avusturya'da, 2007'de Makedonya'da, 2008'de İsveç'te konuşmacı olarak ve şiir performanslarıyla kendini dile getirdi.

2003 yılında Berlin'de düzenlenen İlk Türk Eşcinseller Kongresi'nde bu konudaki bildirisini okudu. 2004'te NewYork'ta ve Kuzey Coralania'da üniversitelerde konuşma yaptı ve tek kişilik okuma gecelerine konuk oldu.

2006'da İskender'i Ben Öldürmedim adlı şiir kitabıyla Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü'nü kazandı. 2014'te 7.si verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü Küçük İskender'e verildi. Jüri ödülün gerekçesini “Türk Şiiri’ne getirdiği özgün soluk ve şiir dilinin geliştirilmesinin yanı sıra otuz yıl boyunca tavrındaki tutarlılık” olarak özetledi.

KÜÇÜK İSKENDER KİTAPLARI

Kitapların şu anki yayınevleri ve basıldıkları ilk tarih dikkate alınmıştır.

Şiir

Gözlerim Sığmıyor Yüzüme ( 1988 / Adam Yayınları )
Erotika ( 1991 / Adam Yayınları )
Yirmi5April ( 1994 / YKY )
Periler Ölürken Özür Diler ( 1994 / Gendaş )
Suzidilara ( 1996 / Adam Yayınları )
Güzel Annemin Hayal Gücü ( Tek Baskılık Kitap ) ( 1996 / Hera Şiir Kitaplığı )
Ciddiye Alındığım Kara Parçaları ( 1997 / YKY )
Papağana Silah Çekme! ( 1998 / Om Yayınları )
Alp Krizi ( Tek Baskılık Kitap ) ( 1999 / Çalıntı Yayınları )
Gözyaşlarım Nal Sesleri ( 1999 / Adam Yayınları )
Bir Çift Siyah Deri Eldiven ( 2000 / Adam Yayınları )
İpucu Bırakma Sanatı ( 2000 / Om Yayınları )
Bahname ( 2000 / Om Yayınları )
Teklifsiz Serseri ( 2001 / Om Yayınları )
Kahramanlar Ölü Doğar ( 2001 / Om Yayınları )
Çürük Et Deposu ( 2001 / Adam Yayınları )
Eski Kral Deposu ( 2002 / Adam Yayınları )
Siyah Beyaz Denizatları ( Toplu Şiirler I ) ( 2003 / Gendaş )
Barudî ( Kürtçe Çeviri ) ( 2003 / Piya )
Dicle ile Fırat ( 2004 / Gendaş )
Bir Daha Bana Benzeme Angel! ( 2004 / Varlık )
Sarı Şey ( 2010 / Sel Yayınları )
Bu Defa Çok Fena ( 2011 / Sel Yayınları )
Ali ( 2013 / Sel Yayınları )
Elli belirsiz (2014 / Sel Yayınları )

Serbest Metinler

Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri ( 1992 / Parantez )
İkizler Burcu Hikâyeleri ( 1993 / Parantez )
666 (1994 / Gendaş )
Galileo'nun Pergeli ( 2009 / Sel )
The Kırmızı Başlıklı İstasyon Şefi ( 1996 / Parantez )
Belden Aşağı Aşk Hikâyeleri ( 1996 / Parantez )
Pop H'art ( 1997 / İnkılâp )
Balık Burcu Hikâyeleri ( 2000 / Parantez )
Made In Hell ( 2001 / İnkılâp )
Insectisid ( 2002 / Stüdyo İmge )
Necronomicon / Ölüm Kitabı ( 2004 / Turuncu Medya )
Waliz Bir (2016 / Can )
Her Şey Ayrı Yazılır ( 2016 / Can )

Roman

Flu'es ( 1998 / Parantez)
Cehenneme Gitme Yöntemleri ( 1999 / Parantez )
Zatülcenp ( 2000 / İnkılâp )

Özel Derlemeler

Kanlı Lağım Fareleri'den küçük İskender'e ( 2001 / Stüdyo İmge )
Aşk Şiirleri Kolonisi ( 2004 / Everest )

İnceleme / Eleştiri

Şiirli Değnek ( 1995 / YKY )
Eflatun Sufleler ( 2002 / Gendaş )
Rimbaud'ya Akıl Notları ( 2004 / Alkım )

Günce

Cangüncem (1996 / Gendaş )
Bu defa çok fena ( 2011/ Sel)

Yorumlar (0)