Kâmrân Mirzâ, Çağatay Türkçesi

Kâmrân Mirzâ

Hindistan’da Türk-Hint imparatorluğunun kurucusu Babur’un ikinci oğlu ve Hümâyûn Şâh’ın üvey kardeşi olan Kâmrân Mîrzâ, 1509 yılında Kâbil’de dünyaya geldi. Büyük kardeşi Hümâyûn’dan daha zeki ve sanatkâr olan Kâmrân, aynı zamanda zalim ve ihtiraslı bir kimseydi.

Babur, geniş ülkesinin idaresini dört oğlundan ikisi Hümâyun ve Kâmrân arasında taksim etmiş, bu arada Kâmrân Kandehâr’ın idaresiyle görevlendirilmiştir. Babur’un vefatından sonra tahta Hümâyûn geçti, Kâmrân ise Pencâb valisi oldu.

Kısa zamanda iki kardeşin arası açıldı, Kâmrân kardeşine baş kaldırdı. Hümâyûn 1542’de Kâbil’i ele geçirince, Kâmrân Bedehşân’a çekildi, 1550’de Kâbil emirliğini tekrar ele geçirmeğe muvaffak oldu. Ancak burada fazla tutunamadı, Hümâyûn’un kuvvetlerine mağlûp oldu. Bu olay üzerine emirliği bırakıp dağlara çekildi. Avare bir şekilde orada burada dolaşmağa, hatta zaman zaman yağmacılığa başladı.

1553’te Gohar kabilesinin reisi Sultân Âdem Han tarafından sıkıştırılınca kaçabilmek için kadın kılığına girdi ise de, yakalanıp Hümâyûn’a gönderildi. Devlet ileri gelenleri öldürülmesini istedilerse de, Hümâyûn öldürtmeyip gözlerini oydurmakla yetindi. Bazı şiirlerinde çektiği ıstıraplı hayatı dokunaklı bir şekilde anlatır.

Emirlik dâvasından vazgeçen Kâmrân, 1554’te karısı ile Mekke’ye gidip yerleşti. 1557’de Mekke’de vefat etti.

Kâmrân Mîrzâ, son derece cesur, ihtiraslı ve entrikacı bir kimseydi. Şiirlerinde ekseriyetle Kâmrân, bazen de Gâzi mahlasını kullanmıştır. Şiirlerine büyük ölçüde âşıkane unsurlar hâkimdir. Bununla beraber bazı şiirlerinde de dinî-tasavvufî ve hikemî unsurların yer aldığı görülür. Klâsik edebiyatın teknik ve inceliklerine vâkıf olmakla beraber, şiirleri büyük bir değer taşımaz, fakat yer yer güzel söyleyişlere ve orijinal benzetmelere rastlamak mümkündür. Zamanın anlayışına uyarak divanında Türkçe şiirler yanında Farsça şiirlere de yer vermiştir.

Kâmrân’ın biri Türkçe ve Farsça şiirlerini ihtiva eden, diğeri de yalnızca Farsça şiirlerini ihtiva eden iki divanı mevcuttur. Birinci divanının bilinen iki nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalardan bir tanesi Banki-pur nüshası olup, Banki-pur Şarkiyat Kütüphanesi’nde 105 numara ile kayıtlıdır. İkinci nüsha ise Banki-pur nüshasından kopya edilen Kalkuta nüshasıdır.

Yorumlar (0)