ŞAİR BÜLENT TEKİN KİMDİR?

ŞAİR BÜLENT TEKİN KİMDİR?

15 Şubat 1954 yılında Mardin’in Derik ilçesinde doğdu. Aslen Mardin’in Ömerli ilçesi Çınaraltı (Rissin) köyündendir. İDMMA(Galatasaray) Kimya Mühendisliği ve ODTÜ(Gaziantep Kampusu) İnşaat Mühendisliği mezunudur. Üniversite yıllarında “Duygu” adlı bir senaryo çalışmasında bulunmuştur. Bu eser bir Sinema dergisinde fotoroman şeklinde senaryo edilmiştir.

70’li yılların şartlarında yazmış olduğu, “Oğul(roman)”, “Para(roman)”, “Toplu(msal) Şiirler(şiir)”, “Şili Sosyalizmi(araştırma-inceleme)” adlı kitap çalışmaları polis tarafından alındığından bu eserlerin basılma olanağı olmamıştır. O yıllarda daktilo edilen nüsha yok edilince yedekleme şeklinde bir güvenlik olanağı bulunmuyordu.

Bülent Tekin Edebiyatçılar Derneği, BESAM, TYS, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (fahri üye), Mezopotamya Gazeteciler Cemiyeti ve PEN üyesidir. Gırgır Dergisi’nde aralıksız dokuz yıl yazdı. Ayrıca 2010-2011 yılları içerisinde KKTC’de yayınlanan ‘Afrika’ adlı gazetede köşe yazarlığı yaptı. 4 Eylül 2012 ile 31.12.2012 tarihleri arasında Dijle Tv’de yayınlanmış olan “BÜLENT TEKİN İLE TARAFSIZ BAKIŞ” programını sundu. 2013 yılında da bu televizyon programını bir süre daha aynı televizyonda sunmuştur.

Yayımlanmış eserleri: Kızıldan Sarıya(şiir), Tarih Tarih Olsun(şiir), Sevdanla Yaşayacaksan(şiir), Kral Situ’nun Hikâyesi(roman), Barışla Güzeldir Sevdam(şiir), Feyyo’nun Felsefesi(roman), Ölümü Vurmak Güneşi Öpmek(şiir), Bir Türkiye Çıkmazı(deneme), Kartal Yuvası-Mardin Tarihçedir-(tarihi roman), Köpekleşmenin Şerefi(mizah/deneme), Vatan Millet Diyarbakır(mizah/deneme), Kürt Sorunu Ve Sayılmayan İsyanlar(araştırma/inceleme), Kanayan Topraklar (Simko, Berzenci, Koçgiri) 1919-1923(araştırma/inceleme), Cumhuriyet Dönemi İlk Kürt İsyanları 1924-1926(araştırma/inceleme), Taarruz Yılları 1926-1930(araştırma/inceleme), Dersim’den Tunceli’ye Giden Yol 1930-1938(araştırma/inceleme), Yakın Tarihte Kürt Sorunu: 40’lardan PKK’ye (1940-Günümüz)(araştırma/inceleme).


TOPLU ŞİİRLER

BÜLENT TEKİN

BARIŞ BAYRAKLARI

I.
Birkaç çocuk gördüm,
esmer
ve kumraldılar.
Sana benziyorlardı.
Ellerinde
beyaz bayraklar
dalgalanıyordu.
Gökyüzüne bakıyorlardı,
masum
ve güzeldiler.

II.
Seni gördüm ansızın,
çocuklara
doğru yürüyordun.
Bir anne gibi
güzel
ve mağrurdun.
Bayrakları,
çocuklar yükselttikçe
yükselttiler.

III.
Uzaklaşınca
yanından
ansızın,
beni çağırdın nedense…
Titriyordun,
üzgün
ve güzeldin.
Tüm dünyanın
annesi
gibiydin;
uzaklaştıkça
büyüyordun.

SEVGİ AĞACI

I.
Büyüyüp,
kocaman gövdenle
ve uzun dallarınla
yarmalısın toprağı.
Ve toprağın üstüne çıkıp
yükselmelisin.

II.
Ve köklerin
bu dev ağacı taşımalıdır.
Ve öyle bir görünmelisin ki
yaprağınla yemyeşil!
Ve ellerinle
sarı saçlarına
tutunmalısın Güneş’in!

ELLERİ KAN İÇİNDE

I.
Zulümle kazandılar
Ve hükümran oldular.
Ve kılıçlarını
ellerinden
düşürmediler hiç.

II.
Ve bir gün sevdalım,
kılıçla gidecekler
utanç içinde.
Ve adaletin hükümranlığında
unutulacaklar.

BARIŞ PEYDA OLACAK

I.
Bir sabah
bir sevda
yükselecek
ikimizin arasında
ve kızıl ışıklarıyla
bir yıldız
çizecek gökyüzünde.
Eli kanlı katiller
vurmak isteyecek
barış adına(?!)

II.
Ve o sabah
sevdalar
vurulmayacak.
Yeni filizler
büyüyecek
kıraç topraklarda inadına.
Ve gökyüzünde
sevgi parlayan
yıldızlar
üreyecek.

III.
Ve bir sabah sevdalım,
bir sevda
peyda olacak
ülkemin topraklarında.
Ve egemen olacak
barış,
sevgi hüküm sürecek.
Ve yasak sevdam
faili firar
olmayacak!

ÇOCUKLUK HASTALIĞI

Düşüncelerinden
soyutlamalı beni
yok edip
yırtıp
tarihinden silmelisin.
Beyazlar içinde
düşlediğin güzelliği,
sevdamı,
maceralar içinde
yıpratıp
kirletmelisin.
Bir çocukluk hastalığı
deyip;
sevdamı küçümseyip,
satmalısın.
Sana
bu yakışır sevdalım(?!)

ÖLÜMÜ BAYRAM SANDIM

I.
Kötülükleri tanımadan önce
seni melek sanmıştım;
ışıl ışıl yanan
aydın,
apaydın bir insan.

II.
İnsandık,
sevda çekerdik.
Acılar içerisinde,
inandık,
uzun bir süre
meleklere
ezile ezile.

III.
Kötülükleri görünce
ölümü bayram sandım.
Özlemle bekledim,
bir bayram hediyesi gibi.
Gelmedi,
yolu şaşırmıştı,
dolaşıyordu sinsi sinsi.

IV.
Yanı başımda gelinim sandım.
İnandık,
acılar içinde
melek yüzlü güzele
uzun süre.

V.
Ölüm korkusunda
gözlerin kızıl,
gözbebeklerin
simsiyah.
Gözlerinde okudum
ölümü sevdalım.
Sonunda anladım:
Artık ölüm bile yetmiyor!

ŞEHİRDE EYLEM

I.
Sen olmayınca
gülüm,
tadı yok
yağmur
altında
yürümenin
ve sevgiyle
sırılsıklam
ıslanmanın.
Tadı yok
şehirde
eğlenmenin
bile.

II.
Sen olmayınca,
işçi eylemlerinde
yürümenin de
tadı yok.
Pankartlarda
daha çok
özgürlük
ve demokrasi
istemenin…
Tadı yok gülüm,
tadı yok
sen olmayınca…

III.
Yükseklerden
eylemleri
izledik
seninle.
Yürüyordu
güzel kızlar
podyumlara
inat.
Kızıl
ve sarı
bayraklar
taşıyorlardı.

IV.
Ve erkekler
ve kadınlar
ve çocuklar
yürüyorlardı.
Ve çoğaldıkça
çoğaldılar.
Ve insanlar
nehirdiler,
aktılar.
Ve bir denizde
toplandılar.
Zulme inat
çoktular
ve mutluydular.

ÖZLEYECEĞİM

Özlem duydum,
özledim.
Önceki gün,
dün gibi
özledim.
Yarın
özlem duyacağım.
Ertesi gün de
özleyeceğim.
Hep böyle oldu bu.
Böyle de olacak.

BİR GÜN ŞAFAK SÖKECEK

I.
Ben bilirim
siyah ipek saçlarınla
bir sabah
yine gelirsin.
Nasıl,
neyle,
zorluklar demeden
gelirsin.

II.
Ben bilirim
bir gün ölmeden önce,
tutsak bile olsan
şafak sökmeden gelirsin.

KARANFİLLE DÖNECEĞİM

Döneceğim
bir gün
sevdalım.
O gün,
havada
uçacak
karanfil kokuları
ve direnecek
zora
zeytin dalları
ve ufka
yükselecek
çırpınarak
kanatlarını
barış.
Döneceğim
o gün
sevdalım.
Bekle beni.

YAŞAMAK DENİRSE

Sen,
ben sevdalım,
biz,
hepimiz
alabildiğince
üzüntülü
ve acılı
ve ağlamaklı
bir yaşantının
içindeyiz.
Yani ezik
ve yenik
ve alabildiğince
bir korkunun içinde
-yaşamak denirse buna-
yaşamaktayız.

BURJUVA AHLAKI

Bir gün
saçlarına ak düştüğünde,
-çok zaman sonra-
teslimiyetten
arda kalan
anıları
hayal meyal
hatırlayacaksın.
Bize sevdayı
çok gören,
ayıplayan
ve yok eden ekâbirler;
bilseydin
ne sevdalar
katletti.
İçebildiğimiz
damla damla
suyu
kıskananlar sevdalım,
tüm subaşlarını tuttular.

ÜLKEMİN TOPRAKLARINDA

Biliyorum ki bir gün,
gizlediğimiz bu sevda
açıklanacak,
ülkemin insanlarına.
Ve bir yükseliş olacak
sevgi doruğunda
günden güne.
Artık sevgiyi yasaklamak
tarihe karışacak
ülkemin topraklarında.

Yorumlar (0)