Vedat Türkali Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Vedat Türkali Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Vedat Türkali (d. 13 Mayıs 1919, Samsun - ö. 29 Ağustos 2016, Yalova)
Romancı, senaryo ve oyun yazarı)

Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dır. Oyuncu Deniz Türkali kızı, şair sinemacı Barış Pirhasan oğludur. Asker olduğu için ilk şiir ve yazılarını Hasan Deniz takma adıyla yazdı. Daha sonra da edebiyatçı adı olarak Vedat Türkali'yi benimsedi. Ortaöğrenimini Samsun Lisesi'nde, yükseköğrenimini 1942'de İÜ Ed. Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı.

Maltepe ve Kuleli Askeri Liseleri 'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951'de siyasal eylemlerde bulunmakla suçlanarak tutuklandı. Askeri mahkeme tarafından dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yedi yıl sonra koşullu olarak serbest bırakıldı. Rıfat Ilgaz'la birlikte Gar Yayınları'nı kurdu. 1960'ta "Dolandırıcılar Şahı"yla senaryo denemesi yaptı. Otobüs Yolcuları, Üç Tekerlekli Bisiklet, Karanlıkta Uyananlar gibi önemli filmlerin senaryolarını yazdı.

1965 'te senaryosunu yazdığı Sokakta Kan Vardı'yla yönetmenliği de denedi. Edebiyata şiirle adım atan Vedat Türkali, ne var ki -kendi deyişiyle- "hevesi kursağında kalmış bir şiir tutkulusu". Gençlik döneminde yazdıklarıyla kaldı. Çünkü roman ve oyun yazarlığı yaptı. Oysa ilk şiirlerini yazdığında 18 yaşındaydı. "Barselona'dan Mektup"u 1938-1939'da Askeri Tıbbiye Okulu'nda yazdı. Aradan 6 yıl geçtikten sonra onu ünlendiren şiiri "İstanbul"u kaleme aldı. "İstanbul" ve öteki şiirler, 1940'lı yıllarda ve daha sonraları yayım olanağı bulamadı, ancak elden ele geçerek okundu. Arif Damar, 1946' da Beşiktaş'ta İşçi Sendikaları toplantısında okudu.

Ataol Behramoğlu, Vedat Türkali'nin şiirleri üstüne yaptığı değerlendirmede şunları ifade eder: "Yazıldığı dönemin elden ele dolaşan bir şiiri olduğunu bildiğimiz 'İstanbul' şiirinde, belki yine Nazım Hikmet'in açtığı büyük çığırın içinde olmakla birlikte, dar anlamda Nazım Hikmet etkisinden önemli ölçüde çıktığınız, daha sonraki şiirlerinizde daha da belirginleşen özgün sesi bulduğunuz kanısındayım. Artık bir öykünmenin ya da hevesin şiiri değil bunlar; Nazım Hikmet'in başlattığı büyük akımın içinde, fakat kendine özgü bir edası olan özgün bir toplumcu şairin şiirleridir." (Vedat Türkali, Eski Şiirler, Yeni Türküler; Ataol Behramoğlu, Vedat Türkali ile Bir Söyleşi, Gendaş Kültür, 2001).

Buna karşın aradan kırk yıl geçtikten sonra yayımlamasında "Bir döneme tanıklık etmesi" düşüncesi ağır bastı. Kurgusu, anlatım tekniği ve gerçekçi yaklaşımıyla çağdaş edebiyatta bir aşama olarak nitelendirilen Bir Gün Tek Başına'yı Mavi Karanlık izledi. Yeşilçam Dedikleri Türkiye ve Tek Kişilik Ölüm'le romancılığını sürdürdü.

Oyun ve roman alanında ödüller aldı. Dallar Yeşil Olmalı adlı oyunuyla TRT 1970 Oyun Ödülü'nü, Bir Gün Tek Başına'yla Milliyet Yayınları 1974 Roman Yarışması'nda Birincilik Ödülü'nü ve 1976 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı.

Senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmler:

Dolandırıcılar Şahı,

Otobüs Yolcuları,

Üç Tekerlekli Bisiklet,

Şehirdeki Yabancı,

Karanlıkta Uyananlar,

Bedrana,

Kara Çarşaflı Gelin,

Sokakta Kan Vardı,

Korkusuz Aşıklar ve Kopuk.

Senaryolarını yazdığı Karanlıkta Uyananlar (1965) ve Kara Çarşaflı Gelin (1977), Antalya Film Şenliği'nde En İyi Senaryo Ödülü'nü aldı, yine senaryolarını yazdığı Bedrana ve Güneşli Bataklık filmleri de Carlovy Film Şenliği 'nde Cidalc ve İşçi Sendikaları Özel Ödülü'nü kazandı.

Vedat Türkali'nin Eserleri

Roman:

Bir Gün Tek Başına (1974),

Mavi Karanlık (1983),

Yeşilçam Dedikleri Türkiye (1986),

Tek Kişilik Ölüm (1990),

Güven (2 cilt, 1999),

Kayıp Romanlar (2004).

Tiyatro:

141. Basamak (1971),

Bu Ölü Kalkacak (1976),

Dallar Yeşil Olmalı (1985).

Şiir:

Eski Şiirler, Yeni Türküler (1979).

Deneme-Anı:

Bu Gemi Nereye (yazılar, konuşmalar, soruşturmalar, 1985),

Savunmalar (1989),

Yanıtlar ( 1992),

Komünist (2001 ).

Senaryo:

Dolandırıcılar Şahı (1961),

Otobüs Yolcuları (1961 ),

Şehirdeki Yabancı (1962),

Üç Tekerlekli Bisiklet (1962),

Sokakta Kan Vardı (1965),

Karanlıkta Uyananlar (1965),

Korkusuz Aşıklar (1972),

Kopuk (1972),

Kara Çarşaflı Gelin (1977),

Güneşli Bataklık (1978),

Üç Film Birden (1979),

Eski Filmler (1985),

Fatmagül'ün Suçu Ne (1986),

Bedrana (1974).

Yazılar:

Bu Gemi Nereye (1985),

Ölmedikçe (1990),

Özgürlük İçin Kürt Yazıları ( 1996),

Tüm Yazıları Konuşmaları (2001).

Ödülleri:

1965 Altın Portakal Film Şenliği en iyi senaryo ödülü Karanlıkta Uyananlar ile

1971 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü, Dallar Yeşil Olmalı ile

1974 Milliyet Yayınları Roman Yarışması birinciliği, Bir Gün Tek Başına ile

1974 Çekoslovakya Karlovy Vary Şenliği Ödülü, Bedrana ile

1976 Orhan Kemal Roman Armağanı, Bir Gün Tek Başına ile

1977 Altın Portakal Film Şenliği en iyi senaryo ödülü, Kara Çarşaflı Gelin ile

Şiirlerinden Örnekler

İstanbul

Salkım salkım tan yelleri estiğinde 
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle 
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul 
Binbir direkli Halicinde akşam 
Adalarında bahar 
Süleymaniyende güneş 
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri

Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde 
Bakışlarımda akşam karanlığın 
Kulaklarımda sesin İstanbul

Ve uzaklardan 
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Plajlarında karaborsacılar 
Yağlı gövdelerini kuma sermiştir. 
Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında 
Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın 
Meyvesini birlikte devşirirler 
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Et tereyağı şeker 
Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde 
Yumurta masalıyla büyütülür çocukların 
Hürriyet yok 
Ekmek yok 
Hak yok 
Kolların ardından bağlandı 
Kesildi yolbaşların 
Haramilerin gayrısına yaşamak yok

Almış dizginleri eline 
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası 
Onların kemik yalayan dostları 
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi 
Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel 
Ve sen 
Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi 
Seni öldürürler 
Seni sürerler 
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir 
İpek şiltelerin istakozların 
ve ahmak selameti için 
Hakkında idam hükümleri verilir

Haktan bahseden namuslu insanları 
Yağmurlu bir mart akşamı topladılar 
Karanlık mahzenlerinde şehrin 
Cellatlara gün doğdu 
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır 
Bir kalem yazın vardır 
Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır 
Söylenmez

Haramiler kesmiş sokak başlarını 
Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi 
Haramilerin elinde 
Ve mahzenlerinde insanlar bekler 
Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer 
Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü 
Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul 
Bulutların ardında damla damla sesler 
Gülen çehreleri ve cesaretleriyle 
Arkadaşlar çıktı karşıma 
Dindi şakalarımın ağrısı

Bir kadın yoldaş tanırdım 
Bir kardeş karısı 
Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları 
Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi 
Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında 
Gebeliğin dokuzuncu ayında 
Aç kurtların varoşlara saldırdığı 
Tipili bir gece yarısı 
Sırtında çok uzak bir köyden indirdi 
Otuzbeş kiloluk sırrımızı 
Zafer kanlı zafer kıpkırmızı

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul 
Bekle bizi 
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle 
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla 
Mavi denizlerine yaslanmış 
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle 
Ve bir kuruşa Yenihayat satan 
Tophanenin karanlık sokaklarında 
Koyunkoyuna yatan 
Kirli çocuklarınla bekle bizi 
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi 
Bekle dinamiti tarihin 
Bekle yumruklarımız 
Haramilerin saltanıtını yıksın 
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle 
Sen bize layıksın

Yorumlar (0)